Ynt: irsaliyeli fatura irsaliye olarak kullanılabilirmi?
IV- İRSALİYELİ FATURA
A. Kanuni Dayanak:
Vergi Usul Kanunu?nun 211 Seri Nolu Genel Tebliği (8) ile, İrsaliyeli Fatura uygulaması getirilmiş bulunmaktadır. Bu uygulamada mükellefler, fatura ve sevk irsaliyesini ayrı belgeler olarak değil, ?irsaliyeli fatura? adı altında tek belge olarak düzenleyeceklerdir. Daha sonra getirilen Vergi Usul Kanunu?nun 232 Seri Nolu Genel Tebliği (9) ile, satılan malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde, satıcı tarafından irsaliyeli fatura düzenlenebileceği gibi ayrı ayrı fatura ve sevk irsaliyesi de düzenlenebilecektir. İrsaliyeli fatura düzenlenmesi halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmayacaktır. İrsaliyeli fatura, hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını bir belgede toplama özelliğine sahip bir vesikadır.
VUK?nin 231 inci maddesinin 5 numaralı bendinin mükelleflere tanıdığı, malın tesliminden itibaren faturanın yedi gün içinde düzenlenmesi imkanından vazgeçerek, bu yükümlülüğü derhal yerine getirmek isteyen mükellefler, fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenlemeksizin, diledikleri takdirde, aşağıda sıralanan esaslara uygun olarak ?irsaliyeli fatura? düzenleyebileceklerdir.
B. Özellik Arz Eden Hususlar:
İlgili kanun maddesinden ve yukarıda belirtilen tebliğlerden hareket ile İrsaliyeli Fatura için özellik arz eden hususları aşağıdaki gibi sıralamak mümkün. Buna göre;
1- İrsaliyeli fatura? uygulamasına hesap dönemi içinde geçilemez, kesinlikle hesap dönemi başında geçilmesi gerekir. Yeni işe başlayanlar işe başlama tarihinden itibaren bu usulü seçebilirler; daha sonra hesap dönemi içinde usulün değiştirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu durumdaki mükellefler hem ?irsaliyeli fatura?, hem de ayrı ayrı fatura ve irsaliye düzenleyemezler.
Bu usulü seçen mükellefler, ilgili hesap dönemi başında başlamak ve o takvim yılı sona ermeden fatura veya sevk irsaliyesini ayrı ayrı düzenleyemezler hükmü ise, 232 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değiştirilerek, aynı zamanda fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı kullanma hakkı da tanımaktadır.
2- İrsaliyeli Fatura uygulamasını seçen mükelleflerden mal satın alan mükelleflerin, bu malları taşımaları veya taşıttırmaları esnasında ?irsaliyeli fatura? bulunması halinde, bunların ?sevk irsaliyesi ? düzenleme yükümlülükleri yoktur. İrsaliyeli fatura?nın altında, ?bu belgenin sevk edilen malla birlikte bulunması halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmaz.? ifadesine yer verilecektir.
3- Malı satan mükellefler İrsaliyeli Fatura?yı en az üç örnek olarak düzenleyeceklerdir. En az üç nüsha düzenlenmeyen ?irsaliyeli fatura?lar hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. İrsaliyeli fatura?nın iki nüshası mutlaka malı taşıyan araçta bulundurulacak, yoklama ve denetimlerde ?irsaliyeli fatura?nın iki nüshası da ibraz edilecektir. Denetim elemanları, kendilerine ibraz edilen ?irsaliyeli fatura?nın bir nüshasına adını, soyadını ve unvanını yazdıktan sonra tarih belirterek mühürleyip imzalayacak ve ilgiliye iade edecekler, diğer nüshasını mükelleflerin vergi dairelerinde bulunan tarh dosyalarına konulmak üzere ilgili vergi dairelerine intikal ettirilecektir.
4- İrsaliyeli Fatura?da; faturayı düzenleyenin adı, ticari ünvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası, malın nev?i, miktarı, fiyatı ve tutarı ile nereye ve kime gönderileceği; müşterinin adı, ticari ünvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası, düzenleme tarih ve saati ile anlaşmalı matbaa ile ilgili bilgilere yer verilecektir. Bu bilgilerin eksik olması halinde ?irsaliyeli fatura? hiç düzenlenmemiş sayılacaktır.
5- İrsaliyeli Fatura?da esas kural; taşıttırılan malların, satışa konu olan mallar olduğudur. Dolayısı ile, satışa konu olmayan mal teslimlerinde (işlenmek üzere gelen ve işlenmiş olarak işçilik faturası ile malın sahibine gönderilen malın kendisi ve işçilik faturası) irsaliyeli fatura ile tesliminin mümkün olmaması gerektiği görüşündeyiz.
V- SONUÇ:
V.U.K.?nun ?Vesikalar? kısmı ve ?Kayıtların Tevsiki? bölümlerinde getirilen düzenlemeler kapsamında Vergi yasalarımıza ve ticari hayata önce FATURA kavramı, ardından İRSALİYE kavramı ve nihayet ihtiyaç sonucu İRSALİYELİ FATURA kavramı yerleşmiş ve bu belgeler bazı aksaklıklara rağmen mükellefler tarafından yasal belge olarak kullanılmakta ve ticari hayatımızda da genel kabul görmüş belgeler arasında yer almaktadırlar.
Her gelişen ekonomide olduğu gibi ülkemizde de büyüyen ekonomi ile beraber ticari sahada mal ve hizmet hareketlerinin kayıt altına alınabilmesi için koşullar yaratılmakta ve tedbirler alınmaktadır. Her türlü mal ve hizmet hareketlerinin izlenmesinin ön koşulu belge düzeninin sağlanmasıdır. Belge düzeni ise; yasal düzenlemeye ve bu yasal düzenlemeye uyumun sağlanması için denetimin yapılmasını gerektirir.
Fatura normal olarak malın teslimi sırasında düzenlenir. Bazı hallerde teslimden bir süre önce, bazı hallerde de teslimden bir süre sonra düzenlenmesi de mümkündür. Ancak faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren en geç 7 gün içinde düzenlenmesi gerekir. Satılan malın teslim tarihinden sonra veya teslimi sırasında düzenlenmiş olsa dahi, faturada malın teslim (irsaliye) tarihi ve irsaliye numarası yer alacak ve ayrıca sevk irsaliyesi de düzenlenecektir.
Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu?na göre, vergiye tabi muamelelerde bedel yabancı paraya endeksli olarak belirlenebilmektedir. Yurt içinde yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları dolayısıyla tanzim edilen faturaların, sadece döviz karşılıkları belirtilerek düzenlenmesi mümkün değildir. Ancak bu faturanın uygun bir yerine fatura tarihindeki T.C.M.B. Döviz Alış Kurunun mal bedelinin ve Katma Değer Vergisinin Türk Lirası karşılıklarının da yazılması gerekmektedir. (10) Ayrıca, Maliye Bakanlığı, Gelirler Genel Müdürlüğü, B.07.0.GEL.0.29/2921-229-229/37791 sayılı aşağıdaki müktezası da bu yöndedir;
? fatura üzerindeki bedelin döviz cinsinden (yabancı para) düzenlenmesi halinde fatura üzerine o günki döviz alış kuru esas alınmak suretiyle Türk Lirası karşılığının yazılması, faturada belirtilen meblağın faturanın düzenlendiği tarihten sonraki bir tarihte ödenmesi halinde ortaya çıkan kur farkı için de fatura düzenlenmesi gerekmektedir?
Ayrıca, 31.07.2004 tarihinde geçerli olmak üzere, 5228 sayılı Kanunu (11) yedinci maddesi ile değişen VUK?nun ?Türkçe Tutma ve Türk Parası Kullanma Zorunluluğu? başlıklı 215?inci maddesinin fatura nizamını ilgilendiren yeni şekli aşağıdaki gibidir;
VUK. Madde 215:
1. Bu kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir.
2. a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.
İrsaliye ve İrsaliyeli fatura kavramlarında gerek yasal düzenlemenin iyi kavranmaması ve gerekse bu belgelerin bilerek amaç dışı kullanılması gibi sorunlar mükellefler ile idareyi çoğu zaman karşı karşıya getirmektedir. Esas olan; sevk irsaliyesinin ancak alım satıma konu olan ve ticari bir nitelik taşıyan malların sevkinde düzenlenmesi gereken bir belge olduğudur. Burada amaç ticari bir teslimin nihai olarak faturaya bağlanmasını sağlamaktır. Hiçbir ticari niteliği olmayan teslimlerde sevk irsaliyesi düzenlenmez. Örneğin; ticari hiçbir niteliği olmayan ?evden eve ev eşyasının nakli? nde sevk irsaliyesi aranmaz. Ancak özellik taşıyan bazı teslimlerde; teslime konu mal ticari nitelik taşımasına rağmen sevk irsaliyesi düzenlenmemektedir. Örneğin; gayrimenkul satışı, ticari bir nitelik taşıdığı halde bu tür teslimlerde sevk irsaliyesi aranmaz.
Uygulamada, faturanın üst kısmına veya alt kısmına kaşe basılarak imza atılması farklı algılanmakta ve tartışılmaktadır. Faturanın üst kısmına kaşe basılarak imzalanması AÇIK FATURA, alt kısmına kaşe basılarak imzalanması KAPALI FATURA olarak uygulaması bir teamül olarak ticari hayatımıza yerleştiği görülmektedir. Fatura bedeli karşılığı yapılan ödeme için makbuz alınmadıkça fatura tutarı ödenmiş veya tahsil edilmiş sayılmaz. Diğer bir ifade ile, kaşenin faturanın alt kısmına basılarak imzalanması o fatura bedellinin tahsil-tediye edildiği anlamına gelmez. Nitekim bu konuda değişik zamanlarda ticari ihtilaflara düşüldüğü ve konu yargı tarafından farklı şekillerde yorumlanarak sonuçlandırılmaktadır. Bu konuda, Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesinin, 18.01.2001 tarih, E.2000/6236, K.2001/300 sayılı kararının özeti aşağıdaki gibidir.
?Borçlar Kanunu'nun182/2. maddesinde, aksine sözleşme ve adet bulunmadığı takdirde, satıcı ile alıcının borçlarını aynı zamanda ifa ile yükümlü olduğu belirtilmiştir. Ayrıca faturanın kapalı olarak düzenlenmiş olması mal bedelinin peşin olarak ödendiğine karine teşkil edeceği kabul edilmektedir. Bu nedenle kapalı faturanın ödemeye karine teşkil ettiği ve bu karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığı gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmemiştir?
Öte yandan, günümüzün gelişmiş ekonomilerinde hizmet sektörü de en az fiziki mal üreten sanayi ve tarım sektörü kadar önem kazanmış olup, bu sektörde de sevk irsaliyesi düzenlenemez. Bu nedenle sevk irsaliyesine dayalı bir denetim anlayışı çok başarılı uygulansa dahi ancak ekonominin dar bir alanını kontrol edebilir ve vergi denetiminde ana unsur olarak kullanılması anlamsızdır. Bu nedenle Türk vergi denetiminde yer alan fiziki denetimlerin yerini büyük ölçüde parasal hareketleri takip eden bir denetim anlayışı almalıdır. (12)
Bilindiği gibi her türlü mal ve hizmet hareketleri sonucu fatura düzenlenmekte ve faturalar mükelleflerin kayıt ve beyanları için en önemli belge olarak işlem görmektedir. Günümüzde kayıt dışı ile mücadelede fatura dışında ?İrsaliye? de önemli bir belge olarak değerlendirilmektedir. Özellikle ?İrsaliyeli Fatura? kavramından sonra da bu belgelerin daha da dikkatli kullanılması gerekmektedir. Zira, irsaliyeli fatura kullanmak isteyen mükelleflerin bu belgenin avantaj ve dezavantajlarını da bilmelidirler. Şöyleki; teslim edilecek mal ile birlikte düzenlendiğinden, irsaliyeli fatura kullanan mükelleflerin ayrıca fatura düzenleme ve bunu takip etme gibi bir sorunları olmayacağı gibi, usul ve zaman açısından da cezalar ile muhatap olmazlar. Teslim edilecek mal ile birlikte düzenlenen sevk irsaliyesi haricinde, en geç 7 günlük süre içerisinde fatura düzenlemek zorunluluğu mükellefleri zaman ve usul yönünden cezalar ile karşı karşıya bıraktığı gibi, takip ve belge düzeni açısından iş yükü yaratmaktadır. Özellikle yoğun mal teslimleri olan işletmelerde usulüne göre kullanılması halinde, ?İrsaliyeli Fatura? kullanımının daha avantajlı olduğu görülmektedir. Ancak, irsaliyeli fatura?da esas kural; taşıttırılan malların, satışa konu olan mallar olduğudur. Dolayısı ile, satışa konu olmayan mal teslimlerinde (işlenmek üzere gelen ve işlenmiş olarak işçilik faturası ile malın sahibine gönderilen malın kendisi ve işçilik faturası) irsaliyeli fatura ile tesliminin mümkün olmaması gerektiği görüşündeyiz.