Ynt: Dövizli Fatura Keserken
Dr. Murat Ceyhan
SMMM
[email protected]
VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN YABANCI PARA BİRİMİ ÜZERİNDEN DÜZENLENEN FATURALAR
I- GİRİŞ
Şirketler çeşitli gereksinimler nedeni ile yabancı para birimi üzerinden fatura düzenlemek isteyebilmektedirler. Enflasyon beklentisi, ithalata dayalı malların satışı, yabancı firmalarda yurtdışına yapılan raporlamaların döviz cinsinden talep edilmesi, yurtdışındaki firmalara fatura düzenlenmesi gibi nedenlerle mükellefler dolar, euro, vb. para birimleri ile fatura düzenleme yoluna gitmektedirler. Bu yazımızda söz konusu uygulamaya ilişkin olarak vergi mevzuatı açısından bilgilerimizi aktarmaya çalışacağız.
II- DÖVİZLİ FATURALARIN UYGULAMA ESASLARI
Konuya ilişkin olarak bakılması gereken ana kaynak Vergi Usul Kanunu? dur. Vergi Usul Kanunu?nun 215 inci maddesinin 2. bendi uyarınca kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Ana kural bu olmakla birlikte fatura ve benzeri belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Bu uygulamanın istisnası, yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerdir. Söz konusu belgelerde Türk parası karşılığı gösterme şartı aranmaz.
Görüldüğü gibi yabancı para birimi cinsinden fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesinde vergi mevzuatımız açısından bir sorun bulunmamaktadır.
Yabancı para birimi cinsinden düzenlenen faturalarda tavsiyemiz, mal ve/veya hizmet bedelinin toplam YTL karşılığı (matrah), toplam KDV tutarının YTL karşılığı ve genel toplam bedelinin YTL karşılığının faturanın dispozisyonuna uygun bir yerinde gösterilmesidir.
Konuya ilişkin olarak 05.05.2006 tarih ve 3436 sayılı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı?nca verilen muktezada ?? Buna göre; yurt içindeki firma adına düzenleyeceğiniz faturalarınızın, Türk para birimi ile düzenlenmesi esas olup, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla yabancı para birimine göre de düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.? görüşü paylaşılmıştır.
Yabancı para birimini Türk para birimine çevirirken kullanılacak kur, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru olmalıdır. Her ne kadar Katma Değer Vergisi Kanunu? nun 26. maddesinde döviz ile yapılan işlemlerin, işlemin meydana geldiği tarihteki cari kur üzerinden yapılacağı (taraflarca üzerinde anlaşılan kur) belirtilmişse de bir vergi incelemesinde eleştiriye muhatap olmamak için V.U.K. hükümlerine uygun olarak T.C.M.B. döviz alış kurunu kullanmak daha sağlıklı olacaktır.
Kullanılan döviz alış kuru, faturanın uygun bir yerine hatta mümkünse YTL karşılıklarının olduğu kısıma yazılmalıdır. T.C.M.B. internet sitesinden o güne ait kur bilgilerinin bir çıktısını alarak fatura eki niteliğinde saklamak ve gerektiğinde yetkili kişilere ibraz etmek de bir uygulama yöntemi olarak dikkate alınabilir.
Yurt içindeki müşteriler adına yabancı para biriminde düzenlenen faturalarda, yabancı para birimi tutarı ve Türk para birimi tutarı yer almak zorundadır. 385 numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca yabancı para biriminde düzenlenen faturada, Türk para birimi tutarı karşılığının bulunmaması usule ve şekle ilişkin bir usulsüzlük olup, bu fiil dolayısıyla mükellef adına Vergi Usul Kanunu?nun 352 nci maddesinin II-7 bendi uyarınca ikinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Bu cezasının V.U.K.? nun 376. maddesi kapsamında ödenmesi durumunda üçte birinin silineceği tabidir.
Bu konuya ilişkin olarak uygulamada ön plana çıkan bir diğer tereddüt, fatura açıklamasının yabancı dilde olup olamayacağıdır.
Bahse konu V.U.K.? nun 215 inci maddesinde, kanunen tutulması zorunlu defterlerdeki kayıtların Türkçe olması gerektiği vurgulanmıştır. Bunun istisnası, ilgili dönem defter tasdik tarihi itibarıyla ödenmiş sermayesi (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye'ye ayrılan ödenmiş sermayesi) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası ve sermayesinin en az % 40'ı ikametgâhı, kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kişilere ait olan işletmelerdir. Söz konusu şirketler Bakanlar Kurulu kararı ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutabilirler. Bu mükellefler, diğer para birimleriyle kayıt tuttukları sürece mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrası uyarınca enflasyon düzeltmesi yapamazlar. Türk para birimiyle kayıt yapmaya başlamaları halinde ise üç yıl süreyle anılan madde hükmünden yararlanamazlar.
Defter ve kayıtlara ilişkin yasal düzenlemeler bu şekilde olmakla birlikte faturalara konu edilen mal ve/veya hizmet açıklamalarının yabancı dilde olmasının önünde kanuni bir engel bulunmamaktadır.
253 numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği?nden yola çıkarak fatura açıklamalarında kullanılacak dilin ne olması gerektiği şöyle açıklanabilir. Vergi Usul Kanunun kayıt nizamına ilişkin 215 inci maddesinde, bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının mecburi olacağı belirtilmiş 227 nci maddesinde de "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü yer almıştır. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
253 numaralı V.U.K.G.T. ile yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan iş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurt dışındaki temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerde Türkçe' ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğu kaldırılmıştır. Ancak inceleme sırasında inceleme elamanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.
İdare gider belgeleri açısından uygulamaya bu şekilde yön verirken mükellef tarafından düzenlenen faturalarda da benzer bir uygulama düşünülebilir. Buna göre mükelleflerin düzenleyeceği faturalarda açıklamalar kural olarak Türkçe olmalıdır. Ancak bir ihtiyaç nedeni ile yabancı dilde açıklama yazılması durumunda tavsiyemiz Türkçe karşılığının parantez içinde gösterilmesidir. Bu şekilde düzenlenen faturalar İdare tarafından geçerli kabul edilecektir. Faturanın yabancı dilde düzenlendiği durumlarda, altına tasdikli bir tercümesinin konulması da bir çözüm olarak düşünülebilir. Nitekim, inceleme sırasında inceleme elamanınca lüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerini tercüme ettirmek zorundadırlar.
III- SONUÇ
Mükellefler özellikle yurtiçi işlemlerine dair olarak yabancı para birimi üzerinden faturalama yapmak konusunda tereddüde düşebilmektedirler. Oysa Vergi Usul Kanunu?nun 215. maddesi, 253 ile 385 numaralı V.U.K. Genel Tebliğleri ve çok sayıda mukteza doğrultusunda bunun önünde bir engel bulunmamakta yalnızca bahse konu kaynaklarda belirtilen şekle ilişkin kurallara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bununla beraber uygulamada çekincelere neden olan çeşitli belirsizlikler de söz konusudur. Örnek vermek gerekirse; faturada çok sayıda kalem olması, vergilemeye ilişkin birden çok işlem olması, birden çok sayıda vergi türünün faturaya yansıması, vb. durumlarda fatura kalemleri bazında mı yoksa toplam tutar bazında mı Türk Lirası karşılığının gösterilmesi gerektiği hususu net değildir. Görüşümüz, sağlıklı vergilemeye engel olmayacak şekilde ve pratik olarak, toplam tutarlar üzerinden hareket edilmesidir. Bu noktada İdare tarafından bir tebliğ kapsamında görüşün dile getirilmesi uygulamayı kolaylaştıracaktır.