Kdv Tevkifatı

Üyelik
27 Ocak 2006
Mesajlar
3
herkese merhaba,
çalışmış olduğum firma firmalara yükleme ve boşaltma elemanı vermektedir. ocak ayında firmalar faturalarımıza tevkifat uyguladılar. yapmış olduğum araştırma ve yazışmalar sonunda muhtelif firmalara verilen yükleme boşaltma, istifleme, depolama, teslim alma ve teslim etme hizmetleri 96 ve 97 nolu kdv tebliği kapsamında oldupu için tevkifat uygulanamaz diye bir sonuça ulaştım.

bu konuda yanlış bi olay yapmamak için görüşlerinizi alabilirmiyim.
herkese iyi çalışmalar.
 
Sayın Volki

Sorduğunuz soru hakkında bilgim yok. Ben Konu başlığı açtığınız için bununla ilgili bir işlem yaptım e beyanname göndedim. Bununla ilgili görüş alacaktım.

Kısmi Tevkifatlı Yüklenilen KDV yi İade Edilecek KDV bölümüne atıyor Dolayısıyle Mükellefe İade KDV Doğuyor Bu KDV Vergi Dairesinden nasıl alınır. Bilgisi olan varsa Lütfen cevap yazsın.

İyi Çalışmalar...
 
Sn.volki,

Eğer yazınızdan yanlış anlamadım ise siz faturalarınızı tevkıfatlı olarak keseceksiniz. Çünkü elaman teminleri daha neti sadece emek gücü satışları tevkıfat kapsamındadır. Bu konudaki daha detay açıklamaları yine bu forumdan bulabilirsiniz. Burada ayrı bir parantez açmak istiyorum; hizmet sunumlardaki tevkıfat uygulaması 96 nolu tebliğ ile 01 Aralık 2005' te başladı.
"96 ve 97 nolu kdv tebliği kapsamında olduğu için tevkifat uygulanamaz diye bir sonuça ulaştım" cümlenizden tam bir anlam çıkaramadım. Zaten hizmet alımlarında tevkıfat uygulamasını düzenleyen tebliğler bunlar. Lütfen eksik kalan noktalarda özelden dönünüz.
 
Değerli Meslektaşlarım,

İzmir SMMM Odamız Mevzuat ve Danışma Komitemizce bu konuda 04 Ocak 2006 tarihinde düzenlenen forumda sunulan "İşgücü Hizmetlerinde KDV.Tevkifatı" konusuna ilişkin yazımızı sizlere yararlı olması dileğimle aşağıda bilgilerinize sunar, iyi çalışmalar dilerim.

Hüseyin Hamamcılar
SMMM


96 ve 97 SERİ NOLU KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞLERİ KAPSAMINDA İŞGÜCÜ TEMİNİ HİZMETLERİNDE KATMA DEĞER VERGİSİ TEVKİFATI

GİRİŞ:
Meslek Mensuplarımıza, vergi, sosyal güvenlik, iş hukuku, mesleğimiz ve diğer kanunlarda yapılan değişiklikler konusunda bilgi verilmesi, sorun ve çözüm önerilerinde bulunulması, katılımcıların da bizzat soru sormak veya bilgisi dahilinde katkıda bulunmak suretiyle bilgilendirilmelerini amaçlayan ve meslektaşlarımıza çok yararlı olduğuna inandığımız formları düzenleyen mevzuat ve danışma komitemize ve tüm katılımcılara teşekkür eder, formun yararlı olmasını dileriz.
Bilindiği üzere, 18 Kasım 2005 tarih ve 25997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 96 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliği gereğince; Katma Değer Vergisi mükellefi bazı işletmelerin, alt işverenlerden veya bu alanda faaliyette bulunan kurum, kuruluş veya organizasyonlardan temin ettikleri işgücü hizmetine ait katma değer vergisinin %90’ının tevkifata tabi tutulması ve bunlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi konusunda yeni düzenlemeler yapılmıştır.
İşgücünün tanımı, kapsamı ve tevkifat konusunda meslektaşlarımız ve mükellefler arasında bazı tereddütlerin oluştuğu ve İdarece işgücü hizmeti tanımı ve tevkifatın kapsamı ile ilgili olarak yeterli açıklamalarda bulunulması ve oluşan tereddütlerin giderilmesi gerektiği hususunda yapılan uyarıları dikkate alan Maliye Bakanlığı 31.12.2005 tarih ve 26040 4.Mükerrer sayılı resmi gazete’de 97 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliği’ni yayımlamış ve ortaya çıkan tereddütleri gidermeye çalışmıştır.

Forumda benim sunacağım konu 96 ve 97 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerinin 5.TEVKİFAT UYGULAMASI başlıklı 5.1 İşgücü Hizmetlerinde Tevkifat Uygulaması bölümüdür.


1-) 96 SERİ NOLU K.D.V.GENEL TEBLİĞİNDE BULUNAN TEVKİFATIN KAPSAMI VE UYGULANMASI:
96 Seri Nolu Tebliğin 5. TEVKİFAT UYGULAMASI başlıklı 5.1. İşgücü Hizmetlerinde Tevkifat Uygulaması bölümünde aynen: “Katma değer vergisi mükellefi bazı işletmeler mal veya hizmet üretimlerine ilişkin olarak ihtiyaç duydukları işgücünü kendilerine hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine, alt işverenlerden veya bu alanda faaliyette bulunan diğer kurum, kuruluş veya organizasyonlardan satın almaktadırlar.
Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, bu Tebliğin yayımını izleyen ay başından itibaren geçerli olmak üzere katma değer vergisi mükelleflerinin alt işverenlerden veya bu konuda faaliyette bulunan diğer işletmelerden temin ettikleri işgücü hizmetine ait katma değer vergisinin % 90’ının tevkifata tabi tutulması ve bunlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi uygun görülmüştür.
91 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (A) bölümüne göre hizmet alımlarında tevkifat uygulaması gereken kurum, kuruluş ve işletmelerin bu bölümde belirtilen türden işgücü hizmeti vermeleri halinde işgücü hizmet bedelleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi tevkifata tabi olmayacaktır.
Tevkifat kapsamına alınan bu işlem nedeniyle iadesi gereken katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesi miktarına bakılmaksızın sadece banka teminat mektubu veya vergi inceleme raporu karşılığında yerine getirilecek, teminat mektupları vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülecektir.
Teminat karşılığı iade almak isteyenlerin iade talep dilekçesi ile birlikte işgücü hizmeti dolayısıyla düzenleyecekleri faturaların onaylı listesi ile iade talep ettikleri döneme ait indirilecek katma değer vergisi listesini ve banka teminat mektubunu vergi dairesine ibraz etmeleri gerekmektedir. Nakden veya mahsuben iade talepleri beyannamenin verilip dilekçe ve ekleri ile banka teminat mektubunun vergi dairesine ibraz edildiği tarihte geçerlik kazanacaktır.” hükmü bulunmaktadır.
Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör kuruluşları mal veya hizmet üretimlerine ilişkin olarak ihtiyaç duydukları işgücünü (güvenlik, temizlik, yemek hizmetleri gibi) ihbar, kıdem tazminatı, senelik izin ücreti gibi yükümlülüklerden kurtulmak amacıyla hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine, bu tür hizmetleri veren ve bu alanda faaliyette bulunan kurum, kuruluş veya organizasyonlardan temin etmektedirler.
Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, bu Tebliğin yayımını izleyen ay başından itibaren geçerli olmak üzere katma değer vergisi mükelleflerinin alt işverenlerden veya bu konuda faaliyette bulunan diğer işletmelerden temin ettikleri işgücü hizmetine ait katma değer vergisinin % 90’ının tevkifata tabi tutulması ve bunlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesinin uygun görülmesi üzerine, 01 Aralık 2005 tarihinden itibaren tevkifat uygulaması başlamış bulunmaktadır.
Tebliğde açık bir ifade ile “mal veya hizmet üretimlerine ilişkin ihtiyaç duydukları işgücünü” denildiği halde, satın alınmakta olan tüm hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve tevkifatın hangi oranda yapılacağı konusunda değişik görüşler bulunduğu ve yorumların yapıldığı gözlemlenmektedir.
28.02.2004 tarihili resmi gazetede yayımlanmış bulunan 91 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde yazılı bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından tevkifat uygulanacak işlemler aşağıda sayılmıştır:
- Yapım işleri ile bu işlere ilişkin mühendislik-mimarlık ve etüt-proje hizmetleri,
- Temizlik, bahçe ve çevre bakım hizmetleri,
- Özel güvenlik hizmetleri,
- Makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım ve onarım hizmetleri,
- Her türlü yemek servisi,
- Danışmanlık ve denetim hizmetleri
Bu hizmetler işgücüne dayanmakla beraber işletmelerin mal veya hizmet üretimlerine ilişkin olarak ihtiyaç duydukları işgücü kapsamına girmemekte ve dolayısıyla da 96 Seri Nolu Tebliğ kapsamındaki işgücü hizmeti verilmesi veya kiralanması olarak değerlendirilmemesi gerektiği görüşündeyiz.
96 seri Nolu Tebliğde belirtilen işgücü hizmetinden kastedilen işletmelerin ana faaliyet konularına giren mal veya hizmet üretimlerine ilişkin işgücünün kiralanmasının anlaşılması gerektiğidir. Örneğin üzüm işletmesinde hammaliye, tahmil tahliye işlerini yapan bir müteahhit firma tarafından verilen hizmetler, ambalaj kutusu veya tahta palet imalatı yapan bir alt taşeron tarafından verilen hizmetler, üzümlerin ayıklanması, yıkanması ve ambalajında çalışan işçiler tarafından verilen hizmetlerin bir alt taşeron tarafından verilmesi gibi hizmetler karşılığında düzenlenecek faturalarda 96 Nolu Tebliğ gereğince Katma Değer Vergisinin %90’ının tevkifata tabi tutulup, sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekmektedir.

2-) 97 SERİ NOLU KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ İLE YAPILAN AÇIKLAMALAR:
İŞGÜCÜ HİZMETLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI
96 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (5.1) bölümünde düzenlenen işgücü hizmetlerinde tevkifat uygulamasının kapsamı konusunda aşağıdaki açıklamalara gerek duyulmuştur.
1- Tevkifat Uygulayacak Kuruluşlar
İşgücü hizmeti alımlarında tevkifat uygulayacak kuruluşlar kapsamına bu Tebliğin yayımını izleyen 5. günde başlamak üzere,(05 Ocak 2006 tarihinden itibaren) KDV mükelleflerinin yanı sıra, KDV mükellefi olmasalar dahi 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan kurum, kuruluş ve işletmelerin de dâhil edilmesi uygun görülmüştür.
Sorumlu Tayin Edilen ve Tevkifat Yapacak Kuruluşlar şunlardır:
-Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve bunların teşkil ettikleri birlikler,
-Döner sermayeli kuruluşlar,
-Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
-Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
-Üniversiteler (vakıf üniversiteleri hariç),
-Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
-Bankalar ve özel finans kurumları,
-Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet Teşekkülleri),
-Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar
-Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar,
- Hisse senetleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına kote edilmiş şirketler
- Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler,

Buna göre, gerçek usulde vergilendirilen KDV mükellefleri ile KDV mükellefi olmasalar dahi 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan ve yukarıda yazılı bulunan kurum, kuruluş ve işletmelerin faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili işlemlerde kullanacakları işgücü temin hizmeti alımlarında %90 oranında tevkifat uygulanacaktır.
Tevkifat Uygulamasının Kapsamı
Sözü edilen düzenleme, eleman temini şeklindeki hizmetleri kapsamaktadır. Eleman temin hizmeti dışındaki hizmet ifaları, bu bölümde düzenlenen tevkifat uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak, diğer genel tebliğlere göre tevkifat kapsamına alınmış olan hizmet ifalarında, ilgili genel tebliğler uyarınca tevkifat uygulanacağı tabiidir.
96 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (5.1) bölümünde düzenlenen işgücü temini hizmetlerinde tevkifat uygulamasına ilişkin açıklayıcı örnekler aşağıdadır.
Örnek 1:
İmalatçı (A) firması, üretim faaliyetinde çalıştırmak üzere (B) firmasından, ürünlerin ambalajlama işlerinde çalıştırmak üzere (C) firmasından eleman temin etmiştir. (B) ve (C) firmalarından yapılan bu eleman tedariki işgücü hizmet alımı mahiyetinde olduğundan tevkifata tabi olacaktır.
Örnek 2:
(A) firması, ürünlerinin pazarlama ve tanıtımını, müşteri ile birebir temas kuran elemanlar aracılığıyla yapmaktadır. Firma bu işi;
- kendisiyle ücret akdi bulunan,
- kişisel başvuruları üzerine anlaşmaya varılan,
- (B) firmasından temin edilen,
elemanlar aracılığıyla yürütmektedir.
İlk iki gruba giren elemanlar bakımından tevkifatın söz konusu olmayacağı tabiidir. (B) firmasından yapılan eleman temini işgücü hizmet alımı mahiyetinde olduğundan yani elemanların sevk, idare ve kontrolü fiilen (A) firmasında bulunduğundan tevkifat kapsamında işlem yapılacaktır.
Örnek 3:
(A) firması, işyeri merkezinin farklı bir binaya taşınması için (B) firması ile anlaşma yapmış, (B) firması taşıma işini 6 eleman kullanarak sözleşme şartlarına uygun olarak yerine getirmiştir.
Bu işlemde işgücü temin hizmeti değil taşıma hizmeti alınması söz konusu olduğundan tevkifat uygulanmayacaktır. Ancak (B) firması, taşıma işinde kullanacağı elemanları (C) firmasından temin etmişse, taşıma işinde kullanılacak elemanların sevk ve idaresi (B) firmasında olduğundan söz konusu elemanların (C) firmasından temini tevkifata tabi olacaktır.
Örnek 4:
(A) bankası ile mali müşavirlik hizmeti sunmak üzere anlaşması bulunan (B) mali müşavirlik işletmesinin bazı elemanları, belirli dönemlerde kayıtlarını tutmak üzere (A) bankasının mekânlarında çalışmaktadır. Eleman tahsisi şeklindeki bu hizmet, mali müşavirlik hizmetinin tamamlayıcısı olarak sunuluyor ve bedeli de mali müşavirlik bedeli içinde tahsil ediliyorsa tevkifata tabi olmayacaktır. Ancak muhasebe kayıtlarının tutulması işini yapan elemanlar, 3568 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen meslekî hizmetlere ilişkin anlaşma bulunmayan herhangi bir firmadan temin ediliyorsa tevkifat uygulanacaktır.

SONUÇ:
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9.uncu maddesinde gerekli görülen hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Maliye Bakanlığına verilen yetkinin kullanılması ile işletmelerin mal veya hizmet üretimlerine yönelik ihtiyaç duydukları işgücünün dışarıdan satın alınması veya kiralanması nedeniyle katma değer vergisinin %90’ının tevkifata tabi tutulması ve sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi hususunda işlem yapılırken, hangi işgücü hizmetlerinin kapsama dahil olduğu, hangi işgücü hizmetlerinin bu kapsama dahil olmadıkları konusunda yayımlanan 96 ve 97 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Kanunu Genel Tebliğleri ile getirilen yenilik ve zorunluluklar konusunda uygulamaya yönelik açıklamalarda bulunmaya çalıştık.
Bu Tebliğlerin uygulanması konusunda gerekli özenin gösterilerek, meslektaşlarımızın bu konuda müşterilerini doğru bir yönde bilgilendirmelerini ve özellikle hatırlatmayı amaçlayan bu formun yararlı olması umuduyla hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarız.

Hüseyin Hamamcılar
SMMM
İzmir SMMM Odası
Denetleme Kurulu Başkanı
 
Bu makalede sorunun cevabını sanırım bulabilirsin. Hayırlı günler dilerim.


Muharrem ÖZDEMİR

Vergi Denetmeni


TAHMİL, TAHLİYE, TERMİNAL ve ARDİYE HİZMETLERİNİN KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU

KARŞISINDAKİ DURUMU VE VERGİLENDİRİLMESİ



Tahmil, tahliye, terminal ve ardiye kavramları deniz ve hava taşıma

araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler çerçevesinde kullanılan kavramlardır([1]). Tahmil ve Tahliye, yükün (genel kargo,

dökme yük, sıvı yük, konteyner, araç vb.) gemi ambarı, tankı veya güverte- sinden liman sahasına alınması veya gemiye yüklenmesi için verilen hizmet- leri, Ardiye ise limana gelen konteyner ve diğer yüklerin kapalı ve açık sahalarda saklanması, depolanması, etiketlenmesi, paketlenmesi ve benzeri katma değerli hizmetleri ifade ederken; Terminal hizmeti konteyner ve diğer yüklerin limana giriş ve çıkış ya da saha içinde yer değiştirme işlemi amacıyla vinç ve benzeri yükleme boşaltma ekipmanları ile yükleme indirme hizmetini ifade eder. İşte bu bağlam- da deniz yoluyla gelip taşıt üstü gümrük işlemine tabi tutulmaksızın bir geçici depolama, genel antrepo ve özel antrepoya konulan eşyaya ilişkin tahmil, tahliye, terminal ve ardiye ücretleri Katma Değer Vergisi Kanununun 13/b, 17/4-ı, 17/4-o maddeleri karşısında durumu yanısıra aynı kanunun ithalata ilişkin 21/c’nci maddesi kapsamında değerlendirilmiş ve makalemizin konusunu oluşturmuştur.



Bilindiği üzere 5035 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun([2])

ile deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin vergilendirilmesinde değişikliğe gidilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun([3])

13/b maddesi yürürlükten kaldırılarak aynı Kanun ile Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-ı bendinde yeniden düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre” Serbest bölgelerde verilen hizmetler, deniz ve taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler” katma

değer vergisinden istisna edilmiştir. Bu düzenleme bağlamında tam istisna kapsamında bulunan liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler kısmi istisna kapsamına alınmıştır. Bu değişiklik sonrasında söz konusu hizmetlerin ifası ile ilgili alış ve giderler dolayısıyla yüklenilen vergiler indirim ve iade konusu yapılamayacaktır .Uygulama bu yönde iken 5035 sayılı kanunun 49/1 maddesiyle 02.01.2004 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılan ilgili bent 5228 sayılı kanunun

14’üncü maddesiyle yeniden düzenlenerek 01.08.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yeniden ihdas edilmiştir. İhdas edilen yeni düzenlemeyle Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin başlığı, "Araçlar, kıymetli maden ve petrol aramaları ile ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda istisna" şeklinde değiştirilmiş,mülga (b) bendi yeniden düzenlenmiş, (c) bendi değiştirilmiş ve maddeye (e) ve (f) bentleri eklenmiştir. Bu düzenlemelere parelel 93 Sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği([4])’nin 1.1’nci maddesinde düzenleme yapılmıştır. Buna göre bu düzenleme sonucunda

“liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçları için ifa edilen hizmetler tam istisna kapsamında işlem görecektir. İstisna kapsamına yük ve yolcuya verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetler ile araçlar için yapılan seyrüsefere ilişkin her türlü hizmet girmektedir. Bu hizmetlerin liman ve hava meydanı işletmeleri dışında diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından ifa edilmesinin istisna uygulaması açısından önemi bulunmamaktadır” demektedir. 5228 sayılı Kanununun 15’nci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-o bendi ile([5]) “Gümrük antrepoları ve

geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda; ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri ile vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait depo ve ardiye gibi bağımsız birimlerin kiralanması” işlemleri istisna kapsamına alınmıştır. Söz konusu hizmetler ithalatta fiili gümrüklemenin yapılmasından önceki aşamaları ifade ettiğinden yani millileşmemiş mallar ve milli sınırlar dışındaki hizmetler herhalükarda istisna kapsamındadır([6]).



Katma Değer Vergisi Kanununun 21’nci maddesi İthalatta Matrah başlığını taşımakta (a), (b) ve(c) bendlerinde matraha dahil unsurlar sayılmaktadır. İthalatta verginin matrahı aşağıda gösterilen unsurların toplamıdır:



a) İthal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedelleri dahil (CIF) değeri, bunun belli olmadığı hallerde malın gümrükçe tespit edilecek değeri,



b) İthalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç ve paylar,



c) Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan (4731 sayılı Kanunun 5/B maddesiyle değişen ibare([7]) diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemeler.



Söz konusu maddenin (c) bendinde düzenlenen mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı ve kur farkının veyahut ithalatın finansmanında kullanılan krediler nedeniyle ithalatçıların ödediği faiz giderlerinin hangi durumlarda matraha dahil olup olmayacağı hususu G ümrükler Genel Müdürlüğünün 17.03.2004 tarih ve 2004/10 sayılı Genelgeleri ile açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre;”İthalatın finansmanında kullanılan ve yurtdışından temin edilen kredilerin kısaca BSMV kapsamına giren işlemlerin KDV Kanununun 17/4-e maddesindeki istisna hükmünden yararlanılması halinde 16/1-a maddesindeki istisna hükmünden de yararlanacağından; ayrıca, ithalatın finansmanında kullanılan kredi karşılığında krediyi kullandıran kuruluş lehine tahakkuk eden faizin mal bedeli ile irtibatlandırılması mümkün bulunmadığından ithalatın finansmanı için finansman hizmeti veren kurumlardan alınan kredi ister yurtiçinden ve isterse yurtdışı temin edilsin krediyi kullandıran kuruluş lehine faiz, komisyon gibi giderler mal ve hizmet ifasına ilişkin olmadığından ithalatta katma değer vergisi matrahına dahil edilmemesi gerekmektedir. Ancak katma değer vergisine tabi bir mal teslimi ve hizmetin ifasına ilişkin ödemelere bağlı olarak ortaya çıkan vade farklarının kredi işlemi ile alakalı olmaması nedeniyle katma değer vergisi kanununun 21’nci maddesi çercevesinde değerlendirilecektir”demektedir.



Makalemizin ana konusunu oluşturan deniz yoluyla gelip taşıt üstü gümrük işlemine tabitutul- maksızın bir geçici depolama, genel antrepo ve özel antrepoya konulan eşyaya ilişkin tahmil, tahliye, terminal ve ardiye ücretlerinin Katma Değer Vergisi Kanununun 21/c bendine dahil edilip edilmeyeceği, Gümrük beyannamelerinin tescil tarihine kadar diğer gider ve ödemelerden vergilendirilmeyenler lafzının;

Hangi hususları,unsurları ve giderleri içerdiği,
Hangi vergilendirilmeyen ödemelerin ithalatta KDV matrahına ilave edileceği,
Tahmil, tahliye, terminal ve ardiye hizmetlerinin bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilmeyeceği,
hususlarında kanunun cari hükmünde ve Genel Tebliğlerde net bir düzenleme bulunmamaktadır. Liman ve hava meydanlarında yapılan tahmil, tahliye, terminal ve ardiye hizmetlerinin istisna olduğu sarih iken aynı hizmetlerin İthalattaki matraha dahil edilip edilmeyeceği hususunda ise tereddüdler yaşanmaktadır.8 Mart 2001 tarihli Katılım Ortaklığı Belgesinin yayımlanmasından bu- yana Avrupa Birliğinin vergilendirme alanındaki mevzuatına uyum çerçevesinde yayımlanan kanun- lar ile Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar([8])da da bu konu ile ilgili düzenlemeler mevcuttur.

Söz konusu Programın 10’ncu bölümünde VERGİLENDİRME başlığını altında “Dolaylı Vergilere -Katma Değer Vergisi-” ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Buna göre; Hizmet bedellerinin madde 11 (B) (3) (b)’ye göre matraha dahil olduğu durumlarda, mal ithaline bağlı hizmetlerin KDV’den istisna tutulmasına ilişkin 77/388/EEC sayılı 6. Konsey Direktifinin 14 (1) (i) maddesine 30 Aralık 2001 tarih ve 24626 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 28 Aralık 2001 tarih ve 4731 sayılı Kanunun 5. maddesinin B fıkrası ile uyum sağlanmıştır. Anılan Kanunla, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 21 (c) bendinde değişiklik yapılmak suretiyle, hizmet bedellerinin matraha dahil olduğu durumlarda, mal ithaline bağlı hizmetler katma değer vergisinden istisna tutulmuştur. Böylece mal ithaline bağlı hizmetler, ithalatta malın matrahına girmesi nedeniyle, ithalat sırasında zaten vergilendirildiğinden ayrıca hizmet olarak vergiye tabi tutulmaması suretiyle mükerrer vergileme yapılması uygulaması ortadan kalkmıştır. Bu suretle, 77/388/EEC sayılı 6. Konsey Direktifinin 14 (1) (i) maddesine tam uyum sağlamıştır.



Katılım Ortaklığı Belgesinin Dolaylı Vergiler” Katma Değer Vergisi” bölümünde belirtilen hizmet bedellerini ilgilendiren Madde 11 (B) (3) (b) ve 77/388/EEC sayılı 6. Konsey Direktifinin 14 (I) (i) maddelerinin ingilizce orjinal metinlerinin türkçe tercümeleri aşağıdaki gibidir.



Direktifin Madde 11 (B) (3) (b) maddesinde;

…………….
Vergiye tabi meblağ içerisinde zaten dahil edilmediği koşullar altında şunlar bulunur: Tarh edilecek katma değer vergisi hariç vergiler, harçlar, tarh edilen vergiler ve ithal edilen ülke dışarısından geçerli diğer harçlar ile ithalat nedeni ile ortaya çıkan diğer ödemeler,
Ülke sınırlarına girdiği noktaya kadar malların edinilmesi ile alakalı komisyonlar, paketleme,taşıma ve sigorta giderleri.
Direktifin Madde 14 İthalatta muafiyetler(i) maddesinde;



(i) hizmetlerin değeri Madde 11B (3) (b) içerisinde vergiye tabi meblağ içerisinde dahil edildiği hallerde malların ithali ile alakalı olarak tedarik edilen hizmetler olarak açıklanmıştır.



Dolayısıyla tüm bu açıklamalar ışığında 4731 sayılı Kanunun 5/B maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 21/c maddesine getirilen hükümde bahsi geçen diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyen ifadesinin tarh edilecek katma değer vergisi hariç vergiler, harçlar, tarh edilen vergiler ve ithal edilen ülke dışında geçerli harçlar ile ortaya çıkan diğer ödemeleri ve ülke sınırlarına girdiği noktaya kadar malların edinilmesi ile alakalı komisyonlar, paketleme, taşıma ve sigorta giderlerini kapsadığı anlaşılmaktadır. Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yani henüz ithalatı gerçekleşmemiş (millileşmemiş mallar) için yapılan tahmil, tahliye, terminal ve ardiye hizmetleri bu kapsamın dışında değerlendirilmesi gerektiğinden ithalattaki matraha dahil edilme- melidir. Diğer bir yaklaşım ise yurtiçinde teslim ve ifası katma değer vergisine tabi olmayan mal

ve hizmetler aynı kanunun 16/1-a maddesi gereği (Bu kanuna göre teslimleri vergiden istisna edilen mal ve hizmetlerin ithali) ithal edilmesi halinde de ithalattan istisnadır. Dolayısıyla tam istisna kapsamında değerlendirilen tahmil, tahliye, terminal ve ardiye hizmetlerinin ithali de istisna kapsamında değerlendirilmelidir.Teslimi vergiden istisna edilmeyen diğer giderler ise herhalükarda ithalatta matrahın içerisinde yer alarak vergilendirilmelidir.




--------------------------------------------------------------------------------

([1])19.02.2004 tarih ve KDV-9/2004-09 sayılı Katma Değer Vergisi Sirküleri.

([2])02.01.2004 tarih ve 25334(Mükerrer)sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([3]) 02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([4])19.01.2005 tarih ve 25705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([5])Yürürlük tarihi 01.01.2004.

([6])Vergi Denetmenleri Derneği Eğitim Yayınları Serisi:9

([7])Yürürlük tarihi:30.12.2001

([8])24.07.2004 tarih ve 25178 sayılı Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır
 

Benzer konular

Üst