İşveren vekili ve iş güvencesi hükümleri hk.

şeref aydemir

Tanınmış Üye
Üyelik
25 Kas 2011
Mesajlar
4,866
Konum
ankara
4857/M.2 de "işveren vekili" tanımı,
M.18 de ise "iş güvencesi" nden yararlanmada "işveren vekili" kavramına açıklık getirilmekle birlikte manada sınırlama sözkonusu Şöyleki;
-işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile
-işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işciyi işe alma ve işten çıkartma yetkisi bulunan işveren vekilleri ,iş güvencesinden yararlanamazlar.
Bu duruma göre özellikle sn.Genel müdür,yardımcıları ve diğer müdürlerin statüleri açısından değerlendirecek olursak, genel müdürler hariç(bu benim düşüncem) diğerleri hakkında işveren vekili dir veya değildir diyebilmemiz için bu kişilerle ilgili (temsil ve görev tanımları yönünden hanki halde olur ise işveren vekili sıfatına haiz olur veya olmaz şeklinde )açıklama yapabilirmisiniz.saygılarımla...
 
Ynt: İşveren vekili ve iş güvencesi hükümleri hk.

Bu"Forum" un değerli üyeleri kıymetli meslek mensupları

Bilindiği üzere orta ve büyük işletmeler(şirketlerimiz)de, bir genel müdür var isede bazılarında 3 veya 5 genel müdür yardımcısı,5 ila 10 müdür bulunmaktadır.
Dolayısıyle bu durum, birçok işyeri ve bu pozisyonlarda çalışanları birebir ilgilendirmektedir.
Konu basit olmadığı için yardımınıza ihtiyaç duyulmuştur.
Tekraren ilgi ve bilgilerinize sunulur.
 
Ynt: İşveren vekili ve iş güvencesi hükümleri hk.

Ben şöyle yorumluyorum;

işveren tarafından adı genel müdür müdür v.s. olmasa bile, vekaletname verilmiş ve bu vekaletnamede, işe alım işçi çıkışı, ve bir çok kurumla işveren adına iş takip etmeye vekaleti olan arkadaşlar işveren vekilidir. ve işçi statüsünde olmadıkları için iş güvencesi hükmü bu arkadaşlara uygun değildir.
 
Ynt: İşveren vekili ve iş güvencesi hükümleri hk.

T.C
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi

YARGITAY İLAMI
ESAS NO :2008/27930
KARAR NO:2009/11600


MAHKEMESİ: Bursa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2008

NUMARASI : 2007/925-2008/140
DAVACI : ..................ADINA AVUKAT...........


DAVALI : .............. A.Ş. ADINA AVUKAT ............


DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına alınmıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S. G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


YARGITAY KARARI





Davacı işçi, davalı şirkete ait işyerinde 20.09.2000 tarihinde çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 04.07.2007 tarihinde geçerli bir neden olmaksızın işverence sona erdirildiğini belirterek feshin geçersizliğine, davacının işe iadesinin karar verilmesini, işe başlatmama tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.

Davalı, davacının davalı şirketi fiilen sevk ve idare eden en yüksek konumdaki yetkili olduğunu, ayrıca belirli süreli hizmet akdi ile çalıştığını, bu nedenle iş güvencesi kapsamında olmadığını, davacının bizzat kaleme aldığı 02.07.2007 tarihli ?ihtarname ? işyeri ve çalışan huzuru? başlıklı yazının son paragrafında belirttiği üzere davalı şirkette çalışmaya niyetinin olmadığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece gümrükteki malların ithalatının gecikmesinin davacıdan değil, nakit sıkıntısından kaynaklandığı, diğer suçlamaların kanıtlanmamış soyut iddialar olduğu, davacı hakkındaki tüm suçlamaların davacının bir kısım usulsüz uygulamalara karşı çıkıp yönetim ile ters düşmesinden sonra ortaya atıldığı, 7 yıla yakın çalışması sırasında daha önceden hakkında herhangi bir tutanak tutulmadığı, savunma alınmadığı, dolayısıyla haklı fesih için 4857 sayılı yasanın 25/II maddesinde aranan şartların oluşmadığı, geçerli fesih için de davacının son olarak atılı suçlamalar yönünde savunmasının alınmadığı, yasanın aradığı şekil şartına uyulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu?nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.






İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri her şeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz.

Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.




İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18?nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu?nun 18?nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir.(26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilam.)

Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta ticaret müdürü olarak çalışan davacının davalı şirketi fiilen sevk ve idare eden en yüksek konumda ki yetkili kişi olduğu, işveren konumunda bulunması nedeniyle iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı işverence ileri sürülmüştür. Dosyada mevcut organizasyon şemasında genel müdürden sonra üretim müdürü, ticaret müdürü, mali ve idari işler müdürü ve kalite müdürü yer almaktadır. Genel müdürden sonra ?genel müdür yardımcısı? pozisyonunun bulunup bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Davalı şirkette genel müdür yardımcısı pozisyonu yoksa organizasyon şemasında genel müdürden sonra gelen pozisyonlarda görev alan kişiler işletmenin bütününü sevk ve idare eden işverenin vekilinin yardımcıları konumuna geleceklerdir. Somut olayda genel müdürden sonra ?genel müdür yardımcısı? pozisyonunun olup olmadığı , davacının genel müdürün yardımcısı pozisyonunda bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmamıştır. Belirtilen yönlerden araştırma yapılarak davacının işveren vekili veya yardımcısı olup olmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.




SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

...................................................................................



Tanımlama için kullanılan kelimenin ne olduğuna bakmaksızın, doğrudan işveren vekili olarak görev yapan kişinin işletme-işyeri içinde,dışında; kullanabildiği -verilen yetki ve sınırlarıyla ilgilenmiş kanun.
Bir örnekte, işe iade davası açmış bir kargo şubesi müdürünün, (yukarıdaki örnekteki gibi) işyerinin (şube)tamamı üzerinde yasada sayılan tüm yetkilere sahip olması nedeniyle işveren vekili sayılıp işe iade talebinin reddine karar verirken ,
çalışma saatlerini kendi belirleyen durumunda olmasını da ortaya koymasına rağmen,dava dilekçesinde kazaen yada çok çok ince bir düşünceyle yazılmış fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi talebi haklı bulunmuş ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmesine karar verildiğini hatırlıyorum.
Kendi içinde çelişen bir karardır aslında ama, net gösterdiği bir şey var,
hukukta her durum, kendi içinde değerlendirilir.İşveren vekilliği, yetkileri, işe iade nin önünü kesebilmiş ama o yetkilere rağmen fazla çalışma ücretine hak kazanılabileceğine de karar verilebilmiş.
 
Ynt: İşveren vekili ve iş güvencesi hükümleri hk.

Sn keremcem teşekkür ederim.
Benim de yaptığım araştırma(yarg 9 hd. kararları) sonucu, benzer durumla karşılaştım.

Ayrıca "hukuk da her durum kendi içinde değerlendirilir" ifadesi cok isabetlidir.

"işveren vekili" kavramının ;sosyal güvenlik mevzuatı,sendikalar yasası ndada zikredildiği,"işletme" kavramının iktisadi bir kavram olduğu ve geniş mana ifade ettiği,
Gerek belirttiğiniz karar,gerekse yüksek mahkeme kararlarında işin hassas noktasının,dar anlamda işyeri,geniş anlamda işletme deki işveren vekilleri için farklılık arzettiği,
Yargıtay bir kararında(2005/21058 E.) işletmedeki genel müdür yardımcısını "...banka acentelerinden sorumlu olduğu ,bu şekilde işletmenin bütününü sevk ve idare eden konumda olduğu,,işletme bazında sorumluluğu nedeniyle burada işe alma ve çıkartma yetkisinin aranmıyacağı.."dolayısıyle işveren vekili sıfatında olduğundan ilgilinin işgüvencesi hükümlerinden YARARLANAMIYACAĞI na hükmetmiştir.
İşyeri açısından,bankanın işletme,şubenin işyeri nitelğinde olduğu,şube müdürünün 18 ci madde anlamında,işverenvekili sayılabilmesi için ilave olarak,işciyi işe alma,işten çıkarma yetkisine haiz olma şartının arandığı, bu şart yok ise ilgilinin iş güvencesi hükümlerinden YARARLANACAĞI
Anlaşılmıştır.teşekkür ederim.
 
Ynt: İşveren vekili ve iş güvencesi hükümleri hk.

Farklı yönden bir "Karar"ı bilgilerinize sunmak isterim.

"İŞVEREN VEKİLİNİN YETKİSİZDE OLSA YAPTIĞI FESHİN SONUÇLARINI DOĞURMASI"hk.(Yarg.9.HD.2007/24595E.)

Bu karar içinde deniyorki " Davalı işveren dernek niteliğinde olup,feshe yetkili makamın yönetim kurulu olması,Genel müdür tarafından gerçekleştirilen feshi geçersiz kılmaz.Bu olgu iç ilişkiyi ilgilendirmekte olup,genel müdür ün dernek ve yönetim kurulu na karşı sorumluluğu içinde çözülmesi gerekir.Genel müdür işveren vekili konumunda olup,4857 sayılı İş Kanunu un 2.maddesi uyarınca işveren adına hareket eden ve işin,işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan bir kişidir.Aynı madde gereği ,Genel müdürün bu sıfatla işcilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden ,doğrudan işveren sorumludur.Genel müdürün gerçekleştirdiği fesih işleminde işveren sorumludur..Davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiği sabittir."
 
Üst