Ynt: Kıdem Taz. Yansıtma ve Kdv
Kıdem tazminatı, iş sözleşmesi yasada öngörülen durumlardan birisi ile sona eren ve belirli süre kıdemi bulunan işçiye veya işçinin ölümü halinde mirasçılarına işveren tarafından ödenmesi gereken, işçinin çalışma süresine ve ücretine göre belirlenen parasal haktır.
4857 sayılı İş Kanunu?nun 6. maddesinde ve yine aynı Kanunun 120. maddesi ile atıfta bulunulan, sadece 14. maddesi yürürlükte olan 1475 sayılı eski İş Kanunu?nun bu maddesi uyarınca, ?İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. 12/7/1975 tarihinden, itibaren işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır? hükmü yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu?nun 6. maddesinde ise ?İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır? hükmü yer almakta devreden işletmenin yeni Kanunda sorumluluğu iki yıl ile sınırlandırılmıştır.
İş Kanunu?na göre kıdem tazminatlarının hangi hallerde ve nasıl ödeneceği, ödemeden kimlerin sorumlu olacağı belirlenmiştir. Bu belirleme aynı zamanda vergi uygulamaları açısından kıdem tazminatlarının hangi işletmenin gideri olarak yer alacağının belirlenmesini sağlamaktadır. Henüz keşinleşmemiş ve fiilen ödeme yapılmamış durumlarda kıdem tazminatları, vergi uygulamaları bakımından gider olarak dikkate alınamaz. GVK 40/3. maddesine göre ?işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar? ticari kazancının tespitinde gider olarak indirilebilir. VUK 288. maddesi uyarınca ?hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı katiyetle kestirilmeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetini arz eden belli bazı zararları karşılamak maksadiyle hesaben ayrılan meblağlara? karşılık denilmektedir. Kıdem tazminatları karşılık tutarlarının ise ödeme yapılmadığı dönemlerde ticari kara eklenmesi gerekmektedir. 1 Sıra Nolu Muhasebe Sistemi Uygulamaları Genel Tebliği (MSUGT) uyarınca kıdem tazminatları zorunlu hale getirilmiş, daha sonra bu zorunluluk muhasebe standartlarının uygulanmasına kadar ertelenmiş ve ihtiyari hale getirilmiştir (Terlemez, 2000, 213).
Yukarıda yer alan Kanun hükümlerinden hareketle, İş Kanunu?nda belirlenen kıdem tazminatının ödenmesi şartları yerine getirilmeden, aralarında kıdem tazminatı ödenmesi ilişkisi bulunan başka işletmelere (önceki işveren tarafından sonraki işverene) yansıtılan kıdem tazminatları, ödemesi yapılan işletmeye aslında bir gelir yansıtması niteliğinde olacaktır. İlk işveren tarafından işçinin kendi işyerinde çalıştığı süre kapsamında hesaplanarak sonraki işverene aktarılan kıdem tazminatı tutarlarının İş Kanunu?nca belirlenen nedenlerle işçinin bu hakkını kaybettireceğinden, sonraki işverence kıdem tazminatlarının ödememesi ihtimali bulunmaktadır.
Yargıtay konu hakkında; ?Kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı yasanın 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanununun 6.maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur (Yargıtay 9. H.D., E.2008/7300-K/2008/7706)
Yukarıda yer alan husular doğrultusunda, kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir. Sonraki işveren bu sorumluluk ve tazminat tutarları belirledikten sorna kıdem tazminatının tamamını kendisi işçiye ödeyebilir, önceki işverenlere sorumlulukları nispetinde de fatura düzenleyerek yansıtabilir. Düzenlenecek yansıtma faturası tazminatın asıl ilgilisine yansıtılması olacağından KDV hesaplanması sözkonusu olmayacaktır.
Ancak henüz ödenmemiş, önceki işverenin sorumluluğunun üzerindeki tutarlarda yansıtılan kıdem tazminatları ile feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinin her ne şekilde olursa olsun yansıtılması gelir niteliği taşıyacak bu nedenle KDV hesaplanması gerekecektir.
İVDB, ?sözleşme gereği (önceki işverenden) tahsil edilen kıdem tazminatlarının ileri tarihte ödenecek olması halinde, kıdem tazminatının tahakkuk ettiği dönemin geliri kabul edilerek ilgili dönemin Kurumlar Vergisi matrahına dahil edilmesi gerektiği (İVDB, 2006, KDV.775 ve İVDB, 2006, GVK.12210)? yönünde görüş bildirmiştir. Aynı muktezada ?Yine, firmanız bordrosunda kayıtlı olup ...... Müdürlüğü?nde şöför ve bakımcı personel olarak görevlendirilen personele ait işçi maliyeti (SSK, Gelir V. Damga V.) dışında kıdem tazminatı olarak yapılan ödemelerin de tevkifata tabi olacağı tabiidir? şeklindeki açıklanan görüş ile genel olarak yazımızda savunduğumuz yansıtmanın asıl yükümlüsünden başkalarına yansıtılması durumunda yansıtılan bu yükümlülükler için KDV düzenleneceği görüş ile uyuşmaktadır.
Kıdem tazminatlarının, sonraki işveren tarafından ödenmesi halinde, önceki işverene İş Kanunu kapsamındaki sorumluluğu nedeniyle yansıttığı kıdem tazminatları haricinde, her ne şekilde olsursa olsun yansıtılan kıdem tazminatları, ticari kazanç kapsamında elde edilen gelir olarak KDV hesaplanması gerekecektir.