Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Kaan Korkmaz

Katkı Sunan Üye
Üyelik
28 Ara 2006
Mesajlar
195
X -------------> Ödülü Asıl Veren Firma
Y -------------> Ödülün Bankaya Ödenmesine aracılık eden firma
A -------------> Parayı alıp kazanan firmaya bonus kart gönderen banka
Z -------------> Bonusu Alıp Personeline veren firma
Personel --> Z?nin personeli


X firması yaptığı kampanya ile sıralamaya giren firmaya, personellerine dağıtmak üzere içinde para olan bir banka kartı kampanyası başlatıyor.

Burada kartları dağıtması için A bankası ile anlaşıyor. Kampanya tamamlanıyor ve ödülün dağıtılacağı firma belirleniyor (Z).

Ödülün dağıtılması aşamasında belli prosedürler gereği ödül tutarları önce X firmasından Y firmasına aktarılıyor. Daha sonra Y firması aldığı bu parayı A bankasına yatırıyor. A bankası da parayı hesaba alır almaz ödül kartlarını Z firmasına yolluyor.

Ödül tutarı içerisinde 500 TL bonus bulunan 3 adet banka kartı. Bunlar Z firması tarafından 3 personeline dağıtılıyor.

Şimdi bu noktada parayı bankaya yatıran Y firmasının vergisel yükümlülüklerini sorguluyorum. Herhangi bir stopaj yükümlülüğü var mıdır Y firmasının bankaya ödeme yaparken ?
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

X ve Y firmaları her halde daha önceden aralarında mal veya hizmet alışverişi ve para haraketi yapıyorlar.
Y firması bu olayda bir nevi aracılık hizmeti görüyor ve sanırım bu hizmeti içinde bir hizmet bedeli faturası kesecek.


Bunun dışında X firması ile para alışverişleri borç alacak dekontu ve açıklama ile olacaktır. Yani para X den Y ye a bankasına yatırlmak üzere açıklaması ile gelecek. Y de bankaya yatırıken X firması adına diyecek.


Y firmasnının vergisel sorumluluğu kestiği hizmet bedeli faturası ile sınırlıdır.

Böyle bir bedel söz konusu değilse bu alışveriş usulsuz olur.
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Yani burada Y firması bankaya yatırdığı para üzerinden herhangi bir stopaj hesaplaması vs gibi birşey yapmasına gerek yok ? Bende aynı fikirdeyim ama farklı kafalardan farklı düşünceler çıkabilir diye düşünüyorum...
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Ayrıca veraset ve intikal vergisi açısından da değerlendirmelerinizi almak isterim...
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

İki şirket arasında cari hesapta alıp verme hareketi varsa sonuçta bir hesaplaşma olacaktır.

İkramiyeleri alan Z personeli intikal vergisi ödemelidir. Ya da bu ödemeyi yapan şirket onlar adına bu vergiyi beyan edip yatırmalıdır.
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Peki bu ödeme toplamı 2010 için 2.535 TL altında kalıyor ise yanılmıyorsam veraset ve intikal vergisinden de muaf olacak.
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Doğrudur.İstisnalar kişi başına uygulanır dolayısıyla 500<2535 olduğu için muaftır .
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Uzman görüşü:

1- Aracı firma (Y) dağıtılan ödülün üzerinde hiç bir hak ve sorumluluğu yoktur. Bu bir lojistik firmasının gönderilen şey üzerindeki vergisel sorumluluğu gibidir.
Dolayısıyla stopaj yapma gibi bir sorumluluğu da yoktur.

2- Bu ödemeler promosyon olduğundan, yani ivazlı olduğundan Veraset ve İntikal vergisine tabi olmaz.

3- Bonusu alıp personeline veren firma (Z) bu bonus üzerinden ödenen meblağı ödenediği ay içinde ücret bordrosuna dahil edip bir ücret gibi vergilendirmelidir.

Zira esasen Ödülü asıl veren firma (X) nın muhatabı işçiler değil, iş yaptığı (Z) firmadır. GVK 6!. maddesinde:

"... Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. "

denilmektedir. Yani içilere "bonus" adı altında sağlanan menfaat aslında ücretin bir cüzüdür. Dolayısıyla ücret gibi vergiye tabi tutulur.
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

OSMAN EROL ' Alıntı:
Uzman görüşü:


Zira esasen Ödülü asıl veren firma (X) nın muhatabı işçiler değil, iş yaptığı (Z) firmadır. GVK 6!. maddesinde:

"... Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. "

denilmektedir. Yani içilere "bonus" adı altında sağlanan menfaat aslında ücretin bir cüzüdür. Dolayısıyla ücret gibi vergiye tabi tutulur.



Bu görüşe katılmıyorum. İşçiler Z nin personeli . Ödülü veren ise X firması.
Bu bir nevi teşvik primi sanırım.


eğer X firması z firmasına personeline dağıtılmak üzere bir bonus verdiye . O zaman durum farklı olur.
Z firması X e fatura keser , kendi elemanlarının maaşlarına da bonus ekler ve ücret olarak vergilendirir.
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Merhaba,

Müsadenizle bu topa bende girmek istiyorum ;)

Z firmasının elemanlarının X firmasının malını satmada gösterdikleri üstün başarı nedeniyle;

Üretici (X) ---> distrubütör(Y) ---> Bayi (Z) ---> Plasiyer

şeklinde gerçekleşen bu dolaşımın; her birisi vergi kanunlarının konusudur;

Çünkü ; Plasiyerin başarısı sayesinde Bayi daha çok ürün satmıştır; Bayinin daha çok ürün satması karşılığında distrubutor daha çok ürün satmıştır; tabi sonuç olarak ana üretici olan X firmasının malının daha çok satılması karşılığında verdi prim bu zincirin her bir halkası için ayrı bir teslim ve hizmet geliri anlamına gelir;

Zira olayın anlatılışındanda belli olduğu gibi;

X Firması Y Firmasını Muhatab almaktadır;
Y Firması Z Firmasını Muhatab almaktadır;
Z Firmasının muhatabı ise plasiyerlerdir.

Dolaşımın her bir aşaması ayrı bir teslimdir.

Bu Kurumlar vergisi kanunu, Gelir vergisi kanunu ve Katmadeğer vergisi kanunu'nun konusuna girer.

Z firması Y firmasına Prim bedeli faturası kesecektir.
Y Firması X firmasına Prim bedeli faturası kesecektir.

Z firmasının plasiyerleri bordro üzerinden vergilendirilecektir.

Saygılarımla,
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

"Dolaşımın her bir aşaması ayrı bir teslimdir. Bu Kurumlar vergisi kanunu, Gelir vergisi kanunu ve Katma değer vergisi kanunu'nun konusuna girer." mi?

KDV konusuna girmez.

KDV konusuna girmez çünkü Kanunun teslim ve hizmeti tarif eden maddelerinde "nakit" ödemeler teslim sayılmamıştır.

KV konusuna sonuçta haliyle girer. O ayrı bir konu.

Yeri gelmişken bir hususu da belirtmek gerekir; ödenen para "net ücret" mahiyetindedir. Bu muhasebeletirilirken bürüte iblağ edilip, brüt üzerinden vergi ve sigorta tahakkuku yapılmalıdır.

İşçiye ödemeyi yapan firma (Z) bu ödemeleri gider kaydedeceğinden, ödülü veren firmaya (X) gelir faturası fatura kesmelidir. Tabi bu faturada KDV tahakkuk ettirilmez.
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Merhaba,

OSMAN EROL ' Alıntı:
KDV konusuna girmez.

KDV konusuna girmez çünkü Kanunun teslim ve hizmeti tarif eden maddelerinde "nakit" ödemeler teslim sayılmamıştır.
.....
.....
ödülü veren firmaya (X) gelir faturası fatura kesmelidir. Tabi bu faturada KDV tahakkuk ettirilmez.

O zaman ciro primlerinin hiç birisi için fatura kesilmesine gerek yok. Çünkü orda da sadece nakit teslimi var.

TESLİM VE HİZMET İŞLEMLERİNDE MATRAH
Madde 20-
2. Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder.

Burada KDV konusuna giren nakit değil bunun ödenme nedeni. Zaten KDV Kanunu kendisine hizmet yapılan veya bunlar adına hareket edenleri bu işlemler dolayısıyla aldıkları paralar matrahı oluşturur der.

Dolayısıyla Hizmeti ödeyen X Firması, Onun adına hareket eden Y firması ve Z Firmasının Hizmet karşılığı aldıkları nakit KDV nin Konusudur.

Burada Y firmasının aracı olması ve bu işlemden gelir elde etmiyor olması. Fatura kesme mükellefiyetini kaldırmaz. Neticede X firması adına hareket etmektedir.. Ve buda onu potaya sokuyor.
HİZMET SAYILAN HALLER

Madde 5- Vergiye tabi bir hizmetten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması hizmet sayılır


Özetlemek gerekirse,

1.Ortada X firmasının malının normalden daha fazla satılması için sarfedilen bir gayret var. Ve karşılığında bir bedel ödendiği anda hizmet matrahı oluşuyor.
2.Bu hizmet geliri X firması ve bu firma adına hareket edenlerce; yani zincir boyunca hareket ettikçe her bir kurum için fatura kesilerek vergilendirilmesi gerekiyor. Bu yüzden Z Firması Y Firmasına, Y Firması X Firmasına Hizmet faturası kesmeli ve fatularda 1.500 + KDV Olmalıdır.
3. Z Firması Gelir Tablosuna Yansıyan 1.500 TL lik geliri. Personel Bordrosuna yansıtarak nötürlerken Tahsil ettiği KDV yi devlete ödeyecektir; Y Firması Aldığı ve Kestiği Faturalarla Gelirini ve KDV yi nötürlemiş olacaktır. X Firması Aldığı Hizmet faturasıyla, Yaptığı harcamayı giderleştirecek; ödediği KDV yi indirim konusu yapacaktır.
4. Bu hareketlerin özellikle Y ve Z firmalarının Gelir tablolarında Hem gelir Hem gider kalemlerinde görünmesi hususu aynı zamanda şu Gelir tablosu ilkesinede uyulmuş olmasını sağlayacaktır.
MSUGT 1. Gelir Tablosu İlkeleri
Bütün satışlar, gelir ve karlar ile maliyet, gider ve zararlar brüt tutarları üzerinden gösterilirler ve hiç bir satış, gelir ve kar kalemi bir maliyet, gider ve zarar kalemi ile tamamen veya kısmen karşılaştırılmak suretiyle gelir tablosu kapsamından çıkarılamaz.


İşte yasal dayanaklarıyla UZMAN?ın görüşü budur.;););)

[size=10pt]( Soru sahibinin soruş şekli kullandığım rumuzla uyuşunca latife olsun diye yazdım bunu yanlış anlaşılmaz umarım)[/size]

Saygılarımla,
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Bu ödmeleri ciro primi olarak vasıflandırırsak evet aslında (Danıştayın görüşüne göre) bunlar için fatura kemeye gerek yok. Bir dekontla kayıt yapmak mümkün. Ciro primleri hakkında maliyenin görüşü de önce bu yöndeyken sonra görüş değiştirmiş ve 26 sayıl tebliğ ile ciro primlerinin KDV ye tabi tutulması istenmiştir. Ancak, dediğim gibi maliye ile danıştay arasında bu konuda görüş ayrılı vardır. Son söz Danıştaya ait olduğundan bunu böylekabul etmek gerekir.

Danıştay'ın Görüşü şöyledir:

Danıştay 9. Dairenin 18.12.1997 tarih ve K. 1996/4252 ve E.1996/3156 sayılı Kararı ile yıl sonunda yapılan iskontoların KDV'ye tabi olmadığına karar verilmiştir. Anılan Kararda aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

- 3065 sayılı KDV Kanunu'nun 25/a maddesinde teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontoların matraha dahil edilmeyeceğinin hükme bağlandığı,

- Faturanın düzenlenmesinden sonra ortaya çıkan iskonto, ciro primi gibi ödemelerin KDV matrahına dahil edileceğine dair Kanunda bir hüküm bulunmadığı,

- Ciro primlerinin KDV'ye tabi tutulabilmesi için teslim, teslim sayılan hal, hizmet ya da hizmet sayılan haller kapsamına girmesi gerektiği, halbuki söz konusu işlemin anılan maddelerle bir ilgisinin bulunmadığına hükmetmiştir.

Danıştay faturanın düzenlenmesinden sonra yapılan iskonto ,ciro primi gibi ödemelerin mal teslimi veya hizmet ifası karşılığı olmadığını, sadece teşvik etmek amacıyla ve satış limitine göre yapılan bir işlem olduğunu ve bu nedenlerle verginin konusuna girmediği görüşündedir. Dolayısıyla yıl sonlarında belli bir ciro aşıldığında çeşitli adlarla yapılan iskontoların katma değer vergisine tabi olmadığını hükme bağlamıştır.
 
Ynt: Ödül Dağıtımı - Uzman Görüşü Gerekiyor !!!

Merhaba,

Sayın Erol,

Danıştay kararları; sadece ait olduğu dosyanın tarafları için bağlayıcıdır. Yoksa her danıştay kararı genel anlamda yürütmeyi durdurma anlamına gelseydi, evin yolunu bulamazdık. Zaten meslek mensupları olarak danıştayın aynı konuda farklı kararları almasından da şikayetçi değilmiyiz.
Ha; ne olur, konu mahkemeye gider, o zaman dava dilekçesine örnek karar olarak yazarsınız. Ancak dikkat edin o davada bile başka karar çıkabilir.

Sizde yazmışsınız 26 nolu tebliğ açık ve hala yürürlülükte.

Şimdi konuya vergi tekniği açısından yaklaşalım;
KDV nedir adı üstünde; tüketiciye ulaşana kadar; ürünün yolculuğunda, her durağın, ürüne eklediği katma değerin vergilendirilmesi ve en son tüketicide kalması değilmi.

Madde 25 ne diyor
MATRAHA DAHİL OLMAYAN UNSURLAR
Madde 25- Aşağıda yazılı unsurlar matraha dahil değildir:
a) Teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontolar,
Üretici firma 80 TL ye ürettiği malı satsın.
Şimdi KDV nin % 10 olduğunu varsayarsak

100 TL lik bir malda satış anında %10 iskonto uygulayan firma için;

100-10=90 + 9 = 99 TL lik bir fatura kesilecektir kanun hükmüne göre. Ve ürünü alan firmada bu malı atıyorum 95 TL ye satacak olsa 95+9,5 = 104,50 TL kazanacaktı.

Yani Devlet
9 TL üretici firmadan 0,5 TL bayiden olmak üzere = 9,5 TL KDV
((90-80)x%20) 2 TL üreticiden ((95-90)x%20) 1 TL bayiden = 3,0 TL KGV kazanacaktı


Şimdi bu iskontonun daha sonra yapılması durumunda Danıştay kararına göre ne olacak onu irdeleyelim

100 + 10 =110 TL den satıcı malı satacak. Bayi Bu malı yine 95+9,5 TL den satacaktır. Daha sonra yıl sonunda 10 TL dekont keserek satıcının carisine borç kaydedecektir
Bu durumda;

10 TL üretici KDV ödeyecek Bayi 0,05 Devredecektir sonuçta Devletin KDV geliri = 9,5 TL KDV
(100-10-80)x%20=2 TL üreticiden ((95-100+10)5x%20) 1 TL bayiden olmak üzere= 3,0 TL KGV

Geliri elde edecektir.

Şimdi bu iskontonun fatura edilmesi durumunu irdeleyelim

100 + 10 =110 TL den satıcı malı satacak. Bayi Bu malı yine 95+9,5 TL den satacaktır. Daha sonra yıl sonunda 10+1=11 TL fatura keserek satıcının carisine borç kaydedecektir
10-1 = 9 TL satıcı KDV ödeyecek 10-9,5-1 = 0,5 TL KDV
(100-10-80)x%20=2 TL üreticiden ((95-100+10)5x%20) 1 TL bayiden olmak üzere= 3,0 TL KGV

Tahsil edilecektir.

Gördüğünüz gibi maliyenin fatura kesilmesinde inat etmesini gerektirecek herhangi bir gelir kaybı yaşanmıyor.

Ancak eğer kanun 25. Madde hükmünün uygulanması açısından, İskonto?nun teslim anında veya daha sonra yapılmasının vergilendirmeyi değiştirmeyecek bir yöntem arayışında isek ve bu hususun kamu yararı açısından vergi dağılımının hakkaniyetli olması ise derdimiz;

Örneği incelersek

Teslim anında uygulanan iskontoda satıcı : 9 TL bayi : 0,5 TL KDV ödeyecekti.
Fatura kesilmeden yıl sonu iskontasında satıcı:10 TL öderken bayi : 0,5 TL Devredecekti
Fatura kesilerek yapılan iskontada satıcı : 9 TL bayi : 0,5 TL KDV ödeyecekti.

Dolayısıyla kanun hükmünün tam uygulanabilmesi için yıl sonu iskontasında fatura kesilmesi gereklidir.


İskontonun satış anında veya daha sonra yapılıyor olmasının, firmalara yüklediği vergi yükünü değiştirmemesi açısından en uygun yöntem dönem sonu iskontalarında KDV uygulanması olduğu örnekten de görüleceği üzere açıktır.

Saygılarımla,
 
Üst