İstifa Kodu İle Çıkış İhtiyari Arabulucu Ödenen Kıdem Tazminatı Gider Yazma Durumu

SerhanSerhan

Tanınmış Üye
Üyelik
2 Ara 2013
Mesajlar
1,550
Konum
istanbul
Bir personel işten çıkmak istedi anlaşmaya varıldı ihtiyari arabulucu ile 120.000 TL kıdem tazminatı ödenecek ancak çıkış kodu istifa olacak
Bu durumda ödenen kıdem tazminatı arabulucu ile verildiği için sgk ve gelir vergisinden muaf sayılıp aynı zamanda gider yazılabilir mi? Yani normal kıdam tazminatı yerine geçer mi? Yoksa çıkış istifa olacağı ve arabulucu olsa dahi kıdem yerine geçmeyip ücret olarak mı değerlendirilip sgk primi ve gelir vergisine tabi mi olur? Teşekkürler
 
Şahsen istifa eden personele keyfiyeten ödenen kıdem olmadığı için ücret olarak değerlendirmezdim.
 
4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine istinaden, gerek mahkeme kararına istinaden hükmedilen gerekse arabuluculuk sözleşmesine göre ödenen ve işçinin sekiz aylık ücretini geçmeyen işe başlatmama tazminatları, 193 sayılı Kanunun 25 / (1) numaralı maddesinin değişiklik öncesi ve sonrası hükümleri kapsamında gelir vergisinden istisnadır. İşveren tarafından işçiye yapılan işe başlatmama tazminatlarında istisna tutarı olarak, iş sözleşmesinin geçersizliğine karar veren mahkeme veya özel hakemin kararında belirtilen tutarın dikkate alınması gerekmektedir. Mahkeme ya da özel hakem kararı olmaksızın işveren tarafından işçiye yapılan işe başlatmama tazminatlarında herhangi bir istisna hükmü uygulanmaması, diğer bir ifade ile yapılan ödemenin gelir vergisi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir.

-Ücret mahiyetinde bulunan, ihbar tazminatı, boşta geçen süreye karşılık olarak yapılan ödemeler ile fazla mesai ödemesi üzerinden ise tevkifat yapılması gerektiği tabiidir. İhbar tazminatı ise, işçinin işten haber verilmeksizin veya ihbar süresi bitiminden önce çıkarılması durumunda işveren tarafından işçiye ödenmesi gereken tazminattır. Arabuluculuk sözleşmesine istinaden işveren tarafından işçiye yapılan ihbar tazminatı ödemelerinde ihbar tazminatı için herhangi bir istisna hükmü yer almadığından yapılan ödeme tutarının brütleştirilerek vergi kesintisine tabi tutulması uygun olacaktır.

-Kıdem tazminatları ise yasal sınırları aşılmadığı sürece gelir vergisinden istisna olacaktır. Arabuluculukla ödenmiş kıdem tazminatı, çalışanın kıdem süresine karşılık olarak kıdem tavanı gözetilerek hesaplanmış tutarı, gelir vergisinden müstesna olacaktır. Fakat kıdem tazminatı olarak belirlenmiş tutar çalışanın gerçek kıdem tazminatını aşan miktarda ise, aşan kısmı vergilendirilmelidir.

Yukarıdaki ödemelerden Damga Vergisi kesileceği aşikardır.

Vergilendirme dönemi açısından da, 166 GVK Genel Tebliğinde bazı açıklamalar bulunmaktadır. Bu nedenle ücretin elde edildiği yani mahkeme kararı ve kesinleşen arabulucu tutanağının isabet ettiği dönemde bize göre beyan konusu edilmesi gerekmektedir. Tebliğe göre de toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uzaması ve sözleşmenin sonraki takvim yılında imzalanması veya sözleşme aynı yılda imzalanmakla beraber sözleşmeden doğan farkların müteakip takvim yılında tahakkuk ettirilerek ödenmesi halinde, toplu sözleşmeden doğan farklar, tahakkuk ve ödemesinin yapıldığı yılın ücreti olarak kabul edilmek suretiyle vergilendirilecektir.

Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler de ücret kanuna göre ücret sayılmaktadır.

Mahkeme veya arabulucu kararı/anlaşması kapsamında yapılan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti (mesai), izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti gibi ödemelerin ödemenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, mahkeme kararına istinaden ödenen faiz, vekalet ücreti ve mahkeme masrafı tutarlarının Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak kayıtlara alınabilecektir.

Ödemelerin hak sahibine geç ödenmesi nedeniyle ödenen faizlerin ücret olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamakta olup, faiz ödemeleri Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında alacak faizi niteliğinde olduğundan, tevkif yoluyla vergilendirilmeyen bu ödemelerin elde edenlerce Gelir Vergisi Kanununun 85 ve 86 ncı maddeleri uyarınca menkul sermaye iradı olarak yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

KAYNAK : https://www.adenymm.com.tr/
 
Üst