Ynt: Belirli surelı is sözlesmesi
Belirli süreli iş sözleşmesi, sözleşmenin kurulduğu anda taraflarca hukuki ilişkinin devam süresinin yani sona erme anının bilindiği veya öngörülebildiği, bu anın sözleşmede açık ya da örtülü olarak kararlaştırıldığı sözleşme olarak tanımlanabilir([1]).
Belirli süreli sözleşmeler işverenler açısından çok caziptir. Buna karşın çalışma hayatımızda ise belirsiz süreli iş sözleşmesi asıl, belirli süreli iş sözleşmesi ise istisnadır. Önce Yargıtay kararlarıyla şekillenen sonra 4857 sayılı İş Kanunu?nda düzenlenen belirli iş sözleşmeleri konusunda pek çok karar bulunmaktadır. Aşağıda Yargıtay?ın çeşitli tarihlerde verdiği kararlara göre belirli iş sözleşmelerinin kimlerle, hangi şartlarda yapılabileceği, yenilenmesi, ispat yükü, geçerli olmadığı durumun sonuçları gibi konular ifade edilmeye çalışılacaktır.
4- Kıdem Tazminatının Ödenebileceği Durumlar
Davacı ile davalı işveren arasında 31.08.1999 tarihinde sona erecek belirli süreli hizmet akdi yapılmış ise de, işveren akdin yenilenmeyeceğini 05.07.1999 tarihinde davacıya bildirmiş olup, dairemizin istikrar kazanmış kararlarına göre böyle bir bildirim fesih niteliği taşımaktadır. O halde akdi fesheden işveren kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür([42]).
1475 sayılı İş Kanunu?nun kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesinde belirli süreli hizmet akitlerinde, kıdem tazminatının ödenmeyeceğine dair bir hüküm yoktur. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, belirli süreli hizmet akdinin, akitte yer alan bir hükme dayanılarak işveren tarafından yenilenmeyeceği işçiye bildirilmesi ve bu sebeple iş akdinin haklı sebep olmaksızın sona erdirilmesi halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanır([43]).
İş Kanunu?nda hangi hallerde ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanılacağı hükme bağlanmıştır. Belirli süreli hizmet akitlerinde ihbar tazminatına hükmedilemeyeceği gibi; bu tür hizmet akitlerinin süresi sonunda kendiliğinden son bulması durumunda da davacı kıdem tazminatına hak kazanamaz([44]).