fonradar

Atik’lerin Satılmasında Geçmiş Dönemde Ayrılmayan Amortismanların Durumu ve Muhasebe Uygulamaları

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,569
Konum
İSTANBUL
VUK’un 328. Maddesi hükümlerine göre amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider olarak kaydeder denmektedir. Ayrıca ilgili maddesin 2. fıkrasında “amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır. Devir ve trampa satış hükmündedir”. İfadesi geçmektedir.
Bu bilgilere göre ATİK’ lerin satılması durumunda satış durumunda alınan bedel ile deftere kayıtlı net değeri arasındaki farkı kar veya zarar olarak kayıtlara intikal ettirilmesi gerekmektedir. Bu konuda en çok tereddüt edilen konu satış esnasında geçmiş dönemlerde ayrılmayan amortismanların durumudur.
Bir iktisadi kıymetler ilk iktisabın VUK’un 269, 270, 273. Maddelerine göre maliyet bedeline göre değerlenir ve kayıtlara alınır ve 313. No.lu VUK Tebliği’ne göre amortismana tabi tutulur VUK’un 320. maddesine Amortisman süresi kıymetlerin aktife girdiği yıl başlar denmektedir ve her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir.
Fakat Amortismana tabi bir iktisadi kıymetin satışında ayrılmayan geçmiş dönem amortismanların satıldığı yılda durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Örnek :1
01.01.2010 yılında aktife alına ticari aracın değer 50.000 TL’dir. İtfa süresi 4 yıl olmaklar beraber 2010 ve 2011 yıllarında amortisman ayrılmış olup 2012 ve 2013 yıllarında amortisman ayrılmamıştır. Araç 2014 yılında 20.000 TL’ye satılmıştır.
Bu örnek doğrultusunda 2 görüş mevcuttur.
A- GÖRÜŞE GÖRE KAYIT
HESAP KODU
BORÇ
ALACAK
689 DİĞER OLAĞAN DIŞI GİD. VE ZARARLAR HESABI
25.000,00
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR HESABI
25.000,00
Geçmiş Döenm ayrılmayan amortismanların kaydı
…………………………………………………………….../.........................
102 BANKALAR
20.000,00
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR
50.000,00
254 TAŞITLAR
50.000,00
679 DİĞER OLAĞAN DIŞI GELİR VE KARLAR
20.000,00
Araç Satış Kaydı
…………………………………………………/………………………………
900 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER
25.000,00
- Geçmiş dönem ayrılmayan amortismanlar
910 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER ALACAKLI HESABI
25.000,00
- Geçmiş dönem ayrılmayan amortismanlar
……………………………………………………./……………………………
B- GÖRÜŞE KAYIT
HESAP KODU
BORÇ
ALACAK
102 BANKALAR
20.000,00
257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR
25.000,00
689 DİĞER OLAĞAN DIŞI GİD. VE ZARARLAR HESABI
5.000,00
254 TAŞITLAR
50.000,00
Araç Satış Kaydı
…………………………………………………/…………………………
Bu kayıtlardan ilk görüşteki kayıt vergi idaresine vergi kaybına düşürmemek için genellikler uygulanan kayıttır. Fakat Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2008 yılında verdiği B.07.1.GİB.0.03.29/2973-315-442 sayılı muktezasında “…… iktisadi kıymetler için ayrılan amortisman tutarı ancak ilgili olduğu yılda dikkate alınması gerekmekte olup, herhangi bir yıl amortisman ayrılmaması ya da eksik ayrılması halinde amortisman süresinin uzatılmasına ve daha sonradan ayrılan amortisman giderinin ilgili olduğu yıldan başka bir yılda gider olarak dikkate alınmasına, daha açık bir ifade ile herhangi bir yıl amortisman ayrılmaması ya da eksik ayrılması sebebiyle amortisman süresinin son yılında iktisadi kıymetin itfa edilmemiş bakiye değerinin (net defter değerinin) o yıl defaten gider olarak dikkate alınmasına imkan bulunmamaktadır.
Şu kadar ki, VUK’nun 328. maddesi gereği, amortismana tabi bir iktisadi kıymetin satılması halinde alınan bedel ile iktisadi kıymetin (amortisman konu edilmiş olması halinde, ayrılan amortisman tutarları düşüldükten sonra kalan net) değeri arasındaki farkın kar ve zarar hesabına geçirileceği tabiidir.”
Görüldüğü gibi, Maliye İdaresi’nin anlayışına göre mükelleflerin her bir sabit kıymet için ilgili yılında, hiç amortisman ayırmama veya eksik amortisman ayırma hakları vardır. Bu şekilde kullanılmayan amortisman hakları izleyen yıllarda kullanılamamakla beraber, amortismandaki bu eksiklik ilgili sabit kıymetin net defter değerinin aynı miktarda yüksek kalmasını sağladığı için, sabit kıymetin satışında maliyet olarak dikkate alınabilmektedir.
Konu ile ilgili Danıştay’ın görüşü de yukarıda izah edilen Maliye İdaresi görüşüne paraleldir. Nitekim, Danıştay 3. Dairesi’nin 7.2.1984 tarih ve E.1984/1879; K.1984/3360 sayılı kararında;
“…… satışı yapılan minibüs için amortisman ayrılmadığı sabit bulunduğundan alış ve satış bedelleri arasındaki farka ayrılması gereken amortisman miktarının eklenmesinde kanuni uyarlık bulunmadığı,…..” ifadesi yer almıştır. Bu ifadeden anlaşıldığı üzere minibüsün sahibi olan mükellef bu minibüs için amortisman ayırma haklarını hiç kullanmamış, dolayısıyla minibüsün net aktif değerinde eksilme olmamıştır.


Kaynak:Adem ÇIKRIKCI
 
Üst