Mazeret izinleri

Üyelik
23 Eyl 2009
Mesajlar
10
Merhaba,

İş Kanunu'nda ayrıntılı olarak düzenlenmeyen mazeret izinleri konusunda uygulama örneklerine ihtiyacım bulunuyor.

Yıllık ücretli izin, doktor raporuyla sabit hastalık halleri ve yakınların ölümü gibi yasada belirtilen haller, mazeret izinlerinin dışında.

Benim kastettiğim mazeretler, günlük geçici hastalıklar, çocuğun doktora götürülmesi, eve doğalgaz bağlatma gibi zorunluluk halleri nedeniyle işverenden istenen izinler...

Bunları nasıl bir düzene bağlayabiliriz? Mesela 1 yıl içinde personel başına en çok 8 gün mazeret izni alınabileceğini tanımlasak, bunu aşan hallerde ücretten kesileceğini belirtsek olur mu?

Veya başka ne yöntem olabilir?

Saygılar.
 
Ynt: Mazeret izinleri

Merhaba,

Size, sayın İş Müfettişi Cumhur Sinan ÖZDEMİR'in yayınlanmış makalesini gönderiyorum;


11 Aralık 2007



Cumhur Sinan Özdemir

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

İş Müfettişi -Ankara

[email protected]

MAZERET İZİNLERİ YILLIK İZİNDEN MAHSUP EDİLEMEZ



4857 sayılı İş Kanununun 46 ve 55. maddelerinde işçilere ne gibi durumlarda izin verileceği belirtilmiştir.



46.madde Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.



Şu kadar ki;



a) Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,



b) Evlenmelerde üç güne kadar, ana veya babanın, eşin, kardeş veya çocukların ölümünde üç güne kadar verilmesi gereken izin süreleri,



c) Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri,Çalışılmış günler gibi hesaba katılır.



Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır. Bir işyerinde işin bir haftadan fazla bir süre ile tatil edilmesini gerektiren zorlayıcı sebepler ortaya çıktığı zaman, 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebeplerden ötürü çalışılmayan günler için işçilere ödenen yarım ücret hafta tatili günü için de ödenir. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde hafta tatili ücreti işverence işçiye ödenir



şeklinde düzenlenmiştir.



55.madde Aşağıdaki süreler yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır:



a) İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler (Ancak, 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen süreden fazlası sayılmaz.).



b) Kadın işçilerin 74 üncü madde gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günler.



c) İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan dolayı ödevlendirilmesi sırasında işine gidemediği günler (Bu sürenin yılda 90 günden fazlası sayılmaz.).



d) Çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın onbeş günü (işçinin yeniden işe başlaması şartıyla).



e) 66 ncı maddede sözü geçen zamanlar.



f) Hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri.



g) 3153 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan tüzüğe göre röntgen muayenehanelerinde çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler.



h) İşçilerin arabuluculuk toplantılarına katılmaları, hakem kurullarında bulunmaları, bu kurullarda işçi temsilciliği görevlerini yapmaları, çalışma hayatı ile ilgili mevzuata göre kurulan meclis, kurul, komisyon ve toplantılara yahut işçilik konuları ile ilgili uluslararası kuruluşların konferans, kongre veya kurullarına işçi veya sendika temsilcisi olarak katılması sebebiyle işlerine devam edemedikleri günler.



ı) İşçilerin evlenmelerinde üç güne kadar, ana veya babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının ölümünde üç güne kadar verilecek izinler.



j) İşveren tarafından verilen diğer izinler ile 65 inci maddedeki kısa çalışma süreleri.



k) Bu Kanunun uygulanması sonucu olarak işçiye verilmiş bulunan yıllık ücretli izin süresi.



şeklinde düzenlenmiştir.



56ncı madde de ise yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinlerinin yıllık ücretli izinden mahsup edilemeyeceği öngörülmüştür.



Sonuç:



İhtiyaçtan kaynaklanan işe devamsızlık halleri mazeret izni olarak tanımlanabilir. Mazeret izni İş Kanununda ayrıntılı olarak düzenlenmemiştir. İş Kanununun 49ncu maddesinde yer alan Hasta, izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığı tam ödenen aylık ücretli işçilere ifadesi dışında bir başka hüküm yoktur.



Yıllık ücretli iznin uygulanmasını düzenleyen İş Kanununun 56.maddesi yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık ücretli izinden mahsup edilemez hükmü ile yoruma neden olmayacak açıklıkta bir düzenleme getirmiştir.
 
Ynt: Mazeret izinleri

İş kanununda bahsettiğiniz anlamda mazeret izni tanımlanmamıştır.
İleride başınızın ağrımaması için en temizi bahsettiğiniz şekildeki tüm izinleri doğrudan ücretsiz izin olarak değerlendirip,ücretten kesilmesi olacaktır.
 
Ynt: Mazeret izinleri

İşveren tarafından kabul edilen bir mazeret belirterek işe gelmeme durumu, son derece insani bir takım sebeplere dayanıyor. Sabah ateşlenen bebeğini doktora görütmek için yarım gün izin alan çalışanın durumu gibi. Veya evinde doğal gaz sızıntısı olan kişinin İGDAŞ'ı beklemek durumunda kalması gibi...

Hele bu işyerinde mesai saati dışına taşan çalışmalara mesai ücreti verilmiyorsa, yukarıdaki gibi sebeplerle çalışan işe gelmediğinde ücretinden kesmek, işyerinde huzuru bozar diye düşünüyorum.

Tabii bunun da bir sınırı olmalı, işverenin hoşgörüsü suistimal edilmemeli.

İş Kanununda düzenlenmeyen bu konuyu şirketler ne gibi yöntemlerle düzenliyor diye merak ediyorum bu nedenle...
 
Ynt: Mazeret izinleri

galatapera ' Alıntı:
İşveren tarafından kabul edilen bir mazeret belirterek işe gelmeme durumu, son derece insani bir takım sebeplere dayanıyor. Sabah ateşlenen bebeğini doktora görütmek için yarım gün izin alan çalışanın durumu gibi. Veya evinde doğal gaz sızıntısı olan kişinin İGDAŞ'ı beklemek durumunda kalması gibi...

Hele bu işyerinde mesai saati dışına taşan çalışmalara mesai ücreti verilmiyorsa, yukarıdaki gibi sebeplerle çalışan işe gelmediğinde ücretinden kesmek, işyerinde huzuru bozar diye düşünüyorum.

Tabii bunun da bir sınırı olmalı, işverenin hoşgörüsü suistimal edilmemeli.

İş Kanununda düzenlenmeyen bu konuyu şirketler ne gibi yöntemlerle düzenliyor diye merak ediyorum bu nedenle...


Merhaba,

Bir işyerinde fazla mesai yapılıp da veya başka bir adaletsiz tutum ve davranışlarda bulunulduğu müddetçe bunun sonucu er veya geç olumsuz sonuçlarla neticelenir. Onun için işveren ve işçi arasındaki tutum ve davranış adil ve düzen çerçevesinde olmalıdır.

Mazaret izinleri tamamiyle işveren ve işçi arasında davranış ve hoşgörüye bağlıdır. İşveren isterse işçiye yukarıda sayılan mazaret iznini vermeyebilir. İşçi de isterse bu tutum karşısında verilmeyen mesai ücreti karşılığında mesaiye kalmak zorunda değildir.

Özetle burada her iki tarafın tutum ve davranışları ön plana çıkıyor.
 
Ynt: Mazeret izinleri

mazeret izninde yasalarca düzenlenmilş bir gün sınırı var mı? (Yılda şu kadar mazeret izni kullanabilme sınırı vardır gibi, fazlası yasaya aykırıdır hukuksuzdur gibi. Yoksa iki tarafın rızasına mı bağlı)
 
Ynt: Mazeret izinleri

A.Kanun da sayılı haller ,çalışılmış gibi sayılmakla,y.izin,hafta tatili gibi hesaplamalarda değerlendirilir.Bu izinlerin(geçerli özür-mazeret niteliğinde olması karşısında)ücretli olacağı,olması gerektiği anlamına gelmiyor,diğer bir ifadeyle açık hüküm yok,ancak ağırlıklı görüş(buda yorum)ücretli olması şeklindedir, işveren kanundaki bu hallerde işciye izin vermek zorunda olsada,bu sürelerde ücret ödemek zorunda değil.(biz ücretli mazeret izni veriyoruz sözleşme hükmüne göre)
B.Diğer bir husus,evlilik ve ölüm hallerindeki süreler asgaridir,eksitilemez ancak sözleşme-yönetmelik ile artırılabilir ve artırılmalıdır.Kanun un özündeki bu iki hal,(ölüm ve evlilik)insan hayatının-yaşamının da gerçeği olup,böylesi durumlar(düşünün ki evleniyorsunuz yada Allah gecinden versin anne-baba-eş-cocuk...!...)halinde,(duygu sömürüsü yapmıyorum)özel öneme haizdir,buna mukabil işcide elbette motivasyon olmuş halde, iş görme borcunu daha etkin şekilde yerine getirir.
C.Bahsi geçen diğer haller(işcinin 1.derece yakının hastalık hali ile eşinin anne- baba ve kardeşinin ölümü )halinde ücretsizde olsa işverenin izin vermesi gerekir,ama ücret verilip verilmeyeceği hususu,işverenin takdiridir.(bu gibi durumların ihtilaf çıkmaması iiçin hüküm altına alıması faydalıdır.
D.Elektrik.doğal gaz,su aboneliği,tapu işleri,mahkeme,sınav vs.gibi halerdede izin verilebilir,bu tür zamanlar(hatta"C"de belirtilen zamanlara istinaden TELAFİ ÇALIŞMASI yaptırılabilir.
 
Ynt: Mazeret izinleri

Bir ay da veya bir yılda,işci şu kadar-bu kadar mazeret izni kullanır-kullanacak diye bir hükmün olduğunu ben bilmiyorum, bilen var ise lütfen söylesin!..bizde öğrenmiş olalım.
Söylenti;"işcinin her ay bir gün mazeret(kastedilen ücretli)izin hakkı varmıış ! ,işveren vermek zorundaymış ! vermez ise işci iş görme borcunu yerine getirmek zorunda değilmiş!.."(duyda inanma derler ya)
Diğer arkadaşlarında ifade ettikleri gibi ,Kanunda böylesi durumlar sözkonusu değildir,bir TEK İSTİSNASI SÖZLEŞME DE HÜKÜM ALTINA ALINMIŞ OLMASI ŞARTI-KOŞULU.İşte bu şekilde olur ise bağlayıcıdır dolayısıylede işverenin uygulama yükümlülüğü doğar.
 
Üst