Şüpheli Alacak Tahsili

  • Konbuyu başlatan ERCAN74
  • Başlangıç tarihi
E

ERCAN74

Ziyaretçi
herkese selam

Şüpheli alacak konumuna düşmüş bir alacağımız icra yoluyla tahsil ediliyor
örnek 100 ytl borç hesaplanan gecikme faizi ile 120 ytl tahsil edilse bu 20 ytl için iç yüzde yöntemi ile kdv ayırıp karşı firmaya fatura kesmek gerekirmi

örnek bir mukteza okudum
 
vade farkı

merhaba;

vade farkı faturası olarak fatura kesmeniz gerekir gecikme faizi hesapladıysanız...
 
KDV kanunun 24/c maddesinde vade farklarının matraha dahil olacağı hüküm altına alınmış. Dolayısıyla tahsil edelin 20 YTL için vade farkı faturası düzenlenip KDV'ninde hesaplanması gerekir.
Ayrıca muktezayı bizimle paylaşabilirmisin?
 
Merhabalar

Soruda bahsi geçen alacak tazminat alacağı değil, temerrüt faizi niteliğindedir. Konuyu Gelir Vergisi ve Katma değer Vergisi açısından incelersek:

104 nolu GV. Gen.tebliğinin 6. fıkrasında temerrüt faizlerinin GV'si karşısındaki durumu aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir:

"6. Temerrüt Faizleri :
Temerrüt faizi, borçlunun borcunu ödememesi halinde, normal faiz dışında ödemeye mecbur olduğu faizdir.
Borçlar Kanununun 103 üncü maddesinde, "Bir miktar paranın tediyesinden temerrüt eden borçlu mukavele ile daha az bir faiz tayin edilmiş olsa bile, geçmiş günler için senevi yüzde beş hesabı ile tediyesine mecburdur. Akitte doğrudan doğruya veya taksite raptedilmiş komisyon şeklinde yüzde beşten ziyade bir faiz şart edilmiş ise, bu faiz de temerrüt eden borçludan istenebilir."

denilmektedir.

Bu hüküm gereğince, borç veren kimse borçlunun borcunu zamanında ödememesi halinde, normal faiz dışında bir faiz daha talep edebilmektedir. Ortada alacaklı yönünden normal faiz dışında bir menfaat daha sağlanmakta ise de, temerrüt faizi 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Kanununun şümulüne giren bir muamele olmadığı cihetle, bunların vergi matrahı içinde mütalaa edilerek vergilendirilmesi düşünülemez. "


Diğer taraftan konu ile ilgili bir Danıştay kararı da özetle şöyledir:

"Ticari bir olayın icra yoluyla takibi alacağı ticari alacaktan çıkarıp özel alacağın takibi vasfını kazandırdığından asıl alacak dışında borçludan tahsil edilen ve özel alacak niteliğinde olan temerrüt faizi gelir vergisi matrahına girmez. (3.D. --10.5.1994- E.No:1994/1599- K.No. 1994/2967)"

Vergi Kanunlarında bir işlemin vergiye tabi olabilmesi için mükelleflerden bir tarafın gelir kaydettiği tahsilatın ödemeyi yapan taraf için gider kaydedilebilmesi gerekir. Bu ise ticari mukaveleye müstenit alacaklar için söz konusu olabilir. Halbuki burada mukaveleye müstenit olmayan, yani hesapta olmayan ve temerrüde düşülen bir borç söz konusudur. Dolayısıyla faizi ödeyen taraf bunu vergi açısından gider yazamaz. Kısacası bu tahsilatın vergi açısından gelir ve gider vasfı yoktur.

İstanbul Defterdarlığının bu konuda verdiği ve aşağıda özeti yazılı özelge de bu görüşü teyit eder mahiyettedir.

"Kanuni temerrüt faizi niteliğindeki faizin hizmetin bir unsuru sayılarak katma değer vergisine tabi tutulması mümkün değildir. B.07.4.DEF.0.06.14/32229--4756/"

Diğer taraftan yapılan tahsilat için fatura düzenlenmesi de gerekmez. Yine bahsigeçen defterdarlığın aşağıda özeti yazılı, bu konudaki bir özelgesi bunu teyit etmektedir.

"Mahkeme kararı ile belgelendirilen alacak için ayrıca fatura düzenlemeye gerek bulunmamaktadır. SAYI : B.07.4.DEF.0.06. 14/32229-4756/"
----------------------------
 
sayın Mahmut bey

İlgili muktezayı aşağıya kopyalıyorum .



T.C.

İSTANBUL VALİLİĞİ

Defterdarlık Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğü


TARİH: 12/08/2005

SAYI : KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.24.5806



KONU : İcra Daireleri tarafından hesaplanmak suretiyle

yürütülen faizlerin KDV’ye tabi olup olmadığı,



……………………..





İlgide kayıtlı yazınızda, …………..A.Ş. tarafından verilen ….. tarihli dilekçe ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu kapsamında takibe konu olan borçlar neticesinde, bu borçlara 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanun hükümleri çerçevesinde İcra Daireleri tarafından hesaplanmak sureti ile yürütülen faizlerin; katma değer vergisine tabi olup olmadığı tabi ise oluşan verginin faiz üzerinden iç yüzde yoluyla hesaplanıp hesaplanmayacağı ve fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarının sorulduğu,



……… faizin katma değer vergisi matrahına dahil olan unsurlar arasında sayıldığından İcra Daireleri tarafından hesaplanmak suretiyle yürütülen faizlerin de KDV’ne tabi olması gerektiği, ancak icra dairesinin sadece alacak tutarını ve temerrüt faizini tahsil edip alacaklıya aktardığından mükellefin temerrüt faizine ilişkin KDV’yi hesaplaması ve ilk düzenlenen faturaya atıfta bulunarak yeni bir fatura düzenlemesi gerektiği düşünüldüğü belirtilerek konu hakkında ……….. görüşü sorulmaktadır.



3065 sayılı KDV Kanununun 1/1.maddesinde Türkiye’de ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabi tutulmuştur.



3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 10/a maddesine göre mal teslimlerinde vergiyi doğuran olay malın teslimi ile meydana gelmektedir.



Aynı Kanunun 20. maddesi gereğince de teslim ve hizmet işlemlerinde matrah bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.



Yine aynı Kanunun 24/c maddesinde vade farkları ve fiyat farkı ile benzerleri matraha dahil olan unsurlar arasında sayılmıştır.



Buna göre, icra yoluyla tahsil edilen veya açılan davalarda mahkemeler tarafından hükmolunan faiz alacakları katma değer vergisine tabi olup temerrüt faizi+KDV şeklinde fatura kesilmesi gerekmektedir.



İcra daireleri tarafından KDV’nin ayrıca tahsil edileceği belirtilmediği hallerde verginin, icra daireleri tarafından belirlenen faiz bedeline iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir.



Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
Üst