fonradar

Çalışma Bakanlığı Şikayeti Ve Sonrası

Merhaba;
1-Açıklanmaz, 2-Sakın imzalama. İmzalaman halinde herşey aleyhinde kullanılacaktır. İşveren haklı siz haksız duruma düşeceksiniz. Şikeyetiniz de asılsız duruma düşecektir.Bunun size bir cezası yaptırımı olmaz. Ancak işveren ve yetkililerle konuşurken sakın agresif ve şikayeti sizin yaptığınızı belli edecek şekilde ağzınızdan birşey kaçırmayın yada bunu belli edecek ifadeler kullanmayın. En doğrusunu yapmışsınız. Sizin gibi cesaretli kişilere ihtiyaç var.
Kolay Gelsin.
 
Öğrenemez; gayri resmi yollarla öğrenmeye kalkarsa; Memur kendi hakkında inceleme ve cezai müeyyidelerle karşılaşabileceğinden, cesaret edemez. İşveren dava açmaya cürret edemez. Diyelim açtı, şahitlerle bunu ispatlarsın. Bu durumda işveren geçmişe dönük büyük bir maddi yaptırımın altında kalır. Doğruluk, dürüstlük hak yerini bulur.
 
1. Şikayetim üzerine çalışma bakanlığı tarafından işverene ismim açıklanır mı?
2. Bordroları imzalamam durumunda çalışma bakanlığından şikayetimin asılsız olması gibi bir durum olup, tarafıma bir yaptırım uygulanır mı?

Merhaba;
.......Bunun size bir cezası yaptırımı olmaz.
Bu kısma kaltılmıyorum. İşveren haklı siz iftira atmış duruma düşeceğinizden işveren isminizi öğrenebilir. İşvereni haksız yere kötülediğinizden sizden tazminat isteyebilir/dava açabilir.
Eğer işcinin şikayeti doğru,dolayısıyle şikayetindeki haklılığı ortaya çıkmış ise işverenin yapabileceği bir durum kalmaz,tersi olur ise bu defa tabi işcinin işveren hakkında gerçeğe uymayan suç isnat/şikayet ihbar da bulunması karşısında işveren bazı konularda harekete geçebilir.
(Yalnız olaydaki "çalıştığım şirketin muhasebecisi bugün elinde bir klasör dosya ile geldi......cümlesinin devamı içindeki her bir noktanın ayrıca değerlendirilmesinde yarar var.)
Diğer yönden,bildiğim kadarıyle teftişe gelen yetkililerin,AÇIKLANMASI GEREKMEDİKÇE,işyeri ve işverene ait her türlü bilgi ve belgeyi saklamak,sırlarını açıklamamakla yükümlü oldukları,bu bağlamda şikayetci işcinin isminin de açıklanmaması gerektiği düşüncesindeyim.burada önemli olan nokta "açıklanması gerekmedikce"noktasıdır,"açıklanması" da ancak idari(idare-bakanlık) ve yargı yolu(mahkeme)sürecleri içinde mümkün olabilir.
 
İhbar sonrası , şikayet edilen konuyla ilgili bir tesbit yapılamamışsa , işverenin isteği doğrultusunda bu bilgi verilebilir.
 
Şikayet, inceleme, ihbar olayları gizli tutulmak zorundadır. Şikayet edenle şikayet edilenin birbirini bilmeleri gerekir. Eğer aksi olursa bir tarafın diğer tarafa zarar vermesi ve şiddet hatta can tehlikesi olabileceği kanısı vardır. İşte bu sebeplerle gizlilik gerektirir. Bu olasılıklardan biri olması halinde olay farklı bir davaya dönüşür. Buna sebep olanlar sebep oldukları ve zarar verilen suçlardan yargılanabilirler.
 
eğer şikayetin aslı astarı yoksa ve şikayet edilip hakkında gerçek dışı ithamlarda bulunulmuş kişi talep ederse,
ilgili kurum o yersiz şikayeti yapan kişiyi kendine bildirmek zorundadır.
 
Siz ülkemizde iş güvenliğinde sorumlu bürokratların görevlerini tam , tarafsız ve yetkin olarak yaptıklarına inanıyormusunuz.?
Maden kazalarına bir bakın isterseniz , yada asansörlere.
 
Şikayet sonucu işveren haklı çıkar ise yasal haklarını kullanmak için ihbar edeni öğrenmek en doğal hakkıdır ve ilgili teftişi yapanında talep karşısında bu bilgiyi verme zorunluluğu vardır. Eğer böyle olmasa idi "çamur at izi kalsın" mantığı ile her ardniyetli kişi birilerini şikayet edip dururdu.
 
a-Eğer işcinin şikayeti doğru,dolayısıyle şikayetindeki haklılığı ortaya çıkmış ise işverenin yapabileceği bir durum kalmaz,tersi olur ise bu defa tabi işcinin işveren hakkında gerçeğe uymayan suç isnat/şikayet ihbar da bulunması karşısında işveren bazı konularda harekete geçebilir.

b-Diğer yönden,bildiğim kadarıyle teftişe gelen yetkililerin,AÇIKLANMASI GEREKMEDİKÇE,işyeri ve işverene ait her türlü bilgi ve belgeyi saklamak,sırlarını açıklamamakla yükümlü oldukları,bu bağlamda şikayetci işcinin isminin de açıklanmaması gerektiği düşüncesindeyim.burada önemli olan nokta "açıklanması gerekmedikce"noktasıdır,"açıklanması" da ancak idari(idare-bakanlık) ve yargı yolu(mahkeme)sürecleri içinde mümkün olabilir.

"açıklanması gerektiği"hallerde noktasını,aşağıda sn.üyelerin belirttiği gibi değerlendirmek mümkün.

eğer şikayetin aslı astarı yoksa ve şikayet edilip hakkında gerçek dışı ithamlarda bulunulmuş kişi talep ederse,
ilgili kurum o yersiz şikayeti yapan kişiyi kendine bildirmek zorundadır.
evet.

Şikayet sonucu işveren haklı çıkar ise yasal haklarını kullanmak için ihbar edeni öğrenmek en doğal hakkıdır ve ilgili teftişi yapanında talep karşısında bu bilgiyi verme zorunluluğu vardır. Eğer böyle olmasa idi "çamur at izi kalsın" mantığı ile her ardniyetli kişi birilerini şikayet edip dururdu.

evet.

Dahası işci-işveren ilişkisi var ise(ki şikayet eden işci olduğunda) bu durum M.25/II-e bendi kapsamında değerlendirilebilecektir.
 
Yani kesin olarak verilir veya verilmez de diyemiyoruz. İşveren haklı çıkarsa kesin verilir. Cevaplar için teşekkür ediyorum.
 
Üst