fonradar

Tüm Şehitlerimiz Anısına...

blackmoney

Katkı Sunan Üye
Üyelik
14 May 2008
Mesajlar
706
Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara?ya

Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

Nerde-gösterdiği vahşetle ?bu: bir Avrupalı?

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer

Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

Osrtralya?yla beraber bakıyorsun ; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.

Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...

Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,

Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...

Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel?undaki tahribe müvekkel esbab,

Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor a?makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer

O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,

Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,

Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal?a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?

Çünkü te?sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki?-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun?-i beşer;

Bir göğüslerse Huda?nın edebi serhaddi;

?O benim sun?-i bediim, onu çiğnetme? dedi.

Asım?ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid?i...

Bedr?in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber?i kimler kazsın?

?Gömelim gel seni tarihe?desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...

Seni ancak ebediyetler eder istiab.

?Bu, taşındır? diyerek Ka?be?yi diksem başına;

Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;

Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

Yedi kandilli Süreyya?yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;

Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin?i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...

Sen ki, İslam?ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a?sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,

Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

MEHMET AKİF ERSOY
 
Ynt: Tüm şehitlerimiz anısına...

Zafere Dair / Nazım Hikmet Ran

Korkunç ellerinle bastırıp yaranı
dudaklarını kanatarak
dayanılmakta ağrıya.
Şimdi çıplak ve merhametsiz
bir çığlık oldu ümid...
Ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp koparılacaktır...

Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
Düşman haşin
zalim
ve kurnaz.
Ölüyor çarpışarak insanlarımız
- halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı -
ölüyor insanlarımız
- ne kadar çok -
sanki şarkılar ve bayraklarla
bir bayram günü nümayişe çıktılar
öyle genç
ve fütursuz...

Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
En güzel dünyaları
yaktık ellerimizle
ve gözümüzde kaybettik ağlamayı:
bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp
gözyaşlarımız gittiler
ve bundan dolayı
biz unuttuk bağışlamayı...

Varılacak yere
kan içinde varılacaktır.
Ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp
koparılacaktır...
 
Ynt: Tüm Şehitlerimiz Anısına...

topmenu.gif

Şehit Oğlun Geldi[size=10pt]
Yazar özlem Çarşamba, 25 Haziran 2008

Açın kollarınızı ben geldim,
Al Bayrağım,
Sana can feda derdim,
Vatan uğruna göğsümü siper ettim,
Analar,
Bacılar ben Vatan?a şehit gittim.
Hani marşlar söylenecekti teskere dönüşü,
Davul zurna halaylar çekilecekti meydanda,
Keşkekler tütecekti ocağım buram buram
ve ben Vatan Millet için 3 5 nöbetlerinde,
Ana, baba, bacı hasretiyle yanacaktım.
Olsundu,
Buda geçerdi,
Sayılı gündü,
Canım VATAN uğruna fedaydı,
Ölüm önümüzde siper,
Göğsümüzde şandı,
Olsundu,
VATAN için can kurban olsundu.
Bak matem marşlarıyla geldim kucağınıza,
Kucaklayın beni,
Anam nasıl yandıysa,
Tüm analar,
Tüm babalar
Tek siper,
Tek kurşundu,
VATAN sağ olsun
Açın kollarınızı,
Şehit oğlunuz geldi.
 
Ynt: Tüm Şehitlerimiz Anısına...

Başımız sağolsun.Canım ülkemin ölen baharlarını Allahtan rahmetle anıyorum..Teröre lanet olsun..
 
Ynt: Tüm Şehitlerimiz Anısına...

Dalgalara Ağıt....

Bir bilsen, otuzüç kurşun derdi Ahmet Arif...
Bir bilsen Fransa'da kahpelik,
Bir bilsen anlatabildiğimde herşeyi...
Tükeniyor olacağım memleketimde...
Memleketimde tükenenlerden olacağım...

Akşam ayazlarında donan bıyığım
Ve paltomda delik cebim şahit olsun........
Kendinden utanmaz,
Kendinden sıkılmazdı bu Millet,
Bu tarih,
Bu karmaşa
Ve bunca, ürpertinin içinde dikti..
Onurlu
Aşık, sevdalı, hisliydi...

Ağlamazdı bu Millet haline,
Yanmazdı.....
Utanmazdı kendinden,
Yakarmazdı kimseye,
Çarıkla ve karasabanla sürer toprağı..
Minnet duymazdı...

Okul çağlarında siyah önlük ve cebim
Cebime memleket toprağı karışmış,
Hafif tozlu iç kenarlarında dikiş yerlerinde hüzün...
Hayvan otlatırken dökülmüştür,
Çantamda defter kalem ve bir sözlük...
Belliki, o zamanlardan kalma bir hüzün bu...
Utanmaz sıkılmaz yamalıklı pantolanla gülerdik....

Kim yaptı, kim etti bu duruma geldik..
Bilemedik..! göremedik, duyamadık...
Anlattılar anlamadık..
Bağırdılar duymadık...
Okuduk bilemedik......

Siperlerinden Can siper'ane çıkan...
Süngü TAAAAKKKK;
Ve Hüüccuummm boruları arasında,
Atılgaann ve gözüü pek yiğitler;
Üç kurşun ve Urfada Fransızlar...
Kara Fatmaa...
Kör kurşunlara giden yiğitler...
Vurulan ninem....
Üzerine selamlar yazılan mermiler.....
Ezineli Yahya Çavuş.....
Balkayalarda yatan Mehmedim....
Yemende Ahmedim....
Rahat Uyuyunnnn.........
Emanetiniz Emanetimiz..
Namusunuz Namusumuzdur...
Biz Utanmıyoruz....
Geçmişimizle gururluyuz..
Halen bu ülkeyi yıkamayanlar;
İHANETİ İÇİN utanadursun...

Duran Çam
 
Üst