Ynt: Avukatlık Adi Ortaklığında Stopaj Mahsubu
işinize yarayabilir...
Avukatların vekalet ücretlerinde stopaj uygulaması
Mesut Koyuncu / Maliye Bakanlığı eski Baş Hesap Uzmanı
Avukatlık Kanunu'nun 164 ve 166'ncı maddelerinde, avukatlık ücreti tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak iş sahibinden sağlanan vekalet ücreti ile dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenilen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın vermiş olduğu bir özelgede;
"....
..., dava sonunda mahkeme kararı ile tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 65 ve 66. maddelerine göre serbest meslek erbabı avukatlara ödenmesi ve ödemeyi yapanın kanunun 94. maddesinin 1. fıkrasında sayılanlardan olması halinde brüt ücret tutarı üzerinden 2003/6577 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca yüzde 22 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir" görüşüne yer verilmiştir.
Bu özelge doğrultusunda icra daireleri, Avukatlık Kanunu'nda yer alan vekalet ücretlerinin dava sonunda mahkeme kararına göre tarifeye dayanılarak icra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı tarafın avukatına ödenmesi halinde, kanunun 94'üncü maddesinin ikinci bendine istinaden tevkifat yapmaktadırlar.
Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanunu'muzun 94'üncü maddesinde düzenlenmiş bulunan vergi tevkifatı, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben yapılmaktadır. Aynı maddenin serbest meslek erbabından tevkifat yapılmasına olanak tanıyan ikinci bendi, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (noterlere serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemeler hariç), şeklinde düzenlenmiştir.
Dolayısıyla icra dairelerinin, avukatlara ödenecek tutardan Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin ikinci bendine istinaden tevkifat yapabilmelerinin, üç ana unsuru bulunmaktadır:
1- Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenilen bir vekalet ücretine hükmedilmesi,
2- Bu vekalet ücretinin, Gelir Vergisi Kanunu'nun 65 ve 66'ncı maddelerine göre serbest meslek erbabı niteliğine haiz bir avukata ödenmesi,
3- Tevkifatın ödeme yapılan avukatın serbest meslek kazancına mahsuben yapılması.
Ancak ücretli olarak avukat istihdam eden, istihdam ettiği avukatlarına ücret ödeyen, ödediği ücreti de Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin birinci bendi gereğince tevkifata tabi tutan mükelleflerde yukarıda aktardığımız süreç farklılık arz etmektedir.
Bu şekilde avukat istihdam eden mükelleflerin taraf olduğu icra davalarında, bu davaları takip eden ücretli avukatların lehine Avukatlık Kanunu hükümlerine göre tespit edilen vekalet ücretlerinin, bu ücretler öncelikle avukatı istihdam eden mükellefin geliri sayılacağı, sonradan avukata aktarılması halinde ise ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin birinci bendi gereğince mükellef tarafından tevkifata tabi tutulacağından, icra dairelerince şirketlerin bordrolarında kayıtlı ücretli avukatlara yapılacak ödemelerden Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin ikinci bendi gereğince tevkifat yapılmaması gerekmektedir.
Zaten yukarıya aktardığımız özelgede de Vergi Dairesi Başkanlığı, yapılacak stopajın sınırını çizmek adına "Gelir Vergisi Kanunu'nun 65 ve 66. maddelerine göre serbest meslek erbabı niteliğine haiz bir avukatlar" tabirini kullanmakta, ücretli olarak çalışan avukatlar bu tanıma girmeyeceklerinden, bunlara icra daireleri kanalıyla ödenecek vekalet ücretlerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin ikinci bendi gereğince icra daireleri tarafından tevkifata tabi tutulması mümkün bulunmamaktadır.
Aksi halde, icra dairelerince mükelleflerin bordrosunda ücretli olarak görülen avukatlara, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin ikinci bendi gereğince tevkifat yapılması durumunda, ücretli olarak çalışan avukatlar serbest meslek erbabı olmadıklarından ve dolayısıyla serbest meslek erbabı olarak gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerinden, tevkif edilen bu vergilerin gerek avukatlarca ve gerekse bunları istihdam eden mükelleflerce mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.