Maaş Kesintisi Hk'da.

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan cocuk
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Üyelik
3 Ocak 2013
Mesajlar
3
Konum
Aydın
Özel bir şirkette Bilgisayar Operatörü/Ön Muhasebe personeli olarak çalışıyorum. Yaptığım iş ile ilgili olarak teslim edilen faturalardan biri (31.08.2012 tarihli) geri gelmemiş, bunun geri dönüşü kasım ayı sonunda oldu. 3 ay sonra. Bu faturayı bulup ibraz edemedik ve haliyle fatura tutarının diyetini ben ödedim. Bu konuda birşey diyemiyorum çünkü bu benim dikkatsizliğimden kaynaklanıyor. konuyu kısaca özet geçtim ki, konu hakkında bilgi edinmenizi istedim.

asıl sormak istediğim şu;

elime net geçen maaş'ım 1010.00 tl. iş veren 1500 tl'lik bu irsaliyenin bedelini 2 taksit halinde 750'şer tl olarak maaşımdan keseceğini söyledi. bana geriye 250-260 tl para kalıyor. durumu izah ettim, o parayla geçinemeyeceğimi ve borçlarımın olduğunu belirttim, beni ilgilendirmez bende yılı kapatmalıyım, 2 taksitte keserim. senin hatanın bedelini ben ödeyemem gibisinden konuşmalar geçti. diyecek pek birşey yoktu, halimi izah ettim ama makul bulunmadı.

iş veren'in maaşımın %75'ini kesmek gibi bir hakkı var mı? maaş bordro'mu ve bankaya yatan paranın çıktısını aldım. bu konuda yapabileceğim birşey var mı? varsa yardımınızı rica ederim.

Teşekkürler.
 
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25.maddesinin (II)-fıkrasının (ı)-bendi “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi,işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri,tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödemeyecek derecede hasar ve kayba uğratması” halinde işveren işçinin iş akdini tek taraflı olarak ve derhal fesih edebilir.Yasanın bu hükmünün uygulanabilmesi için aşağıdaki unsurların bir arada gerçekleşmiş olması gerekir.Bunlar;

1-İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden zarar meydana gelmiş olmalı,

2-Zarar verdiği madde,malzeme veya makine işyerine olmalı veya işyerinin tasarrufu altında bulunmalı,

3-Otuz günlük ücreti tutarıyla ödemeyecek derecede hasara veya kayba uğramış olmalıdır.

4-Ücret kesintisi cezası verilebilecek haller iş akdinde işçi ve işverence karşılıklı tespit edilmiş olmalıdır.(4857 S.Kanun mad.38)

ZARAR TAZMİNİ NASIL OLUR?

Zararın oluştuğunun ve zarar tutarının tespiti:

a-İşverenin tespit tutanağı yapması:Zarar veya kaybın meydana geldiğini ve bu sonucun işçinin kasdı, dikkatsizliği veya savsaklamasından kaynaklandığına dair ustabaşı,amir ve çalışanların şahitliğinde tutanak hazırlanmalı ve imza altına alınmalıdır.

b-İşçinin verdiği zararın tutarının uzmanlarca tespiti: Konunun uzmanlarınca (bilirkişi,eksper) zarar gören veya kayba uğrayan maddelerin fatura bilgilerinin de yer alacağı şekilde,ayrıntılı bir Uzman Bilirkişi Raporu ayrıca hazırlanmalıdır.

2-Zararın tazmini:

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 38.maddesine göre ”İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez.İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir.İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz.Bu paralar işçilerin eğitim ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına…………………….bir ay içinde yatırılır……………………………..”

kalanı ise sonraki aylarda kesilmeye devam edilebilir.Ayrıca dava edilerek işçinin ücreti dışındaki gelir ve mal varlığından da tazmininin mümkün olduğunu düşünmekteyim.İşçi isterse defaten de zararı ödeyebilir ve Yargıtay’ın çeşitli kararlarına göre işçinin zararı ödemesi sözleşmeyi fesih etmeye engel teşkil etmemektedir.

Kesilen ücretleri işveren kendi bünyesinde tutamaz,bu ücretleri bir ay içerisinde “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın T.C.Ziraat Bankası’nın Ankara Merkez Şübesi’ndeki 38775369/5005” nolu hesabına yatırılması

SONUÇ:

Kısaca işçinin işyerine verdiği zararların tazmini ancak aşağıdaki koşullarda mümkündür;

1-Ücret kesintisi yapılabilecek durumlar işçi ve işveren tarafından iş akdinde açıkça belirtilmiş olmalıdır.

2-Zarar işçinin kusurundan kaynaklanmış olmalıdır,

3-Zararın meydana geldiği ortamda zararın tespit tutanakları şahitlerle birlikte imza altına alınmalıdır,

4-Zararın tutarı uzman bilirkişilerce tespit edilmelidir,

5-Her ay en çok iki günlük ücreti tutarında ceza kesintisi yapılmalıdır,

6-Kesilen ceza tutarı ve nedenleri işçiye derhal yazılı olarak bildirilmelidir,

7-Kesilen ceza Bakanlığın ilgili hesabına bir ay içerisinde yatırılmalıdır.

Yazar: Yaşar İlbay
 
Öncelikle belirtelim,hatanızı kabül ediyorsunuz,kesinti yapılmasına da rıza gösteriyor olduğunuz anlaşılıyor.(bu nedenle iyi niyet göstergesi çerçevesinde sizi tebrik ediyor,saygılarımı sunuyorum)

Daha öncede benzer durum bu güzide "forum"uzda paylaşılmıştı(07.09.2012)sn.üyeler de katkı sunmuşlar idi.
Tekrar ifade edelim.
"İşcilerin işverene verdiği zararların tazmini konusunu genel olarak düzenleyen kurallar İş Kanunun da yer almamıştır.İşcilerin işverene verdiği zararların tazmini hususunda kural olarak genel hükümler uygulanır."
Bu itibarla,olayı yeni Borçlar Kanunu çerçevesinde (bu Kanun un 396-397-400 maddelerinden başlayarak)özellikle M.407 bağlamında değerlendirmek isabetli olacaktır.(bu maddenin son iki fıkrası olması gerekenin cevabını veriyor)
Bu hükmün işverence dikkate alınmaması-uygulanmaması halinde ki zaten işveren uymuyor,neticeyi her iki taraf(işci-işveren)yönünden tekrar ele almak gerekir.
 
sn. şeref aydemir. bende teşekkür ediyorum.

elbette, iş hayatında böyle hatalar olabiliyor. adı üzerinde bu bir "hata". insanlar hata ile cana kıyıyor biliyorsunuz. en azından telafisi mümkün bir hata ve telafi etmeye çalışıyorum. lâkin şöyle bir sıkıntı var. ben gurbette çalışıyorum sayılır, evimden uzağım. 350 tl kira ödüyorum, elektrik,su ve diğer giderlerle birlikte aldığım maaş zaten ucu ucuna yetiyor. 1000 tl'lik bir maaştan 750 tl kesilebiliyor olmasına ben anlam veremiyorum. bunun belli bir miktarı ya da %'desi olması gerekmez mi?
işveren'e bu durumları arz ettim en azından ev kiram 350 tl zaten 250 tl ile 2 ay geçinmemi nasıl bekliyorsunuz dedim. lâkin ali kıran-baş kesen bir tavırla yaklaşmış olması beni rahatsız ediyor. aynı tepkiyle cevap verilebilir elbette ama bu beni belki de haklı olacağım durumdan haksız duruma düşürür diye düşündüm.
varsayıyorum ki; 2-3 ay sonra işten çıkmak istedim, buna benzemez, çalışma paralarımız, pazar çalışması ve ek olarak 16 saat mesai yaptığımız zamanlar da oluyor, bayram tatilinde çalışmalarımızı da eklersek işin içinden çıkılmaz bir hâl alıyor. üstelik bu esnaf değil, gayet güçlü bir firma. tabi mağduriyetimizin önüne geçemiyoruz. "netice de ekmek parası" deyip sineye çekiyoruz. benim asıl öğrenmek istediğim şey şu; ileride birgün işten çıkar ya da çıkartılırsak, bu durumu aleyhime kullanabilir miyim? yani maaş bordromdaki kesintiyi ve bankaya yatan paranın makbuzları ibraz edip, iki ay süresince benim asgari geçim ücretimden fazlasını kestiğini ya da bana yatan maaşla geçinemediğimi ve borçlandığımı beyan etsem bunun bana faydası olur mu? burdan yola çıkıp başarılı olma şansım %?
 
% 0

bugun kullanacaksanız belki,bir ihtimal, lehinize degerlendirebilir davanıza bakacak hakim tarafından, benim düşünceme göre lehinize kullanabileceginiz bir durum degil.

bir ceza kesintisi degil yapılan o nedenle 2gûnlük ücretle sınırlama durumunuza uymuyor.
normal sartlarda, tazminatsız fesih ve sonrasında hak ettiginiz ücretle karşılanabilecek kadarını derhal,kalanını cebri icra yoluyla zararın tanzimini saglama hakkı var.
 
Konumuz bağlamında kısa bir değerleme yaparsak,işverenin işciyi gözetme borcu,(tabiki sınırsız değil)işcinin sadakat borcunun karşılığı olsa gerek.İşci- işveren ilişkisinde,iş sözleşmesinin 3 ana unsuru ile birlikte , işverenin işi ve işyeri ile ilgili çıkarlarını korumak ,bu çıkarlara zarar verecek davranışlardan kaçınmak işcinin görevi,işcinin kişiliği,yani yaşamı,sağlığı,beden bütünlüğü,düşünce özgürlüğünü vs.korumak da işverenin görevi,tüm bunlar taraflar arasında iyi niyet ve güven unsurları çerçevesinde yürütülmelidir.4857/24/II ve 25/II de belirtilen hallerde, her iki taraf için haklı fesih sebebleridir.
Ücret işcinin yegane geçim kaynağıdır.
İş Kanunu 35 nci maddesine göre,işcinin aylık ücretinin ancak dörtte biri haczedilebilir,bundan fazlası haczedilemez.(nafaka olayı saklıdır)
Yeni Borçlar Kanunu yönünden,"Ancak işcinin kasten sebebiyet verdiği Yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar,ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir.
Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir."M.407
(Eski BK.na görezararın doğmunda "kasıt"olması halinde böylesi sınırlama yoktu diye biliyorum,önemli olan tabi yürürlükdeki mevzuattır)
Olayımıza bağlı olarak,işcinin kasıtlı bile olsa(olayımızda bu noktada işci hatasını kabül etmiş-ediyor ama olayda doğrudan kasıt unsuru yok denilemese de ,ihmal/ve veya ağır ihmalin varlığı kabül edilebilir) işcinin itirazı,rıza göstermemesi sonucu olayın Yargıya taşınarak,Yargı Kararı ile doğan zarara bağlı işveren alacağı ,işcinin ücretinin haczedilebilir kısmı kadarının kesilmesi gerekir,üstelik olayımızda işci ve işverenin anlaşmış olduklarıda sözkonusu değil,olsa bile geçersiz sayılacağı açık.(Yeni BK-M.407)
Sonuç olarak:
-İşverence yapılan işlem hatalı,usülsüz bu nedenle korunmaz
-Diğer tarafdan,M.25/II-ı bendine göre bu zararın miktarı "...otuz günlük ücretinin tutarıyle ödeyemiyecek derecede"ise işveren tarafından fesih mümkün iken bu hak işverence kullanılmamış,uygulama hatalı da olsa fazladan "kesinti"yoluna gidilmiş(muhtemel fesih konusunu da düşünmüş olmalılar ama gerçekleştirmemişler,bu yönden işverenin çok kötü niyetli olduğunu da düşünemeyiz ama işverenin hukuki yönden bu noktada bilgi eksikliği var diyebiliriz. )
-Bir başka yönden,M.24/II-e bendine göre,"İşveren tarafından işcinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesab edilmez veya ödenmezse"ki ödenmemiş-ödenmiyor olduğu anlaşılmakla, bu durumun işciye "haklı neden"ile iş sözleşmesini fesih hakkı verdiği,ancak bu hakkın şimdilik kullanılmamış olduğu,
-İşci tarafından bu hakkın kullanılması durumu,4857/M.26 yönünden,işcinin işbu kesintinin yapıldığının net olarak öğrendiği (yani ücretin kesilen miktardan kalan kısmının hesap-banka dan çekildiği)tarih itibariyle 6 iş günü içinde mümkün olacağı,
Kanaatim odur ki;bir sonra ki ay,yine kesinti yapılacağından ,örneğin 2013 Ocak maaşını Şubat ayının ilk günleri diyelim ay ın 5 nde alacaktı-kalan miktarı aldı ise yine bu hakkını ay ın 5 i itibariyle 6 iş günü içinde kullanabilecek.Bu durumda işciye ,neden bu fesih yetkini olayı ilk öğrendiğin zaman kullanmadın da şimdi kullanıyorsun denilmemeli(değilmi ki işcinin takdirine bağlı,ister kullanır,ister kullanmaz,nasıl ki her ay işverence eksik ödenen sgk primleri,gerçek ücretin altında yapılan ücret ödemeleri,ödenmeyen f.çalışma,bayram ve genel tatil ücretlerinde olduğu gibi,yeterki hukuken doğru zamanda kullanılmış olsun)
-İşcinin bu işyerindeki kıdem süresini bilmiyoruz ama 1 yıl ve üzeri hizmeti var ise bu hak ve yetkisini kullandığı takdirde,en azından geçimi kolaylaşacak var ise borçlarını ödeyebilecek,ancak tabiki işveren öderse,ödemez ise bu yol mahkemeye çıkar,itiraz-temyiz aşaması falan derken en az 2-2.5 yıl dava uzar.
-İşverenin bu haksız uygulaması karşısında anladığım işci-işveren ilişkisi biraz zedelendi,özellikle çalışanımız bu durum nedeniyle fazlaca kırgın,ilerisi açısından başkaca sorunlarda gündeme gelirse ipler biraz daha gerilebilir,dolayısıyle çalışanımız sanırım yeni iş arayışına girecek(takdir kendisine ait)
Tavsiyem;İletinize ilişkin tüm bu paylaşımlarımızı ,bir avukat ile değerlendirmeniz,nihai kararnızı buna göre vermenizdir.
 
sayın şeref aydemir ilginize teşekkür ederim. okumak istediğim şey buydu. 5 yıl'ı 2012 senesi sonu itibariyle doldurdum. fesih etme şansı olamazdı bu durumda tazminat ödemek zorunda kalacaktı. ki bu işveren kişi, bir distribütör sahibi, masraflarımızı karşılan şirket aynı. kos (cos) sistemine geçtik, maaşlarımız, sigortalarımız, yemek giderlerimiz (ticket) ana firma tarafından ödeniyor. bu kişi bunları organiz ediyor.

6 iş günü içerinde bildirmem konusunda bilgi verdiğiniz için teşekkür ederim. çünkü bende %25 ya da maaşın 1/4'ünü kesebilir diye biliyordum, emin olmak istedim.

bu konuda sıkıntılıyız, daha önce işten ayrılan arkadaşlarımıza tazminat ödemediğini biliyoruz, ona keza primlerini kesip eksik yatırdığınız da biliyoruz. bu biraz, kanunen herşey yolunda ama para ele geçerken makaslama durumu diyebilirim. sigortasız çalıştığımız, yemek giderlerimizin ödenmediği zamanlarda oldu. daha önce bir kaç arkadaşımız dava etti ve hepsi kazandı.

az çok bilirsiniz, iş bulmak zor, kaldı ki, şu zamana kadar emekçi olarak göz yumduk çoğu şeye. lâkin borçlarımı ödeyemiyorum ve bu iki ay içinde ertelediğim borçlarım faizleri ile birlikte tekrar ödemeye başladığımda benim en az 1 yılıma mâl olacak tekrar düzene girebilmem.

bunun gibi sıkıntılar var. şuan itibari ile, borçlarım olduğu için işten ayrılma durumum yok. onun da 5 yılı geçkin tazminat tutarını ödemek istemeyeceğinden eminim. "kendi çıkıp gitsin" diye bekler muhtemelen. psikolojik baskı ve iş yerinde herişi verip iş ile soğutma eylemlerine baş vurabilir :) tahmin ediyorum ki, ileride ayrılmak istediğimde ya da başka bir iş bulduğumda benim hakkımı vermemek için uğraşacaktır, o zamanlarda bu haklarımı almak istiyorum sadece. ben yine de tavsiyelerinizi severek okudum ve düşüncelerime hitap etmişsiniz teşekkür ederim. bu konuda (ileride) bir avukatla görüşüp neticelendirmek daha makul olur sanırım. çok teşekkür ederim ilginize. iyi günler dilerim.
 
Dediklerinizde elbette haklısınız sn.Aydemir.
Peki durum şu şekilde olsaydı nasıl olurdu?
İşveren durumdan kasım sonu haberdar oldu ve fesih kararı aldı, yazılı olarakta bildirdi:
ugrattıgınız zarar 1500tl dir,
1010 / 30 = 33,67 tl dir, 1500 / 33,67 = 44,5 gün daha borcunuzu ödemek icin çalısmanız gerekmektedir.
borcunuzun karşılıgı kadar calışmayı tamamladıgınız x tarihinde sözleşmeniz feshedilecektir.

işveren, şu haliyle 2taksit kolayligı ile koruma ve gözetme borcunu yerine getirmiş bence.
ayrılıp dava açsa arkadaş, hangi mahkeme giden işcinden en fazla 1/4 kadar kesebilirdin fazla kesmişsin,hadi öde 1/4 ten fazlasını ve sen 6/4 maaş kadar (1,5 maaş) zarara ugra çalısanının hatası nedeniyle diye?
kanun kılıçsa , o kılıncın 2 yüzü de keskindir. İŞ kanunu İŞçiyi de İŞvereni de eşit oranda kollamak, adil olmak zorundadır.
 
Sn.Keremcem dediğiniz şekilde bir durum olması (yani hem işverence fesih yapılacak,hemde zarar karşılığı-borca yeter süreliğine dediğiniz şekilde "44.5 gün" işcinin çalışmasının istenmesi- talep edilmesi )durumunun ayrıca ele alınması-incelenmesi gerekir!..
Malisef işveren kolaylık yapmış olmuyor. Belirttiğim zamanlamalara riayet edilerek,işci tarafından fesih sözkonusu olup,konu yargıya taşındığında,takdir edersiniz ki mahkeme illaki "fesih nedeni"üzerinde duracak ve bu nokta üzerinden (yani Kanun da(BK-M.407 ve 4857/M.35 de) belirtilen kıstas-ölçüye riayet edilmeksizin , işverenin Kanunsuz bu davranışı-işleminin sonucu, işcinin ücretinin (4857/m.24/ıı-e bendine göre)hesab edilmemesi aynı zamanda ödenmemesine bağlı olarak feshin,işci yönünden haklı/ haksız mı olarak yapıldığına karar verilecek.
Üstelik taraflar arasında Kanun un öngördüğü şekilde de(1/4) anlaşma olmuşta değil,işcinin rızası yok,işveren tarafından tek taraflı ve Kanuna aykırı yapılan işlem sözkonusu.
Elbette katılıyorum İş Kanunu, işci-işveren ilişkilerini dengeli şekilde düzenleer,taraflardan biri madur edilmez vede edilmemeli.
 
"netice de ekmek parası" deyip sineye çekiyoruz. benim asıl öğrenmek istediğim şey şu; ileride birgün işten çıkar ya da çıkartılırsak, bu durumu aleyhime kullanabilir miyim? yani maaş bordromdaki kesintiyi ve bankaya yatan paranın makbuzları ibraz edip, iki ay süresince benim asgari geçim ücretimden fazlasını kestiğini ya da bana yatan maaşla geçinemediğimi ve borçlandığımı beyan etsem bunun bana faydası olur mu? burdan yola çıkıp başarılı olma şansım %?





Sn. Aydemir, yorumumun temelinde sn.cocuk un bu sorusu vardır, yoksa elbette genel anlamda sizinle aynı fikirdeyim, haklısınız.
İll cevabımda da belirttim "bugün olsa kulanabilirsiniz bu kesintinin yasal olmaması durumunu, ama ileride ,artık sineye çekme geregi olmadığı zaman bu kesintileri belgelesem bana faydası olması ihtimali nedir sorusuna cevabım aynıdır. % 0,
bugün kesintiyi red edip dava acsa sn.cocuk(ayrılmadan) 1/4 ten fazlası kesilemez kararı çıkar,buna şüphe yok.
Bugün ayrılıp,kesintiye itiraz edip dava acsa sn.cocuk, yada 2ay sonra ayrılıp dava açsa, 1/4 ten fazlasının kesilmis olması gercegi kendisine ne gibi bir kazanım saglayabilir?

HİÇ degil mi???
 
Son düzenleme:
"varsayıyorum ki; 2-3 ay sonra işten çıkmak istedim,
benim asıl öğrenmek istediğim şey şu; ileride birgün işten çıkar ya da çıkartılırsak, bu durumu aleyhime kullanabilir miyim? yani maaş bordromdaki kesintiyi ve bankaya yatan paranın makbuzları ibraz edip, iki ay süresince benim asgari geçim ücretimden fazlasını kestiğini ya da bana yatan maaşla geçinemediğimi ve borçlandığımı beyan etsem bunun bana faydası olur mu? burdan yola çıkıp başarılı olma şansım %?
Sanırım bu noktayı dikkate alarak söylüyorsunuz...
Evet,bu şekilde olursa daha sonra bu hakkını kullanma şansı olmaz,olamaz,zamanlamaya dikkat edilecek.
Önceki iletimde belirtmiştim;tek şansı kaldı,2013/Ocak maaşını yine böyle eksik,noksan olarak almış olduğu tarih itibariyle 6
işgünü içinde bu hak ve yetkisini kullanabilecek,daha sonra bu sebebe dayalı olarak kullanamıyacak,sineye çekmekten başka yapacak bir şey kalmayacak.
 
Üst