Kredi Faizi Giderleştirilebilir mi?

FUNDA

Katkı Sunan Üye
Üyelik
14 Haz 2005
Mesajlar
280
Konum
İstanbul
Merhaba arkadaşlar,

2005 yılı mayıs ayında banka kredisiyle bir taşıt aldık. Banka kredi faizinin 2005 yılına isabet eden kısmını 780 hesaba attım. Bazı meslektaşlar derler ki ; kredi faizlerinin ilk yıla isabet eden kısmını taşıtın maliyetine yani 254 hesaba atmalısın.Sonraki yıllara ait faizleri ister finansman giderlerine ister 254 hesaba atabilirsin diyorlar. Mevzuatta ilk yıla ait kredi faizinin maliyete atılması gerektiği ile ilgili bir hüküme rastlayamadım. Durumla ilgili fikirlerinizi rica ediyorum...

İyi çalışmalar,
 
Sayın FUNDA,
163 no'lu VUK Genel Tebliğine göre;Sabit kıymetlerin aktife girdiği yıl sonuna kadar oluşan kur farkları,faiz giderleri,vade farkları gibi ödemeler,sözkonusu sabit kıymetin maliyet bedeline eklenir.Aktife alındığı yıldan sonraki kur farkları,faiz giderleri,vade farkları gibi ödemeleri ise maliyet bedeline eklenebileceği gibi,dönem giderlerine de kaydedilebilir şeklinde düzenleme yapılmıştır.
 
Merhaba Davut Bey ,
163 nolu tebliği aşağıya aldım
Ben tebliğden şunu anlıyorum ; 1 nolu kısımda kuruluş dönemindeki yatırımlarda ilk yıla ait faiz ve kur farklarının maliyete eklenmesi gerektiği , normal dönemlerde maliyete yada gidere atılmasında mükellefin serbest bırakıldığını anlıyorum. Yanlış yorumluyorsam lütfen uyarın.


163 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
Resmi Gazete No 18648
Resmi Gazete Tarihi 27/01/1985
Kapsam
Bakanlığımıza yapılan çeşitli müracaatlardan, yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisiyle sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, sabit kıymetin maliyet bedeline mi intikal ettirileceği yoksa doğrudan ilgili yılın giderleri arasında mı gösterileceği hususlarında tereddütler bulunduğu anlaşılmış ve bu konularda aşağıdaki açıklamaların yapılması uygun görülmüştür.
1. Yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili faizlerden kuruluş dönemine ait olanların sabit kıymetle birlikte amortisman yoluyla itfa edilmek üzere yatırım maliyetine eklenmesi gerekmekte; işletme dönemine ait olanların ise, ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması,

2. Döviz kredisi kullanılarak yurt dışından sabit kıymet ithal edilmesi sırasında veya sonradan bu kıymetlere ilişkin borç taksitlerinin değerlemesi dolayısıyla ortaya çıkan kur farklarından, sabit kıymetin iktisap edildiği dönem sonuna kadar olanların, kıymetin maliyetine eklenmesi zorunlu bulunmakta; aynı kıymetlerle ilgili söz konusu dönemden sonra ortaya çıkan kur farklarının ise, ait oldukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete intikal ettirilerek amortisman konusu yapılması,

mümkün bulunmaktadır.

Bu tebliğle, 104 ve 121 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri uygulamadan kaldırılmıştır.

Tebliğ olunur.
 
Sanırım burda bahsedilen kurulum yada inşası gereken sabit kıymetlerin kurulumunun yada inşasının tamamlanana kadar ödenen faiz ve kur farklarından söz edilmektedir.
Ayrıca "taşıt" sabit kıymet değildir.
Sizlerinde yorumlarını bekliyorum.

Herkese iyi çalışmalar,
 
Sayın Funda,

Taşıt yukarıda kullanıldığı manada sabit kıymettir (duran varlık).

Ancak Taşıt kredilerine ait faizlerin "Taşıtın Aktife" girdiği tarihten sonrasına ait olanların gider yazılması mümkündür.Bu konuda Sayın Kızılot'un aşağıdaki yazısı ve bu yazıda geçen Özelge ile Danıştay kararlarına, ilave olarakda Yine Gelirler Genel Müdürlüğü'nün 31.08.1990 tarih ve VUK-224453-262 G/107467 sayılı Özelgesi ile Yine Danıştay 4.dairesinin 11.10.1996 tarih ve E:1995/3409,K:1996/3619 sayılı kararlarından yararlanabilirsiniz.
 
Pardon kısayol aşağıda.

http://72.14.207.104/search?q=cache:QNC3wcFgMb4J:www.turmob.org.tr/turmob/basin/07-09(2).htm+%22%C3%B6zelge%22%22VUK-2/24453%22&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=1
 
Sayın M.Kemal,
163 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde yer alan kuruluş dönemi ve işletme dönemi ifadeleri tam olarak izah edilmemiş ve uygulamada sorunlara yol açmıştır. Genel olarak irdelendiğinde kuruluş döneminin tespitinde maliye idaresi, iktisadi kıymetin iktisap tarihinden hesap dönemi sonuna kadar geçen süreyi, işletme döneminin tespitinde ise aktifleştirmenin yapıldığı hesap döneminden sonraki dönemleri esas almıştır. Nitekim 187 Seri No.lu GVK Genel Tebliği’nde de bu husussa yer verilmiş ve iktisadi kıymetin aktife alındığı yılın (dönemin) sonuna kadar tahakkuk eden kredi faizleri ve kur farklarının maliyete intikal ettirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Daha sonra 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayınlanarak söz konusu ayrıma açıklık getirilmiştir: “163 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz giderleri ile yurt dışından döviz kredisi ile sabit kıymet ithal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının, aktifleştirme tarihine kadar olan kısmının maliyete intikal ettirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise seçimlik hak olarak doğrudan gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmek sureliyle amortismana tabi tutulması gerektiği açıklanmış bulunmaktadır.

Lehe oluşan kur farklarının da aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise kambiyo geliri olarak değerlendirilmesi veya maliyetten düşülmek suretiyle amortismana tabi tutulması gerekecektir. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde, seçimlik olarak hangi hak kullanılmışsa o yönteme göre işlem yapılmasına devam edilecektir.”

Buna göre, aktife dahil edilen yıla ilişkin olan faizler maliyete dahil edilip amortismana tabi tutulmak zorundadır. Takip eden yıl veya yıllara isabet eden faizler ise gider yazılıp doğrudan indirim konusu yapılabilir ya da ilk yıl faizlerine uygulandığı gibi maliyete dahil edilebilir. Ancak uygulamada genel kabul gören görüş takip eden dönemlere ait faiz giderlerinin doğrudan gider yazılmasıdır.
 
Sayın Genç,
163 seri numaralı VUK tebliği kısaca;
Aktifleştirme tarihine kadar olan faiz ve kur farklarının maliyete alınmasını "Bu Tarihten Sonrakilerin" ise seçimlik olarak maliyete atılmasını yada doğrudan gider yazılabileceğini açıklıyor.
334 s.n.VUK tebliğinde ise değişen birşey yok benim anladığım yine kısaca;
yatırımın aktifleştirildiği dönemin sonuna kadar lehe oluşan kur farkları içinde aynı uygulamanın yapılması, yani aleyhe oluşan kur farkları için (leyhe faiz işlemeyeceğine göre faizler için bu uygulama söz konusu değil) hangi yol seçilmişse (maliyete atılmışsa maliyetten düşülmesi doğrudan gider yazılmışsa kambiyo geliri yazılması) o yolun izlenmesi gerektiği açıklanmıştır.

187 seri numaralı Gelir Vergisi tebliğnde ise "Yatirim indirimine konu aktif değerlerin finasmanında kullanılan krediler nedeniyle aktife alındığı dönemin sonuna kadar maliyete alınan faiz ve kur farkları için yatırım indiriminden yararlanılabileceği" yazılı.Yani buradada aktife alınma tarihinden sonraki faizlerin gider yazılmaması için bir kısıtlama veya yeni bir düzenleme yok.Yani;yatırımın aktife alındığı dönemin sonuna kadar ihtiyariliğe bir engel yok maliyete alınırsa yatırım indirimide uygulanır, Aksine; alınmazsa yatırım indirimi uygulanamaz, daha sonraki dönemlerdeki faiz ve kur farkları için maliyete alınsalar dahi yatırım indiriminden yararlanılamaz diye bir kısıtlama var, ben böyle anladım.
 
Üst