Evlenmeyin

merkür2

Tanınmış Üye
Üyelik
27 Tem 2012
Mesajlar
5,327
Konum
Manisa
hurriyetaile.com
Eğer hâlâ:Özgür kız triplerindeyseniz,
En sevdiğiniz şarkı “Tek taşımı kendim aldım” ise,
Yemek pişirmeyi bilmeyip bunu bir matah zannediyor, kocanız her akşam kahvaltı etmekten, makarna/tost/dibi tutmuş yemek yemekten bıkmaz diye düşünüyorsanız,
Bireyselliğiniz, birlikteliklerinizden daha değerliyse,
Gelenek ve göreneklerimizden bîhaberseniz,
Suratsız ve geçimsizseniz,
Aile birliğine inanmıyor, “Birlikteliğimi tasdik ettirmek için resmi bir imzaya ihtiyacım yok”çulardansanız.
“Ben sadece onunla evleniyorum, ailesiyle değil” kafasındaysanız,
“Kocam olacak adam ev işlerinde mutlaka bana yardım etmeli; hele hele iç çamaşırlarını asla yıkamam!” diyorsanız,
Yaş kemâle ermiş olduğu halde hâlâ (hatta belki eskiye oranla daha bile çok) ince eleyip sık dokuyor, insanların yanlışlarını görmezden gelemiyorsanız,
Sizin için mesaiye kalmak eve gitmekten daha cezbediciyse,
Problemleri anında konuşup çözümlemek yerine deve gibi kin tutup en son bir olay gerçekleştiğinde eteğinizdeki taşların hepsini birden döküveriyorsanız,
Zaten kaç senedir birlikteyiz, evlenince hiçbir şey değişmeyecek düşüncesindeyseniz,
“Ya annen, ya ben” restini çektiğinizde eşinizin sizin tarafınızda olacağı gafleti içindeyseniz,
Küsüp günlerce konuşmayan, “Ne oldu?” diye sorulduğunda sorduğuna bin pişman eden ya da “Yok bir şey” diyerek işi daha da uzatanlardansanız,
Biyolojik olmasa da birer tane daha ananız ve babanız olacağını kabullenmek istemiyorsanız,
Alttan almayı bilmiyorsanız,
Kaynananızla asla kazanamayacağınız çekişmelere, laf dalaşlarına girmeden duramayacaksanız,
Eşinizin akrabaları ile ilgili gerçek fikirlerinizi kendinize saklayamayacaksanız,
Özür dilemeyen, bunu zul kabul edenlerdenseniz,
Çocuklarınızın sadece sizin değil, bundan böyle sizin de mensubu olduğunuz büyük ailenin (bir nevî kamu) malı olduğu gerçeğini kabullenemeyecekseniz,

Biri tarafından evlenilmeye değer bulunduğunuzu kendinize/çevrenize ispat etmek için,
Sırf evlenmiş olmak için,
Evlenmeyin bence.
 
Güzel hafif kalıyor bence,
Tarifin ağa babası, bu tarifle gözü kapalı bulursun adresi
.
 
Aldatan Koca ve Sevgilisi Tazminat Ödeyecek

Bursa’da, eşi 36 yaşındaki Vural A.’nın (36) bir zamanlar kendilerinin de evlendiği 5 yıldızlı otelde, gizlice sevgilisi Tuğba Ç. (31) ile düğün yaptığını ve kadının hamile olduğunu öğrenen Arzu A. (36), başlattığı hukuk mücadelesini kazandı.

Çiftin boşanmasına karar veren mahkeme, sebze komisyoncusu Vural A.’yı 635 bin lira maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Uludağ Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Arzu A.’nın, Tuğba Ç. hakkında 7’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı tazminat davası da sonuçlandı. Arzu A., nikahlı olduğunu bildiği halde eşi Vural A. ile düğün yapan Tuğba Ç. hakkında da Bursa 7’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 350 bin liralık manevi tazminat davası açtırdı, mahkeme, Tuğba Ç.’nin tazminat ödemesine karar verdi.
 
Bu yazı bence buraya iyi gider arkadaşlar...
Mutlaka Okuyun ve Paylaşın
Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona
söyleyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye
başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm.
Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi söylemem lazımdı. Ben
boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime karşılık vermedi, sadece sebebini sordu.
Bir cevap veremedim ve buna çok sinirlendi elinde ki Çatal Bıçakları fırlattı. Bana
bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime konuşmadık. Eşim bütün
Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne olacağını merak ediyordu, ama onu tatmin
edecek bir şey söyleyemeyecektim. Ben Jane’e aşık oldum, eşimi sevmiyorum artık.
Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi hazırladım, Evi, Arabayı ve Şirkettin 30%
ona verecektim. Sözleşmeye kısa bir süre baktı ve yırttı. 10 yıl hayatımı paylaştığım
bu Kadın bana yabancı olmuştu. Onun harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum,
ama geri dönemezdim, Jane’e çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya
başladı, bu benim beklediğim bir tepkiydi. Onun ağlaması benim hafiflememe sebep
olmuştu. Bir süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı haline
gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güçlü hissediyordum ve doğru karardı.
Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve Eşimi Masada yazı yazarken gördüm. Çok
uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden uyumaya gittim. Jane ile geçirdiğim o
kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım ve onu hala yazı yazarken gördüm Masa
da. Ama bu benim Umurumda değildi ve başımı çevirip uyumaya devam ettim. .
Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde sundu. Benden hiç bir şey istemiyordu,
sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay müsaade istedi ve bu zamanda normal bir
Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun sebebi Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması
ve bu dönemde ona bu yükü bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Bir şey daha vardı,
benden onu Evlilik Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve 1
ay boyunca her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi. Kafayı
yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi geçmesi acısından, kabul ettim.
Sonra bu şartlardan Jane bahsettim, yüksek ses ile gülüp bunun çok saçma olduğunu
ve eninde sonunda Boşanmayı kabul etmek zorunda kalacağını söyledi.
Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri Fiziksel temasta bulunmadık. Bu sebepten
ilk gün onu kucağıma alıp kapıya götürdüğümde tuhaf bir duygu yaşadım. Oğlumuz
arkamızda duruyordu ve alkış yapmaya başladı ‘Babam Annemi kucağında taşıyor’ bu
onu çok sevindirmişti, Sözleri canımı acıtmıştı… Yatak odasından Evin Kapısına kadar
KişiselleştirPano
10 metre taşıdım. Eşim gözlerini kapattı ve kulağıma’ Oğlumuza boşanmamızdan
bahsetme’ diye fısıldadı. Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü
çöktü. Kapı önünde onu bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe götürecek
olan Otobüsü bekledi. Bende tek başıma Ofise gittim.
2. Gün bu oyunu oynamak bize daha kolay gelmişti. Eşim başını Göğsüme yasladı, ve
onun kokusunu duydum. Birden Eşime uzun süredir bakmadığımı anladım. Ve onun
Evlendiğim zaman ki kadar Genç olmadığını fark ettim. Yüzünde hafif çizgiler oluşmuş
saclarına ak düşmüştü. Gecen yıllar öylesine yanından geçmemişti, O an kendime ona
bununla neler yaptığımı sordum.
4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana Hayatının 10
yılını Hediye eden Kadın.
5. Gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. Bundan Jane bahsetmedim. Günler
geçtikçe onu taşımak daha da kolaylaşmıştı, belki de bu sayede yaptığım antrenman
dan dolayıdır bu.
Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederek her gün kıyafetlerin
biraz daha bol geldiğini söyledi. Birden onun ne kadar süzüldüğünü ve kilo verdiğini
fark ettim. Demek ki onu her sabah daha kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden
yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. Farkında
olmadan başını okşadım. O an Oğlumuz da geldi ve ’ Baba Annemi taşıman lazım ’
dedi. Bu hayatımızın bir parçası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya taşıması.
Eşim Oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben başımı cevirdim, son anda
kararımdan vazgeçmek istemiyordum. Onu kucağıma aldım ve Yatak odasından
Kapıya kadar taşıdım. Elini enseme koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı
Evlendiğimiz gün gibi.
Artık Huzursuzlanmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son Gün onu kucağım da
taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve Eşime Hayatımızda ki yakınlığın
ne kadar eksildiğini söyledim. Ofise gittim arabadan fırladım kapıyı kilitlemeden
bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı değiştirmesinden korkuyordum ve
Merdiven den yukarı koştum, yukarı varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan
boşanmayacağımı söyledim.
Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve ’ Senin ateşin mi var’ diye sordu. Üzgünüm
Jane ama ben artık boşanmak istemiyorum dedim. Evliliğimizin renksiz kalması sevgi
eksikliğinden değil, birbirimizin değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki,
ona Evlendiğimiz Gün kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini
verdiğimi…….. Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı kapatarak
ağlamaya başladı. Hemen aşağı koşup ilk Çiçekçiye gidip Eşime bir Buket çiçek aldım,
24 Kas
24 Kas
üzerinde ki Karta da”’seni her Sabah hayatımın sonuna kadar taşıyacağım”” .
Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme kapladı, elimde Çiçeklerle yatak odasına
gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü buldum. Eşim aylardır Kanser ile savaşıyordu ve
ben Jane ile ilgilenmekten bunu fark etmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için,
beni Oğlumun bana negatif tutumundan korumaya çalışmıştı . En azından Oğlumun
gözünde iyi bir Eş olarak kalmamı istemişti.
İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan. Villalar, arabalar çok paralar değil . Bunlar
hayatı kolaylaştırır ama asla Mutluluğun temeli olamazlar.
İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve huzur anlamına gelecek şeylere meşgul ol.
Mutlu bir beraberlik yaşa.
Bunu Paylaşmazsan sana birşey olmaz……
Ama paylaşırsan belki bir Evlilik kurtarırsın.
Çoğu Hayatların yıkılmasının sebebi, İnsanların Hedefe ulaşmaya az kala pes
etmesindendir.
 
Eğer alkol ,dayak, kumar, ahlaksızlık ,şiddetli geçimsizlik vb bir durum yoksa asla evli insanların başkasına aşık olup boşanma hakkı yoktur olamazda kul hakkına girer soluğu cehenemde alır eşlerinizin değerini bilin ve adam gibi ona ömürboyu sahip çıkın.
 
Son düzenleme:
Doğru insanı bulunca evlenin...Evlilik güzel bir müessesedir..

KULAĞA KÜPE ÖĞÜTLER…
-Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al.
-Her zaman ve her ortamda anlatabileceğin üç fıkra öğren.
-Sevinçlerini sakın erteleme.
-Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığını %90’ını
oluşturur.
-Hergün 30 dakika yürüyüş yap.
-Her yemekten sonra şükret.
-Bir arkadaşına sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.
-Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.
-Kaybedecek şeyi olmayan insanlardan kork.
-Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.
-Çocukların, gelenek sözcüğünü duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yaşa.
-Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.
-Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.
-Hergün 6 bardak su içmeyi unutma..
-seni seven insanları koru..
-Zor da olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anılar,
hayatındaki en değerli anılardan biri olacak.
-Kendine yapılmasını istemediğin hiçbirşeyi başkalarına yapma.
-Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı
değerlendir.
-İyi ve başarılı bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma:
a) Doğru insanı bulmak
b) Doğru insan olmak.
-Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.
-Evliliğini güzelleştirmek için hergün bir şeyler yap.
-iyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme…!
 
Bekar olmanın da evlenmenin de iyi yanları var aslında...
Neden evlenmek isteriz?
Ev kiraları çok yüksek, koca bulmak ev arkadaşı bulmaktan daha kolay. Bütün arkadaşların evlendi, ilk çocuklarını doğurdu. Lisenin en kaşar kızının bile, gelinlikli Facebook profil fotoğrafı var. Düğünlerde millete taktığın altınlarla kendine kuyumcu dükkânı açarmışsın. Son gittiğin iki düğünde sarhoş olup pistin önce tozunu attırdın, seni zorla yerine oturttular, bu kez masada sızdın. Kedine köpeğine öyle bir bağlandın ki “Çocuğu olanları artık iyi anlıyorum” diye diye hayvanı öpmelere doyamadın. Şimdi çocuk istemiyorum ama ya ilerde istersem, ya çocuğumun üniversiteden sonrasını göremezsem, ya onu gencecik yaşta yalnız bırakırsam... “Bağlanmaktan korkuyorum, birine ait olma düşüncesi bana göre değil. Seni üzüyorum, inan sorun benim” diyen eski sevgilinin yüzünde güller açarak evlenmesi. Gece dışarı çıkmak için önce hafta sonlarını bekliyordun, şimdiyse sadece yaz tatillerinde çıkıyorsun.
Neden istemeyiz?
Çünkü bekâr hayatı çok eğlenceli. Kıllı böğürlü bir adam, yaptığın makarnayı sevecek diye uğraşmak zorunda değilsin. Kimsenin ailesiyle tanışmak, onları sevmek zorunda değilsin. Çocuklar uzaktan daha güzel seviliyor. “İlişkimiz monotonlaştı” diye otel otel gezmek zorunda da değilsin. Bir şeye karar vermeden önce evde duran adamı da düşünmek zorunda değilsin. Sen teksin! Evli arkadaşların eninde sonunda sana imrenecekler, doğum sonrası kilolardan bahsetmemi ister misin? Çok kırıldın, çok yıprandın bi de bunun üstüne toplum senden evlenmeni bekliyor diye, seni daha da üzecek bir olaya adım atmak zorunda değilsin. Aynı anda kalkma, aynı anda uyuma, aynı anda televizyon izleme yani başka birine dönüşmeye hazır değilsin. Daha kariyerine yeni adım atmaya başladın, ne çocuğu Allah aşkına? Kendi akrabalarından kaçarken, akrabalar ikiye katlanacak. Bir gün belki seni de anlar annen. Yaşamı paylaşacağın adamı zorunluluktan değil, sevdiğin için hayatına alacağını düşünüp, senin gibi o da bekler, bekler, bekler...
 
vay çok güzel anlatışmış. günümüz kızları için değil erkekleride böyle. genel olarak şimdiki gençlerin hali bu. daha güzel anlatılamazdı
 
Bu bölümde yazılanlara karşı ve cevaben söylemiyorum,genel manada ifade etmek isterim ki,
Malum olduğu üzre,aile toplumun temeli,ne kadar sağlam olursa,toplumda o denli sağlam ve sağlıklı olur,ailenin temel taşları da anne ve babalardır.Başta eğitim olmak üzere,her alanda,geleceğin daha doğrusu istikbalimiz olan çocuklarımızın,yetişmesi,gelişmesi,ihtisas sahibi
olması,üretmesi,vatanını,milletini,dinini,devletini,bayrağını seven nesillerin yetiştirilmesi,gündemde olduğu için söylüyorum Çanakkale ruhunun onlara işlenmesi gerekir.
"evlilik"konusunda kişilerin düşüncelerini belirleyen/etkileyen faktörler farklı olsa da,"evlilik" kişilerin bu kendi düşüncelerine göre anlam ifade ediyor veya etmiyor,ya da çok farklı şekilde yorumlanabiliyor.Özellikle günümüzde,gerek evlenme düşüncesinin,gerekse evlilik sürecindeki saygı-sevgi-emek-sabır vs.nin daha da azaldığı/zayıfladığı görülmekte,daha doğrusu böyle bir algı söz konusudur.Bu bağlamda,malisef bir çok yazılı,görsel ve diğer iletişim araçları da,bu algıyı kuvvetlendirmekte ve bir çok genç kardeşlerimizin yani evleneceklerin/ve veya evlenmek isteyenlerin gözünde,tabi ki hepsi değil ama bazı üç beş konu mankeni,sözüm ona artist,güya sanatcı,güya dünya güzeli,güya prens,prenses vs.kötü örnek teşkil etmekte,diğer taraftan bu tür kimselerin yansıyan yönüyle yaşamı/hayatı,gençler nezdinde olumsuz etki bırakmaktadır.
 
-Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığını %90'ını
oluşturur.

evet iyi bir seçim yapılmalı.

Sanırım bu konuda da seçim(evlilik)öncesi eğitim gerekli,bu eğitimden sonra seçim yapmak daha uygun olabilir diye düşünüyorum.Günümüzde boşanmaların hayli artıyor olduğu hepimizin malumu,boşanma öncesi de,eğitim demiyeyim ama uzmanlarca bilgilendirme süreçleri uygun olabilir,hatta boşanma davası sözkonusu olduğunda, mahkeme çiftleri bu eğitim kurumuna yönlendirmeli .Bu eğitimlerin içeri nasıl olur,onu bilemem,bu uzmanların işi,faydası olur mu? %99 olmasa da,bence %50 olur gibi!..

(insanlarımıza yazık oluyor,evlilik öncesi "sana kurban olurum","senin için "ölürüm"diyenler,bir süre sonra ölmeyi bırak, nezle bile olmuyor,olamıyorsa,hatta şiddet uyguluyor,canına kıyıyorsa,bu noktada "neden böyle"oluyor diye,baştan sona düşünmek lazım.)
 
Evlenmeyin biraz fazla iddialı bir sözcük olmuş.
bence evlenin ama diğer arkadaşlarında dediği gibi uyum içerisinde olabileceğiniz biri ile.
bunu açıkçası evlenmeden bilmeniz çok zor insanlarımızın çoğu evlenmeden gerçek yüzlerini göstermiyorlar.
4 duvar arasına girince herşey değişebiliyor genelde bunuda duyarız herkesten kimine göre doğru kimine göre yalnıştır.
ben 2.5 sene oldu evleneli şükür diyorum evlenmeden önce bende eşimde ne ise aynı devam ediyoruz.
evlendiğimizde başımıza çeşitli talihsizlikler ciddi hastalıklar gelsede bir birimize daha güçlü bağlandığımızı düşünüyorum.
hayata 1 kere geliyoruz o yüzden doğru seçim yapmak için Allah tüm evlenecek arkadaşlara yardım etsin.

not: ailelerinizi kendi hayatınıza müdahale ettirmediğiniz sürece sorun oluşmayacaktır.
 
Üst