Çaycılar Göreve Devam

Ali PINAR

Katkı Sunan Üye
Üyelik
25 Kas 2005
Mesajlar
342
Konum
İSTANBUL
BAĞIMSIZ DENETİM DIŞINDA KALAN A.Ş.’lerin DENETİMİNE İLİŞKİN KANUN TASARISI

Kaynak: http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss437.pdf

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI

MADDE 80- 6102 sayılı Kanunun 397 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(5) Dördüncü fıkra kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki
kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları bu fıkra hükümlerine göre
denetlenir. Denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilerin
niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin hususlar Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
Kanunun denetçinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri, bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilere de kıyasen uygulanır.

(6) Beşinci fıkra kapsamında denetime tabi olduğu halde söz konusu denetimi yaptırmayanların
finansal tabloları ve yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir.

(7) İlgili kanunları gereğince denetim kurullarında kamu tüzel kişi temsilcilerinin bulunması
öngörülen anonim şirketler ile paylarının tamamı veya bir kısmı kamu tüzel kişilerine ait olan ya da
kamu tüzel kişilerince temsil edilen anonim şirketlerde, esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak
şartıyla, Kanunda öngörülen denetçilerin yanı sıra denetçi atanabilir veya seçilebilir. Bu denetçiler
genel kurul tarafından seçilen denetçilerin finansal tablolar hakkında görüş bildirme dışındaki hak,
vazife ve sorumluluklarını haizdir. Bu görevler dışında söz konusu denetçi, ilgili mevzuatı gereğince
öngörülen hak ve yetkilere de sahip olup, görüşünü ayrı bir rapor halinde denetim raporu ile birlikte
genel kurula sunar. Bu fıkra uyarınca görev yapan denetçiler aynı usulle görevden alınır.”

6102 madde 400 ise;
II - Denetçi olabilecekler
MADDE 400- (1) (Değişik: 26/6/2012-6335/19 md.) Denetçi, bağımsız denetim yapmak üzere, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen kişiler ve/veya ortakları bu kişilerden oluşan sermaye şirketi olabilir.

Yukarıdaki tasarıda Bağımsız Denetim Dışında kalan Anonim şirketlerin Denetimi Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. denilmektedir.
Kısaca bakanlık zorunlu Bağımsız Denetim Dışında kalan Anonim şirketlerin Denetimi için çıkaracağı yönetmekikte Meslek Mensubu olma şartına bağlı kalmayacaktır.
 
Son düzenleme:
Her doğruya illaki bir yanlış üretmemiz gerekmiyor.Alınan bu kararın doğruluğu yadsınamaz. KGK ise konuya fevkalade ciddi yaklaşıyor.
Her türlü öneriyi de titizlikle incelediklerine eminim.Bu işi de çaycılara filan da teslim etmeyecekler.özünde denetçiyi meslek mensubu dışında seçme hakkı verilse dahi şirketin mali müşaviri imzalanacak evrakları hazırlıyor ise sorumluluğun sulandırılmasının suçu o mali müşavirindir.
Zira etik kurallar, olmaz ise olmazlar sınıfındadır.
Kooperatiflerin bu kapsama alınması ise fevkalade yerindedir.İstismarlığın zirve yaptığı yer kooperatiflerdir.
Hele ki denetim raporunun olmaması durumunda finansal tabloların geçerliliğin olmaması ise işin finalidir.
Meslek camiasına hayırlı olsun.
 
Kanunun yürürlüğe girmeden önceki halini hatırlarsanız bağımsız denetim bütün sermaye şirketlerine zorunluydu.
Evirdiler çevirdiler ilk önce denetim zorunluluğunu 2700 şirkete ( ki 1000 tanesi zaten SPK kapsamında denetleniyor) indirdiler.
Bu defa da yaptıklarının çok komik ve saçma olduğunu eskiden var olan "çaycı denetimi" nin bile yapılmadığını farkedince
TTK 397. maddesi devamına bu fıkraları yazdılar. Yazılan madde fıkralarından denetimin profesyonel olmaması için ellerinden geleni yapmak istedikleri anlaşılıyor. Kanun sulandırılınca çıkacak yönetmelik nasıl olur? bunu sizlerin takdirine bırakıyorum.
Bakanlık yetkililerinin 5. fıkra kapsamındaki denetimin daha çok iç denetim gibi düşünüldüğünü ifade eden açıklamalarını da duyunca hukukun ve hukuk öğretisinin ne kadar ayaklar altına alındığını düşünmemek mümkün değil...
Büyük bir yanlışın farkında olup dönülmeye çalışılması ise tek tesellimiz...
 
Kanunun yürürlüğe girmeden önceki halini hatırlarsanız bağımsız denetim bütün sermaye şirketlerine zorunluydu.
Evirdiler çevirdiler ilk önce denetim zorunluluğunu 2700 şirkete ( ki 1000 tanesi zaten SPK kapsamında denetleniyor) indirdiler.
Bu defa da yaptıklarının çok komik ve saçma olduğunu eskiden var olan "çaycı denetimi" nin bile yapılmadığını farkedince
TTK 397. maddesi devamına bu fıkraları yazdılar. Yazılan madde fıkralarından denetimin profesyonel olmaması için ellerinden geleni yapmak istedikleri anlaşılıyor. Kanun sulandırılınca çıkacak yönetmelik nasıl olur? bunu sizlerin takdirine bırakıyorum.
Bakanlık yetkililerinin 5. fıkra kapsamındaki denetimin daha çok iç denetim gibi düşünüldüğünü ifade eden açıklamalarını da duyunca hukukun ve hukuk öğretisinin ne kadar ayaklar altına alındığını düşünmemek mümkün değil...
Büyük bir yanlışın farkında olup dönülmeye çalışılması ise tek tesellimiz...


Bağımsız denetimin tüm sermaye şirketlerini kapsaması başından beri yapılan bir hata idi. Mali bilançoların ufrs bilançolarına dönüştürülmesi sonucunda ortaya öyle sonuçlar çıkardı ki altından kimse kalkamazdı.
Herşeyden öte bağımsız denetime konu olan finansal tablolar için gerekli dönüştürmeler yapılmak zorunda ve müthiş tecrübe ile bilgi birikimi istiyor.3-5 yıllık piyasa bilgisi ile örtüşen birşey değil.
Kurumsal yönetim-iç denetim gibi konularda bilgilenme aşamasını tamamlamış firmaların bile zorlandıkları bir reorganizasyondur.
Herşeyden öte bu kayıtları yapabilecek nitelikte muhasebe elemanı bulmak ise şu aşamada mümkün değildir.Olanlar ise zaten bu işin içinde olanlardır.
 
HUKUMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN NEYDİ
GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 19- 4572 sayılı Kanunun 5 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Denetim ve alınması gerekli tedbirler
MADDE 5- Bakanlıkca, ortak sayısı ve ciro gibi kıstaslar dikkate alınarak belirlenen birlikler, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Turk Ticaret Kanununun ilgili hukumlerine gore bağımsız denetime tabidir.

Birinci fıkra kapsamı dışında kalan birlikler ve kooperatifler; hesap, işlem ve varlıkları ile mali tablolarını denetcilere denetlettirmek zorundadırlar. Denetciler, Bakanlıkca cıkarılan yönetmelikte belirlenen şart ve niteliklere sahip, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Muşavirlik ve Yeminli Mali Muşavirlik Kanununa gore ruhsat almış yeminli mali muşavir veya serbest muhasebeci mali muşavir unvanını taşıyan kişiler ile birlik, kooperatif veya Bakanlıkta en az on yıl denetim elemanı olarak gorev yapmış olanlar veya bunların hissesinin en az yuzde ellisine sahip oldukları denetim kuruluşları arasından genel kurulca secilir. Denetim donemi, denetçilerin denetim hizmetlerini yurutme şekli, gorevlendirilme esasları, denetim ucret tarifeleri, yapılacak denetimlerin kapsamı, duzenlenecek belge ve raporlar ile denetimle ilgili diğer hususlar Bakanlık tarafından cıkarılan yonetmelikle duzenlenir. Denetim giderleri ilgili birlik ve kooperatif tarafından karşılanır. Denetim yaptırılmadan, genel kurulda ibra kararı alınamaz.

Denetciler gorevlerini doğru ve tarafsız yapmak ve sır saklamakla yukumludurler. Bunlar,
gorevleri sırasında oğrendikleri ticari ve işletme sırlarını yetkili merciler dışında kimseye acıklayamazlar. Bu yukumluluğu yerine getirmeyenler, birlik ve kooperatifin bundan dolayı oluşan zararından sorumludurlar. Denetciler, hazırlanan raporlardaki kendi kusurlarından kaynaklanan yanlış ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle birlik ve kooperatifin, ortakların ve alacaklıların uğradıkları zararlardan da ayrıca sorumludurlar. Zarar veren kişi birden fazla ise sorumluluk muteselsildir. Bu sorumluluk, sozleşmeyle ortadan kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz. Denetcinin bu maddeden doğan sorumluluğuna ilişkin istemler rapor tarihinden başlayarak beş yılda zamanaşımına uğrar. Bu kapsamda sorumluluğu tespit edilen denetciler, Bakanlık tarafından ilan edilir ve birlik ve
kooperatiflerde denetcilik gorevini yapamazlar.

Yonetim kurulu, doğrudan ya da Bakanlıkca yapılan denetim veya bu madde kapsamında
yapılacak denetim sonucunda bir goruş olarak bildirilmiş ise, birlikte ve bir birliğe bağlı olmayan kooperatiflerde ust uste uc donemin menfi gelir-gider farkı ile sonuclanması veya her halukarda menfi gelir-gider farkının toplam aktif değerlerin yuzde onuna tekabul etmesi veya borc odemede ve giderlerin karşılanmasında sorun yaşanması durumlarında, birlik ve ortak kooperatiflerin veya kooperatifin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye duşuren sebeplerin erken teşhisi, gerekli onlemlerin alınması ve riskin yonetilmesi amacıyla derhal uzmanlardan bir komite kurmak ve komitenin sağlıklı bir şekilde calışmasını sağlamak uzere her turlu tedbiri almakla yukumludur. Uzman
komitesi raporu, duzenlenmesini takip eden ilk genel kurul toplantısında, gundemde olmasa bile ayrı bir gundem maddesi olarak goruşulur. Genel kurulda, birlik veya kooperatifin varlığını ve faaliyetlerini geliştirip surdurmesi icin gerekli telafi edici tedbirlere ilişkin kararların alınması zorunludur.

Birlik, denetim sonuclarını da gozeterek, etkinliği ve verimliliği azalmış veya varlıklarının yarısı karşılıksız kalmış ortak kooperatiflerden durumlarının duzeltilmesini ister ve iki yıldan fazla olmamak uzere verilen surede bir başka kooperatifle birleşme dahil, gerekli tedbirleri almayan kooperatifleri ortaklıktan cıkarır.
Kooperatifler, bağlı bulundukları birliğin mevzuata, anasozleşmelere ve genel kabul gormuş
kooperatifcilik ve kurumsal yonetim ilkelerine aykırı olmamak koşuluyla faaliyet konularıyla ilgili olarak belirleyeceği ilke ve esaslara uymak zorundadır."


Madde Gerekçesi
Madde 19- Bugüne kadar uygulanma imkânı olmayan dış denetime ilişkin düzenlemenin
uygulanabilir hale getirilmesi ve işlevsel olmayan denetim kurullarının kaldırılmasından sonra ortaya çıkabilecek denetim boşluğunun doldurulması ve etkin bir denetim sisteminin oluşturulması amacıyla, Bakanlığın 1163 sayılı Kanuna göre denetim yetkileri saklı kalmak üzere, 4572 sayılı Kanunun 5 inci maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmektedir. Buna göre, Bakanlıkça belirlenen kriterleri taşıyan birliklerin, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümlerine göre birliklerin bağımsız denetime tabi tutulması, bunun dışında kalan birlikler ve kooperatiflerin hesap, işlem ve varlıkları ile mali tablolarının denetçilere denetlettirilmesi yükümlülüğü getirilmektedir.

Denetçilerin, Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikte belirlenen şart ve niteliklere sahip, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli
Mali Müşavirlik Kanununa göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan kişiler ile birlik, kooperatif veya Bakanlıkta en az on yıl denetim elemanı olarak görev yapmış olanlar veya bunların hissesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları denetim kuruluşları arasından genel kurulca seçileceği; denetçilerin denetim hizmetlerini yürütme şekli, görevlendirilme esasları, denetim ücret tarifeleri, yapılacak denetimlerin kapsamı, düzenlenecek belge ve raporlar ile denetimle ilgili diğer hususların yönetmelikte düzenlenmesi ve denetim giderlerinin ilgili birlik ve kooperatif tarafından karşılanması ve denetim yaptırılmadan genel kurulda ibra kararı alınamaması öngörülmektedir.
 
3) Anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatiflerin denetimleriyle ilgili TTK’nun 397. Maddesine eklenen fıkraların TBMM’de kabul edilmiş şekli aşağıdaki gibidir:
Madde 80 ile 6102 sayılı Kanunun 397 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir: "(5) Dördüncü fıkra kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları bu fıkra hükümlerine göre denetlenir. Denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın hazırlayacağı ve Bakanlar Kurulunca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Kanunun denetçinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri, bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilere de kıyasen uygulanır. (6) Beşinci fıkra kapsamında denetime tabi olduğu halde söz konusu denetimi yaptırmayanların finansal tabloları ve yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş hükmündedir.” tbmm.gov.tr adresinden alıntılanmıştır.
 
Üst