fonradar

16 Yıl Öncesine Ait Tebliğ Edilen Vergiler

prisoner

Katkı Sunan Üye
Üyelik
7 Nis 2012
Mesajlar
347
Konum
İstanbul
Merhaba arkadaşlar,
Bilgi ve fikirlerinize ihtiyacım var,

1998-1999 yılları arasında faaliyet göstermiş olan bir işletme defterine ait,
Türü
0001-Yıl Gel.Ver.
0003-Stopaj
0015-Kdv
1020-Fon fayı
1046-Tevk.Damga V
1084-Gecikme faizi
3077-A.Kus.Cezası

Toplam 4055 tl
Dün tebliğ edildi. Tebligatı alan kişinin kızı
Mükellef 12.04.2012 tarihinde vefat etmiştir.

Bu vergiler için zaman aşımı söz konusu olur mu?
 
Merhaba arkadaşlar,
Bilgi ve fikirlerinize ihtiyacım var,

1998-1999 yılları arasında faaliyet göstermiş olan bir işletme defterine ait,
Türü
0001-Yıl Gel.Ver.
0003-Stopaj
0015-Kdv
1020-Fon fayı
1046-Tevk.Damga V
1084-Gecikme faizi
3077-A.Kus.Cezası

Toplam 4055 tl
Dün tebliğ edildi. Tebligatı alan kişinin kızı
Mükellef 12.04.2012 tarihinde vefat etmiştir.

Bu vergiler için zaman aşımı söz konusu olur mu?

Sayın prisoner,

Belirtmiş olduğunuz cezalar hangi dönemlere ait. İşletme yasal olarak ne zaman kapatılmış yada kapatılmamışmı bilgi verirseniz cevaplayabilirim.

İyi Günler,
 
Vergi dönemleri 1998-1999
Vergi dairesi ile görüştüm, borç vadesi olarak 19.02.2011 aldıklarını söylediler.
Tebliğatın varislere yapıldığı söylendi.

Şahsın, 31.12.1999 tarihi itibari ile 2004/13 sayılı iç genelge gereği resen kaydı bulunmakta.
 
Vergi dönemleri 1998-1999
Vergi dairesi ile görüştüm, borç vadesi olarak 19.02.2011 aldıklarını söylediler.
Tebliğatın varislere yapıldığı söylendi.

Şahsın, 31.12.1999 tarihi itibari ile 2004/13 sayılı iç genelge gereği resen kaydı bulunmakta.


Sayın prisoner,

Yapılan uygulamada bir yanlışlık mevcut değil mali idarenin uyguladığı yöntem kanun nizamlarına aykırılık söz konusu değildir. Sizin ve varislerin kafalarında oluşan soruya açıklık getirmek için neden aykırılık olmadığına VUK 21.12.2004 tarihli 2004/13 sayılı iç genelgesi hep birlikte bakalım.

B) İşi Bırakmanın Tespit Edilmesi :

Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesine 4369 sayılı Kanun ile eklenen fıkra hükmü, 5228 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile; "İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi ... halinde, mükellef işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir ..." şeklinde değiştirilmiştir.

Söz konusu düzenlemede yer alan "İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi halinde ..." ibaresi 4369 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girmiş ve 5228 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile yapılan değişiklik sırasında da bu ibare aynen muhafaza edilmiştir.

Buna göre, 5228 sayılı Kanunun yayımlandığı 31.07.2004 tarihinden önceki ve sonraki dönemlerde, gayri faal olan mükelleflerin mükellefiyet kayıtları aşağıda belirtilen şartlar dahilinde terkin edilecektir.
1. 31.07.2004 Tarihinden Önce İşini Terk Ettiği Tespit Edilen Mükellefler Hakkında Yapılacak İşlemler :

Vergi daireleri, 31.07.2004 tarihinden önce işini terk eden, ancak işi bırakma keyfiyetini vergi dairesine bildirmeyen mükelleflerin (Vedop'lu vergi dairelerinde sistemden yararlanmak suretiyle) dosyalarını tarayarak;

-Ticari, zirai veya mesleki kazanç sahibi gerçek kişiler ve ortaklıklar ile tüzel kişi mükelleflerden, birbirini izleyen en az iki döneme ait katma değer vergisi,

-Basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerinden yıllık gelir vergisi,

-Gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı, ücret ve diğer kazanç ve iratlar nedeniyle mükellefiyet kaydı yapılan mükelleflerden yıllık gelir vergisi

beyannamesini vermeyen ve faaliyette bulunduğuna dair herhangi bir belirti bulunmayan mükellefleri tespit edeceklerdir. Bu belirleme yapıldıktan sonra;

-Gerçek kişi mükelleflerin işyeri ve ikametgah adreslerinde,

-Tüzel kişi mükelleflerin ise işyeri adresleri ile kanuni temsilcilerinin ikametgah adreslerinde,

gerekli yoklama işlemleri yapılarak, ilgililerin işlerini ne zaman terk ettikleri, işyerinin yoklama tarihindeki durumu, işyerinde başkaları faaliyet gösteriyorsa, hangi tarihten itibaren orada faaliyet gösterdikleri, mükellefin mesleği ile ilgili teşekkül, birlik veya oda kayıtlarında yer alan bilgiler ile işyeri ve ikametgah adreslerinin bulunduğu yer muhtarlık kayıtları araştırılarak, adres değişikliği yapılıp yapılmadığı hususları tespit edilecektir.

Yapılacak araştırma ve yoklamalar sonucunda, işini terk ettiği tespit edilen, bilinen adreslerinde bulunamayan ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilemeyen mükelleflerin mükellefiyet kayıtları, ilgili müdür yardımcısının önerisi ve vergi dairesi müdürünün onayı ile terkin edilecektir.

Gayri faal olan bu mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının terkininde, işi bırakma tarihinin kanaat getirici vesikalarla tevsik edilebildiği hallerde bu tarih, diğer hallerde ise 31.07.2004 tarihi esas alınacaktır.

Ancak, gayri faal olan mükelleflerle ilgili olarak 1998/6 veya 2000/12 Seri No.lu Uygulama İç Genelgeleri kapsamında düzenlenmiş bir yoklama fişinin mevcut olması halinde, bu mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının terkininde işi bırakma tarihinin kanaat getirici vesikalarla tevsik edilebildiği hallerde bu tarih, diğer hallerde belirtilen İç Genelgeler kapsamında yapılmış olan ilk yoklama tarihi mükellefiyet kaydının terk tarihi olarak kabul edilecektir.

Bu şekilde mükellefiyet kayıtları terkin edilen mükelleflerin, mükellefiyetlerinin kaldırıldığı tarihten sonraki dönemlere ait takdir komisyonuna sevk edilmiş olan dosyaları takdir komisyonundan çekilecek, takdir komisyonunca karara bağlananlar ise Vergi Usul Kanununun düzeltmeye ilişkin hükümlerine göre işlemden kaldırılacaktır.

Buna göre, vergi daireleri bu İç Genelgenin yayımını izleyen 4 ay içinde yukarıda açıklanan işlemleri tamamlayarak, terk işlemlerini sonuçlandıracaklardır. Bu işlemlerin süresinde ve eksiksiz olarak sonuçlandırılması vergi dairesi müdürleri tarafından titizlikle takip edilecektir.

E) Takip İşlemleri:

Bu İç Genelge uyarınca, mükellefiyet kaydı terkin edilen mükelleflerin, mükellefiyet kayıtlarının terkin edildiği tarihten önceki dönemlere ait borçlarıyla ilgili takip işlemlerine devam edilecektir.

Gerçek veya tüzel kişi mükelleflerin vergi borçlarından dolayı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında kendilerine veya şirket tüzel kişiliğine ait mal varlığına, şirketin kanuni temsilcilerinin ya da ortaklarının şahsi mal varlıklarına haciz tatbik edilmesi, bu İç Genelge uyarınca mükellefiyet kaydının terkinine engel değildir. Dolayısıyla, şirket tüzel kişiliğine ait

mal varlığına, şirket müdürünün, ortaklarının veya gerçek kişi mükelleflerin mal varlığına haciz tatbik edilmiş olsa dahi, bu İç Genelgede belirtilen şartların varlığı halinde, şirketin veya gerçek kişi mükellefin mükellefiyet kaydı terkin edilecektir.


Görüldüğü gibi mali idarenin uygulama doğrudur. Gelelim varislerden neden tahsil yoluna gidildiğine bu ayrıntıya ise,

6183 sayılı AATUHK madde 7 / Borçlunun ölümü

Borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu kanun hükümleri tatbik edilir. Borçlunun ölümünden evvel başlamış olan muamelelere devam olunur. Terekenin bir mahkeme veya iflas dairesi tarafından tasfiyesini gerektiren haller bu hükmün dışındadır.

Mirasın tutulan defter mucibince kabulü halinde, mirasçı, deftere kaydedilmemiş olsa dahi amme alacağından mirastan kendisine düşen miktar ile mesuldür.

Defter tutma muamelesinin devamı müddetince satış yapılamaz.


Zaten sizde tebliğatın varislere yapıldığını söylemiştiniz zaten 6183 sayılı kanunun 7.maddesinde belirtilmiş.

İyi Günler,
 
Üst