aşağıdaki yazı resul kurtun bir cevabıdır. ayrıca konuyla ,ilgili çalışılmamış hallerin sayılmayacasğına ilişkin bir kaç yargıtay kararı da mevcut olup bulabilirsem onlarıda ekleyeceğim.
Kıdem tazminatında dikkate alınmayacak süreler | 18.11.2005
Sayın Şahin Teke; 4857 sayılı İş Kanunu'nun işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı başlıklı 25. maddesinde işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı uyarınca, işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17. maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğacaktır. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74. maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemeyecektir. İşçinizin raporlu olması veya işe gelmediği süreler dolayı "bildirim süresi+altı hafta" olan süreyi ziyadesiyle aştığından iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/I. maddesi nedeniyle feshedilmesi mümkündür.
Bu durumda, işçiye ihbar tazminatı ödenmesi gerekmeyecektir. İşçinin bir yıldan fazla çalışmasının olması halinde ise kıdem tazminatı ödenmesi gerekmektedir. Yargıtay çeşitli tarihlerde vermiş olduğu kararlarında (Yarg. 9. HD.,23.4.1981, E.1981/2954, K.1981/5573, Yarg. HGK,16.11.1983, E.1981/9-1067, K.1983/1169) işçinin istirahatli olduğu sürenin makul ölçüyü aştığı takdirde çalışılan ve çalışılmış gibi sayılan sürelerin toplamı olduğunu öne sürdüğü "tam yıl"ın hesabında göz önünde bulundurulamayacağına hükmetmiştir.
Yargıtay, ortaya koyduğu "makul sürenin" 1475 sayılı eski İş Kanunu'nun 17. maddesinin (4857 yeni İş Kanunu'nun 25.maddesi) I. bendinin (b) fıkrasının ikinci paragrafındaki süre olarak kabulünün uygulanacağını belirterek görüşünü belirli bir ölçüte bağlamış ise de, bununla kanunla uygunluk sağlanmış değildir. Yargıtay, raporlu sürenin bütünüyle kıdem süresinin hesabında dikkate alınmasını öngören toplu iş sözleşmesi hükmünün de 14. maddenin emredici hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle geçersiz sayılması gerektiğini kabul etmiştir (Yarg.9.HD.25.6.1998, E.1998/8858, K.1998/10927) .
Yargıtay, işçilerin tutukluluk süresi (Yarg.9.HD.26.1.1984, E.1983/8858, K.1984/500) ve ücretsiz izin süresinin (Yarg.9.HD.16.1.1996, E.1995/24545, K.1996/62) kıdem süresine dahil edilmeyeceği görüşündedir. Yine, 2822 sayılı TİSGL Kanunu'nun 42. maddesi 5. fıkrasında; "Grev ve lokavt süresince iş sözleşmeleri askıda kalan işçilere bu dönem için işverence ücret ve sosyal yardımlar ödenemez, bu süre kıdem tazminatı hesabında dikkate alınamaz. Toplu iş sözleşmelerine veya iş sözleşmelerine bunların aksine hüküm konulamaz" denilmek suretiyle grev ve lokavt süresince, iş sözleşmeleri askıda kalan işçilerin bu dönemde geçen sürelerinin kıdem tazminatını hesabında dikkate alınamayacağı hükme bağlanmıştır.