fonradar

Önceki Seneden İade

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

stajerim

Katkı Sunan Üye
Üyelik
11 May 2009
Mesajlar
283
Konum
istanbul
normal geçici döneminde satılan mal geri iade alınınca 610 nolu hesap kullanılıyor ama bir sonraki seneye geçince geçen sene satılıp maliyet kaydı yapılıp vergisi ödenen mal sonraki sene iade edilince neden 153 e alınıyor ve alınmazda 610 kullanılırsa naıl vergi ziyaı oluyor tam olarak anlayamadım
 
Satiş
1- 120 1180

600 1000
391 180

2- maliyet
321 800

153 500

3- iade geldi

610 1000
191 180

120 1180

4- satiş 1000
maliyet 800
kar 200
vergi %20 40

gelir tablosu
5- toplam satiş 100.000
610 iade 1.000
satiş 99.000
stmm 90.000
net 9.000
%20 vergi 1.800


6- senede atlandi iade geldi

153 800

621 800
mal maliyet fiyatiyla stoklarimiza girdi

7- gelir tablosu
toplam satiş 100.000
610 kullanilmiyor
satiş 100.000
stmm 90.800 99000 tl idi 800 tl de iade geldi
net 9.200
%20 vergi 1.840

eğer dönem içi gibi işlem yaparsak 1800 tl vergi çikiyor ama bir sonraki sene 1840 tl vergi çikiyor bu durumda vergi ziyai doğmaz mi
zira herkes 610 kullanarak yapiyor iade işlemini

işte bu doğru olan işlemi şirket sahibi kabul etmiyor 610 olarak işleyin bana fazla vergi ödetmeyin diyor sizce ne yapmak lazım
 
Son düzenleme:
1-AYNI GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİNDEKİ SATILAN MALIN İADESİ
2-BİR SONRAKİ GEÇİCİDE SATILAN MALIN İADESİ
3-BİR SONRAKİ YILDA SATILAN MALIN İADESİ


NASIL OLMALI ACABA ARADAKİ FARKLARI TAM OLARAK ANLAYAMADIM
1- 610- satıştan iadeler hesabı


191- indirilecek kdv hes.


120/320 alıcılar-satıcılar hesabı


2- 610- satıştan iadeler hesabı


191- indirilecek kdv hes.


120/320 alıcılar-satıcılar hesabı


---------------------- --------------------------


153- Ticari mallar hes.


621- satılan ticari mallar maliyetleri hesabı


(İade edilen malın stok hes. Girişi nedeniyle)


3- 153- ticari mallar hesabı


191- indirilecek kdv hes.


320 satıcılar hesabı




BUNLAR NASIL VERGİ ZİYAINA SEBEP OLUYOR HALA TAM OLARAK ANLAMADIM GELİR TABLOSUNDA NASIL FARK EDİYOR HİÇ ANLAMADIM
 
şimdi daha net anlaşılması için bir örnek vermek istiyorum

1-mal alışı yapıldı 153 800
191 144
320 944

2-bu mal satıldı 120 1.180
600 1.000
391 180

3- stmm 621 800
153 800

şimdi bu mal iade geldi bir sonraki yıl iade gelirse şu iki kayıttan birini yapacağız
1- 153 1000
191 180
120 1180 ya da

2- 153 800
681 200
191 180
120 1.180

bu iki kayıttan en mantıklısı 2.kayıt gibi duruyor ama bu iki kayıttan ziyede muhasebeciler hep yeni yılda da 610 nolu hesabı kullanıyor bu durumda veri ziyaı oluşuyormuş bu yukarıdaki örneğe göre 610 a alırsak gelir tablosunda nasıl fark eder 1.kayıt ne olur 2.kayıt ta ne olur fark nasıl oluşuyor?
 
SANIRIM BİRAZ ANLADIM 610 nolu hesabı kullanmamız yanlış olur 610 satıştan iade 1000 tl dersek belki bu dönem satışımız bile olmayacak ve eksiye düşecek yada gelir tablosunda toplam 1000 tl düşeceğiz doğruyu yansıtmayacak vergi ziyaı oluşacak zira geçen sene 800 tl ye almış 1000 tl ye satmış 200 tl kar etmiştik işte o karı bu sene düşürüp boşuna vergi ödememiş olacağız teşekkürler biraz zorlandık gibi ama çözdük sorunu sanırım 681e 200 tl atacağız gelir taplosunda satışı değil önceki dönemi düşeceğiz ve doğruya ulaşacağız
 
SANIRIM BİRAZ ANLADIM 610 nolu hesabı kullanmamız yanlış olur 610 satıştan iade 1000 tl dersek belki bu dönem satışımız bile olmayacak ve eksiye düşecek yada gelir tablosunda toplam 1000 tl düşeceğiz doğruyu yansıtmayacak vergi ziyaı oluşacak zira geçen sene 800 tl ye almış 1000 tl ye satmış 200 tl kar etmiştik işte o karı bu sene düşürüp boşuna vergi ödememiş olacağız teşekkürler biraz zorlandık gibi ama çözdük sorunu sanırım 681e 200 tl atacağız gelir taplosunda satışı değil önceki dönemi düşeceğiz ve doğruya ulaşacağız

Sayın stajerim,

Ilk soruma cevap vermemişsiniz ve bu yorumu yazmışsınız ancak buda yanlış olmuş. Yaptığınız maddeler de yanlış olmak üzere.
 
ksimkesyan

VERGİ ZİYAI doğar maliyenin görüşü vardır hatta işe ggirerken mülaakatlarda da sorarlar geçen sene 610 a kaydedip satışlardan düşüyordunuz ama bu sene belkide satış yapmayacaksınız satış tutarını düşemezsiniz sadece o malın karını düşersiniz ki gerçeği yansıtsın gelir taplosunda ki karınız size örnek vereyim 800 tl ye mal aldınız 1000 tl ye satınız 200 tl kar edip vergisini ödediniz yeni senede iade geldi 610 yapıp 1000 tl düşerseniz satışlardan devleti zarara uğratırsınız ama 200 tl kar etiştiniz 681-689 dan birisinden 200 tl düşerseniz gerçek karınız çıkar ortaya
 
Sayın tanca,

Kalemi kağıdı elinize alıp maddeleri yazar sonra da "621" hesap işlemlerini yaparsanız sizin yazdığınız maddelerle yanlış kayıt yaptığınızı görürsünüz. Satılan malların ertesi yıl iadesinde 610 hesap kullanılmaması sadece "Mali Tablolar" tekniği nedeniyledir. ( Aynı anda hem geçmiş yıllar hem de aynı yıl içinde satılmışların iadesinde de ne yapacağınız şaşırırsınız hele bir bayiden topluca hangi yıllarda satıldığının tespiti de zor olan malların toplu iadesi de ayrı). Bu nedenle de 610 hesap yerine literatürde doğrudan 153 hesap kullanılır. Hiçbir tutara dokunmaksızın. Geçen yıl bundan kar etmiştim bu yıl o zaman bunun karını iade nedeniyle düşmem gerekir diye yazdığınız kayıtlar kusura bakmayın hem bilgisizlik hem komik. Sizin yaptığınız kayıt vergi ziyaı değil vergi arttırımı getirir. 153 ve 610 hesaplar 621 hesap içinde her ikisi de Borç hanesinde yer alacaklarından SMM tutarını değiştirmez. Aynı malı iade değil de 1000 TL tutarla yeniden almış olmakla aynı tutara müşteriden geri almak arasında fark yoktur.

Yalaşaplak cevap vermeden iyi düşünmek lazım. Şimdi bana şu bahsettiğiniz maliyenin görüşü örneklerini de göstermenizi rica ediyorum...Geçen sene satıp karından vergi ödediğim bir şeyi bu sene iade aldığımda nasıl vergi ziyaı oluştuğunu da eni konu anlatarak. Bunları anlatırken STOK işlemlerindeki maliyetlendirmeyi de nasıl yaptığınızı da anlatarak.

Bakın şöyle sorayım cevap verin...Geçen sene 800 TL tutarla aldınız 1000 TL tutarla sattınız, 200 TL kar ettiniz. Bu sene 1000 TL'ye iade aldınız ve 1100 TL tutarla sattınız. 100 TL mi yoksa 300 TL mi kazanırsınız, aynı soruyu 1000 TL ile iade alım olarak değil yeni alım olarak da cevaplandırınız. Size mülakat sorusu.
 
Yalaşaplak cevap vermeden iyi düşünmek lazım. DEMİŞSİNİZ çok da doğru söylemişsizin anlaşılan siz büroda yetişmiş stoklu çalışan şirketlerde maliyetlerle ilgili hiç bir çalışma yapmamışsınız sadece teorik kitabi bilgi ve kayıtlardan bahsediyor çok da mantıksız izah da bulunuyorsunuz bana inanmayıp zıt gideceğinizi biliyorum bu sebeple size okumanızı tavsiye ettiğim adresi yapıştırıyorum zira dik kafalılıkla bir yere varamazsınız bana yardımcı olun teşekkür edeyim size ama ben bir şey söyleyince hemen kibirlenip vergi ziyaıı kabul etmemek ne derece mantıklı ?

Satıştan İade İşlemlerinin Uygulaması, Değerlemesi, Takibi ve Muhasebeleştirilmesi – II sayfasın içinde mali çözüm dergisi ile ilgili bir sayfa var bir zahmet ona da tıklayınız



biz stok entegre çalışıyoruz stok envanter kayırlar cari muhasebe her şey bire bir tutmak zorunda öyle gelişi güzel kafadan kayıt yapmıyoruz kılı kırk yarıyoruz 2 çeşit kayıt var yeni yılda 2 eşit kayıt var stoğu kontrol etmek şartıyla ya 153 e alınır direk alış işlenir ki bu kaydı bir mahkeme kabul etmedi yada 681-689 borçlandırılır ki bu daha mantıklı.İsterseniz 153 giriş kaydını kabul etmeyen mahkeme kararını da kopyalarım size

Geçen yıl bundan kar etmiştim bu yıl o zaman bunun karını iade nedeniyle düşmem gerekir diye yazdığınız kayıtlar kusura bakmayın hem bilgisizlik hem komik. Sizin yaptığınız kayıt vergi ziyaı değil vergi arttırımı getirir demişsiniz en son ne zaman bu kadar çok güldüm hatırlamıyorum siz beni güldürdünüz ALLAH da sizi güldürsün emi

vergi ziyaı değil vergi arttırımı getirir demişsiniz sapla samanı karıştırmışsınız firmaya vergi artırımı getiriyor ve devlette bunu istiyor zaten ama sen devletim istediği gibi kayıt yapmazsan 610 a işlersen elbetteki devlet için vergi ziyaı olur biz farklı bir şey demedik ki :)
 
Son düzenleme:
Sayın tanca,

Benim tecrübem yada çalıştığım yerlerle ilgili size bir bilgi vermeme gerek yok, sorduğum soru yerine konuyu buraya yönlendirmek ne yazıkki bilgisizlik göstergesidir. Bana link olarak gönderdiğiniz gibi sayfalara benzer yazdığım yazıların haddi hesabı yok. Sayın İsmail namlının yazısını bana referans göstererek kendi ayağınıza sıkmışsınız kurşunu ne yazık ki o makale size söylediklerimi yukarda yazdıklarımı teyit ediyor ve ne yazıkki 681 - 689 hesaplardan hiç bahsetmiyor. Yine kar zarara gidiş arasındaki farkları anlatıyor. Yani Mali Tablo farklarını.

Siz işlemlerinizi Entegre çalışıyormuşsunuz güzel, ( entegrasyonu yaparken bahsettiğiniz 681 hesapla ilgili farkın da nereye gittiğini bana anlatabilseydiniz keşke ) herşey tutmak zorunda bu yüzden de sorduğum basit iki soruya kalemi kağıdı elinize alıp yazabilme ve cevaplandırabilme becerisini gösteremediniz, üzüldüm sizin adınıza, yapsaydınız da sapla samanın karışmasını bende görüp öğrenebilseydim.

Vergi arttırımı getirir demekle de doğru söyledim. Biri bunu söyleseydi bana oturur incelerdim, ne demek istiyor bu adam diye. Sonra da sağlam bir cevap yazardım.

Hala sorularım geçerli, siz gülmeye de devam edebilirsiniz, dilerseniz özelime de gönderebilirsiniz cevapları. Ama mülakatı benimle yapıyor olsanız ve bu cevapları vermezseniz sizin adınıza üzülürüm sadece. Bundan sonra yazacağınız cevap sağlam ve ciddi olsun.
 
BEN size içinde başka sayfa var ona giriniz diyorum ayrıca daha başka sayfalarda var diyorum siz ise gurur meselesi yapıyorsunuz yazık 681-689 u gözünüze sokarak göstereyim isterseniz ayrıca ne dediğinizi billmiyorsunuz 610 işlenirse vergi ziyaı oluşur 689-681 de şirkete fazla vergi çıkar sizin kafanız nerde kdv mi hazırlıyorsunuz sorularınızı dalgın haldeyken soruyosunuz ya da ne yazdığınızı bilmiyorsunuz aynı şeyi söylediğimiz yerde bile farklı imalar oluşmuş sizde ne yazık ki kafanız dağınık olaya at gözlüğüyle bakıp sabit fikirliliği bırakınız isminiz Kevork Simkeşyan olmasa hani laz mısınız diyecektim ama :) hala vergi artırımı getirir diyor yazdığım hiç bir şeyi okumuyorsunuz güzel kardeşim şirket geçen seneki iadeyi 610 a işlerse devlet sana dur vergi ziyası var eksik beyan etmişsin yanlış kayıt etmişsin der daha öncede açıkladım ama neden anlamamakda kendi ekseninizde dönmeye devam etmekde ısrar ediyorsunuz anlamadım şimdi 610 değil de153 -681-689 kullanıldığında şirketin ödeyeceği vergi artacak haliyle tersini kim söyledi ki siz neden bu kadar zorlandınız anlamadım bu arada stoklarla ve muhasebeyle ilgili ayrıntılı ders isterseniz hafta sonu ücretsiz insanlık namına tek tek her şeyi en ince ayrıntısına kadar size seve seve anlatırım merak etmeyin bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp

Vergi arttırımı getirir demekle de doğru söyledim. Biri bunu söyleseydi bana oturur incelerdim, ne demek istiyor bu adam diye. Sonra da sağlam bir cevap yazardım. demekle hepten kendi ayağınıza değil kendi kafanıza sıkmışsınız ne sorduğunuz ne cevap verdiğiniz ne yapmaya çalıştığınız belli değil bana ilk sorunuz vergi ziyaı nasıl oluşuyor du hayret bir şeysiniz yani şirketin vergi yükü doğru akyıtı yaparsa artacak eskisi gibi yaparsa vergi ziyaı oluşacak daha burdan bir arpa yol ilerleyemediniz kendi ekseninizde dönüyorsunuz yazık
 
Son düzenleme:
SATIŞTAN SONRAKİ HESAP DÖNEMLERİNDE GERÇEKLEŞEN MAL İADELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ


1.GİRİŞ

Bilindiği üzere işletmelerin yapmış olduğu satışların tamamı ya da bir kısmı, daha sonradan alıcının isteği, satıcının da oluru ile iptal olabilmektedir. Satıştan iade olarak adlandırdığımız bu işlem çok çeşitli nedenlerle meydana gelebilmektedir.

Satıştan iade işlemlerinin değerlendirilmesi konusunda satışın ve iadenin aynı hesap döneminde yapılması halinde uygulamada sorun çıkmadığı, ancak dönemlerin farklı olması halinde uygulamada farklı değerlendirmelerin yapıldığı ve farklı sonuçların doğduğu gözlenmektedir.

Satışın ve iadenin farklı olduğu dönemlerde sorun, mal iade faturasında belirtilen KDV hariç tutarın tamamının stok olarak mı kabul edileceği ya da bir kısmının stok bir kısmının da gider (satışın karlı yapıldığı varsayılırsa) olarak mı kabul edileceği konusunda görüş ayrılıklarının mevcut olmasıdır. Sonraki hesap döneminde meydana gelen iade ile ilgili faturanın alış belgesi gibi mi yoksa önceki dönemde yapılan kayıtların düzeltilmesine imkan sağlayacak tevsik edici bir belge gibi mi değerlendirilmesi gerektiği, farklı uygulamaya yol açan yaklaşım tarzlarıdır.

Yukarıda belirtilen farklı görüşler ile ilgili açıklamalara, muhasebe kayıtlarına, görüşlerin vergilendirmede meydana getirdiği farklılıklara, bu konudaki kişisel görüşümüz, Maliye Bakanlığı ve yargı organlarının görüşlerine aşağıda yer verilmeye çalışılmıştır.

2. UYGULAMAYA YANSIYAN MEVCUT GÖRÜŞLER

2.1. SONRAKİ DÖNEMDE GERÇEKLEŞEN MAL İADESİNE İLİŞKİN TUTARIN TAMAMI STOK OLARAK KAYIT EDİLMELİDİR

Bu görüşe göre sonraki dönemde gerçekleşen iadelere ilişkin KDV hariç bedelin tamamı stok olarak muhasebeleştirilmelidir. Yani izleyen yılda yapılan iadeler, iade yapan firma için satış, iadeyi kabul eden satıcı firma için mal alışı olarak kabul edilir.

Görüş örnek yardımı ile değerlendirilecek olursa;

Örnek: X A.Ş. 1999 yılında kurulmuş, makine alım ve satımı ile uğraşan bir işletmedir. 1999 yılında 20 milyar liraya A makinesinden 1 adet, 25 milyar liraya B makinesinden 1 adet satın alınmıştır.

Diğer veriler:
- 25.12.1999 tarihinde A makinesi 30 milyar liraya satılmıştır.
- İlgili dönemde (1999 yılı) satılan makine maliyetinden başka gider mevcut değildir.
- 26.05.2000 tarihinde A makinesi alıcının isteği üzerine iade olunmuştur.
- 06.06.2000 tarihinde B makinesi 35 milyar liraya satılmıştır.
- 2000 yılında başka gider yoktur.
- KDV oranı %18 olarak dikkate alınmıştır.

Yukarıda yer alan verilere göre şirket, 1999 yılını (30-20=) 10 milyar lira kâr ile sonuçlandırmıştır. Yine aynı dönemin vergi matrahı da 10 milyar liradır.

2000 yılında iade edilen makineye ilişkin muhasebe kaydının bu görüşe göre aşağıdaki şekilde olması gerekir.


153 TİCARİ MALLAR 30.000.000.000
191 İNDİRİLECEK KDV 5.400.000.000
120 ALICILAR 35.400.000.000
26.05.2000 tarihli iade işleminin kaydı.

Yukarıdaki muhasebe kaydından anlaşılacağı üzere iade faturası, mal alışı gibi değerlendirilmiş. KDV hariç tutarın tamamı stok olarak kaydedilmiştir.

2000 yılında B makinesinin satılması sonucu bu satıştan toplam 10 milyar lira kâr elde edilmiştir. 2000 yılında başka işlem olmadığından dolayı 10 milyar liralık kârın vergisi verilecektir. Dolayısıyla bu görüşe göre 1999 ve 2000 yıllarında toplam 20 milyar liralık kârın vergisi verilmiştir. Gerçekte ilgili hesap dönemlerinde oluşan toplam kâr tutarı 10 miyar liradır.

2.2. SONRAKİ DÖNEMDE YAPILAN İADE İLE İLGİLİ ÖNCEKİ DÖNEMDE KÂR YAZILAN TUTARIN GİDER YAZILABİLECEĞİ

Bu görüşe göre sonraki yılda (dönemde) yapılan mal iadeleri, mal alışı gibi değerlendirilemez. Bu işlemler düzeltme mahiyetinde işlemler olup, önceki dönemde yapılan kayıtların tersi işlemi doğuracak kayıtların yapılması gerekir. Yukarıda belirtilen örneği bu görüşe göre yeniden düzenleyecek olursak aşağıdaki sonuçlar çıkmaktadır.

- 1999 yılındaki kâr değişmemektedir. Yani 10 milyar liralık kazancın vergisi verilecektir.
- 26.05.2000 tarihindeki A makinesinin iadesine ilişkin muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır.

153 TİCARİ MALLAR 20.000.000.000
681 ÖNC. DÖN.GİD. VE ZARARLARI 10.000.000.000
191 İNDİRİLECEK KDV. 5.400.000.000
120 ALICILAR 35.400.000.000

- 2000 yılında A makinesinin iadesinden dolayı 10 milyar lira gider oluşmuş olup, bu tutar kazancın tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir. Aynı dönemde B makinesinin de satışından dolayı 10 milyar lira gelir oluşmuş dolayısıyla bu dönemde kâr/zarar çıkmamıştır.
- 1999 yılı ve 2000 yılında vergilendirilen kârlar toplamı 10 milyar lira olup, gerçekte de şirketin ilgili dönemlerde toplam kârı 10 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.

3. KİŞİSEL GÖRÜŞ VE DEĞERLENDİRMELERİMİZ

Yazımızın 2.1. bölümünde yer alan, sonraki hesap dönemlerinde iade edilen malların KDV hariç tutarının tamamının stok olarak kabul edilmesi görüşünün dayanağı, muhasebe ve vergisel açıdan dönemsellik kavramıdır.

3.1. Vergisel Açıdan Değerlendirme

Vergi Kanunlarımızda dönemsellik kavramının direkt tanımı yapılmış değildir. Ancak dolaylı ifadeler mevcuttur. Ticari kazançtan indirilebilecek giderler, dönem açısından belirlenirken, Vergi Usul Kanunun 3. Maddesinde yer alan “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.” hükmü uyarınca, olayların kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Örneğin, hesap dönemi kapandıktan ve hesaplar da mükelleflerce kapatıldıktan sonra geçmiş yılın son aylarında kullanılan elektrik, su ve benzeri sarflara ilişkin faturalar mükelleflere (faturanın sonraki dönemde düzenlenmesi , postada meydana gelen gecikme vb. nedenlerle) ulaşabilir. Bunların mükelleflerin eline ulaştığı dönemde gider yazılması Danıştay ve Vergi İdaresince kabul edilmektedir. Uygulama da bu şekilde yapılmaktadır. Dönemselliğin düz bir mantıkla algılandığı ve uygulandığında ise bu harcamaların ait olduğu dönemde kayıtlarının yapılamaması nedeniyle, sonraki dönemde (mali karın tespitinde) gider yazılamayacağı söylenebilir.

Elektrik, su ve telefon faturalarında belirtilen harcamalara ait gelirler önceki dönemde meydana gelmiştir. Fakat gider, faturanın geldiği döneme kayıt edilmektedir. Bunun nedeni, giderin mükellefçe, ilgili olduğu dönem hesapları kapatılmadan önce bilinmemesi ve öngörülememesidir. Yani giderin tahakkuk etmemiş olmasıdır.

Bize göre elektrik, su, telefon faturalarının sonraki dönemde gider yazılabilmesine ilişkin gerekçeler iade edilen mallar için de geçerlidir. Çünkü malın iadesi satıcı tarafından bilinmemektedir. Eğer satıcı malın iade edileceğini bilse zaten iade ile ilgili işlemleri hesap dönemi kapanmadan yapacak ve gerçekte olmayan bir karın vergisini vermek istemeyecektir. Dolayısıyla satışla ilgili olarak kar yazılan tutarın, iadenin gerçekleştiği hesap döneminde gider kaydedilmesinde sakınca yoktur.

Vergi Usul Kanunun 274. maddesinde satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeliyle değerleneceği hükmedilmiştir. Yine aynı Kanunun 262. Maddesinde maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetleriyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı şeklinde tanımlanmıştır.

Vergi usul Kanunun 275. Maddesinde imal edilen emtianın (Tam ve yarı mamul mallar) maliyet bedelinin aşağıda yazılı unsurları ihtiva etmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.
1. Mamulün vücuda getirilmesinde sarf olunan iptidai ve ham maddelerin bedeli;
2. Mamule isabet eden işçilik;
3. Genel imal giderlerinden mamule düşen hisse;
4. Genel idare giderlerinden mamule düşen hisse; (Bu hissenin mamulün maliyetine katılması ihtiyaridir.);
5. Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zaruri olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedeli.

Maddenin sonunda mükelleflerin, imal ettikleri emtianın maliyet bedellerini yukarıdaki unsurları ihtiva etmek şartıyla diledikleri usulde tayin edebilecekleri belirtilmiştir.

Kanunda satıştan sonraki hesap dönemlerinde meydana gelen iadelerin nasıl değerleneceği ile ilgili herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Ancak iade edilen malların da maliyet bedeli ile değerleneceği açıktır. Ayrıca maliyete eklenmesi zorunlu harcamalar açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla iade tutarının önceki hesap döneminde kar yazılan kısmının iade nedeniyle sonraki hesap döneminde gider olarak kaydını engelleyici bir yasa hükmü mevcut değildir. Yani bu tutarın stok olarak kaydını şart koşmak yasal olmayan bir zorlamadan başka bir şey değildir.

Kayıtlara stok olarak alınacak tutar önceki dönemde satışın maliyeti olarak hesaplanan tutar olacaktır. Değerleme ölçüsü fazlası tutar (alıcının satıcıya ödediği maliyet değeri fazlası tutar=önceki dönemde satış karı kaydedilen tutar) ise alış bedeli ile değerlenen menkul kıymetlerin iktisabı için ödenen faiz ve kur farklarında olduğu gibi gider yazılmalıdır.

Yazımızın 2.1. ve 2.2. bölümlerinde belirtilen örneklerde 1999-2000 yıllarında (2 yıl tek bir dönemmiş gibi düşünüldüğünde) mükellefin öz varlığındaki artışın aynı olmasına rağmen farklı vergi tutarlarının ödendiği görülmektedir. Öz varlıklarda meydana gelen artışların değerlendirilmesinde 2.2. bölümde belirtilen görüş, yıllar kümülatif olarak dikkate alındığında, doğru sonuç doğurmakta, 2.1. bölümde belirtilen görüş gerçekçi olmayan vergilendirilme yapılmasına neden olmaktadır.

3.2.Muhasebe Uygulaması Açısından

1 No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde cari dönemden önceki dönemlere ait olan ve sonradan ortaya çıkan tutarların 681 ÖNCEKİ DÖNEM GİDER VE ZARARLARI” hesabında gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yani sonraki dönemde yapılan iadeye ilişkin iade dolayısıyla gider yazılacak tutarın da bu hükme göre cari dönemde 681 No.lu hesaba kaydı gerekmektedir. Dolayısıyla bu tutarın stok olarak kaydı Tebliğ hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir.

Aynı zamanda muhasebenin temel kavramlarından maliyet esası kavramı, yani para mevcudu, alacaklar ve maliyetinin belirlenmesi mümkün veya uygun olmayan diğer kalemler hariç, işletme tarafından edinilen varlık ve hizmetlerin muhasebeleştirilmesinde, bunların elde edilme maliyetlerinin esas alınması gereğini ifade eden bu temel kavram açısından bakıldığında stoklara giren malın, maliyet bedeliyle değerlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda yer alan nedenlerden dolayı yazımızın 2.1. bölümünde belirtilen görüşe katılmamaktayız.


4. YARGI SONRAKİ DÖNEMDE YAPILAN İADE İLE İLGİLİ ÖNCEKİ DÖNEMDE KÂR YAZILAN TUTARIN (MALİ KARIN TESPİTİNDE) GİDER YAZILABİLECEĞİ GÖRÜŞÜNÜ KABUL ETMEKTEDİR.

Konu ile ilgili olarak yargıya intikal eden bir olay aşağıda açıklanmıştır.

Bir Anonim Şirketin 1993 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, 31.12.1992 günü satılan emtianın, 30.01.1993 tarihinde iade edilmesi sonucu faturanın bir kısmının maliyete, bir kısmının da zarara intikal ettirilmesi yerinde olmadığı ileri sürülerek cezalı tarhiyat yapılmıştır. Mükellef yapılan işlemi hukuka aykırı görerek Vergi Mahkemesine tarhiyatın kaldırılması için başvuruda bulunmuştur. İstanbul 8. Vergi Mahkemesi konu ile ilgili olarak verdiği kararda “davacı kurumun 1992 ve 1993 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu, 1992 yılında satışı yapılan emtianın hasılat olarak kaydedildiği, 1993 yılında iadesi sonucu ise bir kısım bedelin maliyet bedeli olarak kaydedilip, kalan kısmın kâr-zarar hesabına borç yazıldığının anlaşıldığı, söz konusu emtianın bir ay sonra iadesi nedeniyle bedelin tamamının yeni maliyet bedeli olarak kabulüne olanak bulunmadığı, iade edilen mala ilişkin işlemlerin satış işleminin ters kaydı yapılarak defterlere işlenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle cezalı tarhiyat işlemini kaldırmıştır.

Vergi İdaresi daha sonra Danıştay’a,Vergi Mahkemesi kararının bozulması için başvuruda bulunmuş ancak Danıştay Dördüncü Dairesi, Vergi Mahkemesi kararını bozmamış, yani kararın doğru olduğunu onamıştır.

5. MALİYE İDARESİNİN GÖRÜŞÜ

Vergi Mahkemesi ve Danıştay’ın yukarıda yer alan kararlarından da anlaşılacağı üzere Maliye Bakanlığının görüşü sonraki hesap döneminde yapılan iadelerin, mal alımı gibi değerlendirilmesi gerektiği yönündedir.

Ancak Bakanlığın KDV Kanunun 35. Maddesi ile ilgili olarak mal iadeleri için verdiği müktezalarda, mal iadelerini alış gibi değerlendirmediği bu işlemlerin düzeltme mahiyetli işlemler olarak nitelendiği sonucuna varılmaktadır. Şöyle ki bir müktezasında “15 Ekim 1990 tarihinden önce teslim edilen malın bu tarihten sonra iade edilmesi işleminde ilk verginin düzeltilmesi söz konusudur. Bu düzeltmenin ilk teslim sırasında hesaplanan vergi itibariyle gerçekleştirileceği tabiidir.” şeklinde görüş bildirmiştir. Eğer Bakanlık bu iadeyi alış gibi değerlendirseydi iade tarihindeki KDV oranının hesaplamada kullanılmasını isteyecekti. Ancak Bakanlık iadeyi düzeltme işlemi gibi değerlendirerek satış tarihinde uygulanan KDV’nin, iade içinde geçerli olacağını belirtmiştir.

Görüleceği üzere Bakanlığın konu hakkındaki görüşleri birbiriyle çelişir durumdadır.

6 .SONUÇ

Yukarıda yer alan açıklamalardan anlaşılacağı üzere satıştan sonraki dönemlerde yapılan mal iadelerinin düzeltme işlemi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani iade ile ilgili muhasebe kaydı önceki dönemde yapılan satışla ilgili gelir ve gider yazılan tutarın tersi sonucunu doğuracak biçimde yapılmalıdır. Sonraki dönemde yapılan iadenin alış gibi değerlendirilmesi halinde vergileme açısından gerçekçi olmayan sonuçlar da doğabilmektedir.

Sonuç olarak bizce yapılan bu iadelerde yazımızın 2.2. bölümünde belirtilen görüşün uygulanması uygun olacaktır.
 
17 Mart 2013 tarihinde yapılan SMMM yeterlilik sınavında 31.12.2011 kapanış bilançosu verildikten sonra dönem içi işlemlerinden 5’inci işlem ile dönem sonu işlemlerinde verilen 17’nci işlem aşağıdaki gibidir:

5. 5 Nisan 2012 tarihinde 800-TL maliyete sahip olan ve 1.000-TL’ye satılan emtia, sözleşme koşullarına uymadığı gerekçesiyle iade edilmiş ve müşteriye geri ödeme nakit olarak yapılmıştır. KDV oranı %18’dir.
17. Ticari malların sayımı sonucunda, stokta maliyet bedeli 260.000-TL olan emtia olduğu tespit edilmiştir.
İşlemlerden çıkarılan sonuç; işletmenin aralıklı envanter yöntemine göre stoklarını izlediği, ancak 2011 yılında satılan malın, 2012 yılı Nisan ayında iade edilmiş olduğudur.
Hesap dönemi kapatılıp, dönemin tüm sonuç hesapları 690-Dönem Karı veya Zararı Hesabına devredilip gelir tablosu çıkarıldıktan sonra, izleyen hesap döneminde, geçmiş dönemde satılıp karı dönem kar zararına devredilmiş, hatta vergisi hesaplanmış ve ödenmiş bir işlemde, satıştan iade işleminin gerçekleşmesi halinde yapılacak muhasebe kaydının nasıl olacağına dair üç farklı uygulama bulunmaktadır;
Birinci Uygulamada; (2011 yılında satılmış malın 05.04.2012 tarihli iade kaydı.)
________________ / _______________
153 TİCARİ MALLAR 1.000
191 İNDİRİLECEK KDV 180
100 KASA 1.180
________________ / _______________

Şeklinde kayıt yapılmaktadır. Kaydın bu şekilde yapılmasının mantığı;
“İadenin ertesi yıl içinde yapılması halinde; Satış işlemlerinin bir önceki yıl içinde yapılması halinde yıl sonunda envanter çalışmaları sırasında fiili stoklar sayılıp, satılan malların maliyetleri gelir tablosuna yansıtılır ve mali tablolar kesinleşir. İadenin bu işlemlerden sonra yapılması halinde artık yapılan işlem bir iade işlemi değil bir mal alış işlemi gibi muhasebe kayıtları yapılmalıdır." şeklindedir.[SUP](1)[/SUP]
İkinci Uygulamada; (2011 yılında satılmış malın 05.04.2012 tarihli iade kaydı.)
___________________ / __________________
681 ÖNCEKİ DÖN.GİD.ZARARLARI 1.000
191 İNDİRİLECEK KDV 180
100 KASA 1.180
___________________ / __________________
153 TİCARİ MALLAR 800
671 ÖNCEKİ D.GELİR KARLARI 800
___________________ / __________________

Şeklinde kayıt yapılmaktadır. Muhtemelen kaydın bu şekilde yapılmasının mantığı;
610-Satıştan İadeler Hesabı kullanılamayacağına göre, tamamı önce zarar kaydedilip, ticari mal önceki dönem maliyeti ile stoklara tekrar alınarak, bu bedelin de önceki dönemden devreden kazanç olarak dikkate alınıp aradaki 200-TL’lik bu dönemin zararı olarak dolaylı bir şekilde dikkate alınarak önceki dönem kar etkisinin sıfıra eşitlenmesidir.[SUP](2)[/SUP]
Üçüncü Uygulamada; (2011 yılında satılmış malın 05.04.2012 tarihli iade kaydı.)
___________________ / __________________
681 ÖNCEKİ DÖN.GİD.ZARARLARI 200
153 TİCARİ MALLAR 800
191 İNDİRİLECEK KDV 180
100 KASA 1.180
___________________ / __________________

Şeklinde kayıt yapılmaktadır. Bu kayıt, geçen yılda yapılan satış işleminin, iadenin yapıldığı dönemde düzeltilmesi temeline dayanmaktadır.[SUP](3)[/SUP]
Sonuç:
Vergi Usul Kanunu’nun 3’üncü maddesi “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas alınır.” şeklidedir.
Örnek olayımızdan anlaşılacağı üzere; 800-TL maliyetli bir emtia bulunmaktadır. Ancak, yapılan kayıtlara ve olayı yorumlama biçimine göre farklı sonuçlara ulaşılabilmektedir;
Birinci uygulamada; emtianın maliyeti 1.000-TL’ye çıkmakta, geçmiş dönem ve cari dönem bilançoları bu işlem yönünden eşitlenmektedir.
Emtianın 2012 yılında 1.000-TL’ye satılması halinde kar zarar çıkmamakta, sorun bir şekilde çözümlenmektedir. Ancak, emtianın 2012 yılında satılmamış olması halinde, firmanın üzerinde ödenmiş vergi yükü kalmaktadır.
İkinci uygulamada; düzeltme kaydı işlemi gibi görünüyor olmakla birlikte, var olmayan 1.000-TL’lik zarar ve yine var olmayan 800-TL’lik bir kar gelir tablosunda görünmektedir. Ancak, kar-zarar yönünden aradaki 200-TL’lik fark, geçmiş dönem var olan 200-TL’lik karı düzelterek, kar-zarar etkisini ortadan kaldırmaktadır.
Üçüncü uygulamada; geçmiş yılda gerçekleştirilen işlemin, tam olarak düzeltilmesi anlamına gelmekte, KDV Kanunu’nun 35’inci maddesi ve 105 no.lu KDV genel tebliğinin sonundaki (E-3) paragrafı ile tamamen uyumlu bir yevmiye kaydı oluşturmaktadır.
Ayrıntılarına yer verdiğimiz üç farklı uygulama birlikte değerlendirildiğinde, üçüncü uygulamadaki yaklaşımın VUK ve KDV Kanunları ile 1 no.lu MSUGT açısından, mevzuat ve muhasebe mantığına en yatkın uygulama olduğu ortaya çıkmaktadı
 
Sayın tanca,

gerçekten size birşey söylememe gerek yok. Bana gönderdiğiniz makale içindeki sadece birinin şahsi görüşü, siz bunlar üzerinden değil "hani benim kafam karışık da anlayamıyorum ya" o sorduklarıma kısa cevaplar vererek beni aydınlatsaydınız keşke. Hala bana sorduğum soruların cevabını vermediğinize göre kalem kağıdı elinize alıp 3 5 yevmiye maddesini yazamadınız ya. Geçin. Bana vermeyi düşündüğünüz dersi de yazıp mail atarsanız okur öğrenirim.

Dikkat edin doğru ve sağlam cevap yazın demiştim ya, her iki madde ve işlem arasında vergi ziyaına sebep olan KAR rakamlarını STOK kayıtlarını da gözönüne alarak hesaplayıp yazmalıydınız. Bak karda bukadar fark çıkıyor demeliydiniz. Yoksa Vergi Ziya'nın ne olduğunu bilmiyorsunuzdur.

Yaşınızı bilmiyorum ancak kardeş olamayacak kadar farkımız olduğunu sanıyorum. Keskin bir cevap vermek yerine sağdan soldan birşeyleri doğru dürüst incelemeden kes/yapıştırla cevaplandırmamalıydınız. Sizin bahsettiğiniz mahkeme kararı ise danıştay tarafından da onandı ama gerekçesi tam bu değil ancak aksine çok karar var ve kötü örnek emsal teşkil etmez.

Bir kez daha vereceğiniz cevapta sadece sorduğum soruya cevap vermeyeceksiniz ben de tekrar cevap verme zahmetine katlanmayacağım.
 
ben aynı şeyi sizden bekliyorum yapın alış satış iade kaydınızı açıklayın gelir tablosunundaki vergi farkını bende teşekkür edip en derin saygılarımı sunayım size fakat ama lakin gel gör ki kendi ekseninizde dönmeden mantıklı cevap verin



Lütfen sözlerinizi daha dikkatli seçin.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
aslında benim anlayamadığım şey siz neyi savunuyorsunuz yanlış olan kayıt nedir doğru olan kayıt nedir herkesin anlayacağı şekilde bildiklerinizi anlatın bizde size teşekkür edelim saygı duyalım yanlış nedir olması gereken doğru nedir lütfen izah ediniz
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Sayın tanca,

Sizin ne bilginiz ne de tecrübeniz bana anlatmaya yetmez. Bu forumda ilk kez böyle bir yazı yazmak zorunda bıraktınız beni bu yüzden esef duyuyorum. Size 153 ve 610 hesapların 621' de aynı yerde yer aldığını yazmıştım ama bunu da anlamamışsınız demekki hayatınızda hiç bunları yapmamışsınız. Bana vergi ziyaı oluştuğunu ispatlasaydınız keşke. Ben size anlatayım.

610'a yazarsanız ve hiç 600 hesaplarınız yoksa gelir tablosunda 610 negatif olarak aşağı gelir ve tablo sonucun değiştirmez, 153 gibi yer alır ve kar zararı değiştirmez ancak Mali Tablo tekniği bozuk olur o kadar. Vergi ziyaı da olmaz başka şey de.

Bu hikayenin sonu. Ve hala ciddi yazmayı sağlam bir cevap vermeyi beceremediniz ya daha öğrenirsiniz.
 
681 ÖNCEKİ DÖN.GİD.ZARARLARI
153 TİCARİ MALLAR
191 İNDİRİLECEK KDV
120 ALICILAR

İMDİ bu kayıdın nesini ve neden beğenmedin sana göre olması gereken nedir ve neden madem bilginiz ve tecrübeniz var bizimle de paylaşın
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst