Merhaba arkadaşlar, Türkiye'de faaliyet gösteren bir iktisadi işletmenin Bosna Hersek'te bulunan bir iştiraki var. Bu iştirak Bosna'da Türkiye'ye tanıtım gezisi organizasyonu yapıyor. Türkiye'ye gelecek kişilere aldığı para karşılığında fatura kesiyor. Bunlar Türkiye'ye geldiklerinde otel yemek vs harcamaları iktisadi işletme adına olacak. İktisadi işletme yaptığı bu masrafları Bosna da bulunan şirketten talep edecek. Faturalandırılan giderleri o firmadan talep edebilmek için fatura kesebilir mi, ne şekilde kesebilir kdv li kdv siz? Bu konu çok acil, bugün dönmem gerek iktisadi işletmeye.
Yurtdışı Organizasyon Fatura
- Konbuyu başlatan mes_ar
- Başlangıç tarihi
Maliye Bakanlığı, daha önce yurt dışındaki acentelar tarafından gönderilen müşterilere Türkiye'de verilen hizmetler hakkında açıklama yapmışken, bu sefer 40 seri nolu KDV Genel Tebliği ile Türkiye'de yerleşik seyahat acentalarınca organize edilerek yurt dışına düzenlenen turlara katılanlara, yurt dışında verilen yeme-içme, konaklama, ulaştırma, rehberlik, gezi, sağlık v.b. hizmetler yurt dışında verildiğinden ve yolcular bu hizmetlerden yurt dışında yararlandığından, bu hizmetlerin Türkiye'de ayrıca katma değer vergisine tabi tutulmayacağını; ancak, tur organizasyonuna katılanlara yurt içinde verilen hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağını belirtmiştir.
Bu nedenle tur faaliyetiyle ilgili olarak yurt dışından satın alınan hizmet bedellerinin Vergi Usul Kanunu çerçevesinde belgelenmesi koşuluyla bu hizmetlere ait masraf ve belgelerde gösterilen tutarlara katma değer vergisi uygulanmayacaktır.
Seyahat acentası tarafından müşterilere kesilecek faturada hizmet karşılığını teşkil eden tüm bedel gösterilecek; ancak, katma değer vergisi yurt dışında verilen hizmet bedelleri düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanacaktır.
Diğer taraftan, yurt dışına yapılan yolcu taşımacılığına ait bedelin ayrıca fatura edilmesi veya kesilecek faturada taşımacılık karşılığını teşkil eden bedelin ayrıca gösterilmiş olması halinde bedelin Katma Değer Vergisi Kanununun 14. maddesi uyarınca katma değer vergisinden müstesna olacağı açıktır.
Bakanlığın yukarıda yer verdiğimiz görüşleri dikkate alındığında hizmetten yurt dışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurt dışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurt dışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır. Sonuç itibariyle, Maliye Bakanlığı görüşleri mucibince müşavirlik, mühendislik, gözetmenlik, mümessillik hizmetlerinde müşterinin bulunduğu yerin, mallara bağlı olarak verilen hizmetlerde malın tüketildiği yerde ve yeme-içme, konaklama, rehberlik vs hizmetlerinde hizmetin verildiği yerlerde faydalanmanın sağlandığı anlaşılmaktadır. Bir diğer ifadeyle, hizmet genel kural olarak nerede tüketiliyorsa faydalanmanın orada sağlandığı anlaşılmaktadır.
Yurt dışındaki firmaların, Türkiye'ye gönderecekleri mal ve hizmetler Türkiye'de tüketildiğinden, bu firmalara söz konusu mal ve hizmetler için Türkiye'de verilen danışmanlık, aracılık, gözetim, müşteri bulma, piyasa araştırması vb. hizmetler, hizmet ihracı istisnası kapsamında değerlendirilmez ve KDV'ye tabidir. Bu durumda faydalanma kriterinin tespitinde, yapılan hizmetin ithal edilen mal ile doğrudan ilişkili olması gerekir.
Yabancı firmaların Türkiye'den ithal ettiği (Türkiye'nin ihraç ettiği) mallar dolayısıyla verilen hizmetler, hizmet ihracı kapsamında değerlendirilir.
Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara verilen tadil, bakım, onarım hizmetleri, söz konusu gemiler yurt dışı müşteri olarak düşünüldüğünden hizmet ihracı kapsamında KDV'den istisna olarak işleme tabi olmaktadır. .
Örnek : Türkiye'de yerleşik olan ve seyahat acentalığı yapan (B) A.Ş. yurt dışında bulunan bir seyahat acentasının gönderdiği turist grubuna konaklama, tur düzenleme ve yeme-içme hizmeti vermektedir. Bu mükellef, söz konusu hizmeti karşılığında, 15.000.000 lira para almıştır. Türkiye'deki seyahat acentası aldığı bu paranın 13.500.000 liralık kısmını, turist grubunun Türkiye'deki konaklama, yeme-içme gibi masraflarında kullanmıştır. Yaptığı bu masraflardan sonra kendisine 1.500.000 lira kalmıştır.
Bu durumda bu mükellef yabancı seyahat acentasına 1.500.000 liralık hizmette bulunmuştur. Bu hizmetten yabancı seyahat acentası yararlandığından bu tutara KDV uygulanmayacak ve hizmet ihracatı kapsamından işlem yapılacaktır.
Ancak, adı geçen mükellefin turist grubuna Türkiye'de verdiği yeme-içme, konaklama gibi hizmetlerden, Türkiye'de yararlanıldığından, bu hizmetler vergiye tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, turist grubuna verilen yeme-içme konaklama gibi hizmetler için genel esaslara göre hesaplanan katma değer vergisinin ödeneceği tabiidir.
Bu mükellef, yabancı seyahat acentasına verdiği söz konusu hizmetlere ait keseceği faturada, vergiden müstesna tutulan hizmet bedeli ile vergiye tabi tutulacak hizmet bedelini ayrı ayrı gösterebileceği gibi, bu hizmetler için ayrı ayrı fatura da düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.
Bu nedenle tur faaliyetiyle ilgili olarak yurt dışından satın alınan hizmet bedellerinin Vergi Usul Kanunu çerçevesinde belgelenmesi koşuluyla bu hizmetlere ait masraf ve belgelerde gösterilen tutarlara katma değer vergisi uygulanmayacaktır.
Seyahat acentası tarafından müşterilere kesilecek faturada hizmet karşılığını teşkil eden tüm bedel gösterilecek; ancak, katma değer vergisi yurt dışında verilen hizmet bedelleri düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanacaktır.
Diğer taraftan, yurt dışına yapılan yolcu taşımacılığına ait bedelin ayrıca fatura edilmesi veya kesilecek faturada taşımacılık karşılığını teşkil eden bedelin ayrıca gösterilmiş olması halinde bedelin Katma Değer Vergisi Kanununun 14. maddesi uyarınca katma değer vergisinden müstesna olacağı açıktır.
Bakanlığın yukarıda yer verdiğimiz görüşleri dikkate alındığında hizmetten yurt dışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurt dışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurt dışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır. Sonuç itibariyle, Maliye Bakanlığı görüşleri mucibince müşavirlik, mühendislik, gözetmenlik, mümessillik hizmetlerinde müşterinin bulunduğu yerin, mallara bağlı olarak verilen hizmetlerde malın tüketildiği yerde ve yeme-içme, konaklama, rehberlik vs hizmetlerinde hizmetin verildiği yerlerde faydalanmanın sağlandığı anlaşılmaktadır. Bir diğer ifadeyle, hizmet genel kural olarak nerede tüketiliyorsa faydalanmanın orada sağlandığı anlaşılmaktadır.
Yurt dışındaki firmaların, Türkiye'ye gönderecekleri mal ve hizmetler Türkiye'de tüketildiğinden, bu firmalara söz konusu mal ve hizmetler için Türkiye'de verilen danışmanlık, aracılık, gözetim, müşteri bulma, piyasa araştırması vb. hizmetler, hizmet ihracı istisnası kapsamında değerlendirilmez ve KDV'ye tabidir. Bu durumda faydalanma kriterinin tespitinde, yapılan hizmetin ithal edilen mal ile doğrudan ilişkili olması gerekir.
Yabancı firmaların Türkiye'den ithal ettiği (Türkiye'nin ihraç ettiği) mallar dolayısıyla verilen hizmetler, hizmet ihracı kapsamında değerlendirilir.
Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara verilen tadil, bakım, onarım hizmetleri, söz konusu gemiler yurt dışı müşteri olarak düşünüldüğünden hizmet ihracı kapsamında KDV'den istisna olarak işleme tabi olmaktadır. .
Örnek : Türkiye'de yerleşik olan ve seyahat acentalığı yapan (B) A.Ş. yurt dışında bulunan bir seyahat acentasının gönderdiği turist grubuna konaklama, tur düzenleme ve yeme-içme hizmeti vermektedir. Bu mükellef, söz konusu hizmeti karşılığında, 15.000.000 lira para almıştır. Türkiye'deki seyahat acentası aldığı bu paranın 13.500.000 liralık kısmını, turist grubunun Türkiye'deki konaklama, yeme-içme gibi masraflarında kullanmıştır. Yaptığı bu masraflardan sonra kendisine 1.500.000 lira kalmıştır.
Bu durumda bu mükellef yabancı seyahat acentasına 1.500.000 liralık hizmette bulunmuştur. Bu hizmetten yabancı seyahat acentası yararlandığından bu tutara KDV uygulanmayacak ve hizmet ihracatı kapsamından işlem yapılacaktır.
Ancak, adı geçen mükellefin turist grubuna Türkiye'de verdiği yeme-içme, konaklama gibi hizmetlerden, Türkiye'de yararlanıldığından, bu hizmetler vergiye tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, turist grubuna verilen yeme-içme konaklama gibi hizmetler için genel esaslara göre hesaplanan katma değer vergisinin ödeneceği tabiidir.
Bu mükellef, yabancı seyahat acentasına verdiği söz konusu hizmetlere ait keseceği faturada, vergiden müstesna tutulan hizmet bedeli ile vergiye tabi tutulacak hizmet bedelini ayrı ayrı gösterebileceği gibi, bu hizmetler için ayrı ayrı fatura da düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.
sn ferhat o halde sizin dediğinize göre iktisadi işletme burada yaptığı giderler için bir gelir faturası kesecek, giderlerdeki kdv ne ise faturada kdv ye bunu yazacak. Yurtdışından gelen kişilere ayrıca danışmanlık hizmeti vs vermişse bu kdv siz bir şekilde işletmece fatura edilecek. Doğru mu anladım ve ilk kısım masraflar için kesilecek fatura yansıtma faturası değil de normal bir fatura mı olacak?
Türkiyede faaliyet gösteren iktisadi işletme bir " seyahat acentası" değil. Kısmı hizmet ihracı istisnası turizm bakanlığından yetki almış A grubu seyahat acentaları için tarif edilmiş bir istisnadır. Burda konu net değil. O nedenle risk olmasın diye kdvli kesebilir dedim. Eğer kar koymadan fatuar edecekse zaten kar olmadığı için hizmet ihracı yoktur.
Arkadaşlar nasıl kesileceği konusunda yardımcı olabilir misiniz?
ksimkesyan
Fenomen Üye
Sevgili Ferhat,
40 sayılı tebliğ yürürlükten kalktı. Uygulama tebliği ise aynı bakış açısını koruyor. Verilen örnek de biraz farklı. Konuyu yeni tebliğin ilgili bölümü üzerinden gözönüne almak daha doğru olur. Bukadar kısa açıklama yada örnek yeterli mi hayır. İlgili bölüm;
9. Yurt Dışına Düzenlenen Turlar
Türkiye'de yerleşik seyahat acentelerince organize edilerek yurt dışına düzenlenen turlara katılanlara, yurt dışında verilen yeme-içme, konaklama, ulaştırma, rehberlik, gezi, sağlık vb. hizmetler yurt dışında verildiğinden ve yolcular bu hizmetlerden yurt dışında yararlandığından, bu hizmetler Türkiye'de ayrıca KDVâye tabi tutulmaz. Ancak, tur organizasyonuna katılanlara yurt içinde verilen hizmetler KDVâye tabidir.
Bu nedenle tur faaliyetiyle ilgili olarak yurt dışından satın alınan hizmet bedellerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu çerçevesinde belgelenmesi koşuluyla, bu hizmetlere ait masraf ve belgelerde gösterilen tutarlara KDV uygulanmaz.
Seyahat acentesi tarafından müşterilere kesilecek faturada hizmet karşılığını teşkil eden tüm bedel gösterilir. Ancak, KDV yurt dışında verilen hizmet bedelleri düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanır.
Diğer taraftan, yurt dışına yapılan yolcu taşımacılığına ait bedelin ayrıca fatura edilmesi veya kesilecek faturada taşımacılık karşılığını teşkil eden bedelin ayrıca gösterilmiş olması halinde, bu bedel3065 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca KDVâden istisnadır.
Örnek
A) seyahat acentesinin Nisan/2013 döneminde düzenlediği tur faaliyetleri nedeniyle elde ettiği bedellerin toplamı 50.000 TLâdir. Firmanın bu seyahat sırasında müşterileri için yurt dışından satın aldığı konaklama, yeme-içme, rehberlik gibi hizmetlere ait giderler 213 sayılı Vergi Usul Kanununa uygun belgelerle tevsik edilmiştir. Bu tür giderler toplamı 15.000 TL, taşımacılığa ait bilet bedelleri toplamı ise 20.000 TLâdir. Bu işlemde,
15.000 + 20.000 = 35.000 TL KDVâye tabi tutulmaz.
50.000 â 35.000 = 15.000 TL üzerinden ise KDV hesaplanır.
Ancak bu şekilde işlem yapılabilmesi için firmanın müşterilerine keseceği faturalarda; yurt dışında yapılan masraf tutarını ve taşımacılık bedelini ayrı ayrı göstermesi, kalan bedel üzerinden vergi hesaplaması gerekir.
Bana göre verilen bu örnekte de yorumlamada da hata var. Çünkü "hizmetten yararlanma" kavramı burada karmaşık. Esasen hizmet yurtdışındaki firmaya veriliyor ve yararlanan da o. O firmanın gönderdiği kişiler yararlanma kavramının muhatapları değildir. Gelenlere doğrudan fatura kesilmediği ve dışarıya kesilen faturada gelenlerin isimleri olmadığına göre yararlanmayı ancak yurtdışındaki firma adına değerlendirebiliriz.
Benzer yaşanmış başka olaylar da var o örnekleri toparlayıp bir yazı halinde paylaşırım.
40 sayılı tebliğ yürürlükten kalktı. Uygulama tebliği ise aynı bakış açısını koruyor. Verilen örnek de biraz farklı. Konuyu yeni tebliğin ilgili bölümü üzerinden gözönüne almak daha doğru olur. Bukadar kısa açıklama yada örnek yeterli mi hayır. İlgili bölüm;
9. Yurt Dışına Düzenlenen Turlar
Türkiye'de yerleşik seyahat acentelerince organize edilerek yurt dışına düzenlenen turlara katılanlara, yurt dışında verilen yeme-içme, konaklama, ulaştırma, rehberlik, gezi, sağlık vb. hizmetler yurt dışında verildiğinden ve yolcular bu hizmetlerden yurt dışında yararlandığından, bu hizmetler Türkiye'de ayrıca KDVâye tabi tutulmaz. Ancak, tur organizasyonuna katılanlara yurt içinde verilen hizmetler KDVâye tabidir.
Bu nedenle tur faaliyetiyle ilgili olarak yurt dışından satın alınan hizmet bedellerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu çerçevesinde belgelenmesi koşuluyla, bu hizmetlere ait masraf ve belgelerde gösterilen tutarlara KDV uygulanmaz.
Seyahat acentesi tarafından müşterilere kesilecek faturada hizmet karşılığını teşkil eden tüm bedel gösterilir. Ancak, KDV yurt dışında verilen hizmet bedelleri düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanır.
Diğer taraftan, yurt dışına yapılan yolcu taşımacılığına ait bedelin ayrıca fatura edilmesi veya kesilecek faturada taşımacılık karşılığını teşkil eden bedelin ayrıca gösterilmiş olması halinde, bu bedel3065 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca KDVâden istisnadır.
Örnek
A) seyahat acentesinin Nisan/2013 döneminde düzenlediği tur faaliyetleri nedeniyle elde ettiği bedellerin toplamı 50.000 TLâdir. Firmanın bu seyahat sırasında müşterileri için yurt dışından satın aldığı konaklama, yeme-içme, rehberlik gibi hizmetlere ait giderler 213 sayılı Vergi Usul Kanununa uygun belgelerle tevsik edilmiştir. Bu tür giderler toplamı 15.000 TL, taşımacılığa ait bilet bedelleri toplamı ise 20.000 TLâdir. Bu işlemde,15.000 + 20.000 = 35.000 TL KDVâye tabi tutulmaz.
50.000 â 35.000 = 15.000 TL üzerinden ise KDV hesaplanır.
Ancak bu şekilde işlem yapılabilmesi için firmanın müşterilerine keseceği faturalarda; yurt dışında yapılan masraf tutarını ve taşımacılık bedelini ayrı ayrı göstermesi, kalan bedel üzerinden vergi hesaplaması gerekir.
Bana göre verilen bu örnekte de yorumlamada da hata var. Çünkü "hizmetten yararlanma" kavramı burada karmaşık. Esasen hizmet yurtdışındaki firmaya veriliyor ve yararlanan da o. O firmanın gönderdiği kişiler yararlanma kavramının muhatapları değildir. Gelenlere doğrudan fatura kesilmediği ve dışarıya kesilen faturada gelenlerin isimleri olmadığına göre yararlanmayı ancak yurtdışındaki firma adına değerlendirebiliriz.
Benzer yaşanmış başka olaylar da var o örnekleri toparlayıp bir yazı halinde paylaşırım.
Burda bir yanlış yorumlama var. Yurkardaki tebliğde bahsedilen konu yurt dışında verilen, konaklama, taşıma , yeme içme faaliyetleri ile ilgilidir. KDV uygulaması orda farklıdır.
Soruda sözü edilen ise "Türkiyeye gelecek kişilere , yurt içinde verilecek hizmetlerden "söz ediyor.
İki kavramı birbirine karıştırmayalım lütfen.
"Bu iştirak Bosna'da Türkiye'ye tanıtım gezisi organizasyonu yapıyor. Türkiye'ye gelecek kişilere aldığı para karşılığında fatura kesiyor. Bunlar Türkiye'ye geldiklerinde otel yemek vs harcamaları iktisadi işletme adına olacak."
Soruda sözü edilen ise "Türkiyeye gelecek kişilere , yurt içinde verilecek hizmetlerden "söz ediyor.
İki kavramı birbirine karıştırmayalım lütfen.
"Bu iştirak Bosna'da Türkiye'ye tanıtım gezisi organizasyonu yapıyor. Türkiye'ye gelecek kişilere aldığı para karşılığında fatura kesiyor. Bunlar Türkiye'ye geldiklerinde otel yemek vs harcamaları iktisadi işletme adına olacak."
ksimkesyan
Fenomen Üye
Nizam Kardeşim,
Uygulama tebliğinde ayrılmış bilgi de alan da bukadar, Verilen örnek de tek. Buradan bir çıkarım yapmamız gerekir. Yada yasanın genel ilkelerine bakacağız. ( 40 sayılı tebliğdeki örnek artık bizim için referans olamaz demeliyiz aslında)
Bense ilgili bölümde verilen açıklamalar nedeniyle aynı bakış açısını koruyor dedim. 40 sayılı tebliğdeki örnek artık bizim için referans olamaz dememiz gerekirken, eski örnek aslında buradaki açıklamalarla örtüşüyor, ancak buraya alınmamış ( zahmet olmuş herhalde ) o yüzden de pek bir değişiklik yok denebilir sonucuna varabiliriz dedim.
Uygulama tebliğinde ayrılmış bilgi de alan da bukadar, Verilen örnek de tek. Buradan bir çıkarım yapmamız gerekir. Yada yasanın genel ilkelerine bakacağız. ( 40 sayılı tebliğdeki örnek artık bizim için referans olamaz demeliyiz aslında)
Bense ilgili bölümde verilen açıklamalar nedeniyle aynı bakış açısını koruyor dedim. 40 sayılı tebliğdeki örnek artık bizim için referans olamaz dememiz gerekirken, eski örnek aslında buradaki açıklamalarla örtüşüyor, ancak buraya alınmamış ( zahmet olmuş herhalde ) o yüzden de pek bir değişiklik yok denebilir sonucuna varabiliriz dedim.
Öncelikle Türkiyedeki şirket bir yetki belgeli SEYAHAT ACENTASI olmadığı için yurt içinde veya dışında tur organizasyonu, konaklama, ulaşım, yeme içme, gezinti v.b faaliyetleri yasal olarak yapamaz.
Bu nedenle eğer yurt dışından insanlar gelmiş, burda konaklamışlar ve başka organizasyonlar yapmışlarsa bunların harcamaları yurt dışındaki firmaya kdvli olarak aynen yansıtılabilir. Bu faturada kar marjı olmaz. Çünkü böyle bir seyahat düzenleme yetkisi yoktur.
Bunun dışında eğer bu etkinlikler üzerinden bir kar elde etmek ve bunu da fatura etmek söz konusu ise bu maliyetsiz bir hizmet olur ve yurt dışına kesilen KDV siz bir fatura ile borçlandırma yapılır. Açıklamasına da "Türkiye içinde firmanız için yapılan hizmetler " denebilir. (tur ve turistik hizmet lafı olmadan.)
Teşekkürler sn. nguroy. Bu faturayı keserken normal fatura keser gibi kesiyoruz, alt kısımda bir yere yansıtma faturasıdır diye not mu düşüyoruz? Yoksa herbir giderin adını yazarak yanına yansıtma kelimesini mi ekliyoruz? Otel harcamaları yansıtma vb.
Yansıtma faturasının aslında diğer faturadan bir farkı yok. Açıklama kısmına detay vererek altına "Firmanız elemanları için yapılan harcamalar" gibi bir not düşebilirsiniz.
Yansıtma derken amaç bu sizin saatığınız bir mal veya yaptığınız bir hizmet değildir. Başkası adına yapılmış bir işlemin doğru muhataba iletilmesidir.
Yansıtma derken amaç bu sizin saatığınız bir mal veya yaptığınız bir hizmet değildir. Başkası adına yapılmış bir işlemin doğru muhataba iletilmesidir.
Peki arkadaşlar yurtdışındaki bu firmanın yaptığı organizasyon için türkiye de yapılan giderleri yansıtma amacıyla yurtdışındaki firmaya kesilecek yansıtma faturasının kdv de bir karşılığı var mıdır? Yani fatura yurtdışına kesildiği için farklı bir durumu var mı kdv açısından?
Giderler yurt içinde olduğu ve faturada hizmet ihracı konusu olacak her hangi bir kar olmadığı için aynen KDV yansıtılacaktır.
Benzer konular
-
-
Yurtdışındaki Şirkete Fatura Kesilmesi ve Transfer Fiyatlandırması
- Başlatan Beren Sezgin
- Cevaplar: 3
-
Yurtdışı Hesap Kapama
- Başlatan MUSTAFA KAYADUMAN
- Cevaplar: 2
-
Yurtdışına Uzaktan Verilen "Grafik Tasarım Hizmeti"nin Vergilendirmesi Üzerine
- Başlatan ilkan
- Cevaplar: 1
-
Almamya 'daki Makine Tamiri İçin Yurtdışından Alınan Hizmet Faturası Ve Kdv Tevkifatı
- Başlatan SerhanSerhan
- Cevaplar: 1
-
Yurtdışı Hizmet Faturasının Açıklama Kısmı Tamamen İngilizce Yazılabilir mi ?
- Başlatan SerhanSerhan
- Cevaplar: 1
-
-