Sabit Kıymetlerin SPK Standartlarında Adil Piyasa Değerinin Saptanması

Üyelik
16 Haz 2009
Mesajlar
4
Konum
Istanbul
Bilindiği üzere Basel II ile şirketlerin bilançosunda maliyet değeri üzerinden kayıtlı olan sabit kıymetlerinin defter değeri ile rayiç değerleri arasındaki lehte fark şirket özkaynaklarına ilave edilmesi imkanı getirilmiştir. Bu işlemin yapılabilmesi için son tarih 31.12.2008 idi. Ancak Basell II, küresel kriz nedeniyle ertelendiğinden bu değerleme işlemi halen de yapılabilmektedir. Adil Piyasa Değeri adı verilen bu değerin saptanması SPK'dan bu konuda yetkili Gayrimenkul Değerleme şirketlerinden biri aracılığıyla gerçekleştirilebilmektedir.

Bu değerlemeden amaç şirketin aktifinde kayıtlı sabit kıymetlerin özellikle gayrımenkullerin değerleme farklarının şirket özkaynaklarına katılması ile şirketin yabancı kaynak/özkaynak dengesini özkaynaklar lehine düzeltmektir. Hal böyle iken uygulamada bu işlemin VUK açısından yapılamayacağı vergi dairesine verilen YMM tasdikli bilançoda söz konusu lehte farkın özkaynaklar içinde yer alamayacağı şeklinde görüş ayrılıkları ortaya çıkmaktadır. Bilançoda şirketin özkaynaklarının defter değeri ile yer alması da bankalar tarafından yapılan kredi değerlendirmesinde şirket aleyhine kanaate yol açmakta, firmanın borçlanma oranı gerçeğinden yüksek çıkmaktadır. Bu konuda deneyimi olanların görüşlerini alabilirsem çok minnettar kalacağım.

Not: Başlık açarken büyük harf kullanmayınız. Forum Kurallarını okuyunuz.
 
Ynt: Sabit Kıymetlerin SPK Standartlarında Adil Piyasa Değerinin Saptanması

nane ' Alıntı:
b-64797-icon.gif
admin_fast'dan -> Forum Kuralları
Hatalı mesajın sağ üst tarafındaki
modify.gif
Değiştir butonuna basarak düzeltiniz.
 
Ynt:Sabit Kıymetlerin SPK Standartlarında Adil Piyasa Değerinin Saptanması

Merhaba

Bir varlığın defter değeri yeniden değerleme sonucunda artarsa, bu artış, aynı
varlığın daha önce yeniden değerleme değer azalışını tersine çevirmediği ölçüde,
çünkü bu durumda gelir olarak muhasebeleştirilmelidir, doğrudan özkaynaklar
içerisinde yeniden değerleme artışı adı altında muhasebeleştirilmelidir.
Daha önceden yeniden değerlemeye tabi tutulan bir varlığın defter değeri azalırsa,
bu azalma yeniden değerleme artışındaki azalma şeklinde özkaynaklarda
muhasebeleştirilmelidir. Bu azalmanın söz konusu varlıkla ilgili yeniden değerleme
artışını aşması durumunda oluşan fark gider olarak muhasebeleştirilmelidir.

Bu işlem vuk tarafından yapılmaması gayet normaldir. Konu deferred tax konusudur. Bankalar açısından belki equity ratio daha düşük gözükecektir. Ama doğrusuda odur. Çünkü Ifrs Vuk a göre çok gelişmiş ve kendini sürekli güncelleyen bir muhasebe sistemidir
Banka sizden Ifrs e göre bilanço isterken zaten bunları gözönünde bulundurmak için istiyor.

Faydalı Ömür konusuda bunlardan biridir. Ifrs e göre makam aracı ile satış yapan personelin aracıda aynı sürede amorti edilemez mantık olarak da aslında zaten öledir biri belki 10 yıl kullanılır biri 2 yılda kullanılmaz hale gelir. Bu nedenle firmayı anlamak için Ifrs bilanço çok daha açıklayıcı ve doğrudur.

Saygılarımla
 
Ynt: Sabit Kıymetlerin SPK Standartlarında Adil Piyasa Değerinin Saptanması

Zaman ayırarak yanıt verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Bu durumda şirket halen halka açık olmasa da biri VUK'a göre biri de IFRS'a göre iki ayrı bilanço düzenleyerek bankaya vermek durumunda kalacak ve bankanın mali tahlilde IFRS'a göre olan bilançoyu dikkate almasını bekleyecektir.

Öte yandan , halen mecliste olan yeni TTK tasarısının yasalaşmasıyla da bu ikili uygulamanın da ortadan kalkacağı şeklinde de bağımsız denetçi görüşleri de mevcut.

Tekrar teşekkürler

Saygılarımla,
 
Ynt: Sabit Kıymetlerin SPK Standartlarında Adil Piyasa Değerinin Saptanması

Rica ederim

Benim fikrim bundan sonra 2 bilanço olacağı fikrine alışmak.

Saygılarımla
 
Üst