Serbest Bölgelerimiz...

  • Konbuyu başlatan T U R K O
  • Başlangıç tarihi
T

T U R K O

Ziyaretçi
Dr. Burhan ÖZFATURA

Son açıklamalar da göstermiştir ki; Türkiye'nin en önemli, en hayati iki konusu, istihdam ve ihracaattır.

İşsizlik, çok trajik bir düzeye çıkmıştır. Toplumun, çok büyük bir bölümü, geçim sıkıntısı çekmektedir. Moraller bozuktur. Geleceğe güvenle bakabilen azdır. Toplumsal stres devamlı artmaktadır.

Hükümetin, tüm konuları bir kenara bırakıp; istihdamı ve ihracaatı artıracak tedbirler üzerine eğilmesi zarureti vardır;

- Bugüne kadar alındığı ifade edilen çok sayıda tedbirin, istihdam üzerine çok ciddi bir etkisi olmamıştır. (Otomotivle ilgili vergi teşvikleri, yerli üretimden çok ithalatı artırmaktadır.)

Şüphesiz, Ankara'da (birçoğunu yakından tanıdığımız) çok değerli bürokratlar vardır. Bunlara inisiyatif verilip, köklü tedbirleri muhtevi bir paket hazırlanması sağlanmalıdır. (Politik görüşü ne olursa olsun, birikim sahibi herkesten ve özel sektördeki elemanlardan da yararlanılmalıdır. Başta TOBB olmak üzere...)

Aynı türden bir paket de, ihracatın teşviki için hazırlanmalıdır. (Özellikle, bugüne kadar çok başarılı icraatlarına şahit olduğumuz Eximbank'a, kaynak ve eleman takviyesi yapılmalıdır.)

- İnşaat, tekstil-konfeksiyon, gemi inşa, otomotiv ve turizm sektörlerinin, istihdam ve ihracaat açısından önemleri gözönünde bulundurulmalıdır. (Gemi inşa sanayiinde, bir çalışan, yan sanayide de 6 kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu sayı otomotivde 5'tir. İnşaat sektörü, yüzlerce sektörün lokomotifidir.)

- Bu arada, serbest bölgelerin önemi de gözden kaçırılmamalıdır. (Değerli bakanlarımız ve bürokratlarımız, bu bölgeleri gezmelidirler. Mesela, İzmir'i, Kocaeli'ni, Antalya'yı ziyaret etmelidirler. Gerçekten gurur duyacaklardır. Ne üst düzeyde bir üretimin (gemiler, yatlar ve diğer sınai üretimler) gerçekleştirildiğine şahit olacaklardır.)

Nedense, bazı arkadaşlarımızda, serbest bölgelere karşı bir güvensizlik oluşmuştur. Buralarını, bir vergi kaçağı kaynağı gibi görmeye başlamışlardır. Birkaç kötü örneği, tüm sisteme teşmil etmişlerdir.

Halbuki, serbest bölgeler 24 saat denetim altında tutulan, bir toplu iğnenin giriş ve çıkışının dahi denetlendiği alanlardır. Çok ağır cezalar sözkonusudur. Gümrük idaresinin izni olmadan, yaprak bile kımıldamamaktadır. (Sadece, adı serbesttir. Her şey kontrol altındadır.) (Şüphesiz, son yıllara kadar, ikili yönetimin doğurduğu bazı sıkıntılar mevcuttu. Ama, özellikle son üç yıldır, güzel bir uyum sağlanmıştır. Dengeler kurulmuştur.) (Sıkıntı, doğan problemlerde, bilirkişi olarak gümrük müfettişlerinin görevlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, devamlı olarak, serbest bölge yöneticileri günah keçisi olmaktadır.)

Bu arada, göreve başlayalı çok olmasa da, Serbest Bölgeler Genel Müdürü Tuğrul Yalçınar'ı (inisiyatif sahibi olduğu, hızlı kararlar alıp uygulamaya koyabildiği, kapısını herkese açık tuttuğu için) gönülden kutluyorum.

Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Maliye bürokratları arasındaki işbirliği, birçok konunun hallini sağlanmıştır. (Değerli kardeşim, Maliye Müsteşarı Hasan Basri Aktan'ı ve Geir İdaresi eski Başkanı M. Akif Ulusoy'u da, son mevzuat değişikliklerindeki performansları sebebiyle gönülden kutluyorum.)

Önemli olan, serbest bölgelerin daha da ileriye götürülmesidir. Elbette, aksamalar varsa, gereken yapılacaktır. Denetim mekanizması, en ciddi biçimde gerçekleştirilecek, kasıtlı olanların canı yakılacaktır. Ama, altın yumurtlayan bu tavukların yaşaması da sağlanacaktır. İstihdam ve ihracaat kaynakları geliştirilecektir.

- Tekrarlamak istediğim bir konu da IMF anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın, yarar değil, zarar getireceğine inanıyorum. Zira, bu kurumun tek amacı, Türk ekonomisini kıskaç altına almak, dış borçların ve faizlerinin ödenmesini garanti etmektir. (Krizin büyümesinde TÜSİAD'ın ve medyanın rolü büyüktür. Tüm amaçları, kendi borçlarını Hazine'nin-yeni gariban halkın-sırtına yıkmaktır. Üzüntü ve endişe ile görüyorum ki, başarıya da ulaşmak üzeredirler.)

Alınacak paranın; Eximbank kanalı ile ihracaata ve diğer yollarla üretim ve istihdama aktırılması sözkonusu olmamaktadır. Sadece, borç itfasına tahsis edilmektedir. Demek ki, halka hiç yararı olmayacaktır.
 
Üst