fonradar

2013 Yılını Zararla Kapatacak Şirketler Dikkat

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,569
Konum
İSTANBUL
[h=1]2013 Yılını Zararla Kapatacak Şirketler Dikkat![/h]​
Tarih: 26/12/2013

Değerli okurlarımız, bilindiği üzere 6102 sayılı yasayla ortakların şirketten borçlanmaları yasaklanmış, ancak bu düzenleme 6335 sayılı yasayla değiştirilerek şirket ortaklarının şirketten borçlanabilmelerinin önü açılmıştır. Ortakların şirketten borçlanabilmeleri için şartlar konulmuş olup, bu yazımızda 2013 hesap dönemini zararla kapatacak ya da 2014 hesap döneminin ara bilançolarında zarar edecek olan şirketlerin durumu ele alınacaktır.

Yeni TTK'nın 358'inci maddesine göre, pay sahipleri;

-Sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve

-Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamayacaktır.

Dolaysıyla, kanuni düzenlemeye göre ilk bakışta 2013 hesap dönemini zararla kapatan şirketlerin ortakları 2014 hesap döneminde şirketten borçlanamayacaklardır.

Şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanılamayacaktır. Bunun aksi mümkün olabilecek midir? Örneğin, 2013 hesap döneminde cüzi bir zararı olan şirket, 2014 yılının ara bilançolarında ciddi karlar elde ediyorsa yine de şirketten borçlanılamayacak mıdır? Ya da, tersten baktığımızda, 2013 yılında cüzi bir karı olan şirket, 2014 yılının ara bilançolarında ciddi zararlar ediyorsa yine de şirketten borçlanılabilecek midir?


Bu sorular önemlidir ve acilen cevap bulunması gereken sorulardır. Daha önce 2012 hesap dönemine ilişkin olarak yazmış olduğumuz yazımızda da bu sorular sorulmuş ancak sorulara cevap niteliğinde herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

Yeni TTK'nın 376'ncı maddesinde, “... son yıllık bilançoya göre...” hükmü yer almakta ve madde gerekçesinde ise, son yıllık bilançodan kastın, yalnızca son yıl bilançosu olmayıp, bir ara bilançoda durum tespit edilmiş ise, yönetim kurulunun son yıllık bilançoyu beklemesi gerekmeyeceği belirtilmiştir.
376'ncı maddenin gerekçesini dikkate aldığımızda 2013 yılını zararla kapatan ancak 2014 yılının ara bilançolarında kara geçen firmaların ortakları şirketten borçlanabilecektir. Tersi durumda, yani 2013 yılının karla kapatılıp, 2014 yılının ara bilançolarında zararlı olunması halinde ise şirketten borçlanılamayacaktır.

Tekrardan vurgulayalım ki, konu yapılacak düzenlemelerde açıklığa kavuşturulmalıdır. Aksi türlü, 358'inci madde düzenlemesi konuyu yeterince açıklığa kavuşturabilecek bir düzenleme değildir. 358'inci madde düzenlemesi nedeniyle birçok ihtilafın yargıya taşınması kaçınılmaz olacaktır.

Kanaatimce yukarıda yer alan sorulara cevap verilirken yalnızca geçmiş yıl bilançosu değil, cari yıl ara bilançoları da dikkate alınarak bir düzenleme yapılmalıdır. Aksi türlü geçmiş yıl bilançosunda kar edip, cari dönemde zarar eden firmaların ortaklarının şirketten borçlanmaları halinde cezai yaptırımla karşı karşıya kalınabilecektir. Yine tersi durumda da cezai yaptırımla karşı karşıya kalınabilecektir. Konuya ilişkin olarak acil düzenleme yapılmalıdır. Nitekim

Mart sonu itibariyle ara bilançolar oluşturulmaya başlanacaktır.

Diğer önemli bir soru ise, şirketten ne kadar borçlanılabileceğidir? Örneğin geçmiş yıl karı kadar mı borçlanılabilecektir? Yoksa bu dönem karı kadar mı borçlanılabilecektir? Ya da geçmiş yıl veya bu dönem karına bağlı kalınmaksızın istenilen kadar borçlanılabilecek midir? Diyelim ki, geçmiş yıl karı 1.-TL ise cari dönemde 1.000.000.-TL şirketten borçlanılabilecek midir?


Kanun metninde şirketten ne kadar borçlanılabileceğine yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda geçmiş dönem karı 1.-TL olan şirketin ortakları, örneğin şirketten 1.000.000.-TL borçlanabilecektir. Ancak bu tam anlamıyla şirketin içinin boşaltılması anlamına gelebilecektir. Hakim ortaklar şirketin içini boşaltırken diğer ortaklar buna seyirci kalmak zorunda kalabileceklerdir. Kanaatimce, burada bir sınır belirlenmelidir, sınırsız şekilde borçlanmaya müsaade edilmemelidir. Örneğin sınır olarak geçmiş yıl karları ya da cari dönem ara bilanço karları esas alınabilir. Böyle bir yorum kanunun amacına uygun düşer. Diğer türlü hakim ortakların şirketin içini boşaltması açık hale gelebilir. Bu konuda da tali mevzuatlarda düzenleme yapılması kaçınılmazdır.

Diğer bir soru ise geçmiş yıl karının sıfır olması durumunda şirketten borçlanılabilecek midir?


Kanun metnine sıkı sıkıya bağlı kalınacak olursa zarar olmadığı için borçlanma mümkün olacaktır. Ancak yukarıda yazdığımız gibi bir sınır belirlenecek olursa (geçmiş yıl karları ya da ara dönem bilançosu karları gibi) geçmiş yıl karları sıfır olur ise bu kez de şirketten borçlanmak mümkün olmayacaktır.

2013 hesap dönemini zararla kapatan şirketlerin ortakları şirketten para çekecek olursa bunun cezai yaptırımı ne olacaktır?


6335 sayılı yasa ile cezaları düzenleyen 562'nci madde de değişikliğe uğradı ve 358'inci maddeye aykırı olarak pay sahiplerine borç verenler üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacakları düzenlemesi yapıldı. Cezalı duruma düşecek olanlar ortaklara borç verenler, yani şirketin kanuni temsilcisi ya da yöneticileri olacaklardır ve 1 Temmuz 2012'den itibaren 358'inci madde hükmüne aykırı olarak borç verilmesi durumunda 300 günden aşağı olmamak üzere adli para cezası ile karşı karşıya kalınacaktır. Adli para cezasının üst limiti ise 720 gündür. Adli para cezası günlük en az 20 TL ve en fazla 100 TL'dir. Bu durumda cezanın alt limiti 6.000.-TL (300 x 20) ve üst limiti 72.000.-TL (720 x 100) olacaktır. Adli para cezasının ödenmemesi halinde ise hapis cezası uygulanacaktır.
Bu yazı ile konu tekrardan gündeme getirilerek yukarıda sorduğumuz soruların cevap bulması amaçlanmıştır.




KAYNAK : EKREM ÖNCÜ YMM Gazeteport
 
Ferhat Dostum,

Yeni TTK nedeniyle alışılamayan yada hala bilinemeyen konulardan biri de bu maalesef. Yeni TTK'nın bu düzenlemedeki amacı Hissedarların ( Patronların yada hakim hissedarların özellikle yönetimde olanların ) şirketin kasasını kendi cepleri gibi kullanmalarını engellemektir. Ancak bu yazıda bahsedilenler için yasadaki iki önemli düzenlemeye de dikkat çekmek istiyorum.

1. Bu gibi bir borçlanmanın dönem sonunda eğer alacak doğmamışsa defaten tasfiyesi yani geri ödenmesi.
2. Avans Kar Dağıtımı Tekniği yada İmkanı. İşte bu dönem içindeki borçlanma imkanını ve borçlanmanın da sınırını belirleyen bir uygulamadır. ( Diğer Yasal Sınırlama ve dikkat edilmesi gereken şartlar da dahil olmak üzere ) Bu yüzden de yasanın bu konuda çok boşluğu olmadığını düşünüyorum. Konu hakkında forumda çokça yazı yazdığımız için detaylarına burada girmedim.
 
Üst