Dostlar Eğitimde Görsün

Üyelik
28 Ocak 2008
Mesajlar
39
AİDAT BORCU OLANA EĞİTİMDEN MEN CEZASI!
Cuma, 06 Ocak 2012
TÜRMOB internet sitesinde, ?TÜRMOB EĞİTİMLERİ BAŞLIYOR? başlığı altında;
?Yeni TTK, Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartları, Denetim, Denetim Standartları ve Denetim Uygulamaları? Eğitimlerine başvuruların 2 Ocak 2012 / 15 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılacağını duyurmuş olmasına rağmen İSMMMO 26 Aralık tarihinde başvuruları almaya başlamış ve birçok meslek mensubu planlamadıkları dönem veya bölgelerde eğitim yapmak zorunda bırakılmıştır.

Yine aynı sitede ?Eğitimlere katılım için başvurunuzu, http://egitim.turmob.org.tr/ adresli
portal üzerinden yapabilirsiniz.? bilgisi yer almasına rağmen başvurulara bu linkten
başvurulamamakta, linki tıklayanlar bir ŞANTİYE görseliyle karşılaşmakta, TÜRMOB?un
meslektaşlarına eğitim başvurusu için gösterdiği adresin halen daha ?YAPIM AŞAMASINDA? olduğu anlaşılmaktadır.

?EĞİTİME KATILAMAZSIN ÇÜNKÜ ODAYA BORCUN VAR!?

Eğitim başvurularına ait yapılan ilan ve bilgilendirmelerdeki bu uyumsuzluk ve gayri ciddilik
yanında İSMMMO? nun ?Eğitimlere katılabilmek için aidat borcunun olmaması gerekmektedir.? ön şartını getirmiş olması, İSMMMO yönetiminin bu eğitimleri Meslek Mensubunun eğitimine verdiği önemden çok tahsilatlar için bir fırsat kapısı olarak gördüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim Meslek Mensubunun aidat borcu olması meslek odalarının eğitimlerinden faydalanmasına engel teşkil edemez. Oda illaki borçlu üyesinden tahsilat yapacak ise cebri tahsilatın kanuni yolları açıktır. ?Eğitime katılamazsın çünkü odaya borcun var? şeklinde meslek mensubunun eğitimine ambargo konulamaz

Diğer bir konu ise tüm meslektaşların Eğitimden faydalanabileceği (aidat borcu olanlar ışında tabi ki) ilan edilmektedir. Oda yönetimi son zamanlarda 3 yıllık tecrübesi olan tüm meslek mensuplarının DENETÇİ olabileceği popülizmini yapmaktadır. Oysa denetçi olabilmek için LİSANS MEZUNU olma zorunluluğu;
3568 Sayılı Meslek Yasasında,
TÜRMOB? un iptal edilen Tebliğinde,
SPK ve diğer kurum mevzuatlarında ön şart olarak belirtilmiş olup,
Kamu Gözetim Kurumunun da Lisans mezunu olma şartını ortaya koyacağı zaten kendi uzman ve yönetim kadrosunda lisans mezunu olma şartını koyması ile bu denli aşikar iken İSMMMO yönetiminin Eğitimlere Katılan Tüm meslek mensuplarının denetçi olabileceği izlenimini vermesi popülizmden başka bir şey değildir. Her zamanki gibi daha sonra ?biz mücadele ettik ancak kabul edilmedi? söylemiyle topu taça atma alışkanlığını hep birlikte bir kere daha izleyeceğiz. Ancak meslek mensubu maalesef taçtan dönen her topu kalesinde gol olarak görmekte, yöneticiler de sadece ajitasyon yapmaktadırlar. Oysa Lisans Mezunu olan, SMMM veya YMM ruhsatına sahip her meslek mensubu Denetçi olabilmelidir. Zaten bu özellikler meslek mensubunun Denetçi olabilme kriterlerini de kapsamaktadır. Bağımsız Denetçiliğin en temel fonksiyonu Bağımsızlık, Mesleki Özen ve Titizlik ile Mesleki tecrübe değil midir? O zaman meslek mensubu zaten eğitimli ve diplomalı insanlardır. Odalar, meslek mensubunun Bağımsızlığının nasıl sağlanacağına, Mesleki Özen ve Titizliğin nasıl kontrol altına alınacağına dair köklü çözümler bulunmasına yönelik gayretleri ortaya koyacaklarına sadece 10 haftalık zorunlu eğitim telaşı ile Denetçi olabilme şartı getirilmesi gibi tamamen popülist bir yaklaşım içindedirler. Nitekim Bağımsızlığın hangi şartlarda sağlanacağına dair herhangi bir yaklaşım ve söylemleri de olmamıştır. Konunun tamamen Kamu Gözetim Kurumunun görevleri arasında olduğunu öne sürerek Meslektaşı yine mücadelesinde tek başına bırakmaktadırlar. Bir taraftan tüm meslek mensuplarının denetçi olabileceği popülizmi yapılırken diğer yandan Türk Ticaret Kanununun Özel Denetçi ve İşlem Denetçisi olabilme şartlarında 3568 Sayılı Yasaya göre Meslek Mensubu olma zorunluluğu olmaması ne İSMMMO ne de TÜRMOB tarafından eleştirilmemiştir. İşlem denetçiliği ve özel denetçilik gibi önemli bir konu, meslek mensubu olmayanların da alanı haline getirilmiş ve konuyla ilgili olarak her zaman olduğu gibi meslek mensubu bir kere daha mücadelesinde Oda ve TÜRMOB tarafından yalnız bırakılmaktadır.

?DOSTLAR EĞİTİMDE GÖRSÜN?

Eğitim demişken ?NASIL BİR EĞİTİM ?? sorusunu sormak gerekiyor. Evet, 7 Saat TTK! 14 Saat TFRS ! ve 78 Saat Denetim olmak üzere toplam 99 saatlik bir eğitim seti. Sanırım TTK ve TFRS daha çok bir seminer şeklinde geçecek ki toplam 21 saatte Türk Ticaret Kanunu ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları eğitimi tamamlanacak. Bazıları ?KOBİ TFRS eğitimi verilecek, o nedenle kısa tutulmuş? gibi bir yargıya kapılabilir. Bu çocuk doktoru
olmak için daha az süre tıp fakültesinde okumanın yeteceğini düşünmekten başka bir şey değildir. Ayrıca Oda, Sadece KOBİ TFRS eğitimi vermekle meslek mensubunun Tam Set TFRS eğitimine gerek olmadığını mı düşünmektedir ya da ?Biz Kobi kısmını verebiliyoruz, Tam Set TFRS için siz başınızın çaresine bakın? mesajı mı verilmektedir? Ayrıca sadece KOBİ TFRS eğitimi alarak Bağımsız Denetçi olacak meslek mensubumuza ?siz KOBİ? lerin denetçisi olabilirsiniz, Büyük Mükelleflerin Denetçisi başkalarıdır!? mesajı verilmektedir. Nitekim Yeni Türk Ticaret Kanununda İşletmelerin Muhasebe Kayıtlarını Uluslararası Standartlara uygun tutması gerektiği hükmedilmiş olup KOBİ ya da Tam set TFRS ayrımı da yapılmamıştır. Konunun uygulanıp uygulanmaması biryana KOBİ TFRS için öncelikle TFRS eğitiminin gerektiğinin bilinmesi gerekir. Ayrıca meslek mensuplarıyla yapılan bir anket çalışması sonucunda TFRS eğitimlerinin en az 40 saat
olması gerekliliği ortaya konulmuş iken, eğitimler için belirlenen süreleri de kapsayan eğitim plan ve müfredat çalışmalarına ilişkin akademik bir raporun hazırlanması ve açıklanması gerekmektedir.

Peki, 90.000 Kişilik meslek ordusuna verilecek eğitimin eğitim kadrosu nasıl hazırlandı, nasıl seçildi ne kadar süre eğitim aldı, Akademik yönleri var mı, Eğitim formasyonu aldılar mı?
Eğitimlerin Bütçesi nedir?
Her ne kadar altı çizilerek ücretsiz olarak lanse edilen bu eğitimlerin bütçesinin, meslek mensupları kendi aidatlarından karşılandığının bilincindedirler. Bu kadar geniş bir alanda, kalabalık bir meslek mensubuna, uzun süreli ve sürekli verilecek bir eğitimin bütçesinin mutlaka açıklanması gerekmektedir.

Kimdir bu eğitimciler?
Mesela Yöneticilerin eşleri veya yakınları yer alıyor mu seçilen eğitimciler arasında?

Eğitimlere katılan tüm eş ve yakınlara mesleki olarak sonsuz saygımız vardır. Ancak 30.000 üyeli meslek odasından sadece 60?a yakın eğitimcinin seçildiği bu nadide topluluğun merkezinde yöneticilerin eşlerine ve yakınlarına öncelik verilmesinin hiç mi yadırganacak yanı yoktur. Üstelik de akademik çalışmaları ve mesleki tecrübesi olan birçok kişiye ?eğitim ve mesleki deneyimlerinizdeki yetersizlikler? eğitimci kadrosuna seçilememeleri nedeni olarak gösterilirken.

Peki, 100 Saatlik eğitim verecek bir eğitimci sizce ne kadar süre eğitim almış olmalı?
1 yıl, 2 yıl? Hayır, bu süre sadece maksimum 150 saat. Evet, en fazla 150 saatlik eğitim alarak belki de kendilerinden çok daha fazla tecrübeli ve eğitimli 90.000 kişilik bir meslek mensubu ordusunun eğitmenlerinin durumu bu. Tabi ki kendilerine verdikleri ve verecekleri özverilerinden dolayı teşekkürü bir borç biliriz, bizim sözümüz sadece ?dostlar eğitimde görsün? sloganın gerçek sahiplerine.



İSMMMD
( MESLEKTE BİRLİK GRUBU)

http://www.ismmmd.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=1731&Itemid=112

Başlık açarken büyük harf kullanmayınız
 
Ynt: DOSTLAR EĞİTİMDE GÖRSÜN

3 gün önce, İzmirli meslektaşlarım hatırlayacaklardır, gelmişlerdir.

04.01.2012 tarihinde TTK, KOBİ TFRS ve bağımsız denetim eğitim süreci seminerine gittim.
ve şunu hissettim o salonda..

Bir meslek odası ve grubunu düşünün..

Bir tarafta bize eğitim verecek olan meslek arkadaşlarımızın plaket şöleni, diğer tarafta oda başkanı ve aralarında TÜRMOB Başkanı sayın Nail SANLI, İzmir YMM Odası Başkanı sayın Ünal AYDIN ve diğer protokol üyeleri. Bir tarafta plaket şöleni ve gövde gösterisi yapan kişilerin; bu semineri düzenleyip, konuşma yapan kişiler etrafındaki hal ve hareketleri gözüme çarptı. Bu meslektaşlarım sanki bizlerden biri gibi değilmişler de, sanki bizim içimizden çıkmamışlar da "bak biz eğitimliyiz, çok bilgiliyiz, biz yaparız ederiz, bizler başardık gibi" ayrımcılık kokan tavırlar, hal hareketler yaptıklarını gözlemledim o salonda. Seminer sonunda soru-cevap şeklinde geçmesini beklediğim durumki, elimde soru kağıdı var, bir yığın cevabını aradığım soru var. Maalesef o arada herkes fotoğraf çekilme ile uğraş veriyordu. Kodamanlar, eğitimciler, akademisyenler kolkola girip, fotoğraf çektirmesi..
şimdi diyeceksinizki ne var bunda? bişey yok tabiki. Ancak 4 saatlik vaktimi alıp, bu seminerlere koşan benim gibi meslek mensuplarının bunlardan daha önemli olan bilgilere ihtiyaç duyduğunu ve karşılık olarak da bilgi ve paylaşım beklediğini düşünecek olursak; bunun önemini kavrayabiliriz. Bu tür fotoğraf çekilme, plaket verilmesi seminerlerin yeri değil, ha bir kokteyl verirsin seminer sonu, orada yaparsın bunları. Ama yeri orası değil.

Ya sanki böyle biz seminerlere gelenler; dünyanın dışından bu olayları gözlemliyoruz. Çok uzaklarda kalıyoruz bazı şeyler için, örneğin ben başkanla konuşacağım, fikir isteyeceğim, bir yığın kodaman adam çevresinde dolaşıyor, kalabalık ulaşamıyosun, bilgi istiyorsun, muhatabın orada kahkalarla kolkola girmiş ayrı dünyalarda. Gözlerime inanmadım yani bu manzarayı görünce.

şimdi bunları niye anlattım gecenin bu vaktinde, biraz sinirlerim bozuldu aklıma gelince..
Yukarıdaki yazıyı okuyunca aynı şeyleri düşündüğümü hissettim.
eğitimcilerin seçimi sanki bu bilgilere doğrudan ulaşmak isteyen bir grup seçilmiş gibi,
o, onun tanıdığı, o bunun referansı, bir bakıyorum A kişisi, diğer eğitimcinin ortağı olduğunu duyuyorum.
Şimdi bu insanlar bize eğitim verecek ve bize neyi nasıl öğretecek, Nasılın altını ayrıca çiziyorum.
Seminer havasında gördüğüm o insanlar; sanki aman bizim çemberimize başkası yaklaşmasın, biz herşeyi biliyoruz, donanımlıyız süsü vermişler gibi. ve de çok üzüldüm yani.

O seminerde, bunları hissettim.
 
Ynt: Dostlar Eğitimde Görsün

aidat borcu olanlar eğitim alamayacak meselesi, büyük bir saçmalık hakkaten, hangi yasal dayanağa istinaden bunu şart koşuyorlar anlayamıyorum doğrusu
 
Ynt: Dostlar Eğitimde Görsün

Bana görede belgeyi verecek resmi kurum ne diyorsa o. Eğitimmi kim kimi 100 saatte eğitiyor böyle bir dünya varmı. Yalan yok eğitime bende kayıt yaptırdım ancak kurum sınav açıp eğitim gerekli değil şu şu konulardan sınav yapacağım buyrun buda kaynağı derse hiçbir şekilde eğitime katılmayı düşünmüyorum çünkü kimse kimseyi kandırmasın 70 saat dediğiniz günde 7 saattlik eğitimle 10 gün demektir. 10 Günde kim kimi ney yapmış ki birlik ve odalar bizi 10 günde bağımsız denetçi yapacaklar benim burda gördüğüm eğitim bedava diyip bunu fırsat bilerek odalar aidat toplama derdine düşmüştür.
Hiç bunun bütçesi nedir diye kafa patlatmaya gerek yok birileri hesabını kitabını çoktan yapmışki bu aidat şartını üstüne basa basa koymuş benim anladığım odaların ciddi anlamda bir aidat alacağı bu eğitim işleriyle tahsil edilecek gene hayal satışları devam edecektir ki odalar bu yüzden belgenin herkese verilmesini istemektedir. Belge herkese verilsin aidatlar tıkır tıkır tahsil edilsin kasa çalışsın yok belge zor bir sınavla az bir kesime verilirse odaya maktu aidatı kim neden ödesin.
 
Ynt: Dostlar Eğitimde Görsün

türmob al gülüm ver gülüm şeklinde işleyen bir kurum sanırım

oda başkanları delegeleri belirler, sonra o delegeler oda başkanını ve merkez delegelerini, merkez delegelride türmob yönetim kurulunu, şimdi türmob un oda aidatını yatırmayan eğitime katılmaz demesinin sebebi ortaya çıkıyor, oda başkanları türmob başkanını ara "ya başkanım bu oda aidatlarını tahsil edemiyoruz bu işe bi el atarmısınız" derler, türmob da hazır bu fırsat akıl ziyanı şartı ileri sürerler....
 
Üst