Fazla Mesaiye Gelmeyen İşçi Hk

sule

Katkı Sunan Üye
Üyelik
25 Nis 2008
Mesajlar
258
Merhaba, personellerimizin iş sözleşmelerinde
"Personel, istendiğinde fazla çalışma yapmayı, 4857 sayılı İş Kanununun 64. Maddesi hükmüne uygun olarak telafi çalışmayı kabul eder, bayram ve genel tatil günlerinde çalışmayı peşinen kabul eder..."
ibaresi var. ayrıca yıl başında (henüz bu yıl başladı) fazla mesai yapmayı kabul ettiğini onaylayan belge imzalıyorlar.
buna rağmen gelmemezlik yaparlarsa işveren haklı nedenle fesih yapabilir mi?
önce savunmasını alıp ihtar vermem gerektiğini biliyorum.
örn. cumartesi pazar fazla çalışma için işçi gelmek istemezse (veya hafta içi yapılan fazla mesailere)

1- fazla çalışmaya gelmediği için 25/II(g) yi uygulayabiliyor muyum? varsa başka hangi maddeyi kullanmalıyım?
2- gelmediği için ihtar vereceğim evet, noter kanalıyla vermek zorunda mıyım, ertesi gün işe geliyor, bizzat kendisine versem olmaz mı? örneğin bir ayda 3 gün işe gelmeyen personele bizzat ihtar verdim, haklı bir sebebi yok. gelmediği 3. günden sonra 6 işgünü içinde sözleşmesini feshedebilir miyim? yoksa bu ihtarı noter aracılığıyla mı vermeliyim?


forumda arama yaptım ama bulamadım, bulabilen arkadaşlar link verirseniz hem çok sevinirim, hem de vaktinizi almamış olurum. şimdiden teşekkürler...
 
a-buna rağmen gelmemezlik yaparlarsa işveren haklı nedenle fesih yapabilir mi?....................hayır


1- fazla çalışmaya gelmediği için 25/II(g) yi uygulayabiliyor muyum?...................hayır
b-varsa başka hangi maddeyi kullanmalıyım?...............................madde 18 işcinin davranışları nedeniyle olabilir
2- gelmediği için ihtar vereceğim evet, noter kanalıyla vermek zorunda mıyım, ertesi gün işe geliyor, bizzat kendisine versem olmaz mı?...........olur
c-örneğin bir ayda 3 gün işe gelmeyen personele bizzat ihtar verdim, haklı bir sebebi yok. gelmediği 3. günden sonra 6 işgünü içinde sözleşmesini feshedebilir miyim?........................hayır,bu noktada M.25/II uygulanmamalı.
Olayımızı etraflıca düşündüğümüzde,işcinin bu davranışının M.25/II çerçevesinde değerlendirecek kadar ağır olmadığı(fesih olursa bunun haksız fesih olacağı) ama M.18 kapsamında değerlendirilerek geçerli feshin mümkün olabileceğini düşünüyorum.
 
Olayımızı etraflıca düşündüğümüzde,işcinin bu davranışının M.25/II çerçevesinde değerlendirecek kadar ağır olmadığı(fesih olursa bunun haksız fesih olacağı) ama M.18 kapsamında değerlendirilerek geçerli feshin mümkün olabileceğini düşünüyorum.

sizin düşüncelerinize saygım sonsuz fakat, neden bildirimsiz fesih yapamayacağımı anlayamadım. neticede işi yetiştirmek için fazla çalışma yapmak zorundayım ve işçilere ihtiyacım var. onay verdiği halde gelmemesi 25/II(g) kapsamına alınamıyor mu? bu madde yalnızca normal mesai günleri için mi?
 
Sn.Şule,
o işçi için devamsızlık yapılan her gün için yazılı olarak ihtar verip , savunmasını istediniz, aldınız mı?
 
Sn.Şule,
o işçi için devamsızlık yapılan her gün için yazılı olarak ihtar verip , savunmasını istediniz, aldınız mı?

normal çalışma günlerinde devamsızlık yapanlara uyguluyorum.
usta başıyla konuştum. fazla mesaiye gelmeyeceğiz diyorlarmış. ve gelmiyorlar da (yılbaşında dilekçe imzaladıkları halde) henüz ispat niteliğinde bir şey yok elimde.
bu şekilde gelmemeye devam ederlerse normal çalışma gününde işe gelmemişler gibi uygulama yapabiliyor muyum?
 
Son düzenleme:
Sn.Şule hanım,çok da haksız sayılmazsınız.
Bu ve benzeri olaylardaki ince çizgi,bu olayın M.25/II de sayılan haller kadar ağır bir durum olmadığı,hafif sayılmasa da vuku bulan fiil yönünden,işcinin bu davranışının, işin yürütümünü aksattığı,bu durumun da işyerinde olumsuzluklara yol açtığı,üretim ve iş ilişkisine zarar verdiği, üstelik sn.Keremcem beyin dediği gibi ayrıca işcinin bu duruma dair savunmasının istenmesi,özür/mazeret durumu yok ise iş sözleşmesine göre uyarı-ihtar-ücret kesintisi cezalarının verilmesinden sonra, hala işcimiz bu davranışını ısrarla sürdürüyor ise artık bu noktadan sonra, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işverenden beklenemeyeceği/iş ilişkisinin sürdürülmesinin imkansız hale gelmiş olduğu kabül edilmelidir.
İşin esası yönünden bu olayda, işcinin bu davranışı ile onay vermesine rağmen,iş sözleşmesi kapsamındaki bu yükümlülüğünü özürsüz olarak yerine getirmekten kaçınması,ihlal etmesi,dolayısıyla aykırı davranmış olması sözkonusudur.
Sonuç itibariyle, işcinin bu davranışları sebebiyle iş ilişkisinin sürdürülemez hale gelmiş olması halinde(yani feshin son çare ilkesi gözetilerek) yapılan/yapılacak işveren feshinin, geçerli nedene dayandığı/dayanacağı,dolayısıyle 1 yılını tamamlamış ise işciye k.tazminatının ödeneceği düşüncesindeyim.
 
1. İşçi zora koşuyor ise "haberim yoktu ki" savına karşılık fazla mesai yapılacak günün yazılı olarak tebliğ edilmesi gerekebilir.
2. Hafta tatilinde fazla mesai yapmaya çağrılan işçinin gelmeme hakkı olduğu düşüncesindeyim. Zira kanun işçinin dinlenmesi gerektiği için bu tatile yer vermiş.
 
işcinin bu davranışının, işin yürütümünü aksattığı,bu durumun da işyerinde olumsuzluklara yol açtığı,üretim ve iş ilişkisine zarar verdiği,

fazla mesaiye gelmemek işçinin devamsızlığı değil, yanlış davranışı oluyor, doğru mu anladım? o yüzden Madde 25 değil, Madde 18'e göre işlem yapmam, doğal olarak hak ettilerse kıdem tazminatını vermem gerekiyor.

yine de kafam karıştı, işçi devamsızlık yapmış olmuyor mu yani?
 
1. İşçi zora koşuyor ise "haberim yoktu ki" savına karşılık fazla mesai yapılacak günün yazılı olarak tebliğ edilmesi gerekebilir.
2. Hafta tatilinde fazla mesai yapmaya çağrılan işçinin gelmeme hakkı olduğu düşüncesindeyim. Zira kanun işçinin dinlenmesi gerektiği için bu tatile yer vermiş.

fazla mesaiyi hafta tatili olan cumartesi pazar yaptırmak zorunda kalıyoruz. işin yetişmesi açısından. hafta içi en fazla 2,5 saat fazla mesai yaptırabiliriz ki (8,5 saat normal çalışma + 2,5 saat mesai = 11 saat) bu da yetmiyor. o yüzden cumartesi pazara yöneliyoruz.
 
fazla mesaiye gelmemek işçinin devamsızlığı değil, yanlış davranışı oluyor, doğru mu anladım? o yüzden Madde 25 değil, Madde 18'e göre işlem yapmam, doğal olarak hak ettilerse kıdem tazminatını vermem gerekiyor.
yine de kafam karıştı, işçi devamsızlık yapmış olmuyor mu yani?
Kısmen haklısınız ama fazla çalışma konusu bir kenara bırakılarak,olayın doğrudan devamsızlık üzerinden ele alınmaması gerekir
(İşcinin iş görme edimine bağlı olarak, normal iş/çalışma günü yok,dolayısıyle bu bağlamda öylesi devamsızlık da yok)
Normal iş günleri ve çalışma süreleri dışında,işin gereği işverenin f.çalışma talebi(mümkündür,talep edebilir)bu talebe karşında,iş sözleşmesinde ve sonradan onay vermesine rağmen işcinin devamsızlığından ziyade, f.çalışma yapmak istememesine bağlı olarak, fazla çalışma yapmaması/ f.mesai yapmamış olması durumu var.(tabiki işci işyerine gelmedi/gelmiyor ama işin esasında f.çalışma ve f.çalışma yapmama durumu var)Bu durum yani işcinin bu davranışı da işin yürütümünü aksatıyor,dolayısıyle işyerinde olumsuzluklara yol açıyor.
İşin esası yönünden,işci gerek iş sözleşmesinde,gerekse bu dönem/yıl onay vermiş olmasına rağmen, bu kusurlu/yanlış davranışı ile iş sözleşmesine aykırı davranmış oluyor,böylelikle de iş(işci-işveren)ilişkisi menfi yönde etkilenmiş olması sebebiyle(işveren tarafından(işcinin iş bu davranışları nedeniyle))geçerli nedenle)fesih olgusu gündeme geliyor.
 
Son düzenleme:
Cumartesi tamamda işçinin bir gün dinlenmesi gerek pazar günü fazla mesai yap demek de insafsızlık olur. İş güvenliğini riske atarak hiç dinlenme vermeden tüm ay çalıştırmak ne kadar doğru? Eğer mevcut işçilerle iş yetiştirilemiyor ise ilave istihdam ile bu sorun çözülmelidir.
Birde fazla mesaide yıllık 270 saat kısıtlaması var. İşçi fazla mesai yapmaya olur vermiş olsa dahi yıllık 270 saat dolduğunda fazla mesai yapmayabilir. Saat süresi dolduktan sonra artık işe gelmeye zorlayamazsınız.
 
Sn.Merkür2 bu noktalarda haklısınız.
Diyelim; sn.Şule hanımın ifade ettiği gibi iş sözleşmesinde belirtilmiş ve sonrasında da onay vermiş olmasına rağmen, işin gereği işverenin f.çalışma talebine karşın, f.çalışma yapmak istemeyen,dolayısıyle f.çalışma yapmak için işe/işyerine gelmeyen işcinin sözleşmesi, M.25/II-g bendine göre işveren tarafından feshedilir,işci de(25 ci maddenin son fıkrasına göre) bu durumu yargıya taşıdığında,bu davanın görülmesi sürecinde elbete tarafların karşılıklı iddia,savunma ve talepleri olacak,mahkemece de illaki gerekli inceleme ve araştırmalar yapılacaktır.
Bu sürecte olayın esasının,olayımız yönünden devamsızlık nedeninin,iş/çalışma günleri dışında, işcinin f.çalışma yapmak istemeyip, bu nedenle işe/işyerine gelmediği/gelmemiş olduğu,buna karşın(bu arada devamsızlık hallerinde yapılması gerekenler noktasına girmiyorum) işvereninde fesih(M.25/II-g)yoluna gittiği anlaşılacak olup,bu noktada mahkeme, işcinin bu davranışının/devamsızlığının salt devamsızlık olmadığı,devamsızlık nedeninin işcinin f.çalışma yapmak istememesine bağlı olarak gerçekleştiğini,bu durumda işcinin f.çalışma konusuna ilişkin,önce sözleşme ile(başta sözleşmede hüküm olmasa da sonradan onay vermesi yeterli) daha sonra yazılı olarak onay vermesini, çalışma koşulları çerçevesinde sözleşme şartı olarak kabül edip,işcinin kusurlu bu davranışını sözleşme şartlarına aykırı olarak nitelendireceği VE işcinin bu davranışının iş(işci-işveren) ilişkisini etkilediği sonucuna vararak,feshin geçerli nedenle yapılmış olduğuna karar vereceği düşüncesindeyim.
 
Bu sürecte olayın esasının,olayımız yönünden devamsızlık nedeninin,iş/çalışma günleri dışında, işcinin f.çalışma yapmak istemeyip, bu nedenle işe/işyerine gelmediği/gelmemiş olduğu,buna karşın(bu arada devamsızlık hallerinde yapılması gerekenler noktasına girmiyorum) işvereninde fesih(M.25/II-g)yoluna gittiği anlaşılacak olup,bu noktada mahkeme, işcinin bu davranışının/devamsızlığının salt devamsızlık olmadığı,devamsızlık nedeninin işcinin f.çalışma yapmak istememesine bağlı olarak gerçekleştiğini,bu durumda işcinin f.çalışma konusuna ilişkin,önce sözleşme ile(başta sözleşmede hüküm olmasa da sonradan onay vermesi yeterli) daha sonra yazılı olarak onay vermesini, çalışma koşulları çerçevesinde sözleşme şartı olarak kabül edip,işcinin kusurlu bu davranışını sözleşme şartlarına aykırı olarak nitelendireceği VE işcinin bu davranışının iş(işci-işveren) ilişkisini etkilediği sonucuna vararak,feshin geçerli nedenle yapılmış olduğuna karar vereceği düşüncesindeyim.
Benimse anladığım, sn.şule, fazla çalışma yapılmamasını devamsızlık olarak değerlendirmeye çalışıyor şeklinde idi Şeref bey. Fazla çalışma yapmamak devamsızlık olarak değerlendirilemez öyle değil mi?

Ayrıca , her gün 2,5 saat fazla çalışma üstüne hafta tatilinde de fazla çalışma yaptırılması, pek çok katılımcının belirttiği hafta tatili kullandırmamaya girmez mi?
Bence, her gün 2,5 saat fazla çalışma üstüne, hafta tatilinde de tam gün fazla çalışma isteyen işverenin , hafta tatilinde fazla çalışmaya gelmeyen çalışanın sözleşmesini feshetmesi durumunda , çalışanın açacağı işe iade davasını kazanma ihtimali %99 dur.
 
Sn.Keremcem bey
Sn.Şule hanım,işverenin f.çalışma talebine istinaden,işcinin f.çalışma yapmamasını yani işe gelmemesini doğrudan "devamsızlık"olarak nitelendiriyor.
Ben ise bu durumun, doğrudan salt devamsızlık olmadığını(evet doğrudan devamsızlık olarak nitelendirilemeyeceğini)olayımıza ilişkin öncelikli olarak devamsızlığın,işcinin f.çalışma yapmak istememesine(dolayısyla işcinin sözleşme şartına uymamasına) bağlıyorum(ve bu istememeye(sözleşme şartına uymamasına bağlı olarak da, işcinin bu davranışının,iş ilişkilerini etkilediğini ileri sürüyorum.)
Tabiki sürekli olarak her gün 2-2.5-3 saat ve hafta sonu f.çalışma yapmak/yaptırmak elbette doğru değil,özellikle f.çalışma yaptırılmayacak işler ve işciler kısmına dikkat etmek ve tehlikeli işler ile çok tehlikeli işlerde iş kazası ve meslek hastalığı yönlerinden.Başta anayasal hak olan h.tatili kullandırılmalı,işci çalıştırılıyorsa evet kullandırılmamış demektir.sanırım i.para cezası yok ,ücreti de ödeniyorsa genelde sorun çıkmıyor. ama sürekli olarak bu şekil çalıştırma noktasında"...işverenin hafta tailinde fazla çalışmaya gelmeyen çalışanın sözleşmesini feshetmesi durumunda"çalışanın açması muhtemel işe iade davasını kazanmayacağı düşüncesindeyim.
İşverence yapılan/yapılacak bu feshin,mahkemece "geçerli fesih"olarak nitelendirileceği,çünkü işcimiz bu davranışı ile bu noktada(f.çalışma noktasında)ki sözleşme şartına aykırı davranışta bulunuyor ve bu davranışıyla da,işin aksamasına,bu aksamanın işyerinde olumsuzluklara yol açmasına,nihayetinde işci-işveren ilişkisinin etkilenmesine sebebiyet vermiş oluyor ki,sonuç itibariyle esasen işcinin bu davranışlarından kaynaklanan ama işveren olayı devamsızlık olarak değerlendirip,hafta tatilinde fazla çalışmaya gelmeyen işcinin bu durumundan hareketle M.25/II-g bendine göre yaptığı feshin,aslında geçerli nedene dayanan,"geçerli fesih" olduğunu/olacağını,dolayısyle işverence M.25/II-g bendinden hareketle yapacağı (tazminatsız)feshin,mahkemece geçerli fesih olarak kabül edileceği,böyle olunca da k.tazminatını ödenmesi gerekeceğini,davacı(işci)nin işe iade talebinin reddedileceğini düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
.......işcimiz bu davranışı ile bu noktada(f.çalışma noktasında)ki sözleşme şartına aykırı davranışta bulunuyor ve bu davranışıyla da,işin aksamasına,bu aksamanın işyerinde olumsuzluklara yol açmasına,nihayetinde işci-işveren ilişkisinin etkilenmesine sebebiyet vermiş oluyor.....
İşe iade talebinin reddedileceği noktasındaki gerekçem,yukarıda belirttiğim noktalardır.
Olaya asla tek taraflı da bakmıyorum.
Evet işveren işciyi çok zorluyor,h.tatilini de kullandırmıyor(doğru)ama ücretini ödüyor,işci de bu davranışı ile işin aksamasına ve bu durumun işyerinde olumsuzluklara yol açmasına,dolayısıyle iş ilişkisinin etkilenmesine sebebiyet vermiş oldu/oluyor.İşveren olayımızdaki süreci iyi işletir ise(yani işcinin bu davranışları sebebiyle işciyi önce uyarır,ikaz eder,ihtar,ücret kesintisi cezaları verir,bunlara rağmen işcimiz özürsüz olarak hala ısrarla sözkonusu davranışlarını sürdürür/sürdürmüşse artık)işcinin iş bu davranışları karşısında,fesih son çare olarak devreye girer,böylesi bir durum(sürecler sonun)da işcinin açacağı işe iade davası talebinin kabül görmeyeceği,işverence M.25/II-g bendine göre yapılan feshin"geçerli fesih"sayılacağını düşünüyorum.
(Mizahi olarak denilebilecektir ki,önce işveren,sonra işci kabahatli,yok efendim ikisi de kusurlu,ya da bazıları işci,bazıları da işveren suçlu vs.:))
 
İşe iade talebinin reddedileceği noktasındaki gerekçem,yukarıda belirttiğim noktalardır.
Olaya asla tek taraflı da bakmıyorum.
Evet işveren işciyi çok zorluyor,h.tatilini de kullandırmıyor(doğru)ama ücretini ödüyor,işci de bu davranışı ile işin aksamasına ve bu durumun işyerinde olumsuzluklara yol açmasına,dolayısıyle iş ilişkisinin etkilenmesine sebebiyet vermiş oldu/oluyor.İşveren olayımızdaki süreci iyi işletir ise(yani işcinin bu davranışları sebebiyle işciyi önce uyarır,ikaz eder,ihtar,ücret kesintisi cezaları verir,bunlara rağmen işcimiz özürsüz olarak hala ısrarla sözkonusu davranışlarını sürdürür/sürdürmüşse artık)işcinin iş bu davranışları karşısında,fesih son çare olarak devreye girer,böylesi bir durum(sürecler sonun)da işcinin açacağı işe iade davası talebinin kabül görmeyeceği,işverence M.25/II-g bendine göre yapılan feshin"geçerli fesih"sayılacağını düşünüyorum.
(Mizahi olarak denilebilecektir ki,önce işveren,sonra işci kabahatli,yok efendim ikisi de kusurlu,ya da bazıları işci,bazıları da işveren suçlu vs.:))
Ücreti karşılığında iş görmekten bahsediyoruz Şeref bey haklısınız ama, ücretini ödüyorsa herşey mübah demek değildir bu .
Hafta tatili olmaksızın, her allahın günü fazla çalışmalarla iş görmek, hayatı ızdırap haline getirir,
kaza riski,
hayatın olağan akışını olumsuz etkileme..

İşveren-işçi ilişkisi var sonuçta , o taahhüde atılan imza köle-sahip ilişkisini doğurmuyor.

Bahsettiğim yönde yargıtay kararı hatırlıyorum 2 tane, bulduğumda konuya ekler, üzerinde tartışmaya devam edebiliriz.
 
Haklısınız,
elbette efendi-köle ilişkisi hakkını vermez,doğurmaz.
(Yukarıda kısmen bende bahsettim,sürekli böylesi çalışma doğru değil)
Bu noktada olayımız yönünden, ince bir çizginin olduğunu söylemek mümkün.
Nasıl ki işciyi koruma ilkesi sınırsız değil ise işverenin talimatları(dolayısıyle f.çalışma noktasında işcinin bu talimatlara uyma uyma yükümlülüğü) de sınırsız olamaz.Fazla çalışmanın sınırı işyerine ilişkin değil,işcilerin kendilerine ilişkindir,çalışma koşullarının ağırlaşmasından söz edilebilir, f.çalışma noktasında işcinin ruh ve beden sağlığı öne çıkmaktadır,dolayısıyla bu benzeri konularda hassas olmakda yarar var.
Bahsettiğiniz yönde karar var ise tabiki paylaşmakda yarar var.
 
Son düzenleme:
Benimse anladığım, sn.şule, fazla çalışma yapılmamasını devamsızlık olarak değerlendirmeye çalışıyor şeklinde idi Şeref bey. Fazla çalışma yapmamak devamsızlık olarak değerlendirilemez öyle değil mi?

Ayrıca , her gün 2,5 saat fazla çalışma üstüne hafta tatilinde de fazla çalışma yaptırılması, pek çok katılımcının belirttiği hafta tatili kullandırmamaya girmez mi?
Bence, her gün 2,5 saat fazla çalışma üstüne, hafta tatilinde de tam gün fazla çalışma isteyen işverenin , hafta tatilinde fazla çalışmaya gelmeyen çalışanın sözleşmesini feshetmesi durumunda , çalışanın açacağı işe iade davasını kazanma ihtimali %99 dur.

sn. keremcem, ben sadece fazla mesainin yapıldığı zamanları belirtmek istedim.
sn merkür2 nin yazısına cevaben, fazla mesailer ya akşam çıkıştan sonra ya da cumartesi pazar yapılıyor demek istedim. zaten başka ne zaman yapılabilir ki?
yoksa sizlerin (sn keremcem, sn merkür2) dediği gibi bütün işçiler hem hafta içi saat 9'a kadar, hem hafta sonu 2 gün fazla mesai yapmıyor. öyle bir vicdansızlık yok yani :)
onun dönüşümünü ayarlıyoruz, cumartesi gelenler pazar gelmiyorlar, ya da tam tersi. yılını hatırlayamam ama 270 saat olayını aştığımız zamanlar olmuştur.
şunu da belirtmek isterim. aylardır fazla mesai yapılmıyor. şu sıra yetişmesi gereken iş olduğu için fazla mesai istiyoruz, bunda da gelmek istemedikleri sözlü olarak belirtiliyor.
fazla mesai olmadığı zaman "niye mesai yok" diye isyan eden işçi, (imza-köle olayına kesinlikle katılıyorum, ücretini ödemesi demek zorlayana kadar mesai yapması demek değildir. ama bizim işçilerimiz şimdiye kadar mesaiyi çok isteyen işçilerdi. ücretleri de tabii ki ödeniyor) tam mesailer gündeme gelmişken "gelmiyorum ben" deyince işveren de bana bunun yolunu soruyor.
hafta içi çalışma günlerinde izin sıkıntısı yaşamıyorlar, istedikleri zaman izin alabiliyorlar. yıllık izinlerini kendi istedikleri tarihte kullanıyorlar. cenaze,evlenme, düğün, doğum gibi zamanlarda 3 günlük izin kullanıp ücret kesintisi yaşamıyorlar. Pazartesi, Salı, Çarşamba doktor raporu alıp, Perşembe Cuma da ustasından işim var diye izin alıp, hafta sonları da birleştirip 9 gün tatil yapanlar oluyor. bunu bi ara oldukça sık yapıyorlardı. hatta burada da hafta tatili kesebilir miyim diye konu açtım ama kesmedim.
hafta sonu ya da hafta içi fazla çalışmada işçiye ihtiyaç olunca "ben yokum" diyor. bunlar biraz biriktiği için sanırım işveren bildirimsiz atabilir miyim diye sordu.
ne olursa olsun iş kanununa uygun değilse tabii ki kesinlikle yapmayacağım.
vakit ayırdığınız için hepinize çok teşekkür ederim.
 
Son düzenleme:
Daha önce yazdıklarımız kısıtlı bilgi karşısında genel anlatımdır. Detaylı anlatımıza göre işçiler keyfilik yapıyor. İşçinin "fazla mesai talebinden haberim yoktu ki!" savına karşı fazla mesai öncesinde (muvafatı olanlardan) x tarihinde y-z saatleri arasında fazla mesai yapmanız" vb şeklinde yazı yazıp "okudum" yazdırıp imza almalısınız. Fazla mesai onayı verdiği ve 270 saati doldurmadığı zaman işe gelmediğine dair tutanak tutup savunma istemelisiniz. Sonuca göre haklı fesih olarak ihbar tazminatı ödemeden ancak kıdem tazminatı ödeyerek iş akdini fesh edebilirsiniz.
Ek; İş kanunu 42 maddede belirtilen zorlayıcı nedenler ile fazla mesai gerekli ise işçinin oluru istenmeden de fazla mesai yaptırılabilir.
 
Son düzenleme:
Anlaşılan o ki,bu işvrenlikte iyi niyet,bu bağlamda f.çalışma yapılmış ise ücrete ilişkin alacaklar/ödemeler noktasında sorun yaşanmıyor,aşırı iş disiplini yok,daha çok anlayış ve esneklik sözkonusu,ancak çalışanların işin gereği f.çalışmaya ihtiyac duyulan zamanlarda,gerekli hassasiyeti göstermedikleri,duyarsız/sorumsuz hareket ediyor oldukları görülüyor.
F.çalışmalara katılım hususnda,işverenin bir noktadan sonra mecburen disiplin yoluna gidebileceği,hatta gitmesi gerektiği,bu sebeble sn.merkür2 nin dediği gibi işverenin f.çalışma talebini önceden yazılı olarak bildirmesi/tebliğ etmesi(bu durumda toplu liste de yapılabilir)daha sonra izinsiz ve özürsüz katılmayanlar hakkında artık disiplin mekanizmasını çalıştırmasının gerekeceği hatta zorunlu hale gelmiş olduğu anlaşılmaktatdır.(zaten sn.şule hanımda bunun bilincindedir:))
 
Üst