Bağışın Yapıldığı Ve Ödendiği Dönemde Fark Olması Halinde Kurum Matrahı

YILMAZÇELİKSMMM

Katkı Sunan Üye
Üyelik
31 Mar 2006
Mesajlar
166
Konum
İSTANBUL
Yapılan ödemenin mevzuat gereği bağış kabul edildiği, bir derneğe çek verilmiştir.

Örnek olarak 2012 mali karı 500.000 tl mükellef , Aralık ayında 20.000 tl ilgili derneğe çek vermiştir. Çekin vadesi takip eden yılın Şubat ayıdır.

bu durumda mali kar etkilenir mi? Kanaatimce etkilenmez.

incelemede denetim elemanı eleştiri konusu yapmıştır.

Zaten kurum beyan zamanı Nisan ayındadır. ?

Teşekkürler. İyi çalışmalar.
 
Etkiler. Vergi mevzuatımız ve bu konuda ki yargı kararları Çek'te vade olmayacağı görüşündedir. Çek bir ödeme aracıdır. Dolayısı ile görüldüğü anda ödenir. Çekte vade olarak nitelendirdiğimiz kısım aslında çekin düzenleme tarihidir. Yani siz her ne kadar çek 2012 aralık ayında düzenlenip verildi deseniz de aslında çek vade tarihi olarak nitelendirdiğiniz tarih de düzenlenip verilmiştir. Yani bu kayıt 2013/Şubat mali dönemine dahil edilecektir. Esasında bağış 2013/Şubat döneminde yapılmıştır.
 
Son düzenleme:
Etkiler. Vergi mevzuatımız ve bu konuda ki yargı kararları Çek'te vade olmayacağı görüşündedir. Çek bir ödeme aracıdır. Dolayısı ile görüldüğü anda ödenir. Çekte vade olarak nitelendirdiğimiz kısım aslında çekin düzenleme tarihidir. Yani siz her ne kadar çek 2012 aralık ayında düzenlenip verildi deseniz de aslında çek vade tarihi olarak nitelendirdiğiniz tarih de düzenlenip verilmiştir. Yani bu kayıt 2013/Şubat mali dönemine dahil edilecektir. Esasında bağış 2013/Şubat döneminde yapılmıştır.
Cevabınızda kendinizle çelişkiye düşmüşsünüz. Çekte vade yoksa, çeki verip bağış makbuzunu aldığınız anda ödeme gerçekleşmiş olmaz mı? Ayrıca artık çekte vade vardır, vade(ödeme) tarihinden önce tahsil etme imkanınız bulunmamaktadır. Sanırım bu uygulama 2017 yılına kadar devam edecek... Çek bir ödeme aracı olduğuna göre çeki verdiğiniz anda bağış yapılmış kabul edilmelidir, bağış yapıldığında da mutlaka makbuz alınmalıdır.
 
Ben herhangi bir çelişki göremedim. Bahsettiğiniz konu bankaya ibraz ile ilgilidir. Çek keşide tarihinden önce bankaya ibrazı yasaktır. Çekte vade yoktur, verildiği anda değil keşide tarihinde bağış gerçekleşmiş sayılır. Eğer çekte vade olsaydı; keşide tarihinin yanında vade tarihi mevcut olurdu. Ancak sadece keşide tarihi(düzenlenip, teslim edilme tarihi) vardır. Zira keşide kelime anlamı ile de "düzenleme" demektir. Yani çek düzenlendiği keşide tarihinde var olmuştur. Ondan önce öyle bir çek varlığından söz edilemez. Ve o tarihte bağış gerçekleşir.

Ha uygulamada vadeli olarak uygulanmıyor mu, uygulanıyor. Biz burada yasal dayanağını irdeliyoruz. Örneğin; VUK çek'de reeskont uygulanmasına izin veriyor mu ? Vade olsaydı uygulayabilirdik değil mi ?
 
[h=1]Safî kurum kazancı KVK 6.[/h]
(1) Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır.(2) Safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır.




Bu maddenin 1.nci fıkrasına göre kurumlar vergisi safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacak, 2.nci fıkraya göre de safi kurum kazancının tespitinde Gelir vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacaktır.
Şimdi burada Gelir Vergisi Kanunu (GVK) 38.nci maddeye bakmamız gerekiyor. GVK madde 38 “Bilanço Esasında Ticari Kazancın tespiti” başlıklı.

[h=1]Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti
ic_title_cizgi.gif
ic_title_cizgi_uc.gif
[/h]
Kanun AdGELİR VERGİSİ KANUNU
Madde No38
Kapsam
ecblank.gif
Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur.




Verdiğimiz çek işletmeden çekilen ve öz sermayeyi azaltan bir unsur.
 
Sayın Ferhat,
Çeklerde de senetler gibi vade durumu yasayla kabul edilmiştir. Bu nedenle aşağıdaki özelge ile çeklere reeskont uygulaması yapılabileceği belirtilmiştir.
[h=1]Vadeli Çeklerde Reeskont Uygulaması
ic_title_cizgi.gif
ic_title_cizgi_uc.gif
[/h]
Tarih30/04/2013
SayıVUK-64/2013-9/ Vadeli Çeklerde Reeskont Uygulaması-2
Kapsam
ecblank.gif
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi
Başkanlığı
VERGİ USUL
KANUNU SİRKÜLERİ / 64



Konusu : Vadeli Çeklerde Reeskont UygulamasıTarihi : 30/04/2013Sayısı : VUK-64/2013-9/ Vadeli Çeklerde Reeskont Uygulaması-2İlgili olduğu maddeler: Vergi Usul Kanunu Madde 281, Madde 285

1. GirişÇeklerde reeskont uygulamasına dair açıklamalar işbu Sirkülerin konusunu teşkil etmektedir.1.1. 5838 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanuna ilave edilen geçici 2 nci maddede "31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." hükmüne yer verilmiştir.Mezkûr hükme yönelik olarak mükelleflerin, geçici bir süre ile sınırlı olarak vade getirilmiş olan ileri tarihli çeklerin artık senet olarak kabul edilerek, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun reeskont konusundaki düzenlemeleri karşısında reeskonta tâbi tutulup tutulmayacağı hususunda tereddüde düştüklerinin anlaşılması üzerine, mükellefler açısından uygulama birliğinin sağlanması gayesiyle 12.05.2009 tarihli ve 41 numaralı Vergi Usul Kanunu Sirküleri yayımlanmıştır.Sözü edilen Sirkülerde özetle, mezkûr geçici 2 nci maddenin gerekçesinde bu maddenin belirli bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul edilerek ekonomik sıkıntılarla çeklerin zamanında ödenememesi sonucunda ticari hayatta karşılaşılan sorunlara ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi amacıyla getirildiğinin ifade edildiği, dolayısıyla bu düzenleme ile çeklerin bono ve poliçeler gibi vadeli senet haline getirilmesinin amaçlanmadığı, ayrıca 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun hükümleri gereğince çeke vade konulmasının kabul edilmediği açıklamalarına yer verilerek, çekin ödeme aracı olmasından dolayı senet olarak kabul edilmesi imkân dâhilinde bulunmadığından 5838 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle yapılan düzenlemeye uyan çeklere reeskont uygulanmasının mümkün olmadığı görüşüne yer verilmiştir.1.2. 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış, Kanunun geçici 1 inci maddesinin beşinci fıkrası ile de "31.12.2011 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." hükmü ihdas edilmiş, bilahare 6273 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle 5941 sayılı Kanuna eklenen geçici 3 üncü maddenin beşinci fıkrasında 31.12.2017 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz sayılmıştır.Diğer taraftan 5941 sayılı Kanunun,3 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukukî takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tâbi tutulması şarttır." hükmü,5 inci maddesinin birinci fıkrasında "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir..." hükmü,6 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise "Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödenmesi hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı Cumhuriyet savcısı tarafından kaldırılır..." hükmü yer almaktadır.2. İleri Düzenleme Tarihli Çeklerde Reeskont Uygulaması2.1.İleri Düzenleme Tarihli Çek İle İlgili DüzenlemelerMezkûr 41 numaralı Sirkülerin yayımından sonra yapılan kanuni düzenlemeler karşısında çeklerde reeskont uygulaması ile ilgili olarak aşağıda yer alan izahata lüzum görülmüştür.İlk defa 3167 sayılı Kanuna 28.02.2009 tarihinden 31.12.2009'a kadar uygulanmak üzere ilave edilen çekin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul edilmesi kuralı önce 5941 sayılı
Kanunla 31.12.2011 tarihine, sonra da 6273 sayılı Kanunla 31.12.2017 tarihine kadar geçerli hâle getirilmiştir. Kısa bir dönem için geçici mahiyette ihdas edilen kural, bilahare yapılan iki düzenleme ile 31.12.2017 tarihine kadar geçerli hâle getirilmiştir. Mevcut durumda düzenlemenin geçicilik mahiyetini koruduğunu söylemek zor olacaktır.
Diğer taraftan, geçici maddede yer alan mezkûr düzenlemenin yanında 5941 sayılı Kanunun 3, 5 ve 6 ncı maddelerinin yukarıda yer verilen hükümleri incelendiğinde, ileri tarihli düzenlenen bir çekin, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilmesi hâlinde çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 795 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamayacağı; ayrıca 6273 sayılı Kanunla getirilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının, çekin, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edilmesi, karşılığın bulunmaması ve karşılıksızdır işleminin yapılması hâlinde verileceği; son olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının Cumhuriyet savcısı tarafından kaldırılması için karşılıksız kalan çek bedelinin ödenmesinde kanuni faizin çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işletileceği görülmektedir. Mezkûr 3 üncü maddenin gerekçesinde "...ileri düzenleme tarihli çeklerin üzerinde yer alan tarihten önce, bankaya ibraz
edilmesi ve karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde, bu çekle ilgili olarak karşılıksızdır işleminin ve hukukî takip yapılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, ileri tarihli çekle ilgili olarak kambiyo senetlerine özgü hukukî takip yoluna başvurulabilmesi için üzerinde yazılı düzenleme tarihi itibarıyla kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve bu Tasarı hükümlerine göre karşılıksızdır işlemi yapılması gerekmektedir
.",
Öte yandan, 5941 sayılı Kanunun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Böylece bu Kanunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre özel bir kanun olduğu anlaşılmakta ve bu nedenle de düzenleme tarihinden önce ibraz yasağı ve hukuki takip yapılamama hususlarında 5941 sayılı Kanunun uygulanması lüzumu ortaya çıkmaktadır.5941 sayılı Kanunun 1, 3, 5 ve 6 ncı maddelerinin yukarıda yer verilen hükümleri ve gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde bu hükümlerle çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre ibraz edilmesinin sağlanmasının, diğer bir ifadeyle üzerinde yazılı düzenleme tarihinden evvel ibrazın engellenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Kanunun geçici 3 üncü maddesinde yer alan ve 31.12.2017 tarihine kadar mer'i olan üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz sayılması kuralı bunu tamamen imkânsız kılmaktadır.2.2. Değerlendirme2.2.1. 213 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyeti esas alınmakta, diğer bir ifade ile vergi uygulamalarında olayın görünen yönü değil gerçek biçimi esas alınarak buna göre işlem yapılmaktadır.Bu itibarla, 5941 sayılı Kanunun geçici hükümlerine göre çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden evvel ödenmek için bankaya ibrazının 31.12.2017 tarihine kadar geçersiz olması; ayrıca ana maddelere göre çekle ilgili hukuki takip yapılabilmesinin ve karşılıksız çıkan çekle ilgili müeyyide tatbik edilmesinin çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içerisinde ibraz edilmesine bağlı olması ve son olarak karşılıksız çıkan çekin bedelinin ödenmek istenmesi hâlinde kanuni faizin, üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işlemesi dikkate alındığında, gerçek mahiyeti itibariyle çeklerin vergi uygulamaları bakımından vadeli olma hususiyetini kazandığını söylemek mümkün olacaktır. 2.2.2. 213 sayılı Kanunun 281 inci maddesinde "Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanır. Bankalar ve bankerler ile sigorta şirketleri alacaklarını ya Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddi ile değerleme günü kıymetine irca ederler." hükmü yer almaktadır.Anılan Kanunun 285 inci maddesinde de "Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.Vadesi gelmemiş olan senede bağlı borçlar değerleme günü kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz nispeti açıklanmışsa bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddinde bir faiz uygulanır.Banka ve bankerler ile sigorta şirketleri borçlarını, Cumhuriyet Merkez Bankasına resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddiyle, değerleme günü kıymetine irca ederler.Alacak senetlerini değerleme gününün kıymetine irca eden mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tâbi tutmak zorundadırlar." hükmü bulunmaktadır.Buna göre, 213 sayılı Kanun uyarınca vadesi gelmemiş olan alacak ve borç senetlerinin reeskonta tâbi tutulması gerekecektir. Ancak, bir ödeme aracı olarak kullanılmakla beraber yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler çerçevesinde vergi uygulamaları bakımından çekin vadeli olabileceği ve değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen 213 sayılı Kanunda yer alan reeskont uygulamasından yararlanılmasının mümkün olduğu ortaya çıkmaktadır.3.SonuçUygulamada birliğin sağlanması amacıyla yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ileri düzenleme tarihli çeklerin değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen reeskont uygulamasından yararlanması mümkün bulunmaktadır.Duyurulur.
 
Ancak para hesabınızda durmakta. Keşide tarihinde tahsil gerçekleşecek ve banka hesabınızdan bakiye düşülecektir. Öz sermayenizde bir azalma henüz oluşmuyor. Ya çek karşılıksız çıkarsa, o zaman ne yapacağız :)
 
Sayın bülent249 ; bu sirküyü okumamıştım. Görünen o ki çek konusunda düzenlemeler yetersiz. Bu mantıktan gidersek ben karşı firma ile anlaşarak 3-5 yıl aralıklı tahsil/ tediye makbuzu düzenleyerek reeskont uygularım ve ticari kar ile istediğim gibi oynarım. Piyasada milyonluk çekler de dönmekte :) Güzel açık...
 
Sayın bülent249 ; bu sirküyü okumamıştım. Görünen o ki çek konusunda düzenlemeler yetersiz. Bu mantıktan gidersek ben karşı firma ile anlaşarak 3-5 yıl aralıklı tahsil/ tediye makbuzu düzenleyerek reeskont uygularım ve ticari kar ile istediğim gibi oynarım. Piyasada milyonluk çekler de dönmekte :) Güzel açık...

Güzel açık derken belli şartlara bağlı reeskont aşağıda detayları yer almaktadır.


[FONT=&quot]Alacak veya Borcun İktisadi İşletme Bünyesinde Doğmuş OlmasıGerekir[/FONT]
[FONT=&quot]Alacak ve borçlar ilke olarak mukayyet değerle değerlenir. AncakVUK’nun 281 ve 285. maddelerine göre; vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacakve borçlar değerleme gününün değerine irca olunabilir. Diğer taraftan bu alacakve borçların iktisadi işletme bünyesinde doğmuş olması gerekmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]Bir alacak veya borcun reeskonta tabi tutulabilmesi için, sözkonusu alacağın gelir yaratıcı ya da hasılat unsuru, keza borcun da maliyetveya gider unsuru olması gerekmektedir. Çünkü, reeskont işleminin mantığı gelirya da hasılat veya maliyet ya da gider etkisi birden fazla yıla sirayet edenalacak ve borçların dönemsellik ilkesi gereği ait oldukları döneme maledilmesidir.[/FONT]

4.2 Hatır Senetleri
Gerçekte var olmayan bir borç alacak ilişkisini varmış gibi göstererek düzenlenen senetler hatır senetleridir. Hatır senetleri gerçek bir alacak borç ilişkisine dayanmadıklarından vergi matrahını etkileyici bir işleme tabi tutulmazlar. Ancak bu tür senetlerin Muhasebe Sistemi Tebliğleri uyarınca reeskonta tabi tutulmaları zorunluluğu uygulanmaya başlandıktan sonra reeskont hesaplanarak kanunen kabul edilmeyen gider kaydedilmeleri gerekir.
 
ilginize teşekkürler ferhat- bey ,

para hesapta duruyor ama aktifte azalma meydana geliyor.

103 alacaklı - 689 diğer olağandışı giderler borçlu oluyor.

ve de mükellef kendi çekini verip ödüyor kabul edilmiştir.

bilindiği üzere kurum mükelleflerinde tahakkuk esası geçerli tahsil değil

sizin ifadenize göre tahakkuk ettirdiğimiz kira gideri ödemez isek gider yazamaz mıyız.

her ay tahakkuk ettirip gider yazdığımızı ve diğer takvim yılında ödediğimizi kabul edersek sizce durum ne olacak.
 
ilginize teşekkürler ferhat- bey ,

para hesapta duruyor ama aktifte azalma meydana geliyor.

103 alacaklı - 689 diğer olağandışı giderler borçlu oluyor.

ve de mükellef kendi çekini verip ödüyor kabul edilmiştir.

bilindiği üzere kurum mükelleflerinde tahakkuk esası geçerli tahsil değil

sizin ifadenize göre tahakkuk ettirdiğimiz kira gideri ödemez isek gider yazamaz mıyız.

her ay tahakkuk ettirip gider yazdığımızı ve diğer takvim yılında ödediğimizi kabul edersek sizce durum ne olacak.

Üstat; ancak burada alım-satım yani faturaya veya teslime dayalı bir konudan bahsetseydik evet söyledikleriniz doğruydu. Ama burada bağıştan bahsediyoruz. Bir bağış nasıl tahakkuk eder ki. Tahsil oluşmadan bağış gerçekleşmeyecektir.

Göreceli bir konu, söylediğiniz gibi özelge talep etmeniz en iyisi olacak gibi.

Bu arada reeskont konusu iyi kullanıldığında vergi ertelemesi için avantajlıdır. Bunu çek içinde getirmeleri açısında "güzel açık" demiştim. Bir malı satıp %10 kar marjınız olduğunda ve karşılığında 360 gün vadeli bir çek/senet aldığınız taktirde ki şuan reeskont faiz oranı 10,25'dir. Karınızı direk reeskont gideri ile o yıl yok edersiniz. Yok etmek derken vergisi bir sonra ki yıla ertelersiniz. Eğer çek yada senet 360 günden fazla vadeye sahipse karınızı makyajlamanızdan öte o işlem için zarar oluşturabilirsiniz. Siz o yıl bu mal üzerinden vergisel açıdan sıfır kar ile çalışırken karşı taraf bu faturayı gider yada maliyet olarak kullanıp vergisel avantaj elde edecektir.
 
Vadeli çekle yapılan bağış çekin kurum kazancının tespitinde dikkate alınacağı dönem

konu ile ilgili mukteza talep etmek sorunu çözecektir Mali idarenin görüşünü öğrenmiş oluruz.

31.12.2017 tarihine kadar çeklerin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ödenmek üzere muhatap bankaya ibrazı ve tahsili mümkün olmadığından şirketiniz tarafından bir üniversiteye çekle yapılan bağış ve yardım, söz konusu çekin üzerinde yazılı tarih esas alınarak kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.
Ancak üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının ödenmiş olması halinde kurum kazancının tespitinde ödemenin gerçekleştiği tarihin esas alınacaktır.

::Mevzuat Display:: linkine tıklayarak konuya ilişkin görüşe ulaşabilirsiniz.

 
Üst