Sevgili Nur Hanım,
Türk Ticaret Kanunu'nun 1. Maddesinde, "... Bu kanundaki hükümlerle, bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde
işletilen her hangi bir müesseseyi ilgilendiren muamele, fiil ve işlere dair
diğer kanunlarda yazılı hususi hükümler, ticari hükümlerdir.",
11. maddesinde, "Ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer
müesseseler,ticari işletme sayılır.
Tesisat,kiracılık hakkı,ticaret unvanı ve diğer adlar,ihtira beratları ve
markalar,bir sanata mütaallik veya bir şahsa ait model ve resimler gibi bir müessesenin işletilmesi için daimi bir tarzda tahsis olunan unsurlar,mukavelede
aksine hüküm bulunmadıkça,ticari işletmeye dahil sayılır.",
12. Maddesinde, "
"Aşağıda yazılı veya mahiyetçe bunlara benziyen işlerle uğraşmak
üzere kurulan müesseseler,ticarethane sayılır:
1. Menkul malların satılmak veya kiraya verilmek üzere tedariki ve bunla-
rın aynen veya başka bir şekle sokularak satılması yahut kiraya verilmesi;
2. Kıymetli evrakın satılmak üzere tedariki ve bunların satılması;
3. Her çeşit imal veya inşa;
4. Madencilik;
5. Matbaacılık,gazetecilik ve kitapçılık,yayın,ilan ve istihbarat;
6. Tiyatro,sinema,otel,han ve lokanta gibi umumi mahaller,hususi mektep ve
hastane ve açık satış yerlerinin işletilmesi;
7. Umumi mağazalar ve sair depo ve ambarların işletilmesi;
8. Borsa ve kambiyo işleri,sarraflık,bankacılık;
9. İçtimai sigortalar hariç olmak üzere sigortacılık;
10. Kara,deniz ve havada,nehir ve göllerde yolcu ve eşya taşımak;
11. Su,gaz ve elektrik dağıtma,telefon ve radyo ile haberleşme ve yayın;
12. Acentelik,tellallık,komüsyonculuk ve sair bütün tavassut işleri.
Fabrikacılık,ham madde veya diğer malların makine yahut sair teknik vasıta-
larla işlenerek yeni veya değerli mahsuller vücuda getirilmesidir.",
13. maddesinde, "Aşağıdaki işleri görmek üzere açılan bir müessesenin işlerinin ehemmiyeti,ticari muhasebeyi gerektirdiği ve ona ticari veya sınai bir müessese şekil ve mahiyetini verdiği takdirde bu müessese de ticari işletme sayılır:
1. Bir toprak sahibinin veya çiftçinin,mahsullerini olduğu gibi veya zirai
sanatı dolayısiyle bir tezgahta şeklini değiştirerek satması;
2. Esnaf veya güzel sanatlar erbabından birinin gerek bizzat gerek işçi ça-
lıştırarak veya makine kullanarak eserler vücuda getirmesi ve bu eserleri satma-
sı.
Bu hüküm,işlerinin mahiyetine göre,12 nci madde gereğince ticarethane veya
fabrika olarak vasıflandırılamıyan diğer müesseseler hakkında da tatbik olunur.",
14. maddesinde, "Bir ticari işletmeyi,kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye
tacir denir.
Bir ticari işletmeyi kurup açtığını,sirküler,gazete,radyo ve sair ilan vası-
talariyle halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfi-
yeti ilan etmiş olan kimse fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
Bir ticari işletme açmış gibi,ister kendi adına,ister adi bir şirket veya
her ne suretle olursa olsun hukukan var sayılmıyan diğer bir şirket adına (Ortak
sıfatiyle) muamelelerde bulunan kimse,hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı
tacir gibi mesul olur.",
17. maddesinde, "İster gezici olsunlar,ister bir dükkanda veya bir sokağın muayyen
yerlerinde sabit bulunsunlar,iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildirler.Şu kadar ki;tacirlere mahsus hükümlerden bu kanunun 22 ve 55 inci maddeleriyle Medeni Kanunun 864 üncü madde sinin ikinci fıkrası hükümleri bunlar hakkında da tatbik olunur.
"Tescil:" başlıklı, 42. maddesinde;
"Her tacir,ticari işletmenin açıldığı günden itibaren on beş gün
içinde ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını,işletme merkezinin bulun
duğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirmeye mecburdur.",
447. maddesinde, "Tasfiye halinde bulunan şirketin borçları ödendikten sonra kalan mevcudu, esas mukavelede aksine bir hüküm olmadıkça, pay sahipleri arasında ödedikleri sermayeler ve paylara bağlı olan imtiyaz hakları nispetinde
dağıtılır.
Alacaklıları üçüncü defa davetten itibaren bir yıl geçmedikçe kalan
mevcut dağıtılamaz.Şu kadar ki; hal ve duruma göre alacaklılar için bir
tehlike mevcut olmadığı takdirde mahkeme bir yıl geçmeden dahi dağıtmaya izin verebilir.
Esas mukavelede ve umumi heyet kararında aksine hüküm bulunmadıkça dağıtma para olarak yapılır." hükümleri yer almaktadır. Yukarıdaki hükümler incelendiğinde, tacirin ne olduğu, ve ticaret siciline kayıt olmak için, tacir olmanın yeterli olduğu görülmektedir.
1. ) Yukarıdaki şartları taşıyan bir tacir mükellef, gerçek kişi veya hükmü kişi olup olmadığına bakılmaksızın, ticaret siciline ve ticaret odasına tescil ve ilanını yaptırması gerekmektedir.
2.) TTK'nun tasfiye ile ilgili hükümlerini incelediğimizde ise, Tasfiye işleminin yalnızca, ticaret şirketleri için düzenlendiğini, dolayısıyla gerçek kişi tacirler için, ticaret şirketlerindeki tasfiye sürecine benzer, yürütülmesi gereken bir tasfiye sürecinin olmadığı görülüyor.
3.) Ancak, piyasa uygulamalarında, (Çeşitli ihalelere girmek için bazı gerçek kişi tacirlerden oda kayıt, ticaret sicil kaydı gibi evraklar istendiğinden, ve bu tip ihalelere katılabilmek için belirli bir işletme büyüklüğünde olunduğunun ispati amacıyla, ticaret siciline ve ticaret odasına kaydını yaptıranlar dışında) bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin ticaret odasına/ticaret siciline kaydının yaptırılmadığı bilinmektedir.
VUK'da ise, tasfiye memurlarının sorumluluğu dışında, mükelleflerin defter tutma şekilllerine göre, şu şekilde tasfiye yapılır şeklinde bir hüküm bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, Eğer bilanço esasına göre defter tutan gerçek kişi mükellef ticaret sicili/odasına daha önce herhangi bir kayıt yaptırmış ise, TTK'da gerçek kişi tacirler için bir tasfiye süreci öngörülmediği için, öncelikle işletme hesabı esasına göre defter tutan bir mükellefin işyerini kapatması işlemlerinin aynısı yanması, daha sonra vergi dairesinden alacağı işi bıraktığına dair belgelerle, ilgili ticaret odası/ticaret sicili müdürlüğünden kaydını sildirmesi,
Eğer bilanço esasına göre defter tutan gerçek kişi mükellef ticeret sicili-ticaret odasına daha önce herhangi bir kayıt yaptırmamış ise, VUK'nun işi bırakma hükümlerine göre, işletme hesabı esasına göre işi bırakan bir mükellefin, işi bırakma işlemlerinin aynısını yapması gerekir.