6552 Sayılı Torba Kanunun Şirketlere Getirdiği Olumsuzluklar

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,476
Konum
İSTANBUL
Sevgili Formdaşlarım

Bu yazımda bana yardımcı olan arkadaşlarım Sayın S.M.M.M Tarık Yılmaz ve Sibel Aksoy'a teşekkür ederek yazıma başlamak isterim.

6552 Sayılı Kanun yürürlüğe girdi. Şirketlerin bilançolarında görülmekle bulunmayan Kasa ve Ortaklardan olan alacakları çözmüş gibi görünmesine rağmen başka bir sorunu da beraberinde getirdi. Bu sorun hem vergisel hem de 6102 sayılı TTK açısından;


Konuya TTK açısından baktığımızda;

6102 Sayılı TTK Ortakların Şirkete Borçlu Olmasını Yasaklamıştır
Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanununda ortakların şirkete borçlanması belli koşullar altında yasaklanmıştır. Yasanın anonim şirketlere ilişkin bölümünde aşağıdaki madde yer almaktadır.II - Pay sahiplerinin şirkete borçlanma yasağıMADDE 358- (1) Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz.”

6102 Sayılı TTK'nın bu maddesi gayet açık eğer ortak Sermaye Taahhüdünü yerine getirmemişse ve Öz kaynaklar kalemleri içerisinde Geçmiş yıl karları zararlarını karşılamıyorsa
şirkete borçlanamaz yani 131 hesabın bu şartlar altında oluşması mümkün değil.(Kar payı veya Avans Kar payı dağıtımları hariç) Ayrıca aşağıda olay birde Kurumlar Vergisi
kapsamında değerlendirilmiştir.
Yasanın 644. maddesi uyarınca şirkete karşı borçlanma yasağına dair 358. madde limited şirketlere de uygulanmaktadır
.
Yine Yasanın 562. maddesinde yukarıdaki hükme aykırılık halinde aşağıdaki cezai müeyyidenin uygulanacağı belirtilmiştir.(5) Bu Kanunun;b) 358 inci maddesine aykırı olarak pay sahiplerine borç verenler,üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılır.



Düzeltme Neticesinde Zarar Yazılan Kasa Fazlası ve Ortaklardan Alacaklar Dolayısıyla Sermayenin Karşılıksız Kalması Durumuna Dikkat Edilmelidir

İşte en önemli konuda budur. Çünkü Kasa ve Ortaklardan olan alacakların neticesinde Türk Ticaret Kanununun 376. maddesi uyarınca son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
Yine son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. Türk Ticaret Kanununun 633. maddesi uyarınca yukarıda belirtilen anonim şirketler için geçerli hükümler kıyas yolu ile limited şirketlere de uygulanmaktadır.Yukarıdaki açıklamalara göre, kasa fazlası ve ortaklardan alacakların torba yasa kapsamında zarar yazılması sonucunda özsermayede meydana gelen değişikliğin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Sermaye kaybı durumunda gerekli önlemlerin de masaya yatırılması gerekecektir.
Örneğin :
Örnek 1-

(A) Anonim ġirketinin, 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenlediği bilançosunda kasa hesabında 300.000 TL görülmekle birlikte fiilen kasada bulunmayan tutar 290.000 TL'dir. ġirketin dönem içindeki faaliyetleri sonucunda, beyan tarihi olan 24/10/2014 tarihi itibarıyla kasa hesabının mevcudu 400.000 TL olarak görülmektedir.

Anılan mükellef, her ne kadar beyan tarihi itibarıyla kasa mevcudu 400.000 TL olsa da, 31/12/2013 tarihli bilançosunu baz almak suretiyle bu tarih itibarıyla var olan kasa mevcudu
içinde fiilen kasada bulunmayan tutarları esas alacak, bu tutarın 290.000 TL olması nedeniyle, bu tutarı beyan edecek ve beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan vergiyi beyanname verme süresi sonuna (31/12/2014 tarihine) kadar ödeyecektir.
Bu çerçevede;
Beyan tutarı : 290.000 TL
Hesaplanan vergi : (290.000 x %3=) 8.700 TL
-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudunun, kasa hesabından düşülmesi:
___________________________24/10/2014__________________________
689-DİĞER OL GİD.ZARAR 290.000 TL

(6552 sayılı Kanunun 74. maddesi)
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)

100 KASA 290.000 TL

______________________________ / _______________________________

-Verginin hesaplanması
___________________________24/10/2014__________________________

689-DİĞER OL GİD VE ZARAR 8.700 TL
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)


360-ÖD. VERGİ VE FONLAR 8.700 TL

_____________________________ / ________________________________
-Bilançoda görülmekle birlikte işletmede bulunmayan kasa mevcudundan kaynaklanan giderlerin nazım hesaplara (kanunen kabul edilmeyen gider olarak) kaydı:
___________________________24/10/2014__________________________

950 -K.K.E.G 298.700 TL

951 -K.K.E.G 298.700
_____________________________ / ________________________________

689 hesapta yer alan tutar dönem sonunda 690/692 hesap ve 591 hesaba atıldığı zaman işletmenin öz kaynakları eksiye düşerse A.ş Genel Kurul ve Ltd'de ise Ortaklar kurulu acilen konuya çözüm getirmek zorundadır. Aksi takdirde işletme münfesih duruma düşebilir.

Peki Çözüm ne ?


Tabi bu işin çözümü de var. Bunlar sırasıyla

1-Ortaklar Sermaye arttırımına gidebilir

2-Ortaklar bu zararı karşılayabilir.

3-A.ş'lerde Genel Kurul,Ltd'lerde Ortaklar kurulu karar alarak Zarar Telafi Fonu Oluşturabilir

Diğer önemli bir karar ise işletmlerin 331-Ortaklara Borçlar hesabında para var ise bunu alacağı bir kararla 549-Özel Fonlar hesabının altında bir hesaba alıp burda 3 yıl içinde geçmiş yıl zararları ile mahsup edebilir.

Bu konudaki İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının Özelgesi;


T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü



Sayı

:​
84098128-125[6-2012/928]-175

07/04/2014​
Konu

:​
Şirketin ortağının şirketten alacağından vazgeçmesi ile özel fona alınan borcun hahgi yılın zararından indirileceği


İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; yurt dışında bulunan ortağınızın Aralık/2011 tarihinde aldığı kararla şirketinizden olan alacağından vazgeçtiği ve vazgeçilen bu borcun şirketinizce özel karşılık hesabına alındığı belirtilerek, özel karşılık hesabına alınan tutarın hangi yıl sonunda kâra ilave edileceği ile bu tutardan hangi yıl zararlarının mahsup edilebileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın teşebbüsteki özsermayenin hesap dönemi sonundaki ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu şekilde tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesinde, kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacakların değersiz alacak olduğu, değersiz alacakların, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybedecekleri ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilecekleri, 324 üncü maddesinde ise, konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacakların, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınacağı, bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, kredili olarak satılan mal veya hizmetin bedeli hasılat kaydedilmek suretiyle alacaklı tarafından vergi matrahına dahil edilirken, bu alacağın, çeşitli nedenlerle tahsilinin imkansız hale gelmesi durumunda Vergi Usul Kanununda sayılan şartlarla değersiz alacak olarak kaydedilmesi mümkün bulunmakta, borçlu ise ödemeyeceği tutar için karşılık hesabı açmakta ve üç yıllık sürede zararla mahsup edilemeyen tutar kar hesabına aktarılmaktadır. Örneğin 2011 yılında karşılık hesabına alınan tutarların 2011-2012-2013 hesap dönemine ait zararlara mahsup edilmesi, zararla itfa edilemeyen özel karşılık tutarlarının ise üçüncü yılın sonunda (2013) kâr hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununun 324 nci maddesinin gerekçesinde; alacaklıların, iflas halinde veya mali müzayaka durumunda bulunan ve borçlarını ödemeyecek hale gelen mükelleflerden olan alacaklarından konkordato veya sulh yoluyla kısmen veya tamamen vazgeçmeleri halinde, vazgeçilen alacağın borçlu kurum tarafından 3 yıl içinde zararla itfa edilmesi kaydıyla kâr sayılmayacağı belirtilmiştir.
Dolayısıyla, borcun ticari işlemlerden kaynaklanan bir borç niteliği taşıması ve şirketinizin iflas veya mali zorluk nedeniyle borçlarını ödemeyecek duruma gelmiş olması halinde vazgeçilen alacak için karşılık ayrılması mümkün olup şirketiniz tarafından özel karşılık hesabına alınan tutarların 2011-2012-2013 hesap dönemine ait zararlara mahsup edilmesi, zararla itfa edilemeyen özel karşılık tutarlarının ise üçüncü yılın sonunda (2013) kâr hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.




(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.





YAZAN :Ferhat Sucu-Tarık Yılmaz-Sibel Aksoy

S.M.M.M S.M.M.M STJ.S.M.M.M

























 
Son düzenleme:
Üst