a.şler,Ltd ler ve şahıs ortaklıklarının vergisel durumu...

Üyelik
9 Tem 2005
Mesajlar
29
merhaba arkadaşlar.
a.ş ler,Ltd ler ve şahıs ortaklıklarında vergisel durum ve beyanname durmu nasıl olacak?.örneğin a.ş. ler yanlış hatırlamıyorsam menkul sermaye iradları hükmünde.gerçi piyasada şirketlerin karı TTK. hükümlerine göre dağıtıldıktan sonra muhtasar beyanla beyan edilmekte.
şirketin ortağına düşen payın vergilendirilmesi nasıl olur?.genelde gelir vergisi beyannamesine göre yapılmakta.belki de piyasada pekde şirket ortakları hissesine düşen karı beyan etmiyor.şirketlerdeki bu durum ;şu an piyasada nasıl uygulanıyor?.
basit şahıs ortaklıklarında ise ortaklar sanırım gelir vergisi ve geçici vergiyi ayrı ayrı beyan ediyor?!...kdv ve muhtasarı ortak olarak beyan ediyor.burada basit şahıs ortaklıklarında ortaklar ayrı bir vergi numarası bir de ortaklık ismi altında başka bir vergi numarası mı alarak kdv ve muhtasarı beyan ediyorlar?.bilgi verirseniz sevinirim. saygılarımla.
 
Sayın mustafa caycı
Ltd.A.Ş ler tüzel kişiliktir.Şirket olarak vergilendirilirler.Şirket karını ortaylara dağıtması durumunda ilgili oran nisbetinde Muhtasar beyanname ile ödenmektedir.
Şirket ortağının dağıtılan kardan ayrıca vergi ödemesi yoktur.
-----
Diğer bahsettiğiniz konu yazdığınız gibidir.
 
Sayın Çaycı,

Menkul sermaye iratlarında vergilendirme konusunu açıklarsak; sorunuz yanıt bulacaktır umarım;


4842 sayılı Kanunla kâr paylarının vergilendirilmesine yönelik olarak yapılan düzenlemeler kapsamında, Gelir Vergisi Kanunu’nun kâr paylarının dağıtım sırasında tevkifat yapılmasını öngören 94. maddesinin birinci fıkrasının 6 numaralı bendinin (b) alt bendi yeniden düzenlenmiş olup maddede yapılan düzenlemede, tam mükellef kurumlardan kâr payı alan tam ve dar mükellef gerçek kişilere bu kârın dağıtılması sırasında kurum bünyesinde tevkifat yapılması sağlanmıştır. Tevkifat oranı 03.05.2003 tarih ve 2003/5590 ve 10.12.2003 tarih ve 2003/6577 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile % 10 olarak belirlenmiştir. Şirket türleri itibarıyla farklı tevkifat oranı uygulamasına 4842 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile son verildiğinden, söz konusu oran halka açık olan ve olmayan tüm şirketler için uygulanacaktır. Buna göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 4842 sayılı Kanunla değişik 94/6-b maddesinin (i) ve (ii) alt bentleri uyarınca, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara, gelir ve kurumlar vergisinden muaf olanlara, dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara, gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere, dağıtılan, anılan Kanun’un 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar payları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür.

Gelir Vergisi Kanunu’nda kâr paylarının vergilendirilmesi ve kurum bünyesinde yapılacak vergi tevkifatına ilişkin olarak 4842 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeler 24.04.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmakla birlikte, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 61 ve geçici 62. maddelerinde geçiş dönemine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Bu düzenlemelere göre;

- 24.04.2003 tarihinden önce yapılan müracaatlara istinaden düzenlenen yatırım teşvik belgeleri kapsamında yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançlar ile aynı tarihten önce gerçekleşen yatırımlar üzerinden hesaplanan ve kazancın yetersiz olması nedeniyle sonraki dönemlere devreden yatırım indiriminden yararlanan kazançlar üzerinden dağıtılsın dağıtılmasın % 19,8 oranında tevkifat yapılacaktır.

- Kurumların 31.12.1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançlarını dağıtmaları halinde tevkifat yapılmayacaktır.

- Kurumların 01.01.1999-31.12.2002 tarihleri arasında sona eren hesap dönemlerinde elde edilen ve kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlar ile Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 61. maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulmuş olan yatırım indiriminden yararlanan kazançların dağıtımı halinde tevkifat yapılmayacaktır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinde, gerçek kişilerin kurumlardan elde ettikleri yukarıda belirtilen nitelikteki kâr payları menkul sermaye iradı sayılmıştır. Söz konusu iratların bir ticari faaliyete bağlı olmaksızın elde edildiği durumda, bunların vergilendirilmesi Kanun’un menkul sermaye iratlarına ilişkin hükümlerine göre yapılacaktır. Buna göre gerçek kişilerce elde edilen ve 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr payları, beyana tabi başka gelirlerin bulunmaması, Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olması ve 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan (2004 yılı için 14.000 YTL’yi, 2005 yılı için 15.000 YTL) aşmaması koşuluyla beyan edilmeyecektir (2).

Yine 4842 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nun “Sermaye İratlarında İstisnalar” bölümünde yer alan “Menkul Sermaye İratlarında” başlıklı 22. maddesinin 2 numaralı fıkrasında (3); tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmiş, kâr payının beyanı halinde, kârın dağıtımı aşamasında kurum bünyesinde yapılan tevkifatın tamamının yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edileceği hükme bağlanmıştır.

Böylece, gerçek kişilerce tam mükellef kurumlardan elde edilen 75. maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olduğundan; kalan tutar (2004 yılı için 14.000 YTL, 2005 yılı için 15.000 YTL) aşıyor ise beyan edilecektir. Beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden kârın dağıtımı aşamasında kurum bünyesinde yapılan tevkifatın tamamı mahsup edilecektir. Mahsup sonrası kalan tutar genel hükümler çerçevesinde red ve iade edilecektir. Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 75. maddesinde yer alan vergi alacağı uygulaması yürürlükten kaldırıldığından, kâr paylarının beyanında vergi alacağı hesaplanmayacağı gibi mahsubu da yapılmayacaktır.

Kurumların kurum ortaklarına yaptığı kâr dağıtımı gelir vergisi stopajına tabi olmadığı halde, şahsi ticari kazanç hükmünde olan şahıs şirketi olan ve bu kazançları bu nitelikteki ortaklıklara yapılan dağıtımlarında Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/6. maddesinin (b) alt bendine göre gelir vergisi stopajı yapılacaktır.

Aynı zamanda 4842 sayılı Kanun’da Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde yapılan değişikliklerden birisi de “Bu maddenin 6 numaralı bendinin (a) ve (b) alt bentlerine göre üzerinden vergi tevkifatı yapılan kurum kazancından kar payı alanlara tevkif suretiyle alınan vergi red ve iade olunmaz.” şeklindeki 4. fıkrasındaki “(b)” alt bendi ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

Yine yukarıda belirtildiği üzere vergi alacağının kaldırılmasına paralel vergi alacağının mahsubuyla ilgili mükerrer 121. maddesindeki; “mahsup sonucu kalan vergi alacağı tutarı hiçbir şekilde iade edilmez ve mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilemez” şeklindeki hüküm de kaldırılmıştır.

Böylece 4842 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeye göre Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/6. maddesinin (b) alt bendine göre kâr payı dağıtımı sırasında kesilen vergiler mükerrer 121. maddesine göre yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu Kanun’a göre kesilmiş bulunan vergiler beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup edilir. Mahsubu yapılan miktar gelir vergisinden fazla olduğu takdirde aradaki fark vergi dairesince mükellefe bildirilir ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine kendisine ret ve iade olunur. İadenin yapılabilmesi için kâr payının beyan edilmesi gerekmektedir. Genellikle kâr dağıtımı nedeniyle kesilen vergi beyanname üzerinden hesaplanan vergiden daha az olacağı için iade doğmamakla birlikte mükellefin diğer gelir unsurları nedeniyle beyanname vermesi ve zarar mahsubu durumlarında kesinti suretiyle ödenen verginin mahsubunda arta kalan kısmın iadesi doğabilecektir.
 
Üst