T
T U R K O
Ziyaretçi
Yahya Arıkan
Gayrimenkul alım-satımı sırasında vergilendirme ile ilgili hak ve yükümlülüklerde, gayrimenkulün elde ediliş tarihi ve bir bedel karşılığı elde edilip edilmediği önemli. Gerçek kişilerin bir bedel karşılığı edindikleri gayrimenkullerin elde edildiği tarihten başlayarak beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazancı olarak gelir vergisine tabidir.
Buna göre aşağıda belirtilen mal ve hakların beş yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancıdır;
* Arazi, bina, maden suları, memba suları, madenler, taşocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı,
* Voli mahalleri ve dalyanlar,
* Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar,
* Gemi ve gemi payları ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye vasıtaları.
Ancak; bedelsiz olarak veya veraset yoluyla edinilen gayrimenkullerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar ile gayrimenkullerin iktisap tarihinden başlayarak beş yıldan fazla bir süre elde tutulduktan sonra elden çıkarılmasından doğan kazançlar vergilendirilmez.
2007?den önce alınanlarda süre 4 yıl
Ayrıca, 01 Ocak 2007 tarihinden önce edinilmiş olan gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde dört yıllık süre esas alınacaktır. Diğer taraftan 01 Ocak 2007 tarihinden itibaren iktisap edilen gayrimenkullerin elden çıkarılması sonucu doğacak kazancın vergilendirilmesinde ise beş yıllık süre söz konusu olacaktır.
Sürekli alım-satım vergilendirilir
Gayrimenkul alım satım işinin devamlı yapılması durumunda elde edilen gelir değer artış kazancı olarak değil ticari kazanç olarak vergilendirilecektir.
Ticari bir organizasyon içerisinde yapılan satışlar, tek bir satış gerçekleştirilmiş dahi olsa, ticari kazanç olarak değerlendirilecek, ticari bir organizasyon olmaksızın birden fazla satış yapılmış (bir yılda birden fazla veya her yıl bir satış yapılması) satışın hangi amaçla yapıldığının tespit edilmesi gerekecektir. Bu durumda, kazanç sağlama amacıyla yapılan alım-satım işlemlerinin ticari kazanç kapsamında; şahsi ihtiyaç ya da servetin korunması amacıyla gerçekleştirilen alım-satım işlemlerinin değer artış kazancı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Aynı zamanda, bu kazançların bir ticari işletme tarafından elde edilmesi durumunda da elde edilen kazanç ticari kazanç olarak vergilendirilecektir.
Satın alınan ve trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından elde edilen kazançlar da ticari kazanç olarak vergilendirilir.
Net değer artışının tespiti
Değer artış kazancında vergilendirilecek kazanca ?safi (net) değer artışı? denilir. Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından aşağıdaki indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunmaktadır.
Gayrimenkullerin elden çıkarılması sonucunda elde edilen değer artış kazancından indirilebilecek giderler şunlardır:
4 Elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedeli,
4 Elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderler,
4 Ödenen vergi ve harçlar.
Maliyet bedelinin tespit edilememesi halinde maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonu?nca tespit edilecek bedel esas alınacaktır.
Edinilme bedelinin tespiti
Gayrimenkullerin elden çıkarılmasında edinme (iktisap) bedeli, elden çıkarılan gayrimenkullerin, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Türkiye İstatistik Kurumu?nca belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında arttırılarak tespit edilecektir. 2006 yılının Ocak ayından itibaren toptan eşya fiyat endeksi yerine, üretici fiyat endeksi (ÜFE) yayımlanmaktadır. Bu nedenle 01.01.2006 tarihinden sonra yapılan endekslemelerde toptan eşya fiyat endeksi yerine, üretici fiyat endeksi dikkate alınacaktır.
Ancak, bu endekslemenin yapılabilmesi için söz konusu artış oranının yüzde 10 veya üzerinde gerçekleşmesi gerekmektedir.
Beyan nasıl yapılacak?
Değer artış kazançlarının beyan konusu edilip edilmeyeceği, elde edilen iradın istisna haddinin altında kalıp kalmadığına bağlıdır. İstisna haddini aşan tutarda gelir elde edilmesi halinde yıllık beyanname verilecektir.
Beyanname, elde edilen değer artış kazancının safi miktarının açıklanan istisna sınırını aşması durumunda, satışın yapıldığı yılı takip eden yılın mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar yıllık beyanname ile beyan edilip, Gelir Vergisi Kanunu?nda belirtilen oranlar üzerinden gelir vergisi hesaplanarak, mart ve temmuz aylarında olmak üzere 2 eşit taksitle ödenecektir.
Malulen emekliler yeniden çalışabilir mi?
Sosyal güvenlik mevzuatına göre, malulen emekli olanların yeniden çalışmaya başlaması halinde malullük aylıkları kesilmektedir. Sigortalının veya işverenin talebi üzerine, kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin kurum sağlık kurulunca incelenmesi sonucu, 4-1/a ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60?ını kaybettiği anılan kurulca tespit edilen sigortalı malul sayılır.
En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için sigortalılık süresi aranmadan 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması halinde maluliyetin söz konusu olabileceği hükme bağlanmıştır.
Malullük aylığı almakta iken;
a) Kanuna tabi sigortalı olarak veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlaması halinde, çalışmaya başladığı tarihi,
b) Yapılan kontrol muayenesi sonucu malullük durumunun kalktığının anlaşılması hâlinde, yeni malullük durumuna esas tutulan raporun tarihini,
takip eden ödeme dönemi başında malullük aylığı kesilir.
5510 sayılı Kanun?un yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden önce malullük aylığı bağlanmış olan sigortalılardan, 01.10.2008 tarihinden önce veya sonra çalışmaya başlaması nedeniyle aylıkları kesilenlerin, işten ayrılarak yeniden tahsis talebinde bulunmaları halinde bunların kontrol muayenesine tabi tutulması gerekmektedir.
Sigortalının malullük hali, SGK?ye sevk talebinin 01.10.2008 tarihinden sonra olması nedeniyle yeni hükümlere göre tespit edilecek ve malul olduğu anlaşılan sigortalıya aylık yeniden hesaplanarak bağlanacaktır.
Ancak, sigortalının aylığa hak kazanma koşullarını ikinci talebinde yerine getirmiş olup olmadığına bakılmayacaktır. (506 sayılı Kanuna göre 5 yıllık sigortalılık süresi ve ortalama 180 günden aylık bağlanmış ve 5510 sayılı Kanun?un yürürlük tarihinden itibaren yeniden tahsis talebinde bulunduğunda 10 yıllık sigortalılık süresi veya 1800 gün yerine gelmeyebilir.)
Malullük hali devam eden sigortalının aylık alma hakkı sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı yönünden kazanılmış hak niteliğinde olduğundan, malullük aylığı bağlanması için gerekli olan şartların sonradan değişmiş olması aylığın kesilmesini gerektirmemektedir.
SON DEFA EMEKLİ SANDIĞI?NA TABİ BİR GÖREVDEN AYRILANLARA İKRAMİYE ÖDENMESİ
Geçenlerde tesadüfen okuduğum bir haberde, geçmiş yıllarda devlet memurluğundan kendi isteğiyle tazminatsız ayrılanlar için Resmi Gazete?de yayımlanmayı bekleyen bir kanundan söz ediliyordu. 1975 - 1983 yılları arasında bir kamu kuruluşunda çalışmış ve kendi isteğimle ayrılmıştım. Yanlış anımsamıyorsam 657 sayılı kanuna dahil bir memurluktu yaptığım. Şayet böyle bir kanun yasallaşırsa tazminat almayı hak ediyor olacak mıyım? Özdemir ÖZKAN
Anayasa Mahkemesi?nin 5 Haziran 2009 tarih ve 27249 sayılı Resmi Gazete?de yayımlanan E.: 2005/40, K.: 2009/17 ve 5.2.2009 tarihli kararıyla, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun?un 12. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ?Son defa T.C. Emekli Sandığı?na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...? ibaresinin anayasanın 2., 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemi karara bağlanmıştır.
Söz konusu iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete?de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
Artık yasal düzenleme yapıldıktan sonra son defa Emekli Sandığı?na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olması nedeniyle ikramiye ödenmeyenlere de ikramiye ödenecektir.