Tamer Başkan
Tanınmış Üye
Torpil Nasıl Yapılır?
Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulustadır. Bakan ise Niğdeli Abidin ÖZMENdir. Bakan, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır.
Bakanın gür sesi: "Giriniz! "
Atatürkün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girer ve Atatürk'ün Bakana yazmış olduğu bir zarfı uzatır. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürkten gelen bir mektuptur bu:
"Bay Abidin ÖZMEN, Milli Eğitim Bakanı..."
Abidin ÖZMEN zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur:
"Yaver Beyle, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz, bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın..."
Bu, Atatürkün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan ÖZMEN, Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve şu direktifi verir:
"Yaver Beyin yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa Lisesine paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine Atatürkün ismini yazdırarak bana getiriniz." der.
Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin ÖZMEN de kısa bir mektup yazarak Yaver Beyle Atatürke yollar.
Mektubun içeriği şöyle:
"Muhterem Atatürk, Yaver Beyle göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi biri bulunduğu için; bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğunda emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesine paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları ekte takdim ediyorum..."
Atatürk bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet İnönüye telefon ederek:
"Bak senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı. diyerek olayı anlatmış."
İnönü, Bakan adına özür dilemiş. Atatürk:
"Yok! demiş özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gösterebilse."
Tarihi değeri olan ve hiçbir yerde yayımlanmayan bu anının unutulup gitmesine gönlü razı olmayan bakanın yeğeni yüksek mimar H. Rahmi ÖZMEN, 15.08.1985 günü bu mektubu gazeteci yazar Vahap Okaya iletir. O da 15.09.1985te gazetesinde yayımlar.
İşte devlet böyle kurulur, devlet böyle adamlarla yönetilir...
Mustafa Kemal in Bakanları böyleydi.
Ya şimdi?????????????????????????
Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulustadır. Bakan ise Niğdeli Abidin ÖZMENdir. Bakan, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır.
Bakanın gür sesi: "Giriniz! "
Atatürkün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girer ve Atatürk'ün Bakana yazmış olduğu bir zarfı uzatır. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürkten gelen bir mektuptur bu:
"Bay Abidin ÖZMEN, Milli Eğitim Bakanı..."
Abidin ÖZMEN zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur:
"Yaver Beyle, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz, bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın..."
Bu, Atatürkün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan ÖZMEN, Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve şu direktifi verir:
"Yaver Beyin yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa Lisesine paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine Atatürkün ismini yazdırarak bana getiriniz." der.
Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin ÖZMEN de kısa bir mektup yazarak Yaver Beyle Atatürke yollar.
Mektubun içeriği şöyle:
"Muhterem Atatürk, Yaver Beyle göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi biri bulunduğu için; bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğunda emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesine paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları ekte takdim ediyorum..."
Atatürk bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet İnönüye telefon ederek:
"Bak senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı. diyerek olayı anlatmış."
İnönü, Bakan adına özür dilemiş. Atatürk:
"Yok! demiş özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gösterebilse."
Tarihi değeri olan ve hiçbir yerde yayımlanmayan bu anının unutulup gitmesine gönlü razı olmayan bakanın yeğeni yüksek mimar H. Rahmi ÖZMEN, 15.08.1985 günü bu mektubu gazeteci yazar Vahap Okaya iletir. O da 15.09.1985te gazetesinde yayımlar.
İşte devlet böyle kurulur, devlet böyle adamlarla yönetilir...
Mustafa Kemal in Bakanları böyleydi.
Ya şimdi?????????????????????????