N
NESCAFE
Ziyaretçi
MUHASEBE MESLEGİNİN BAĞIMSIZ , ÖRGÜTLÜ VE YASAL OLARAK YÜRÜTÜLMESİ ; MESLEK YASASININ DEĞİŞTİRİLMESİ İÇİN HAZIRLANARAK MECLİSE SUNULAN YASA TASLAĞININ AKADEMİK GÖZLE GENEL BİR DEĞERLEMESİ
Prof. Dr. Seha SELEK
Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF
Muhasebe Öğretim Üyesi
Yeminli Mali Müşavir
O.GİRİŞ
Bu çalışma mesleğimizin gelişimi ile ilgili görüşlerimi meslek yasasının iyileştirilmesi için hazırlanan taslağın tartışılması için Mali Müşavirler,Muhasebeciler Birliği Derneği tarafından düzenlenen bir panelde meslektaşlarım ve toplumun diğer kesitleri ile paylaşmak için hazırlanmıştır. Burada ileri sürdüğüm görüşler tamamen kişiseldir, uygulamanın akademik gözlükle değerlemesinin sonuçlarıdır.
Açıklamalarıma 1363 yılında Abdullah püser Mohammed bin Kiya el-Mazenderani tarafından yazılan İstanbul Ayasofya Kütüphanesi'nde 2756 No ile kayıtlı, gerçekte bir genel bir pozitif bilim kitabı olan ,ancak bu günkü anlamda muhasebe ile ilgili bilimsel temel açıklamaları da içeren Risale-i FeJekiye/Kitab-us-Siyagat isimli kitapta yer alan ?Güzel ve etkili konuşanlar ile kalemleri başarılı olanlarca muhasebe biliminin diğer yüksek ve değerli bilimlere kıyasla daha şerefli olduğu konusunda görüş birliği bulunmaktadır? ifadesi ile ba?lamak istiyorum. Bu eser 1952 yılında Von Walther Hinz tarafmdan Almanca'ya çevrilerek batı dünyasına tanıtılmıştır.(Peker s.4)
Yine sözlerimin başında ? Meslek Yasası?nda? değişiklik yapmak amacı ile değerli meslektaşım Yeminli Mali Müşavir, DSP Milletvekili Sayın Masum TÜRKER ve arkadaşları tarafından hazırlanan ve Yüce Meclise sunulan tasarı ile görüşlerimi sunmadan önce meslek etkinliklerini yasal olarak düzenleyen ve örgütleyen yasanın çıkışından bugüne dek geçen süre içerisinde meslek etkinlik ve örgütlenmesinde göz ardı edilmeyecek gelişmeler sağlandığını belirtmek isterim .
Ancak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ile göstergeler ile banka krizleri sanayi ve ticaret kesiminin aldığı derin yaralar meslek uygulamalarının sadece vergi muhasebesi ve sınırlı sorumluluk göçerilmiş vergi denetmenliğinin ötesinde de yükümlenecek pek çok sorumluluk bulunduğunun açıkça ortaya koymaktadır.
l. MESLEK YASASI VE TASLAK İLE İLGİLİ DEĞERLEMELER
Halen yürürlükteki meslek yasası ve tasarıya ilişkin görüşlerim yasa veya taslakdaki sırasının yanı sıra , önemsenme derecesine göre de aktanlacaktır.Yasanın başlığının Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu yerine Bağımsız Uzman Muhasebeci ve Bağımsız Uzman Denetçi Meslek Kanunu ; meslek ünvanlarının ise Bağımsız Uzman Muhasebeci ve Bağımsız Uzman Denetçi olarak belirlenmesini veya benimsenmesini önermekteyim. Önerinin gerekçelerinden biri müşavir veya daha güncel kelime ile danışmanlık işlevini toplumumuzun bir kesimince yeterince anlaşılamaması, hatta küçümsenmesidir. Ikincisi ise meslek işlevlerinin, yükümlülüklerinin önemli bir bölümünün danışmanlık dışındaki yükümlülükler olmasıdır.
Ayrıca bu mesleklerin yeterince geliştiği ve örgütlendiği ,önemli uluslararası ekonomik ili?kilerimizin bulunduğu ülkelerde ülkemizdeki anlamda unvanlar kullanılmamaktadır. Bu nedenle de ülkemizdeki meslek işlevleri ve önemi yabancı ülkelerde yeterince anlaşılamamaktadır.
Muhasebe etkinlikleri, biri diğerinin devamı olan iki ayrı süreçle içerisinde gerçekleştirilmektedir. Bu süreçlerin birincisinde finansal verilerin üretimini ve raporlanması gerçekleştirilmekte, ikincisinde ise, eğer gerek duyulursa finansal veriler üreten veya farklı meslek mensuplarınca çözümlenmekte ve yorumlanmaktadır.
Denetim etkinlikleri de finansal verilerin üretiminden sonra ba?layan ,ekonomik etkinlik ve
olaylarla ilgili göriişlerin önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluk derecesini araştırmak ve sonuçlan ilgi duyanlara bildirmek amacı ile tarafsızca kanıt toplayan ve değerleyen
sistematik bir süreçle (Güredin s.5) gerçekleştirilmektedir. Meslek mensuplarımızın bu
etkinlikleri bir işverenin emir ve talimatları gereğince ve bu işverenin belirlediği fıziki
ortamda değil de; kişisel nam ve hesabına,kendi belirlediği yöntemleri ve programı uygulayarak gerçekleştirildiğinden de ünvanların başına bağımsız kelimesinin eklenmesinin yaralı olacağı düşünülmektedir.
Bu başlık ve unvanlar önerilirken muhasebe işlevinin bir hat işlev olmadığı, bir danışılma, öğüt verme yani kurmay işlev (Selek,1978 s.) olduğu bilincinde olduğumu ,ancak belirtilen gerekçelerle unvanların değiştirilmesinin daha yararlı olacağnı bir kez daha belirtmekte yarar görmekteyim.
Maliye Bakanlığı'nın halen yürüttüğü kısıtlı vergi denetiminin yaygınlaştırılması amacı ile göçerdiği vergi denetimin sürdürülmesi için denetçi unvanını almaya hak kazanan dileyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yürürlükteki yasada yer alan yemini ederek ve diğer gerekleri yerine getirerek Bağımsız Denetçi unvanının yanı sıra Yeminli Bağımsız Denetçi / Yeminli Mali Müşavir unvanını da alarak tam tasdik, katma değer vergi iadesi raporlannı düzenlemesi gibi görevleri yükümlenebilirler. Doğal olarak bağımsız uzman denetçi ile yeminli mali müşavirlerin görev ve yükümlülükleri yasa metninde ayrıca yer almalıdır.
Serbest Muhasebecilik ünvanı ise, kazanılmış unvan yetkiler saklı kalmak ve halen yürürlükte olan yasadaki hükümlerin sadece bu meslek mensupları emekli oluncaya (meslek icrasını bırakıncaya ) veya dört yıllık yüksek öğrenim kurumlarında lisans tamamlayıncaya dek geçerli kalmasının yararlı olacağını düşünmekteyim.
Serbest Mali Müşavir/Bağımsız Muhasebeci olabilmenin özel şartları belirlenirken adayların mezun olmaları gereken fakülte ve yüksek okul bölüm ve programlarında homojenliği sağlamak ve kaliteyi arttırmak için daha seçici davranılmalı, işletme ve iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin i?letme,maliye bölümlerinden; dört yıllık meslek yüksek okullarının muhasebe, fınansman, yönetim-organizasyon programlarından mezun olanlar doğrudan, fakültelerin diğer bölümlerinden , yüksekokulların iktisadi ve idari bölümlerinin diğer programlarından mezun olanlar muhasebe veya fınansman alanlarmda yüksek lisans yapma koşulu ile meslek mensupluğu adaylığına kabul edilmelidirler. Böylelikle aşırı talep nedeni ile staj yeri bulunamayan, meslek mensubu adayı olma şansını kaybeden kaliteli gençler mesleğe kazandınlabilirlcr.
İki senelik yüksek okul programlanndan mezun olanların lisans tamamlamadan ve ticaret lisesi mezunlarının meslek mensubu adaylığına kabul edilmemeleri, bu gençlerin yardımcı eleman olarak yetiştirilmelerinin meslek çalışmalarının daha da iyileştirilmesi açışından çok yararlı olacağını düşünmekteyim.
Muhasebe ve denetim uygulamalan işletme, vergi, fınansman, ticaret hukuku ve ilgili konularla ilgili çok sağlam kuramsal bir alt yapı gerektirmektedir. Bu alt yapının sonradan üniversite sistemin dışında ,asıl mesleği akademisyenlik olmayan meslek mensubu eğiticiler tarafından kazandırılması kanımca mümkün değiidir.
Adı TESMER veya Muhasebe Enstitüsü olsun , kıırulmuş veya kurulacak birimlerin amaç ve
i?levi bilgi kazandırma o!an öğretim değil ,önceden kazanılmış kuramsal bilgilerin meslek
uygulamalannda verimli bir şekilde kullanılma becerisi kazandırılması, yani eğiticilik olmalı
bu da uygulama deneyimi olmayan kişilerce değil;deneyimli, kuramsal alt yapısı sağlam
meslek mensuplarınca gerçekleştirilmelidir
Gerek bu panel ile ilgili olarak uygulayıcı meslektaşlarımın incelediğim çalışmalarında ve gerekşe üyesi bulunduğum MÖDAV Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı, Balıkesir Serbest Muhasebeciler, Mali Müşavirler ve Bandırma İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin ortaklaşa olarak düzenlediği benim de konuşmacı olarak katıldığım panelde Oda Bandırma temsilcisi tarafından Muhasebe Fakülteleri kurulması yönünde görüş ve dilekler yer almış ve iletilmiştir. Bu görüş çok uzun süredir dile getirilmekte fakat gerçekle?tirilememektedir. Fakat Fakültemizin nüvesini olu?turan birimlerden biri olan Ege Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde kabul edilebilir sayıda öğrencinin kabul edildiği muhasebe bölümleri kurulmu ş ve öğretim başan ile sürdürülmüş idi. Şu anda İktisadi ve Bilimler Fakülteleri bünyesinde muhasebe bilimi ile akademik çalışmalar İşletme Bölümü altında Muhasebe ve Finansman Ana Bilim Dallan olarak örgütlenerek, öğretim çalışmaları da lisans düzeyinde en geniş kapsamlı olarak İşletme Programlan'nda sürdürülmekte ve diğer bölümlerin programlannda da yetersiz sayıda muhasebe ve fmansman ,denetim dersi yer almaktadır. Hatta bazı bölümlerin programlarında yer alan bu tür dersler bu konuda akademik kariyerleri olmayan o bölüm öğretim üyelerince okutulmaktadır.
Ancak Üniversitemizde lisans üstü düzeyde olumlu bir yapılanmaya gidilmiştir. Örgün
programda yüksek lisans öğretimi Muhasebe ve Finansman olarak sürdürülmektedir. İlk
defa önümüzdeki akademik yılda başlayacak (*) olan tezsiz yüksek programı üçer yarıyıllık
Muhasebe ve Finansman Programları olarak planlanmıştır. Muhasebe ve finansman dallarında
yeterli ders alamamış bölüm mezunlannm doğrudan değil ,yüksek lisans programlarına
katıldıktan sonra meslek mensup adayı olarak kabul edilmeleri düşünülmelidir.
Sadece meslek yasasında Yeminli Mali Müşavirin ve/veya Bağımsız Uzman Denetçinin çalışma konuları olarak belirtilen muhasebe, fınansman, yönetim-organizasyon, mali hukuk ,yönetim ve çalışma psikolojisi vb. doğrudan bağıntılı bilim dallarmda çok zor bilimsel gerekleri yerine getirerek profesörlük unvanını kazanan bilim adamlan ile yine çok zor gerekleri yerine getiren, yurt dışında araştırmalarda bulunan hesap uzmanı, gelirler kontrolü vb. kamu denetçilerinin smavsız meslek ünvanı kazanmaları gerek önceden kazanılmış ve bilimsel araştırmalarla kazanılacak bilgi ve deneyimlerin meslek yararına sunulması ve gerekse de üüniversiteler, devlet daireleri ile meslek ilişkilerinin düzenli ve formal temelde sürdürülmesinde büyük yararı olacaktır.
Sınavsız olarak mesleğe katılacak az sayıda meslek mensubundan çekinilmemelidir. Bu yolla meslek ünvanı alanlar belki de sadece çalışmayanlar listesinde kalacaktır. Yeterince bilgi ve deneyimi olmadan yetki ve "Mühür" alanlar ise kısa zamanda mühürlerini geri verebileceklerdir, hatta vermi?lerdir.
Gerek sınavla ve gerekse sınavsız yeminli mali müşavirlik ünvanının elde edilmesi oldukça güçtür, aynca bu unvan ve yetkiyi alan meslek mensuplannın yasada açıklanan mesleksel deneyimlerinin bulunması zorunludur. Bu nedenle mühür alacak yeminli mali müşavirlerin önceden beri çalışan bir meslektaşın mahiyetinde zorunlu olarak bir yıl süre ile çalışması kanımca gereksiz ve onur kırıcıdır. Ancak örgütlü ve katılımcı çalışmayı benimseyen bir meslek mensubu olarak meslek mensuplarının meslek etkinliklerini gerçek anlamda şirketleşerek yürütmelerinde büyük yarar görmekteyim.
Hızla ekonomik olarak bütünleşen, küreleşen, günümüzde değişik ülkelerin meslek mensuplarının birlikte ve karşılıklı olarak çalışmaları kaçınılmazdır. Bu birlikteliğin yararlı olması için tarafların birbirlerine güvenmeleri gereklidir. Güven ise, meslek mensuplannın bilimsel gerekleri ve karşılıklı olarak taraflann meslek örgütlerinin belirlediği uyum koşutlannı yerine getirmeleri ile sağlanır. Buna benzer uygulamalar başka meslek dallarında da bu yöntemle sürdürülmektedir.
IFAC Uluslararası Muhasebeciler meslek ahlak kurallannı belirlememiş ve yayınlamıştır. Bu kurallar Türkçeleştirilerek Sayın Uğur Büyükbalkan imzası ile TÜRMOB Web sayfasında yayınlanmıştır. Burada meslektaşlarımızın yapacakları reklamlarla ilgili düzenlemeler TÜRMOB ve SPK düzenlemelerinde yer alan hükümlerle uyumludur ve denetim tetkisinin yetkisinin örgütlerde olduğu belirtilmektedir.
Bu güne kadar oda yönetimlerinde görev almadığım, çok uzun yıllar önce Fakültem ile İzmir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası'nca birlikte düzenlenen eğitim programında görev alma dışında sıkı ilişkilerim olmadığı için odalann alt yapılanması ile görüş ileri sürmek istemiyorum. Ancak taslağın mükerrer 27/A maddesi i!e düzenlenen birimlerin gerek merkez örgütünde ve gerekse nitelik ve nicelik olarak olanaklı olan odalarda oluşturulması gereklidir. Ancak bu alt birimler TMUDESK' DE olduğu gibi hantal bir yapıda olmamalıdır. Uygar ülkelerdeki benzer bir yapılaşma (Bkz. Selek 1995 s.340-350) ile dinamik bir çalışma yapılmalı, en kısa zamanda sonuca ulaşılmalı, kararlar yaygın katılım sağlanan bilimsel nitelikli , parasal külfetleri en aza indirilmiş toplantılarda tartışılarak yürülüğe soku lmalı ve uygulanması konusunda özen gösterilmeli, disiplin yönetmeliği düzenlemeleri gibi gerekler yerine getirilmelidir. Bu gibi davranışlar mesleğe saygınlık kazandıracaktır.
Disiplin Kurulu 'nda görev yapacak olan meslek mensuplarının taslakla başka görev almalarının kısıtlanması demokratjk olmadığı görüşüyle eleştirilebilir. Ancak disiplin kurulu üyeliği çok önenıli bir görevdir, tamamen bağımsız olmayı ve hareket etmeyi gerektirir. Bu nedenle taslaktaki sınırlama kanımca doğrudur.
Meslek ruhsatlarının çok sık olmamak koşulu ile bedelsiz veya çok küçük bir parasal külfet karşılığı yerel odalar aracılığı ile TURMOB tarafından vize edilmesi veya yenilenmesi yararlıdır. Bu yolla bilinçsiz olarak sisteme dahil olanlar kayıtlarını sildirme gereği duyacaklardır.
Yasanın 45. maddesinin değişiklik önerisi ile bilirkişilik, tasfiye memurluğu,şirket ve kurumların denetçiliği ve/ya denetçiliği görevlerinin vb. meslekle bağdaşmayan i?ler olarak sayılmaması son derece gerçekçidir ve diğer meslek etkinlikleri ile de uyumludur.
3.SONUÇ VE ÖNERİLER
Meslek yasasının uygulandığı son yıllarda meslek çok önemli bir saygınhk ve meslek uygulamaları büyük ivme kazanmıştır. Muhasebe bir sosyal bilim ve dolaylı olarak muhasebe mesleği bir sosyal meslektir. Sosyal yapının gereklerine bağlı olarak muhasebe bilimi, muhasebecilik mesleği değişecek ve gelişecektir. Muhasebe mesleğini düzenleyen yasalann gerekler doğrultusunda bu gün olduğu gibi değiştirilmesi ileride de tartışılabilecek ve gerekli ise değiştirilecektir. Doğal olarak bu değişimlerde özenli davranılmalı, yeterince tartışılmalı,.ancak uzlaşıcı da davranılmalıdır. Kanımca bütünleşen dünyada ancak yüksek nitelikliler yan?maya dayanabilecek, ayakta kalabilecektir.
Sermaye Piyasası Kurumu ile TÜRMOB ülkemizin çok önemli iki kurumudur. Gönencimizin artması meslek ,çahşmalarımızın nitelikli olmasına ve bu iki kurum hukuksal türel düzenlemelerinin ve etkinliklerinin örtüşmesine bağlıdır.
Prof. Dr. Seha SELEK
Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF
Muhasebe Öğretim Üyesi
Yeminli Mali Müşavir
O.GİRİŞ
Bu çalışma mesleğimizin gelişimi ile ilgili görüşlerimi meslek yasasının iyileştirilmesi için hazırlanan taslağın tartışılması için Mali Müşavirler,Muhasebeciler Birliği Derneği tarafından düzenlenen bir panelde meslektaşlarım ve toplumun diğer kesitleri ile paylaşmak için hazırlanmıştır. Burada ileri sürdüğüm görüşler tamamen kişiseldir, uygulamanın akademik gözlükle değerlemesinin sonuçlarıdır.
Açıklamalarıma 1363 yılında Abdullah püser Mohammed bin Kiya el-Mazenderani tarafından yazılan İstanbul Ayasofya Kütüphanesi'nde 2756 No ile kayıtlı, gerçekte bir genel bir pozitif bilim kitabı olan ,ancak bu günkü anlamda muhasebe ile ilgili bilimsel temel açıklamaları da içeren Risale-i FeJekiye/Kitab-us-Siyagat isimli kitapta yer alan ?Güzel ve etkili konuşanlar ile kalemleri başarılı olanlarca muhasebe biliminin diğer yüksek ve değerli bilimlere kıyasla daha şerefli olduğu konusunda görüş birliği bulunmaktadır? ifadesi ile ba?lamak istiyorum. Bu eser 1952 yılında Von Walther Hinz tarafmdan Almanca'ya çevrilerek batı dünyasına tanıtılmıştır.(Peker s.4)
Yine sözlerimin başında ? Meslek Yasası?nda? değişiklik yapmak amacı ile değerli meslektaşım Yeminli Mali Müşavir, DSP Milletvekili Sayın Masum TÜRKER ve arkadaşları tarafından hazırlanan ve Yüce Meclise sunulan tasarı ile görüşlerimi sunmadan önce meslek etkinliklerini yasal olarak düzenleyen ve örgütleyen yasanın çıkışından bugüne dek geçen süre içerisinde meslek etkinlik ve örgütlenmesinde göz ardı edilmeyecek gelişmeler sağlandığını belirtmek isterim .
Ancak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ile göstergeler ile banka krizleri sanayi ve ticaret kesiminin aldığı derin yaralar meslek uygulamalarının sadece vergi muhasebesi ve sınırlı sorumluluk göçerilmiş vergi denetmenliğinin ötesinde de yükümlenecek pek çok sorumluluk bulunduğunun açıkça ortaya koymaktadır.
l. MESLEK YASASI VE TASLAK İLE İLGİLİ DEĞERLEMELER
Halen yürürlükteki meslek yasası ve tasarıya ilişkin görüşlerim yasa veya taslakdaki sırasının yanı sıra , önemsenme derecesine göre de aktanlacaktır.Yasanın başlığının Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu yerine Bağımsız Uzman Muhasebeci ve Bağımsız Uzman Denetçi Meslek Kanunu ; meslek ünvanlarının ise Bağımsız Uzman Muhasebeci ve Bağımsız Uzman Denetçi olarak belirlenmesini veya benimsenmesini önermekteyim. Önerinin gerekçelerinden biri müşavir veya daha güncel kelime ile danışmanlık işlevini toplumumuzun bir kesimince yeterince anlaşılamaması, hatta küçümsenmesidir. Ikincisi ise meslek işlevlerinin, yükümlülüklerinin önemli bir bölümünün danışmanlık dışındaki yükümlülükler olmasıdır.
Ayrıca bu mesleklerin yeterince geliştiği ve örgütlendiği ,önemli uluslararası ekonomik ili?kilerimizin bulunduğu ülkelerde ülkemizdeki anlamda unvanlar kullanılmamaktadır. Bu nedenle de ülkemizdeki meslek işlevleri ve önemi yabancı ülkelerde yeterince anlaşılamamaktadır.
Muhasebe etkinlikleri, biri diğerinin devamı olan iki ayrı süreçle içerisinde gerçekleştirilmektedir. Bu süreçlerin birincisinde finansal verilerin üretimini ve raporlanması gerçekleştirilmekte, ikincisinde ise, eğer gerek duyulursa finansal veriler üreten veya farklı meslek mensuplarınca çözümlenmekte ve yorumlanmaktadır.
Denetim etkinlikleri de finansal verilerin üretiminden sonra ba?layan ,ekonomik etkinlik ve
olaylarla ilgili göriişlerin önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluk derecesini araştırmak ve sonuçlan ilgi duyanlara bildirmek amacı ile tarafsızca kanıt toplayan ve değerleyen
sistematik bir süreçle (Güredin s.5) gerçekleştirilmektedir. Meslek mensuplarımızın bu
etkinlikleri bir işverenin emir ve talimatları gereğince ve bu işverenin belirlediği fıziki
ortamda değil de; kişisel nam ve hesabına,kendi belirlediği yöntemleri ve programı uygulayarak gerçekleştirildiğinden de ünvanların başına bağımsız kelimesinin eklenmesinin yaralı olacağı düşünülmektedir.
Bu başlık ve unvanlar önerilirken muhasebe işlevinin bir hat işlev olmadığı, bir danışılma, öğüt verme yani kurmay işlev (Selek,1978 s.) olduğu bilincinde olduğumu ,ancak belirtilen gerekçelerle unvanların değiştirilmesinin daha yararlı olacağnı bir kez daha belirtmekte yarar görmekteyim.
Maliye Bakanlığı'nın halen yürüttüğü kısıtlı vergi denetiminin yaygınlaştırılması amacı ile göçerdiği vergi denetimin sürdürülmesi için denetçi unvanını almaya hak kazanan dileyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yürürlükteki yasada yer alan yemini ederek ve diğer gerekleri yerine getirerek Bağımsız Denetçi unvanının yanı sıra Yeminli Bağımsız Denetçi / Yeminli Mali Müşavir unvanını da alarak tam tasdik, katma değer vergi iadesi raporlannı düzenlemesi gibi görevleri yükümlenebilirler. Doğal olarak bağımsız uzman denetçi ile yeminli mali müşavirlerin görev ve yükümlülükleri yasa metninde ayrıca yer almalıdır.
Serbest Muhasebecilik ünvanı ise, kazanılmış unvan yetkiler saklı kalmak ve halen yürürlükte olan yasadaki hükümlerin sadece bu meslek mensupları emekli oluncaya (meslek icrasını bırakıncaya ) veya dört yıllık yüksek öğrenim kurumlarında lisans tamamlayıncaya dek geçerli kalmasının yararlı olacağını düşünmekteyim.
Serbest Mali Müşavir/Bağımsız Muhasebeci olabilmenin özel şartları belirlenirken adayların mezun olmaları gereken fakülte ve yüksek okul bölüm ve programlarında homojenliği sağlamak ve kaliteyi arttırmak için daha seçici davranılmalı, işletme ve iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin i?letme,maliye bölümlerinden; dört yıllık meslek yüksek okullarının muhasebe, fınansman, yönetim-organizasyon programlarından mezun olanlar doğrudan, fakültelerin diğer bölümlerinden , yüksekokulların iktisadi ve idari bölümlerinin diğer programlarından mezun olanlar muhasebe veya fınansman alanlarmda yüksek lisans yapma koşulu ile meslek mensupluğu adaylığına kabul edilmelidirler. Böylelikle aşırı talep nedeni ile staj yeri bulunamayan, meslek mensubu adayı olma şansını kaybeden kaliteli gençler mesleğe kazandınlabilirlcr.
İki senelik yüksek okul programlanndan mezun olanların lisans tamamlamadan ve ticaret lisesi mezunlarının meslek mensubu adaylığına kabul edilmemeleri, bu gençlerin yardımcı eleman olarak yetiştirilmelerinin meslek çalışmalarının daha da iyileştirilmesi açışından çok yararlı olacağını düşünmekteyim.
Muhasebe ve denetim uygulamalan işletme, vergi, fınansman, ticaret hukuku ve ilgili konularla ilgili çok sağlam kuramsal bir alt yapı gerektirmektedir. Bu alt yapının sonradan üniversite sistemin dışında ,asıl mesleği akademisyenlik olmayan meslek mensubu eğiticiler tarafından kazandırılması kanımca mümkün değiidir.
Adı TESMER veya Muhasebe Enstitüsü olsun , kıırulmuş veya kurulacak birimlerin amaç ve
i?levi bilgi kazandırma o!an öğretim değil ,önceden kazanılmış kuramsal bilgilerin meslek
uygulamalannda verimli bir şekilde kullanılma becerisi kazandırılması, yani eğiticilik olmalı
bu da uygulama deneyimi olmayan kişilerce değil;deneyimli, kuramsal alt yapısı sağlam
meslek mensuplarınca gerçekleştirilmelidir
Gerek bu panel ile ilgili olarak uygulayıcı meslektaşlarımın incelediğim çalışmalarında ve gerekşe üyesi bulunduğum MÖDAV Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı, Balıkesir Serbest Muhasebeciler, Mali Müşavirler ve Bandırma İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin ortaklaşa olarak düzenlediği benim de konuşmacı olarak katıldığım panelde Oda Bandırma temsilcisi tarafından Muhasebe Fakülteleri kurulması yönünde görüş ve dilekler yer almış ve iletilmiştir. Bu görüş çok uzun süredir dile getirilmekte fakat gerçekle?tirilememektedir. Fakat Fakültemizin nüvesini olu?turan birimlerden biri olan Ege Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde kabul edilebilir sayıda öğrencinin kabul edildiği muhasebe bölümleri kurulmu ş ve öğretim başan ile sürdürülmüş idi. Şu anda İktisadi ve Bilimler Fakülteleri bünyesinde muhasebe bilimi ile akademik çalışmalar İşletme Bölümü altında Muhasebe ve Finansman Ana Bilim Dallan olarak örgütlenerek, öğretim çalışmaları da lisans düzeyinde en geniş kapsamlı olarak İşletme Programlan'nda sürdürülmekte ve diğer bölümlerin programlannda da yetersiz sayıda muhasebe ve fmansman ,denetim dersi yer almaktadır. Hatta bazı bölümlerin programlarında yer alan bu tür dersler bu konuda akademik kariyerleri olmayan o bölüm öğretim üyelerince okutulmaktadır.
Ancak Üniversitemizde lisans üstü düzeyde olumlu bir yapılanmaya gidilmiştir. Örgün
programda yüksek lisans öğretimi Muhasebe ve Finansman olarak sürdürülmektedir. İlk
defa önümüzdeki akademik yılda başlayacak (*) olan tezsiz yüksek programı üçer yarıyıllık
Muhasebe ve Finansman Programları olarak planlanmıştır. Muhasebe ve finansman dallarında
yeterli ders alamamış bölüm mezunlannm doğrudan değil ,yüksek lisans programlarına
katıldıktan sonra meslek mensup adayı olarak kabul edilmeleri düşünülmelidir.
Sadece meslek yasasında Yeminli Mali Müşavirin ve/veya Bağımsız Uzman Denetçinin çalışma konuları olarak belirtilen muhasebe, fınansman, yönetim-organizasyon, mali hukuk ,yönetim ve çalışma psikolojisi vb. doğrudan bağıntılı bilim dallarmda çok zor bilimsel gerekleri yerine getirerek profesörlük unvanını kazanan bilim adamlan ile yine çok zor gerekleri yerine getiren, yurt dışında araştırmalarda bulunan hesap uzmanı, gelirler kontrolü vb. kamu denetçilerinin smavsız meslek ünvanı kazanmaları gerek önceden kazanılmış ve bilimsel araştırmalarla kazanılacak bilgi ve deneyimlerin meslek yararına sunulması ve gerekse de üüniversiteler, devlet daireleri ile meslek ilişkilerinin düzenli ve formal temelde sürdürülmesinde büyük yararı olacaktır.
Sınavsız olarak mesleğe katılacak az sayıda meslek mensubundan çekinilmemelidir. Bu yolla meslek ünvanı alanlar belki de sadece çalışmayanlar listesinde kalacaktır. Yeterince bilgi ve deneyimi olmadan yetki ve "Mühür" alanlar ise kısa zamanda mühürlerini geri verebileceklerdir, hatta vermi?lerdir.
Gerek sınavla ve gerekse sınavsız yeminli mali müşavirlik ünvanının elde edilmesi oldukça güçtür, aynca bu unvan ve yetkiyi alan meslek mensuplannın yasada açıklanan mesleksel deneyimlerinin bulunması zorunludur. Bu nedenle mühür alacak yeminli mali müşavirlerin önceden beri çalışan bir meslektaşın mahiyetinde zorunlu olarak bir yıl süre ile çalışması kanımca gereksiz ve onur kırıcıdır. Ancak örgütlü ve katılımcı çalışmayı benimseyen bir meslek mensubu olarak meslek mensuplarının meslek etkinliklerini gerçek anlamda şirketleşerek yürütmelerinde büyük yarar görmekteyim.
Hızla ekonomik olarak bütünleşen, küreleşen, günümüzde değişik ülkelerin meslek mensuplarının birlikte ve karşılıklı olarak çalışmaları kaçınılmazdır. Bu birlikteliğin yararlı olması için tarafların birbirlerine güvenmeleri gereklidir. Güven ise, meslek mensuplannın bilimsel gerekleri ve karşılıklı olarak taraflann meslek örgütlerinin belirlediği uyum koşutlannı yerine getirmeleri ile sağlanır. Buna benzer uygulamalar başka meslek dallarında da bu yöntemle sürdürülmektedir.
IFAC Uluslararası Muhasebeciler meslek ahlak kurallannı belirlememiş ve yayınlamıştır. Bu kurallar Türkçeleştirilerek Sayın Uğur Büyükbalkan imzası ile TÜRMOB Web sayfasında yayınlanmıştır. Burada meslektaşlarımızın yapacakları reklamlarla ilgili düzenlemeler TÜRMOB ve SPK düzenlemelerinde yer alan hükümlerle uyumludur ve denetim tetkisinin yetkisinin örgütlerde olduğu belirtilmektedir.
Bu güne kadar oda yönetimlerinde görev almadığım, çok uzun yıllar önce Fakültem ile İzmir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası'nca birlikte düzenlenen eğitim programında görev alma dışında sıkı ilişkilerim olmadığı için odalann alt yapılanması ile görüş ileri sürmek istemiyorum. Ancak taslağın mükerrer 27/A maddesi i!e düzenlenen birimlerin gerek merkez örgütünde ve gerekse nitelik ve nicelik olarak olanaklı olan odalarda oluşturulması gereklidir. Ancak bu alt birimler TMUDESK' DE olduğu gibi hantal bir yapıda olmamalıdır. Uygar ülkelerdeki benzer bir yapılaşma (Bkz. Selek 1995 s.340-350) ile dinamik bir çalışma yapılmalı, en kısa zamanda sonuca ulaşılmalı, kararlar yaygın katılım sağlanan bilimsel nitelikli , parasal külfetleri en aza indirilmiş toplantılarda tartışılarak yürülüğe soku lmalı ve uygulanması konusunda özen gösterilmeli, disiplin yönetmeliği düzenlemeleri gibi gerekler yerine getirilmelidir. Bu gibi davranışlar mesleğe saygınlık kazandıracaktır.
Disiplin Kurulu 'nda görev yapacak olan meslek mensuplarının taslakla başka görev almalarının kısıtlanması demokratjk olmadığı görüşüyle eleştirilebilir. Ancak disiplin kurulu üyeliği çok önenıli bir görevdir, tamamen bağımsız olmayı ve hareket etmeyi gerektirir. Bu nedenle taslaktaki sınırlama kanımca doğrudur.
Meslek ruhsatlarının çok sık olmamak koşulu ile bedelsiz veya çok küçük bir parasal külfet karşılığı yerel odalar aracılığı ile TURMOB tarafından vize edilmesi veya yenilenmesi yararlıdır. Bu yolla bilinçsiz olarak sisteme dahil olanlar kayıtlarını sildirme gereği duyacaklardır.
Yasanın 45. maddesinin değişiklik önerisi ile bilirkişilik, tasfiye memurluğu,şirket ve kurumların denetçiliği ve/ya denetçiliği görevlerinin vb. meslekle bağdaşmayan i?ler olarak sayılmaması son derece gerçekçidir ve diğer meslek etkinlikleri ile de uyumludur.
3.SONUÇ VE ÖNERİLER
Meslek yasasının uygulandığı son yıllarda meslek çok önemli bir saygınhk ve meslek uygulamaları büyük ivme kazanmıştır. Muhasebe bir sosyal bilim ve dolaylı olarak muhasebe mesleği bir sosyal meslektir. Sosyal yapının gereklerine bağlı olarak muhasebe bilimi, muhasebecilik mesleği değişecek ve gelişecektir. Muhasebe mesleğini düzenleyen yasalann gerekler doğrultusunda bu gün olduğu gibi değiştirilmesi ileride de tartışılabilecek ve gerekli ise değiştirilecektir. Doğal olarak bu değişimlerde özenli davranılmalı, yeterince tartışılmalı,.ancak uzlaşıcı da davranılmalıdır. Kanımca bütünleşen dünyada ancak yüksek nitelikliler yan?maya dayanabilecek, ayakta kalabilecektir.
Sermaye Piyasası Kurumu ile TÜRMOB ülkemizin çok önemli iki kurumudur. Gönencimizin artması meslek ,çahşmalarımızın nitelikli olmasına ve bu iki kurum hukuksal türel düzenlemelerinin ve etkinliklerinin örtüşmesine bağlıdır.