Aşağıda konu ile ilgili bir kaç örnek karar sanırım yeterli olacaktır.
Ancak her davada, üst düzey yöneticinin görev yetki ve sorumlulukları, iş akdinde getirilen hükümler, işyeri uygulamaları vs. kriterler farklılık göstereceğinden genel bir kural koymak zordur. Ancak önemli olan ölçüt, üst düzey yöneticinin işe alma ve fesih yetkisine sahip bir yönetici olması ve işyerindeki mesai düzenini ayarlama yetkisine sahip olmasıdır. Bu anlamda bir yetkiye sahip olmayan örneğin bir fabrikanın Teknik Genel Müdürünün fazla mesai talebinin kabul edilmemesinin doğru olmayacağını düşünüyorum. Zaten yasada da üst düzey yöneticilerinin fazla mesai alamayacaklarına dair bir düzenleme olmayıp Yargıtay içtihatları bize ışık tutmaktadır. Nitekim aşağıdaki kararlar incelendiğinde de konu anlaşılabilecektir.
-----------------------------
HD 09 Esas : 2003/003737 Karar: 2003/016432 Tarih: 09.10.2003
Davacı, fazla mesai ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Yönetim Kurulunca atanan, personelin hizmet aktini fesih yetkisi bulunan ve üretim müdürü olarak üst düzey yönetici konumunda çalışan davacının ücreti bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi bu nedenle yüksektir. Kendi mesaisini kendi ayarlayacak konumda olması, yöneticilik görevinin gereği olarak normal çalışma saatleri dışında işyerinde bulunması halinde bu süreler fazla çalışma kabul edilemez. Bu nedenle fazla mesai isteğinin reddi gerekir.
Personel yönetmeliği 18. maddesinde belirtildiği gibi hafta tatili ücreti normal ücret içinde yer aldığından hafta tatili ücretine hükmedilemez.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 9.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------
HD 09 Esas : 1999/017525 Karar: 2000/000766 Tarih: 01.02.2000
Davacının ihbar tazminatının ödetilmesi, karşı davacının ise fazla çalışma ve yıllık izin ücreti, hafta tatili gündeliği ile jestiyon primi alacağının ödetilmesi isteğiyle açtıkları davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle asıl davanın reddine ve karşı davada gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 1.2.2000 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Turan Basman ile karşı taraf adına Avukat İsmail Satıkboğa geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir
2- Davacı ve karşı davalıya ait bankanın Adana Bölge Müdürü olarak çalışmakta iken davalı ve karşı davacının çalışma süresine göre önel vermeden işyerinden ayrıldığı dosyadaki tüm belgelerden anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı ve karşı davacı Genel Müdür ve Yardımcılarının da bulunduğu bir sürede önel vermek suretiyle ayrılacağını bildirdiğini, ancak bunun üzerine genel müdür yardımcısı tarafından "böyle bir önel vermeye gerek yok herhangi bir tazminat ödemeksizin ayrılabileceği" şeklinde cevap verdiğini ileri sürmüş ve bu konuda tanıklar da dinletmiş ise de, hizmet akdinin bildirimli feshinin bozucu yenilik doğuran bir hukuki işlem olduğu, isabetli bir sonuca varabilmek için gözönünde tutulması gereken önemli bir konudur. Böyle bir bildirimin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık ve kesin biçimde gerçekleştirilmesi iş hukuku uygulamasında olduğu gibi öteki hukuk dallarında da gerek öğreti gerek uygulamada benimsenmiş bir görüştür. Somut olayda böyle bir fesih bildirimi yapılmış olmadığından ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı ve karşı davacı banka işyerinde bölge müdürü sıfatıyla uzun yıllardan beri çalıştığı ve bu konuda günlük, haftalık normal çalışma süreleri dışında da mesai sarfettiği mahkemece konuyu bilen tanıkların kuşkuya yer vermeyecek açık ve kesin anlatımlarından anlaşıldığı gibi, dosya içinde bulunan makam şoförüne fazla mesai ödemesi yapıldığını gösteren yazılı belgelerden de anlaşılabilmektedir. Salt makam şoförünün fazla mesai alması emrinde bulunduğu Bölge Müdürünün de fazla mesai yaptığını göstermesi için yeterli değil ise de, tüm dosya içeriği dikkate alındığında böyle bir çalışmanın varlığı kabul edilmelidir. Mahkemece de isabetli bir şekilde bu çalışma olgusu kabul edilmiş ve dairemizin benzer olaylarda vardığı sonucu gösteren kararlara olayın özelliği itibariyle itibar edilmemiştir. Ne var ki, bir kimsenin uzun yıllar her gün 3 saat fazla mesai yapmış olması yine mahkemenin isabetli şekilde mümkün olmadığı sonucuna varması bakımından doğru ise de yapılan %25'lik hakkaniyet indirimi dairemiz çoğunluğunca yeterli bulunmamış daha yüksek bir oranda bir indirimin yapılmasının dosya içeriğine uygun düşeceği sonucuna varılmıştır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı yararına takdir edilen 65.000.000 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 1.2.2000 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalı-davacı Hamdi Ergen, Bankanın Bölge Müdürü ünvan ve temsil yetkileri ile görev yaptığı sırada fazla çalışma yaptığını ileri sürerek alacak isteminde bulunmuştur.
Davacı işyerinin en üst düzeyinde yöneticilik görevini yapmış olup kendi çalışma saat ve düzenini ayarlama durumundadır. Çalıştığı süre içerisinde fazla çalışma karşılığı talebinde bulunmamış olup, çalışma saat ve düzeni yönünde de emir alacak konumda değildir.
Dairemizin 13.2.1996 gün ve 1996/2031 sayılı kararında da belirtildiği gibi, üst yönetici durumunda bulunan davacı mesai ve cetvellerini istediği gibi düzenlemek yetkisine sahip olduğundan, işyerinden ayrıldıktan sonra daha fazla mesai yaptığını ileri sürmesi yerinde değildir. Ayrıca işverenler üst düzey yöneticilerine daha yüksek ücret ödeyerek varsa fazla çalışmalarını bu ücret içinde değerlendirmektedirler.
Yine Banka Personel Talimatnamesi hükümlerine göre fazla çalışmanın ne zaman kimler tarafından yapılacağına Umum Müdürlük veya Umum Müdürlük onayı alınmak şartıyla Deportman, Bölge veya Şube Müdürleri karar verecektir. Davacı, kendisine bu talimatname hükümlerine göre fazla çalışma yapması yönünde onay verildiğini ve kendisinin talepte bulunduğunu da ileri sürmemiştir.
Ayrıca fazla çalışma yaptığını ileri süren kişinin bu iddiasını inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekir. Davacının dinlettiği tanıklar kendi görgülerini değil, davalı-davacıdan duyduklarını ve kendilerine anlatılanları mahkemeye beyan etmişlerdir.
Davacının şoförüne fazla çalışma karşılığı verilmesi kendisinin de fazla çalışma yaptığı anlamına gelmez. Bölge Müdürünün emrine tahsis edilen araçtan mesai saatleri dışında da faydalanması mümkün olup, ülkemizde bu durum üst düzey yöneticiler için hoşgörü ile karşılanmakta olup, mesai saatlerine bağımlı olarak çalıştırılan şoföre mesai saatleri dışında hizmet yapması halinde ek ücret verilmesi tabii olmakla bu durum davacıya paralel bir hak sağlamaz.
Bütün bu anlatımlar sonucu olarak davacı-davalının fazla mesai alacağına hak kazanamadığı görüşündeyim.
--------------------------
HD 09 Esas : 2004/005887 Karar: 2004/022153 Tarih: 06.10.2004
Davacı, ücretli izin, ödül izni ile fazla çalışma alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dosyaya ibraz edilen belgelerden 24 günlük ücretli izin karşılığı 3.981.091.200 TL.nin davacı hesabına yatırıldığına dair belgeler mevcuttur. Mahkemece belgeler değerlendirilmeden ücretli izin alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.
3- Davacının fazla mesai ücret alacağı ücretinin üst düzey yönetici olduğu gerekçesi ile red edildiği anlaşılmakta ise de İnşaat Emlak Müdürü olarak görev yaptığı anlaşılan davacının, Müdürlük yaptığı ünitenin genel müdürlük binası ile aynı yerde olup olmadığı, davacının mesaisini yaptığı sırada genel müdür ve Genel Müdür Muavinlerinin denetimi altında olup olmadığı hususunda deliller toplanmadan yazılı şekilde fazla mesai ücret alacağı isteminin de reddedilmesi doğru değildir. Mahkemece bu husustaki deliller toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 6.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
---------------------------------
HD 09 Esas : 2003/014977 Karar: 2004/004170 Tarih: 04.03.2004
* FAZLA MESAİ
* TALEP HAKKI
Üst yönetici konumunda olup mercisini dilediği gibi ayarlayabilecek ve fazla mesai cetvellerini düzenlemek yetkisi bulunan davacı işyerinden ayrıldıktan sonra fazla mesai yaptığını ileri sürerek alacak talebinde bulunamaz.
(4857 s. İş K. m. 41)
Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı şirketin Adana Bölge Müdürü olana davacının fazla mesai isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Üst yönetici konumunda olup mercisini dilediği gibi ayarlayabilecek ve fazla mesai cetvellerini düzenlemek yetkisi bulunan davacı işyerinden ayrıldıktan sonra fazla mesai yaptığını ileri sürerek alacak talebinde bulunamaz Dairemizin kararlık kazanmış görüşü de bu şekilde olmakla bu isteğin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 4.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
---------------------------------
HD 09 Esas : 2001/006100 Karar: 2001/010524 Tarih: 19.06.2001
* FAZLA MESAİ ALACAĞI
Davalı işveren davacının fazla mesai alacağına hak kazanmadığını ileri sürdüğüne göre, ayrıca ibranameye dayanarak ödendiği savunması açık bir çelişki oluşturduğundan, ibranameye değer verilmesi olanağı yoktur. Ayrıca taraflar arasında imzalanan yazılı iş akdinde gerektiğinde fazla mesai yapılabileceği ve ücretinin ödeneceği öngörülmüş, Bölge Çalışma Müdürlüğü'nün yaptığı incelemede de 314 fazla mesaisinin olduğu belirlenmiştir. Kanıtlanan fazla mesai alacağının hüküm altına alınmaması hatalıdır.
(1475 s. İş K. m. 35)
DAVA : Taraflar arasındaki, fazla mesai, hafta tatili dini ve milli bayram gündeliklerinin ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/6/2001 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü davacı Asil Salih Alpaslan ile karşı taraf adına Avukat Taner Aşçıoğlu geldiler.Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçi davalıya ait işyerinde idari işler müdürü olarak çalışmış, açmış olduğu bu dava ile ödenmeyen fazla mesai alacağı olduğunu ileri sürerek bu konuda istekte bulunmuştur. Mahkemece davacının üst düzey yönetici olduğu, mesai saatlerini kendisinin belirlediği ve ayrıca fesihten sonra düzenlenen ibranamede fazla mesai alacaklarının ödendiğinin yazılı olduğu gerekçeleriyle isteğin reddine karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki davalı işveren davacının fazla mesai alacağına hak kazanmadığını ileri sürdüğüne göre, ayrıca ibranameye dayanarak ödendiği savunması açık bir çelişki oluşturur. Bu durumda ibranameye bu yönden değer verilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan davacı bu davadan önce Bölge Çalışma Müdürlüğüne şikayette bulunmuş yapılan inceleme ve araştırma sonunda işverenin bilgisayar kayıtlarına dayanarak, davacının Aralık 1995-Kasım 1997 arasında toplam 314 saat fazla mesaisinin bulunduğu belirlenmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, taraflar arasında imzalanan yazılı hizmet akünde haftalık çalışma saatinin 45 saat olduğu, gerektiğinde fazla mesai yapılabileceği ve bunun da ücretinin ödeneceği hususları öngörülmüştür. Yine dosya içeriğine göre davacının idari ve teknik işlerle ilgilendiği tahakkuk ve ödemeleri bizzat yapan kişi olmadığı da anlaşılmaktadır. Somut olay bakımından davacının kanıtlanan fazla çalışmaları karşılığı alacağının hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda bilirkişi tarafından yapılan hesaplama mahkemece bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.6.2001 gününde oybirliği karar verildi.
---------------------------------
HD 09 Esas : 2001/006224 Karar: 2001/008839 Tarih: 24.05.2001
* HAKKANİYET İNDİRİMİ
* AVANS ÖDEMELERİ
* ÜCRETİN TESPİTİ
İşletme müdürünün, iş saatlerini kendisinin belirlemesi görevi gereğidir. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamalarına göre, bu gibi kuşkulu durumlarda ve fazla mesai, hafta tatili, bayram çalışmaları karşılığı alacakları için, hakkaniyet indirimi yapılarak daha ılımlı miktarların hüküm altına alınması gereklidir.
İşveren tarafından yapılan avans ödemelerinin, ücret dışında bir ödeme olduğunun kabulü doğru değildir. Bu nedenle ödenen toplam avans dikkate alınarak hüküm kurulmalıdır.
(1475 s. İş K. m. 35, 39, 41, 49)
DAVA : Davacı, ücret, yıllık izin, fazla çalışma ile bayram ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde, davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı davalıya ait Anonim Şirket işyerinde önce gıda mühendisi olarak çalışmaya başlamış 1997 Haziran ayında da işletme müdürlüğüne getirilmiştir. Aylık ücretin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır. Mahkemece iddia esas alınarak 2.000 USD aylık ücret aldığı kabul edilmiştir. Ancak davacı hep aynı unvanla çalışmış değildir. Gıda Mühendisliği ile göreve başlayan ve işletme müdürlüğüne getirilen bir kişinin üç yıllık bir süre içinde farklı ücretler almış olması kuvvetle muhtemeldir. Bu ücretin tesbiti fazla mesai, bayram genel tatil gibi hakların belirlenmesi bakımından, önem taşımaktadır. Arada yazılı bir sözleşme bulunmadığına ve taraf tanıkları da çelişkili beyanlarda bulunduklarına göre durumun ilgili meslek kuruluşundan sorularak açıklığa kavuşturulması ve böylece tereddütlerin giderilmesi gerekir. Bunun üzerinde ciddi biçimde durulmadan işçilik haklarının hüküm altına alınması hatalıdır.
3-Davacı son dönemde işletme müdürü olup, işyerinin en üst düzeyde yöneticisi durumundadır. İş saatlerini kendisinin belirlemesi görevi gereğidir. Bu hususlar üzerinde mahkemece durulmamış ve gerçek duruma uygun şekilde hüküm kurulabilmesi için hakkaniyet indirimine gidilmemiştir. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre bu gibi kuşkulu durumlarda hakkaniyet indirimi yapılması kabul edilerek daha ılımlı miktarlar hüküm altına alınmalıdır. Bu açıklamalar fazla mesai ve hafta tatili bayram çalışmaları karşılığı alacaklar için geçerlidir.
4- Dosya içeriğine göre davacıya zaman zaman işveren tarafından avans ödemeleri yapılmıştır. Bu ödemelerin ücret dışında yani avans üzerinde bir ödeme olarak kabulü doğru değildir. Avans kavramının anlam ve kapsamı da bunu gerektirmektedir. Böyle olunca ödenen 390.000.000 toplam avansın dikkate alınarak hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.5.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
---------------------------------
HD 09 Esas : 1996/013436 Karar: 1996/021627 Tarih: 20.11.1996
* -
-
Davacı, kıdem tazminatı ile fazla çalışma parasının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı, fazla çalışmanın karşılığı olan ücretini talep etmiş ise de; mahkeme davacının müdür olması nedeni ile mesai saatlerini kendisinin ayarlayabileceğini ve ayrıca fazla çalışmanın da kanıtlanamadığı belirtilmek sureti ile bu istek reddedilmiştir.
Davacı, davalı şirketin mağazalarından birinin müdürü olup; dosya içeriğine göre tek başına mesai saatlerini ayarlaması mümkün değildir. Ayrıca yargılama sırasında dinlenen tanıklar 09.00-19.30 saatleri arasında çalıştıklarını açıkça söylemişlerdir. Bu durumda anılan isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulmasına karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.11.1996 gününde oyçokluğuyla ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI: Davacının, davalı şirketin İzmir Karşıyaka semtinde bulunan mağazasının müdürü olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı konumu itibariyle üst düzey yöneticisi sayılabilecek durumdadır, iş yerinin açılış ve kapanış saatleri arasında iş yerinde bulunması görevinin gereğidir. Davacının ayrıca, diğer çalışanlara göre ücretinin yüksek olduğu ve müdür oluşu nedeniyle daha fazla prim aldığı da anlaşılmaktadır. Ücretinin yüksek oluşu ve fazla prim alışı görevinin özelliği nedeniyle olup fazla mesai karşılığı talep etmesi bu nedenle yerinde değildir.
Ayrıca davacının gösterdiği tanıklar iş yerinde çalışan kişiler olmayıp, bazı zamanlar mağazaya uğrayan müşterilerdir. Bu yönden de davacı iddialarını kanıtlayamamıştır.
Mahkemenin kanıtlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma karşılığı isteğini reddeden kararı yerinde olup, Sayın çoğunluğun fazla çalışma karşılığı ile ilgili bozma kararına katılamayıp, onanması görüşündeyiz.