İşverenin Ödeme Aczine Düşmesi

nirvana3482

Katkı Sunan Üye
Üyelik
12 Kas 2008
Mesajlar
296
Konum
İstanbul
İşverenin ödeme aczine düşmesi hangi şartlarda ne ne şikilde yararlanılabilir bu konuda bilgisi olan arkadaşlardan yardım ve önerilerini bekliyorum.

İflasın Ertelenmesi bu konuyla ilişkilendirilebilir mi !

Başvuru Şekli ve Koşulları Nasıl ve Nerelere Yapılabilinir !

Nasıl bir süreç izliyor konyla ilgili Tercübeli Arkadaşlardan Yardım Bekliyorum.

İlgilenecek Olan Arkadaşlara şimdiden Teşekkürler.
 
Ynt: İşverenin Ödeme Aczine Düşmesi

ÜCRET GARANTİ FONU





Yazar: MüjdatŞAKAR(*)

Yaklaşım Dergisi/ Şubat 2008 / Sayı: 182



I- GİRİŞ

İşverenin ödeme güçlüğü sonucu işçilerin ücret alacaklarının kısmen veya tamamen ödenmemesi çalışma hayatının bir gerçeğidir. Bu durum özellikle ekonomik kriz dönemlerinde sıkça yaşanır. İşçilerin ve aile üyelerinin bu yüzden sıkıntıyla karşı karşıya kaldığı, ancak bu duruma karşı ciddi bir önlemin sistemimizde yer almadığı bilinmekteydi. Kanun koyucu 4857 sayılı İş Kanunu ile bu olumsuzluğu belli ölçüde giderecek bir önlem olarak ?Ücret Garanti Fonu? nu Türk İş Hukuku?na getirmiştir (İş K. md. 33).

İş Kanunu madde 33 hükmüne göre; ?İşverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması veya iflası nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan son üç aylık ücret alacaklarını karşılamak amacı ile İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ayrı bir Ücret Garanti Fonu oluşturulur.

Ücret Garanti Fonu, işverenlerce işsizlik sigortası primi olarak yapılan ödemelerin yıllık toplamının yüzde biridir. Ücret Garanti Fonu?nun oluşumu ve uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı?nca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.?

Buna göre, işverenin ödeme aczine düşmesi halinde, işçilerin sadece son 3 aylık ücret alacaklarının Ücret Garanti Fonu?ndan ödenmesi söz konusu olabilecektir. Bu Fonla ilgili kanun hükmünün uygulama şekillerini belirlemek üzere de ?Ücret Garanti Fonu Yönetmeliği? çıkartılmıştır(1).



II- DÜZENLEME ILO NORMLARINA UYGUN DEĞİLDİR!

İşverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde işçi ücretlerini asgari bir güvenceye kavuşturma konusunda, Avrupa Birliği bünyesinde 80/897 sayılı ?İşverenin Ödeme Güçlüğü Halinde İşçilerin Korunması Hakkında Yönerge? çıkarılmış ve bu Yönerge 87/164 sayılı ve nihayet 2002/74 sayılı AB Yönergeleriyle değiştirilmiştir. Konu ILO?nun ?İşverenin ödeme Güçlüğü Halinde İşçi Alacaklarının Korunması Hakkında 173 sayılı Sözleşme?sinde de ele alınmıştır.

İş Kanunu?nun 33. maddesindeki düzenleme 173 sayılı Sözleşme ile karşılaştırıldığında: sözleşmenin 6. maddesinde ödeme güçlüğü halinde, işçilerin son üç aylık ücretinden az olmayan bir miktar için koruma öngörülmüşken, İş Kanunu?nun 33. maddesinde üç aylık bir miktar için koruma getirilmiş olup, daha yüksek bir tutar için koruma öngörülmemiştir. Sözleşme ayrıca, işverenin iflası durumunun ortaya çıktığı veya iş sözleşmesinin son bulduğu yıl ile bundan bir önceki yıl içinde yapılan çalışma sonucu hak kazanılan yıllık izin ücreti olacağının da korunmasını öngörmüşken, İş Kanunu?nun 33. maddesinde böyle bir koruma mevcut değildir. Bu yüzden, İş Kanunu?nun 33. maddesinde, anılan Sözleşmeyle uyumlu gözükmemektedir. Sözleşme, iş ilişkisinin sonra ermesi halinde, işçilerin hak kazandıkları kıdem tazminatı için de güvence getirilmesini öngörmüştür. 4857 sayılı İş Kanunu da bu amaçla bir kıdem tazminatı fonu kurulmasını öngörmüşse de henüz böyle bir fon kurulmamıştır.



III- ÜCRET GARANTİ FONUNDAN YARARLANMA ŞARTLARI

A- İŞÇİNİN İŞ KANUNU KAPSAMINDA OLMASI

4857 sayılı İş Kanunu?na tabi olmayan işçilerin, iş ilişkisinden doğan ücret alacakları Ücret Garanti Fonu kapsamında değildir. Sözleşme ile dahi bu kapsam genişletilemez

Kapsamda olan işçinin iş ilişkisinin sürekli veya süresiz (İş K. md. 10) yahut belirli/belirsiz süreli (İş K. md. 8, 11, 12) veya tam süreli/kısmi süreli (İş K. md. 13, 14) yahut da ödünç iş ilişkisi yahut deneme süreli iş ilişkisi niteliği taşıması, Ücret Garanti Fonu?ndan yararlanmaya engel olmadığı gibi, bu iş ilişkisinin halen devam etmesi veya sona ermiş bulunmasının da önemi yoktur (Yönetmelik md. 9/1).

B- İŞÇİNİN İŞVERENDEN BİR ÜCRET ALACAĞININ BULUNMASI

İş Kanunu?nun 33. maddesindeki güvence sadece işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan ücret alacaklarını kapsadığından, kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatı gibi alacaklar için bu çerçevede bir garantinin bulunmadığı belirtilmelidir.

İşçinin ücret alacağının iş sözleşmesinden doğması şarttır (İş K. md. 33, Yönetmelik md. 8/1). Ücret alacağının işçinin aynı iş ilişkisinden ya da işçinin ayrı ayrı iş ilişkisinden kaynaklanması da mümkündür. Koruma her bir iş ilişkisindeki ücret alacağı bakımından ayrı ayrı geçerlilik taşımaktadır. Yalnız Yasa?da yer almamakla birlikte Yönetmelik, işçinin aynı işverenle olan iş ilişkilerinde aciz vesikasına dayanarak Fondan sadece bir kez yaralanabileceğini öngörmüştür (Yönetmelik md. 9/3). Bu Yasa?yı aşan bir sınırlamadır. Fakat anılan hüküm dikkate alındığında bir işçinin aynı işverene bağlı çalıştığı tek bir iş ilişkisinde olduğu gibi, aynı işverene bağlı çalıştığı aralıklı iş ilişkileri çerçevesinde de sadece bir kez (oda hangi hizmet sözleşmesine denk gelirse) Fondan yararlanabileceği ortaya çıkmaktadır. Bunun Yasa?ya uygun olmadığı fakat kimi kötüye kullanımların önüne geçme düşüncesinden kaynaklandığı söylenebilir. Ancak, işçinin farklı işverenler yanında ayrı ayrı iş sözleşmelerinden doğan ücret alacakları garanti kapsamındadır. İşçinin aynı takvim süresine dayanan birden çok kısmi süreli iş ilişkisinde ve/veya farklı tarihlere denk gelen ayrı ayrı işverenlere bağlı ayrı iş ilişkilerinden doğan ücret alacağı garantiden yararlanabilecektir.

Fon ile güvenceye bağlanan ücret alacağı ise de, bunun hangi tür ücreti anlattığı Kanun?da belirtilmemiştir. Dar veya geniş anlamda ücret mi, net ücret mi yoksa brüt mü olacağı da açık değildir. Ancak, Yönetmelik garantiden yaralanacak ücretin ?net ücret? olduğundan söz etmektedir (md. 4). Ancak, net ücret de olsa garanti kapsamdaki ücretin; çıplak ücret mi yoksa giydirilmiş ücret mi olduğu Yönetmelikte de belirtilmemiştir. Bu nedenle sorun tartışmaya açık halini sürdürmektedir. Eğer, garantinin yalnızca çıplak ücrete yöneldiği benimsenirse, bundan sadece iş karşılığı hak kazanılan ücretin anlaşılacağı, fakat iş karşılığı olmayan ikramiye, sosyal yardım gibi ödemeler için garantinin bulunmadığı sonucuna varılacaktır. Buna karşılık, ücretin giydirilmiş ücreti anlattığı kabul edilirse; bu durumda yalnızca iş karşılığı hak kazanılan çıplak ücretin değil, onunla birlikte herhangi bir iş karşılığı olmadan hak kazanılan ödemelerin (sosyal ücretin) de Fon kapsamında güvenceden yararlanacağı söylenebilecektir. Ancak, Kanunun giydirmiş ücreti kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi sadece bazı işçi haklarının hesabında dikkate alması, bu konudaki suskunluğun ?çıplak ücret?, yani iş karşılığı ücret anlamında yorumlanabileceğini ortaya koymaktadır. Çünkü giydirilmiş ücretin esas alınacağı hususlar Kanun?da açıkça dile getirilmektedir. Ancak, çıplak ücretin netinin esas alınması da işçinin korunması açısından eleştirilmelidir.

Yasa ve Yönetmelik ?son üç aylık ücret alacağının? Fon tarafından karşılanacağı belirtilerek bir üst sınır getirmiştir (İş K. md. 33/1, Yönetmelik md. 4, 89). Buradaki son üç aylık ücret alacağının işverenin ödeme aczine düştüğü tarihten önceki son üç aylık net ücreti belirtmektedir (Yönetmelik md. 4).

C- İŞVERENİN ÖDEME GÜÇLÜĞÜNE DÜŞMESİ

Fondan yararlanabilmek için aranan bir diğer şart, işçinin işvereninin ücret ödeyemez duruma düşmesidir. İşverenin ödeme güçlüğünün, belli özellikleri taşıyan bir durum olarak değerlendirilmesi gerekir. Fon, işverenin;

- Konkordato ilan etmesi veya

- İşveren için aciz vesikası alınması veya

- İflası nedenleriyle ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde devreye girmektedir.

D- İŞÇİNİN BAŞVURUSU

Başvurunun ne zaman yapılacağı konusunda yasal düzenlemelerde açık ve kesin süre yoktur. Ancak, işverenin ödeme aczine düştüğünü gösterir belgelerden birinin ediniminden itibaren başvurulabileceği açıktır. Ücret alacağına ilişkin olarak 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan başvuru yapılabilir.

İşçinin garantiden yaralanabilecek son 3 aylık ücret alacağının varlığının ve halen ödenmediğinin belgelenmesi gerekir. Öyle ki ilgili işçinin bunu ya yönetmeliğe ekli ?işçi alacak belgesi?, (Ek-1) ya da ?son 3 aylık ücret alacağını gösteren diğer bir belge? ile birlikte Yönetmelikte sayılan şu belgelerden birini ibraz ederek yetkili kurum birimine, yani işyerinin bulunduğu yerdeki İş-Kur birimine başvurması şarttır (Yönetmelik md. 8/1):

- İcra ve iflas Kanunu?nun 143. maddesi uyarınca İcra Dairesi?nden alınan ?aciz vesikası? veya 105. maddenin 1. fıkrası uyarınca alınacak ?aciz vesikası hükmündeki belge? (Haciz Tutanağı),

- İflasın açılmasına dair mahkeme kararının tasdikli suretinin veya İcra ve İflas Kanunu?nun 166. maddesi uyarınca ilan edildiğini gösterir bir belge (İflas Kararının, Ticaret Sicil Gazetesi veya İflas Dairesi?nce yurt düzeyinde tirajı en yüksek beş gazeteden birinde yapılan ilanı),

- İcra tetkik merciince verilen konkordato (iflâs anlaşması) mühleti kararının tasdikli sureti veya İcra ve İflas Kanunu?nun 288. maddesi uyarınca ilan edildiğini gösteren belge (yurt düzeyinde tirajı en yüksek beş gazeteden birinde yapılan mühlet ilanı) (Yönetmelik md. 8/a,b,c).

Alacaklı işçi yukarıda sayılan evraklarla birlikte Kurum ünitesine başvurduktan sonra, Kurum gerekli araştırmayı yaparak belgelerde herhangi bir eksiklik yok ise 30 gün içerisinde ödemeyi gerçekleştirir. Ödemeyi, başvuruyu alan ilgili kurum birimi yapar ve durumu ilgili icra-iflas müdürlüklerine veya konkordato komiseri ve işverene bildirir (Yönetmelik. md. 9/1).

Bir işçiye ödeme yapılabilmesi için onun bağlı olduğu işverenin işsizlik sigortası primi ödemiş olup olmaması önemli değildir. İşveren anılan primleri ödemese de işçilerin ücret alacağı için Fon?dan ödeme yapılacaktır (Yönetmelik. md. 9/son).

Fon?un işçilere yaptığı ödeme için işverene rücu edip edemeyeceği hususu Kanun?da yoktur. Ancak, ödeme güçlüğüne kasten veya hileli düşmüş işverenlere karşı böyle bir düzenleme düşünülebilir



IV- SONUÇ

4857 sayılı Kanunla getirilen Ücret Garanti Fonu uygulaması, yetersiz olmakla birlikte, işçi için önemli bir güvencedir. Düzenlemenin sadece ücret alacakları konusunda bir güvence getirmesi ve bu güvencenin de çok sınırlı olması, Fona aktarılacak paranın düşüklüğü eleştirilebilir.



* Prof. Dr., Marmara Ünv., İİBF İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku, Anabilimdalı Öğretim Üyesi

(1) 18.10.2004 tarih ve 25617 sayılı Resmi Gazete?de yayımlanmıştır.
 
Ynt: İşverenin Ödeme Aczine Düşmesi

Paylaşım için çok teşekkür ederim yanlız işverenin işkurumuna bir başvuru şekli var mı yada işçiler bu alamadıkları parayı almak için ne şekilde başvuruda bulunacaklar işveren hangi evrakları işkurumuna vermeli yada bir formu var mı.İşçiye bir belge yada neler verilmeli bununla ilgili bilgisi olan arkadaşlar var ise paylaşmalarını rica ediyorum.
 
Üst