fonradar

Personel Avansı

Üyelik
18 Eyl 2013
Mesajlar
7
Konum
kayseri
Değerli yorumcular

personel avansları konusunda yardımınıza ihtiyacım var

ağustos 2013 ayında personelin bir kısmına maaşından kesilmek üzere maaş avansı verdik ve banka hesaplarına yatırdık
kimi personele maaşından fazla kimine ise 300 - 500 tl olmak üzere avans verdik

196 hesapta şu an 10.020 tl toplam avans veridi. Maaş bordrosundan kesilen kısım 2.760 tl

10.020 - 2760 = 7.260 tl nin gelir vergisi ve damga vergisini mi ödüyoruz. (g.v.%15)

bunun muhtasar beyannamesindeki bildirimi nasıl olacak

bu konuda desteğinize ihtiyacım var

saygılar
 
Avans net ücret üzerinden kesilir.O yüzden siz kişilerin normal aylık brüt ücreti hesaplayıp onun üzerinden tüm ssk ve gelir vergisi kesintilerini yapacaksınız.Daha sonra kalan net tutar üzerinden avans ücretini keseceksiniz.Yani avans tutarından ssk veya gelir vergisi kesilmez diye birşey yok.
 
Avans net ücret üzerinden kesilir.O yüzden siz kişilerin normal aylık brüt ücreti hesaplayıp onun üzerinden tüm ssk ve gelir vergisi kesintilerini yapacaksınız.Daha sonra kalan net tutar üzerinden avans ücretini keseceksiniz.Yani avans tutarından ssk veya gelir vergisi kesilmez diye birşey yok.

üstad örneğin personelin birine 2800 tl avans verdik. ancak bu işçinin net maaşı 1200 tl
bu işçi için 1200 + 2800 tl = 4000 tl mi hesaplıcaz maaşı ?
kusura bakma anlamadım
 
Personel Avansı Gelir Vergisi

Değerli yorumcular
konuyu farklı bir yerde açmıştım
umarım doğru yer burasıdır.

personel avansları konusunda yardımınıza ihtiyacım var

ağustos 2013 ayında personelin bir kısmına maaşından kesilmek üzere maaş avansı verdik ve banka hesaplarına yatırdık
kimi personele maaşından fazla kimine ise 300 - 500 tl olmak üzere avans verdik

196 hesapta şu an 10.020 tl toplam avans veridi. Maaş bordrosundan kesilen kısım 2.760 tl

10.020 - 2760 = 7.260 tl nin gelir vergisi ve damga vergisini mi ödüyoruz. (g.v.%15)

bunun muhtasar beyannamesindeki bildirimi nasıl olacak

bu konuda desteğinize ihtiyacım var

saygılar
 
Sayın stajer3800,

Bu konu daha önce forumda enikonu yazıldı. Avans ödemesi yapılan ay sonunda eğer avansı maaş ödemesinden tamamen mahsup edecekseniz pek sorun yok bir şey yapmanız gerekmiyor. ancak verdiğiniz avansı (sadece maaş avansı) bir aydan fazla bir sürede kesecekseniz o zaman bu ödeme üzerinden DV keseceksiniz. Maaş ödemesi esnasında hesaplanan DV tutarından kesintiye tekabül eden DV tutarını mahsup ederek işlemi tamamlayacaksınız.

Başkaca herhangi bir kesinti yapmanız gerekmiyor.
 
yanlışlık yapmak itemiyorum. kusura bakmayın
yanlış anlamadıysam 196 hesabın bakiyesi olan 7.260 tl * 0,00769 = 55,83 tl yi mi ödüyoruz ?

bunu muhtasar beyanda hangi kod ile bildirim yapıcam?
 
yanlışlık yapmak itemiyorum. kusura bakmayın
yanlış anlamadıysam 196 hesabın bakiyesi olan 7.260 tl * 0,00769 = 55,83 tl yi mi ödüyoruz ?

bunu muhtasar beyanda hangi kod ile bildirim yapıcam?

Sayın stajer3800,

Kısaca öyle, ancak hepsinin aynı ay içinde yapıldığını söyleyebiliyorsak. Her kişinin avansı ayrı ayrı değerlendirilir.
 
Sayın stajer3800,

Kısaca öyle, ancak hepsinin aynı ay içinde yapıldığını söyleyebiliyorsak. Her kişinin avansı ayrı ayrı değerlendirilir.

üstad vaktinizi almıyorsam eğer muhtasar da bildirimi nasıl olacak ?

bir firmanın ön muhasebesinin tutmaya çalışıyorum
konuyu mali müşavirimize sormak istemiyorum. ben de de biraz acemilik olunca kendim halletmek istiyorum

muhasebe kaydını nasıl yapıcam

770
360
şeklinde mi ?

saygılar
 
çalışan kişinin ayılık ücreti belliyse, avans aldığında ilk önce damga vergisi kesip avansını ödersin.aynı sonunda ücreti tahakkuk ettiğinde avansını kapatırsın .
eğer ücretinden fazla avans aldıysa ertesi aya devreder.
196 100
360 0,76
100 99,24
335 100
196 100
 
üstad vaktinizi almıyorsam eğer muhtasar da bildirimi nasıl olacak ?

bir firmanın ön muhasebesinin tutmaya çalışıyorum
konuyu mali müşavirimize sormak istemiyorum. ben de de biraz acemilik olunca kendim halletmek istiyorum

muhasebe kaydını nasıl yapıcam

770
360
şeklinde mi ?

saygılar


Sayın Stajer3800,

770 değil tabiki. İşin burası biraz karmaşık. Çoğunlukla 196 hesap önerilir ben aynı kanıda değilim. Ben 135 hesabı uygun görürüm. Bakiyenin ertesi aylara devretmesi halinde çok farklı sorunlar da çıkar. GVK 61. madde açıklaması bu açıdan tehlikelidir. "Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." der.

Bu aşamada da avans üzerinden GV stopajının da yapılmasını gerektiği ortaya çıkar. ( Ben bunda da mutabık değilim.) Neden ? İsterseniz 6 aylık ücreti peşin ödeyin hiç sorun değil, Bordroya koyar gereğini yaparsınız mesele biter. Ama sorun bundan sonra başlar, Çünkü ücret olarak ödediğiniz şey aslında bu aşamada özün önceliğine bakarsanız ücret değildir, çünkü ücret hakedilir. İki ay sonra ayrılsa işten iş başka türlü de sarpa sarar. Bir diğer konu, mademki çalışma karşılığı verilmedi ve örneğin 6 aylık bir tutar o halde gider de yazamazsınız, 5 aylık bölüm Peşin Ödenen Gider olur ve 180 hesaplara yayarsınız.

Gelelim SGK'ya, İhtimal ki tavanı aştı diye iki ay bekletecek ve farklar için ertesi aylarda ücret ödemesi üzerinden ilave kesinti yapacaksınız sonra mahsuplarını acısı ordaki SGK'da bu işlemlerin mahsuplarını yapabileceğiniz serbest teknik yok.

Ben tabi ücret avansı'nın 61. maddesinde görülen yada ifade edilen amaçla uygun düşmediği kanısındayım. Bunun Borçlar yasasındaki borç (karz) anlamını içerdiği düşüncelere de karşıyım, o zaman işveren birden kendini tefeci konumunda bulur ki bu da doğru değil.

Yorumun çalışanın ücret mertebesine göre avans tutarının çalıştığı süreye orantılı olarak (kıdemine) makul bir süre içinde geri mahsubunun uygun karşılanacağını düşünürüm. Bu yüzden de DV haricinde bir kesinti de yapmam.

Biraz uzun oldu, karşı görüşler olduğunu da tahmin ediyorum ancak bu benim görüşüm ve uygulamam.
 
eğer verdiğin para ,maaşına mahsup olacaksa kesinlikle 196 hesabı kullanmalısın.
135 hesap,İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işler için kullanılır. işletmenin esas faaliyet konusunda yada maaş ödelerine mahsuben alıyorsa 196 hesap kulanılmalı. tek düzen hesap planında bu şekil düzenlenmiş.
 
[h=1]Şirketlerin Çalışanlarına Borç Para Vermesi Suçtur[/h]Erdal Dinçtürk (SMMM)

Şirketler çeşitli gerekçelerle (özellikle çalışanlarının motivasyonu, şirkete bağlılığın arttırılması, yapılan çalışmaların ödüllendirilmesi vb.) çalışanlarına değişik menfaatler sağlamakta, avantajlar yaratmaktadır. Bunlar doğrudan prim ödemesi şeklinde olabileceği gibi, klüplere üyelik, ekstra özel hayat sağlık sigortaları vb. şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bu şekildeki avantajlardan biri de şirketlerin çalışanlarına değişik gerekçelerle (ev veya araba satın alma, kısa vadeli tüketim ihtiyaçlarının finansmanı amacıyla) borç paralar verilmektedir. Bu tür borç verme işlemlerinin mali mevzuat açısından mümkün olup olamayacağına ilişkin düşüncelerimiz aşağıda yer almaktadır.

Çalışanına borç para veren şirket ile çalışanı arasında oluşan hukuki ilişki esas olarak karz akdi çerçevesinde oluşan bir ilişkidir. Borçlar Kanunu’nun 306. maddesine göre karz bir akittir ki onunla ödünç veren, bir miktar paranın mülkiyetini ödünç alan kimseye nakleder ve ödünç alan kişi aldığı bu parayı belirli bir dönem içinde ödünç verene iade eder. Dolayısıyla bu tür borç para verme işlemlerinde şirket ile çalışan arasında ödünç para alma ve verme ilişkisi oluştuğu tartışmasızdır.

Söz konusu para alış verişini karz akdi (ödünç alma verme) dışında ancak iş avansı ile açıklamak mümkün bulunmaktadır. Ancak bu alış verişi iş avansı olarak açıklama durumunda kalındığında iş avansının belirli bir süre sonra (bu süre işle ilgili olarak genellikle kısa bir süre olur) belgeleriyle kapatılması ve bu avans dolayısıyla herhangi bir faiz veya başka bir farkın çalışandan alınmaması gerekir.

Türkiye’de ödünç para verme işleri 30.09.1983 tarih ve 90 nolu Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenmiştir. Bu kararname gereğince sadece ikrazatçılar ödünç para verebilir. Bu kararnameye göre ikrazatçı; devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerdir.

Buna göre ikrazatçılar dışında borç para verme işinin yapılması yasal olarak mümkün değildir. Bu nedenle şirketlerin çalışanlarına borç para vermesi 30.09.1983 tarih ve 90 nolu Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince yasak işlemdir.

Ancak bu yasakla ilgili bir istisna bulunmaktadır. Bu istisnaya göre söz konusu Kararname'de tüzel kişilerin doğrudan veya ortak veya iştirakleri vasıtasıyla dolaylı olarak ortaklık ilişkisi içinde bulundukları diğer tüzel kişilere ödünç para vermeleri ikrazat sayılmamaktadır. Dolayısıyla grup şirketlerinin kendi aralarında borçlanması bu kararnameye aykırı bir işlem olarak değerlendirilmemektedir.

90 nolu Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikrazatçılık yapmak üzere izin alınmadan, faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işlemlerinin yapılması veya bu işlerin meslek ittihaz edilmesi ve Kanun Hükmünde Kararname uyarınca alınan ikrazatçılık izni iptal edildiği halde, ödünç para verme işlerine devam edilmesi, tefecilik sayılır. Tefecilik yaptığı mahkemece sabit görülenlerin işyerleri, Valiliklerce kapatılır. Tefeciler ayrıca 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla birlikte 50 bin liradan az olmamak kaydıyla, sağladıkları menfaatlerin 5 katı ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Buna göre çalışanlarına hangi gerekçe ile olursa olsun borç veren şirketler bu hükümler çerçevesinde tefeci olarak kabul edilme, haklarında yasal işlem yapılma riski ile karşı karşıyadırlar.

Çalışanlara verilen paraların borç değil iş avansı olarak değerlendirilmesi mümkündür. Ancak daha önce belirttiğimiz üzere iş avansı verilmesinde amaç, şirketlerin ticari faaliyetlerini idame ettirmek amacıyla çalışanlar tarafından yapılacak masrafların önceden karşılanmasıdır. Dolayısıyla verilen avansın iadesi ancak bir harcama vesikası ile kapatmak suretiyle olmalıdır. Ancak iş avansı adı altında verilen borçların daha sonra nakit olarak çalışanların maaşından kesilmesi ve bu işlemin mutad olarak yapılması personele borç para verildiğinin bir karinesidir.

Diğer yandan verilen borç paranın çalışanın maaşından kesmek suretiyle tahsil edilmesi ve bunun da avans olarak adlandırılması durumunda ise verilen bu paralar maaş avansı olarak değerlendirilir.

Personele iş akdi çerçevesinde gelecekteki ücretlerine mahsuben verilen avanslar Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesine göre ücret olarak sayılmıştır. Dolayısıyla ay içinde verilen ve ay sonunda personelin net maaşından kesilen maaş avansları dışında 1 aydan uzun vadeli bütün ödemeler (iş avansları hariç) ücret olarak değerlendirilmeli ve ilgili personelin bordrosuna verildiği ayda ilave edilmelidir. Aksi takdirde yapılan ödeme bir karz akdi olarak değerlendirilip tefecilik suçlamasıyla karşı karşıya kalınabilir.
 
Üst