Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

un0

Üyelik
28 Tem 2012
Mesajlar
6
Merhaba,

Hazırlayacağım sunum için uzman görüşlerine ihtiyacım var. 6335 sayılı Yasa'yla bağımsız denetime tabi olacak şirketleri belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu'na verildi deniyor. Merak ettiklerim şunlar:

  • Bakanlar Kurulu'nun nasıl bir karar alacağını öngörüyorsunuz? Ciro kriteri mi söz konusu olacak? Evetse eşik değerin ne düzeyde olması beklenmeli?
  • Yukarıdaki tahmine göre bağımsız denetim kümesinin büyüklüğünün ne düzeyde olması gerekir (bağımsız denetime tabi olacak şirket sayısı kaç civarında olacaktır)?
  • Bu kümedeki şirketler sizce kaç bağımsız denetçi kişi/kurum tarafından paylaşılır?

Teşekkür ederim.

Edit: Sn. vedatd'nin isteği üzerine sözcüklerin bir kısmı yeniden düzenlendi.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Şükrü Hoca şirketlerin %1'i denetime tabi olabilir demişti. Bu da yaklaşık 7000 şirket eder. 7000 şirket için de 7000 denetçi yeter.

Ciro büyüklüğü de 50.000.000

Tabi bunlar bilimsel olmayan tahminler.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Yanıtınıza teşekkürler. Şunu soracağım: "Kademeli denetim" gibi bir şeyin var olabilirliği ihtimalinden söz ediliyor. Deloitte'un Temmuz 2012 bültenin şöyle bir ifade var:

"Söz konusu madde hükmü doğrultusunda Bakanlar Kurulu?nun hangi şirketlerin bağımsız denetimin kapsamında olacağı konusunda bir düzenleme yapması gerekmektedir. Şirketlerin büyüklüklerine göre kademeli olarak bağımsız denetim yükümlülüğünün uygulanıp uygulanmayacağı ya da ne şekilde uygulanacağının belirlenmesi Bakanlar Kurulu tarafından yapılacak düzenleme ile netleşecektir."

Böyle bir şeyin uygulanması durumunda bağımsız denetim kümesinin büyüyeceğini söyleyebilir miyiz?
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Bu arada Sn. Ekrem Öncü'nün 25.06.2012 tarihli bir yazısını buldum, konuya ilişkin olarak şöyle görüş belirtmiş:

"...Kanaatimizce yukarıda belirttiğimiz üzere, Bakanlar Kurulunca bu belirleme yapılırken ciro, aktif büyüklük, sektörel ayrım gibi kıstaslara göre kriterler oluşturulacaktır.

"...Ancak basında yer aldığı gibi 50 milyon TL ciro belirlenmesi durumunda şirketlerin çok az bir bölümünün (şirketlerin yüzde birlik bölümü olduğu ifade ediliyor) bağımsız denetime tabi olması sonucunu doğurur ki, bu durum Yeni TTK?nın ruhuna tamamen karşıdır ve denetim bakımından Yeni TTK düzenlemeleri anlamını yitirecektir. Hali hazırda 50 milyon TL üzerinde cirosu olan firmalardan Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) mevzuatı uyarınca bağımsız denetim yaptıran firmaları da dışarıda bıraktığımızda yüzde birlik oran çok daha düşük olacaktır. Kaldı ki, 50 milyonluk ciroya ulaşan firmaların birçoğu SPK?ya tabi olmasa bile bağımsız denetim yaptırmayı tercih edebiliyorlar. Bu durumda Yeni TTK?nın denetime ilişkin düzenlemeleri hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Vurgulanmalıdır ki, Bakanlar Kurulunun kıstası ciro olacak ise, bu ciro tutarı Yeni TTK?daki denetime ilişkin düzenlemelerin anlam ifade edebilmesi için çok daha düşük olmalıdır. Küçük çaplı şirketlerin denetim dışında bırakılması bir gerekliliktir, ancak denetim bir sistem olacaksa belirlemenin ona göre yapılması yerinde olur. Kanaatimizce bu ciro tutarı 5-10 milyon TL arasında olursa hem küçük çaplı firmalar denetime tabi olmamış olur, hem de denetim bir sistem olarak uygulamada yer bulur."
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

İlk başlarda yüksek tutulur, daha sonradan kriterler yavaş yavaş aşağıya çekilecektir arkadaşlar.
Uygulama büyüklerden başlar, küçüklere doğru en sonunda da bütün şirketleri kapsar hale gelir.Ancak bunun için ne kadarlık bir süreç ve zaman geçer bilinmez...
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

un0 ' Alıntı:
Bu arada Sn. Ekrem Öncü'nün 25.06.2012 tarihli bir yazısını buldum, konuya ilişkin olarak şöyle görüş belirtmiş:

"...Kanaatimizce yukarıda belirttiğimiz üzere, Bakanlar Kurulunca bu belirleme yapılırken ciro, aktif büyüklük, sektörel ayrım gibi kıstaslara göre kriterler oluşturulacaktır.

"...Ancak basında yer aldığı gibi 50 milyon TL ciro belirlenmesi durumunda şirketlerin çok az bir bölümünün (şirketlerin yüzde birlik bölümü olduğu ifade ediliyor) bağımsız denetime tabi olması sonucunu doğurur ki, bu durum Yeni TTK?nın ruhuna tamamen karşıdır ve denetim bakımından Yeni TTK düzenlemeleri anlamını yitirecektir. Hali hazırda 50 milyon TL üzerinde cirosu olan firmalardan Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) mevzuatı uyarınca bağımsız denetim yaptıran firmaları da dışarıda bıraktığımızda yüzde birlik oran çok daha düşük olacaktır. Kaldı ki, 50 milyonluk ciroya ulaşan firmaların birçoğu SPK?ya tabi olmasa bile bağımsız denetim yaptırmayı tercih edebiliyorlar. Bu durumda Yeni TTK?nın denetime ilişkin düzenlemeleri hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Vurgulanmalıdır ki, Bakanlar Kurulunun kıstası ciro olacak ise, bu ciro tutarı Yeni TTK?daki denetime ilişkin düzenlemelerin anlam ifade edebilmesi için çok daha düşük olmalıdır. Küçük çaplı şirketlerin denetim dışında bırakılması bir gerekliliktir, ancak denetim bir sistem olacaksa belirlemenin ona göre yapılması yerinde olur. Kanaatimizce bu ciro tutarı 5-10 milyon TL arasında olursa hem küçük çaplı firmalar denetime tabi olmamış olur, hem de denetim bir sistem olarak uygulamada yer bulur."

Yeni TTK' da doğru dürüst bir ruh kalmadı ki, sağolsun Şükrü Hoca ve patronlar el ele yeni TTK'yı eski TTK'ya benzettiler. Yeni TTK da kala kala iki şey kaldı: TMS ve denetim. Gerisi hikaye... Patronlar şimdilik denetimden kutuldu. Diğerinin ücretini vermez ise TTK'da kalan tek ruh varlığını bizim sayemizde yürütecek. Yani TTK bizim sayemizde birşeye benzeyecek.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Buradaki belirlenecek rakam bana göre YMM lerin tam tastik limitine yakın seçilir zaten buradaki amaç tam tastiği kaldırıp YMM lere daha fazla mesuliyet yükleyerek yerine bağımsız denetimi koymaktı ki buda yapıldı. Hafta sonu bir YMM elemanıyla görüştüm adam bizim büroda 2 tane SPK belgeli adam var YMM belge alsa ne almasa ne deyip durdu yani aynı tas aynı hamam bağımsız denetim belgesini alacak olanlar YMM lerden nasıl pasta kapacaklar sonrasında iç denetçi olmadan nasıl bir külfetin altına girecekler onu bir düşünmeleri lazım.
Bu işin şuanda külfeti getirisinden çok daha fazla YMM ler tam tastiği yapıp kurumlara iki kaşe basıp kenara çekiliyorlardı şimdi bağımsız denetimde öyle kenara çekilme yok firma battı hopp alacaklılar ilkin sizin kapınıza hani bu adamın kasasında para vardı hani deposunda mal vardı eeee sen saymıştın buyur sayım raporları şimdi mal nerde para nerde dediklerinde doğru hakim amcaya derdinizi anlatırsınız.
Bunda limiti 5-10 milyon tutmazlar çünkü bu rakam çok az bu rakam civarını seçerlerse SMMM lerde doğru düzgün defter kalmaz alayı YMM lere kayar seçipde seçecekleri 15-20 milyon arası birşey olur ki bunlarında zaten alayı YMM lerde olduğundan kimseye bir sorun teşkil etmez YMM rapor yazmaya devam eder bizde defter tutmaya arada 5000 veripde belge alanda rapor yazacak şirket aramaya.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Sn. stonhand,

Eşik 15-20 milyon TL civarında olursa bu yaklaşık kaç şirketlik bir gruba tekabül eder?

Bir şeyi daha merak ediyorum: Diyelim ki 20 milyon TL ciro kriteri konuldu. Bu değerin altındaki AŞ'ler, örneğin 15 milyon TL cirolu bir AŞ "bağımsız denetime tabi olmayan şirket" sıfatıyla mı var olmaya devam edecektir uzun vadede?

Yanıtlara teşekkürler.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Benzer bir soruyu Doç. Dr. Süleyman Uyar da sormuş:

"KAYNAK: muhasebe tr . com --- Bağımsız denetime tabi şirketler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecektir. Bu sınırın belirli bir ciro/aktif büyüklüğü veya çalışan sayısı gibi bir kritere bağılı olarak belirleneceğini tahmin ediyoruz. Bu sınırın mümkün olduğu kadar düşük tutulmasında fayda vardır. Aksi taktirde ticaret kanununda yapılan değişiklik ve getirilmeye çalışılan şeffaflaşmaya dayalı yeni sistem anlamını yitirecektir. Örneğin bu sınırın 50 milyon TL gibi bir ciro sınırında tutulması demek; şu anda SPK tarafından denetime tabi olan şirketlere çok az sermeye şirketinin eklenmesi demektir. Kaldı ki, bu tutarda cirosu olan işletmelerin çoğu yasal zorunluluk olmasa bile kendi istekleriyle zaten isteğe bağlı denetim hizmetlerinden yararlanmaktadırlar. Çok küçük olan sermaye şirketlerinin denetim kapsamı dışında olması herkesin ortak düşüncesi olmakla beraber denetim sisteminden beklenen faydaların sağlanması için denetim sınırının bakanlar kurulu tarafından mümkün olduğu kadar düşük belirlenmesi yerinde olacaktır.

Bağımsız denetime tabi olmanın bir sınıra bağlanması başka bir sorunu da beraberinde getirmektedir. Bilindiği gibi tüm sermaye şirketlerinde bağımsız denetim uygulamasının yapılacağı düşüncesi ile yeni TKK?da denetleme kurulları kaldırılmıştı. Sözgelimi bağımsız denetime tabi olma sınırının bakanlar kurulunca 10 milyon TL ciro olarak belirlendiğini kabul edelim. Bu durumda cirosu belirlenen bu sınırın altında kalan sermaye şirketleri bağımsız denetim kapsamında olmayacaklardır. Bu şirketler için ilginç bir durum ortaya çıkmaktadır. TTK ile denetleme kurulu da kaldırıldığına göre bağımsız denetime tabi olamayan bu şirketlerde denetim sistemi nasıl olacaktır? Mali tabloların doğru ve dürüst olduğuna dair güvenceyi kim, nasıl verecektir? Mali tabloların yönetim kurulu/müdür tarafından onaylanması doğruluğu anlamına gelecek midir?
"
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

un0 ' Alıntı:
... Mali tabloların yönetim kurulu/müdür tarafından onaylanması doğruluğu anlamına gelecek midir?[/i]"

Zaten tüm şirketler için yönetim kurulu/müdür tarafından doğrudur onayı (yazılı olarak alınan) ile bağımsız denetçi denetim yapmaktadır. Denetçinin işi hata/hile/yanlışlıklardan bulabildiklerini ortaya çıkararak ek güvence vermesidir.
-/-
Hatırlarsanız bir zamanlar şirketlerde sermaye zorunluluğu getirilmişti ve her süre biteceğine yakın uzatılıp durmuştu. 2002 yılında başlayan süreç en son 2011 sonuna kadar sürmüştür. 9 yıl gibi uzun bir zaman süren bu işte olduğu gibi b.denetim sürecide uzun bir zaman alacağa benzemektedir. SPK tabi ve bazı büyük şirketler dışında denetim işide böyle olacaktır. En azından önümüzdeki milletvekilliği seçimi geçene kadar suya sabuna dokunulmayacaktır.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Hani bu yemek daha çok su kaldırır ya.
Önce TTK'yı bir okuyun. İçeriğindeki ruhu yakalayın.Sonra borçlar kanununu bir okuyun.
İkisinin birden neden yeniden yazıldığını sorgulayın.
TTK'nundaki iç denetçiliğinin özünde bagımsız denetime giden yolun ilk basamağı olduğunu öğrenin.
TTK'nın denetim konusundaki 397.ci maddesinden başlayarak anlattığı denetimin özünde iç denetim olduğunun farkına varın.
Sonra ilk halindeki geçici maddeleri bir okuyun.
Turmob'un işlem denetçiliği yada iç denetim konusunda hiçbir araştırma ve bilgiye sahip olmadığını görün.
Bunun farkına varan Ticaret bakanlığının meslek birliğinin burnu havalarda dolaşmasından dolayı yayınlamak zorunda olduğu denetleme Tüzüğünü bir inceleyin.
Geçici maddelerde Turmob'a yüklenilen misyonun nasıl harcandığına bakın.
Arkasından 660 sayılı KHK ile Maliyenin konuya ağırlık koyarak yeni oluşturulacak AB kriterlerine uygun bir yapının oluşturulmasının turmob'a teslim edilemiyecek kadar hassas olduğunun farkına varın.
KGK'nın da aynı yanlışa uyup, kendini bağımsız denetçiliğe kilitleyerek torba kanun ile iç denetimin kaldırılmasına ön ayak olarak TTK'nın ruhunun yok edildiğine bir bakın.
Sonra hep birlikte gerçeğin ne olması gerektiğini akıl yolu ile tartışalım.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

sayın meslektaşım gökhanuy tebrikler kısa ve öz her şeyi anlatmışsınız bu dediklerinizin altına imzamı atıyorum, özellikle iç denetim ve iç denetçilik daha ön plana çıktı ve bu malesef gözden kaçırılıyor ne varsa bağımsız denetçilik ve başka bir şey yok ama buda yanlış,kolay gelsin.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Arkadaslar bu ülkede denetim filan yapılamaz. Hepsi formalite raporlardan ibaret olur. Allah aşkına tam tasdik denetimi var da ne oluyor. Kaç tane YMM Olumsuz rapor yazabiliyor. Formaliteden rapor yazar gecerler. Bakın Tam Tasdik denetiminin ana amacı vergi denetimidir. Gelir tablosundaki gider kalemlerinin imalatçı firmalarda %80 i hatta %90 ı Satılan Malın Maliyeti hesabından gelir. Firma yönetimleri bu hesabı her daim şişirir. Diyeceksinizki YMM üretim analizi yapıyor kullanılan İlk Madde Malzemenin abartılı olup olmadığını açıklıyor. Hadi diyelim o doğru peki 720 hesaptaki ve 730 hesaptaki giderlerin satılan mamullere doğru yüklendiğine kim bakıyor. Firmalar bu hesaplardaki bakiyelerden üretimi devam eden yarımamullere pay vermiş mi vermemiş mi kim bakıyor. Kimse doğru düzgün bakmıyor. Size şöyle söyleyeyim 15 milyon ciro yapan firmada yarımamullere dönem sonunda 720 ve 730 dan pay vermeyip bu hesapların tamamını üretimi biten mamullere yüklediğimizde 620 hesap bakiyesi 500-600 bin TL artıyor. İşin doğrusu şudur hiçkimse müşterisini kaybetmemek için olumsuz rapor filan yazamıyor. Bağımsız denetimmiş ne bağımsızı ya nasıl bağımsızlık bu, sonuçta denetçiyi müşteri işletme yönetimi seçtiği sürece bağımsızlık filan olamaz ülkemiz şartlarında. Maalesef Türkiye'de parayı veren düdüğü çalar, sana olumsuz rapor filan yazdırmazlar hadi diyelim gözünü karartıp yazdın ondan sonra para babası patronların tehditlerine, ona buna karşı kim koruyacak bu bağımsız denetçiyi.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Türkiye de bugüne kadar Spk' ya tabi şirketlere de denetim firmalarınca olumsuz rapor hiç verilmemiş.
Ymm' ler hiç vermez.!Türkiye' de tam anlamı ile denetim yapılabilmesi için ayrıca kayıt dışılığının olmaması lazım.Satışlarının %70' ini gayri resmi satan bir firmanın neresini denetleyeceksiniz.Satışı tam bile olsa, başka yerlerden kayıt dışına çıkıyordur.Ücretleri asgari ücretten gösteriyordur, karısının cipini şirkete kayıt ettirmiştir, vs..

Ayrıca denetim yapabilmek için tfrs' yi bilmek ve uygulamak lazım.Hem tfrs' ye geç hem denetim yap, zorr...İlk önce işverenler ve meslek mensupları olarak tfrs' yi yalayıp yutmamız, ne olduğunu anlamamız lazımki, sonra denetim yapalım.Vergi usul kanunu açısından denetim yapmışsın ne anlamı varki, o denetim değil, tam tasdik olur zaten...

Onun için bu denetim işleri yapılacak, bir günde yapacağız, ancak tam anlamıyla bugüne kadar yapılamadığı gibi bugünden sonrada yapılacağına inanmıyorum...Çok zaman lazım....Yavaş yavaşşş....
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

sayın Kudi acı gerçekleri yazmış, bu sistemde bağımsız denetimin sadece adı bağımsız olur.
 
Ynt: Bağımsız Denetim Pastası ve 6335: Tahmininiz?

Yavaş yavaş farkına varıyoruz.
Sayın Zindan'nın olsun,Sayın Kudi'nin olsun yerinde tespitleri ne yazık ki ülkemizin gerçek resmidir.Saf ve yalın hali ile.
Gelişmiş ülkelerde herhangi bir imalat yapmanız halinde;
-Kullanacağınız hammadde birinci sınıftır.
-Yardımcı malzemeler de birinci sınıftır.
-Reklamlar da birinci sınıftır.
Dolayısı ile kalitesiz bir ürün üretme şansınız sıfırdır.
Ondan dolayıdır ki bu ürün,ulusal pazardan ziyade uluslararası niteliklerdedir.Kalite sorunu yoktur.Pazar sorunu vardır.
Muhasebe de buna benzer.
Bagımsız denetim raporunu bir ürün olarak değerlendirdiğiniz takdirde kalite, alt yapı ile ilişkilidir.%70'i gayri resmi olan ,maliyetlerindeki yansıtmaları vergi muhasebesine göre yapan,envanter defterini bile bilanço ile geçiştiren bir sistemde UFRS'nı uygulamak kendi başına bir mizah ekolü oluşturmaktır.
İşlem denetçiliği ve iç denetim herşeyden daha fazla öne çıkması gerekiyordu.Hem çok fazla yük getirmeyecekti hemde derin denetimlerin ilk basamağının oluşmasını sağlayacaktı. Kayıtdışı azalacak,kurallar oluşacak,rekabet de güçlenecekti.Yeni TTK ile yeni bir oluşum ve uygulama oluşacaktı.
İki veya üç yıllık bu uygulama ile hem doğruların pratiği oturacaktı hemde kuralların geliştirilmesi.
Bu arada bir üst denetim tercihi olan UFRS'ler için zaman ve teknik planlanabilecekti. Bu zamana kadar SPK bu işi bir şekilde yapmıştı.İki yıl daha yapmasının kime ne zararı olabilirdi ki?
Hani pastanın en güzel kısmı en üstüdür ya herkes işte o kısıma örgütlendi.Alttaki o koca pastayı kimse görmedi.
Görenleri de kimse ciddiye almadı.
 

Benzer konular

Üst