Sayın m_varol' cevap:
İş ortaklığınca yapılan taahhüt işinden oluşan iş ortaklığı net karı, iş ortaklığı tarafından kurumlar vergisine ve stopaja tabi tutulur. Vergi sonrası kar, payları oranında ortaklara dağıtılır. Ortaklarca dağıtımın yapıldığı yıl itibariyle elde edilen bu gelir temettü niteliğindedir. Bu gelir kurumlar vergisi mükellefi olanlar tarafından elde edilmişse, prensip olarak kurumlar vergisine tabi olmakla birlikte KVK’nun 8/1. maddesi uyarınca kurumlar vergisinden müstesnadır. Gelir vergisi mükelleflerince elde edilmişse, GVK'nun 75/2 maddesi uyarınca menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesi gerekir.
Eğer zarar husule gelmişse bunu Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi mükellefiyeti açısından iki şekilde değerlendirmek gerekir.
- Zararın devredileceği mükellef KV. Mükellefi ise zararı Kurum gelirlerine mahsup edemez. Çünkü vergiye tabi tutulmayan bir gelir prensip olarak vergi matrahının tespitinde indirim konusu da olamaz.
- Zararın devredileceği mükellef GV. Mükellefi ise GVK 88. maddesi 3. fıkrasının
” Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında, gider fazlalığından doğanlar hariç, sermayede vukua gelen eksilmeler zarar addolunmaz.”
Hükmü gereğince indirime konu edilmesi mümkün değildir.
Netice olarak gerek Kurumlar Vergisi mükellefleri gerekse Gelir Vergisi mükellefleri iş ortaklıları faaliyetlerinden uğradıkları zararı gelirlerine mahsup edemezler.
..........................