Üstadım,
Otelin işletme hakkını kiralaması ile otelin mülk olarak kiraya verilmesi arasındaki farkın, KDV konusunu belirleyeceğini düşünüyorum.
Celal abi, olayı açarsak;
Medeni kanuna göre;
Gayrimenkul
Medeni Kanun'un 632 ve 911. maddelerinde gayrimenkuller üç grupta toplanmıştır :
‘A. Gayrimenkul mülkiyetinin mevzuu : 632.Gayrimenkul mülkiyetinin mevzuu, yerinde sabit olan şeylerdir. Bu Kanuna göre aşağıdaki şeyler gayrimenkuldür:
1.Arazi,
2.Tapu siciline müstakil ve daimi olmak üzere ayrıca kaydedilen haklar, 3.Madenler.’
Bunlara, Kat mülkiyeti gereğince gayrimenkul olarak sayılan bağımsız bölümleri de eklemek gerekir.
Medeni Kanunun gayrimenkul olarak belittiği madenler, 3.3.1954 tarihli ve 6309 sayılı Medeni Kanun ve 7.3.1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanunu ile özel düzenlemelere tabi tutulmuş bulunmaktadırlar.
Tapu siciline müstakil ve daimi olmak üzere ayrıca kaydedilen haklar (inşaat hakkı, kaynak hakkı gibi) aslında birer maddi varlık olmamakla birlikte, yasal açıdan gayrimenkul sayılmışlardır.
Fakat, vergi hukukundaki 'gayrimenkul' tanımı, Medeni Kanunun tanımından daha geniştir.
Vergi Usul Kanunu'nun 269. maddesinde gayrimenkuller aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
"(...) Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:
1.Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve tererruatı;
2.Tesisat ve makinalar;
3.Gemiler ve diğer taşıtlar;
4.Gayrimaddi haklar."
Anladığım kadarıyla da burada, otel işlemeciliğinden ziyade mülkün kiralanması işlemi söz konusu; buna göre olayın muhatap maddesinin de KDVK 17/4-d olması gerektiği kanaatindeyim.