Vazgeçilen Alacaklarla İlgili !

Üyelik
14 Ara 2010
Mesajlar
7
Konum
İstanbul
Arkadaşlar bir konu hakkında acil yardımınıza ihtiyacım var. Yeni aldığım bir mükellefimin bilançosunda 2006 yılından bu yana gelen şüpheli ticari alacakları var. Bu alacakların yarısına da karşılık ayrılmış. Ancak geçen gün avukatıyla görüşdüğümde davaların bir sonuca ulaşılamadığını söyledi. Elimizde hiç bir belge yok. Sanırım bu alacakları vazgeçilen alacak haline getirmemiz gerekiyor. Nasıl bir işlem yapmam gerekiyor. ve kayıtları hangi tarihlerde yapmam gerekiyor. Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
 
Ynt: Vazgeçilen alacaklarla ilgili!

1- Bahsetttiğiniz alacaklar vazgeçilen alacak değil(VUK md.324), değersiz alacak(VUK md.322) olarak değerlendirebilir ancak.

2-VUK md.322 kapsamında değersiz alacak olarak kabul edip, bilançodan temizleyebilmeniz için kanaat verici bir vesikaya veya kazai hükme göre tahsiline imkan kalmayan alacaklardan olması gerekir. Bu durumu ispatlabilmek için aşağıdaki belgelerden birinin mutlaka mevcut olması gerekir.

-Konkordato anlaşması
-Alacaktan vazgeçildiğini gösterir mahkeme tutanağı
-Borçlunun kesin olarak yurtdışına çıktığını ve el konulması gerektiren mal varlığı olmadığını gösteren belgeler

Bu arada aciz vesikası geçici olarak borçlunun ödeme gücü olmadığını gösteren bir belge olduğu için değersiz alacak için kanaat verici vesika olarak değerlendirilemez.
 
Ynt: Vazgeçilen alacaklarla ilgili!

Ellerinde hiçbir belge yok, acizlik vesikası için tekrardan davayı yenilemek gerekiyormuş. Araştırdığım kadarıyla vazgeçilmiş alacak olarak işlem yapıldığını duydum ama emin değilim.
 
Ynt: Vazgeçilen alacaklarla ilgili!

Vazgeçilen alacak başka bir müessese, sizin durumunuzla alakası yok. Şu anda elinizde hiç bir belge olmadığı için değersiz alacak olarak gider yazamazsınız, kalan yarısı için de bu saatten sonra şüpheli ticari alacak karşılığı ayıramazsınız, şu anda yapacak bir şey yok.

Ayrıca altını kalın harflerle çizdiğim gibi aciz vesikası kanaat verici vesika değildir, alsanız da bir işe yaramaz.
 
Ynt: Vazgeçilen alacaklarla ilgili!

Peki bu şüpheli alacaklar böyle kalacak mı, bir çözüm yolu olmalı. Sonuçta avukat unutun bu alacakları diyor, firma sahibi de üstüne bir bardak su içmiş durumda zaten. Peki muhasebeci ne yapsın?
 
Ynt: Vazgeçilen alacaklarla ilgili!

Avukat mahkemeden alacağın tahsilinin imkansız olduğunu gösterir bir karar çıkartsın, buna dayanarak gider yazabilirsiniz. Ancak aciz vesikası kesinlikle olmaz, bu duruma bilançoda o alacaklar öyle duracak.
 
Peki üstat alacaklı olduğumuz firmanın iflas ertelemesi var ise ve bizimle, alacağımızın belli bir oranından vazgeçmemiz halinde kalanını nakit ödemek noktasında bir anlaşma temin ederse tahsil edemediğimiz kısmı bu anlaşmaya binaen değersiz alacak olarak adledebilir miyiz?
saygılar;
bil_gin
 
Peki üstat alacaklı olduğumuz firmanın iflas ertelemesi var ise ve bizimle, alacağımızın belli bir oranından vazgeçmemiz halinde kalanını nakit ödemek noktasında bir anlaşma temin ederse tahsil edemediğimiz kısmı bu anlaşmaya binaen değersiz alacak olarak adledebilir miyiz?
saygılar;
bil_gin

Bu durumda alacağınızın bir kısmından sulh yolu ile vazgeçtiğiniz için, o kısmını değersiz alacak olarak dikkate alabilirsiniz. Yalnız bu işlemi yaparken 284 Nolu VUK Genel Tebliğinin 1.2.1 maddesinde yer alan aşağıdaki hükümlerine dikkat ediniz.

"1.2.1. Sulh belgesi
Geçici 24 üncü madde uyarınca alacaklı ve borçlunun her türlü muvazaadan ari olarak sulh olmaları ve bu anlaşmayı noterde düzenlemeleri halinde, bu belge alacağın değersiz hale geldiğine ilişkin kanaat verici belge olarak kabul edilecektir.

Öte yandan borçlunun bu belgeye istinaden alacaklının tahsilinden vazgeçtiği borcu için Vergi Usul Kanununun 324 üncü maddesinde düzenlenen vazgeçilen alacaklara ilişkin hükme uyacağı tabiidir."
 
Bu durumda alacağınızın bir kısmından sulh yolu ile vazgeçtiğiniz için, o kısmını değersiz alacak olarak dikkate alabilirsiniz. Yalnız bu işlemi yaparken 284 Nolu VUK Genel Tebliğinin 1.2.1 maddesinde yer alan aşağıdaki hükümlerine dikkat ediniz.

"1.2.1. Sulh belgesi
Geçici 24 üncü madde uyarınca alacaklı ve borçlunun her türlü muvazaadan ari olarak sulh olmaları ve bu anlaşmayı noterde düzenlemeleri halinde, bu belge alacağın değersiz hale geldiğine ilişkin kanaat verici belge olarak kabul edilecektir.

Öte yandan borçlunun bu belgeye istinaden alacaklının tahsilinden vazgeçtiği borcu için Vergi Usul Kanununun 324 üncü maddesinde düzenlenen vazgeçilen alacaklara ilişkin hükme uyacağı tabiidir."
Affınıza sığınarak;Üstat bu tebliğ 99 yılındaki depremde zarar gören borçlulardan olan alacaklar için değil mi? Benim bu tebliğe göre hareket etmem sakınca yaratmaz mı?
saygılar;
bil_gin
 
Affınıza sığınarak;Üstat bu tebliğ 99 yılındaki depremde zarar gören borçlulardan olan alacaklar için değil mi? Benim bu tebliğe göre hareket etmem sakınca yaratmaz mı?
saygılar;
bil_gin

Haklısınız, ancak sulh yoluyla vaz geçilen alacaklarda belge düzeni ile ilgili olarak idarenin genel tebliğ veya sirküler bazında başka bir açıklaması yok ne yazık ki. Bu nedenle eğer sulhnameyi kanaat verici vesika olarak kabul edecek isek (ki bence muvazaa olmadığı sürece etmek gerekir), şekil şartları açısından 284 Nolu VUK GT'yi dikkate almak gerekir kanaatindeyim.

Diğer taraftan şöyle bir özelge de var, yalnız bu özelgeyi okurken karşılıklı sulh yoluyla vazgeçme durumunun değil, tek taraflı olarak alacaklının vazgeçtiğine de dikkat edin.

"Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1952

21/06/2012

Konu

:

Vazgeçilen alacak.





İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda 20... yılında verilecek uluslararası nakliye hizmetleri karşılığında bir kuruma navlun avansı (iş avansı) olarak peşin ödeme yapıldığı, anılan kurumun hizmet taahhüdünü yerine getirmediği ve 20... yılında faaliyetini durdurduğu, tahsil imkânı kalmayan alacağınızın navlun avansından kaynaklanmış olması sebebiyle sulh yoluyla feragat etmekte tereddüt yaşandığı belirtilerek, Vergi Usul Kanunu'nun vazgeçilen alacaklarla ilgili 324'üncü maddesi hükmünden yararlanıp yararlanmayacağınız hususu sorulmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesinde "Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaktır.

Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler." hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, bir alacağın değersiz alacak olarak değerlendirilebilmesi için kazai bir hükme veya kanaat verici bir belgeye göre tahsiline imkân kalmadığının ispatı gerekir.

Görüldüğü gibi değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline artık imkân kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacaktır. Kanuni düzenlemeye göre alacağın tahsil imkânının kalmadığının, kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi icap etmektedir. Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hâkim tarafından hükmedilmiş olması; kanaat verici vesika teriminden ise ödemeyi imkânsız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler anlaşılmalıdır. Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması değersiz alacak uygulaması bakımından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde alacakların tahsilinin mümkün olmadığının takdiri mükellefe bırakılmış olur. Böyle bir boşluk bırakmamak amacıyla kanun koyucu değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile tevsikini öngörmüştür.

Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise kanunda yeterli açıklık bulunmamaktadır. Ancak, vergi hukuku uygulaması bakımından kanaat verici vesikalara örnek olarak aşağıdaki belgeler sayılabilir.

-Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Medeni Kanunun 31 ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı,

-Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,

-Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler,

-Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,

-Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak,

-Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,

-Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar, (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)

-Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler.

Mezkûr Kanunun 323 üncü maddesinde "Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

1-Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

2-Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;

şüpheli alacak sayılır.

Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir." hükmü yer almaktadır.

Bu madde hükmünden anlaşıldığı üzere bir alacağın şüpheli hale gelebilmesi için ya alacak dava veya icra safhasında bulunmalı ya da yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklardan oluşmalıdır. Alacağın yurt içinden veya yurt dışından olması bir önem taşımadığından yurt dışından olan alacaklar için de bu madde hükümleri geçerlidir.

Şüpheli alacaklara karşılık ayırmak için mahkemeye dava, icra müdürlüğüne takip için dilekçe verilmiş olması alacağın dava veya icra safhasında olduğunu göstermekle beraber bu başvuruların takibi gerekmektedir. Dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklara karşılık ayrılabilmesi için borçlunun noter vasıtasıyla protesto edilmesi veya borcun (3. kişilere ispat açısından kanaat verici belge olacak şekilde) bir yazı ile istenmesi ve protestonun ya da yazının muhatabına ulaşmış olması gerekmektedir. Dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların tespiti açısından dava edilecek alacak için avukatlık ücreti, yargı harcı, notere yapılacak ödemeler ile posta giderleri toplamı dikkate alınarak tahmini bir dava maliyeti bulunacak ve bu tutar alacakla kıyaslanacaktır. Tahmini dava maliyetinin alacaktan daha büyük olması halinde, mahkemeye başvurulmadan protesto veya yazı ile bir defadan fazla istenerek tahsil edilemeyen alacak için karşılık ayrılması mümkün olabilecektir.

Anılan Kanunun "Vazgeçilen Alacaklar" başlıklı 324'üncü maddesinde "Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunur." hükmüne yer verilmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere vazgeçilen alacaklar için borçlu tarafından karşılık ayrılması öngörülmüş olup alacaklı için herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Bu itibarla, hizmet taahhüdü karşılığı olarak navlun avansı ödemesinde bulunduğunuz şirketin, taahhüdünü yerine getirmemesi ve 2011 yılında faaliyeti durdurması nedeniyle tahsil imkânı kalmadığını belirttiğiniz alacağınız için yukarıda açıklaması yapılan madde hükümlerini yerine getirdiğiniz takdirde Vergi Usul Kanununun 322 veya 323 üncü maddelerine göre hareket etmeniz mümkün bulunmaktadır. Anılan Kanunun 324 üncü maddesinde ise vazgeçilen alacaklar için borçlu tarafından karşılık ayrılması öngörülmüş olup alacaklı için herhangi bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle anılan madde hükmünün durumunuza uygulanabilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim."
 

Benzer konular

Üst