OSMAN EROL
Katkı Sunan Üye
Biraz önce bir muhasebeci arkadaşla sohbet ederken KDV beyannameleri ile ilgili bir konuya temas etti. Yıl içinde verdikleri KDV beyannameleri ile yıl sonunda beyan edilen KDV beyanı arasında (mükellef lehine) 0,85 YTL fark çıkmış. Muhasebeciye göre bu bilgisayarın yuvarlama işlemi sonucunda ortaya çıkıyormuş. Vergi dairesi geçmiş 12 aya ait beyannamelerin tekrar verilerek bunun düzeltilmesini istemiş. Tabii bu beyannamelere ait damga vergisi tutarı da 180 YTL?ye baliğ oluyor. Konuyu vergi dairesi başkanına aksettirmişler, sonuçta vergi dairesi müdürü yapılacak bir şeylerinin olmadığını, beyannamelerin Internetken verildiğini, kayıtların düzeltilmesi için muhasebecinin Internetken giriş yaparak kayıtları düzetmesi gerektiğini söylemiş.
Bu durum tam anlamıyla bağcıyı dövmek değil de nedir?. Tabii bu biraz da mevzuata yeterince vakıf olmamaktan ileri geliyor. VUK?nun ?Tahakkuktan Vazgeçme? başlıklı mükerrer 115. maddesinde ?.İkmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplam miktarı (Değişik ibare:11.8.1999-4444/c/3 md.; Yürürlük:14.8.1999) (*) (378 No. tebliğ ile 2008 yılı için 16 YTL yı, (16 YTL dahil) lirayı aşmaması ve tahakkukları için yapılacak giderlerin bu miktardan fazla olacağının tespiti halinde, Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar dahilinde tahakkuktan vazgeçilebilir.?
Deniyor.
Vergi Dairesi alacaklı değil bilakis borçlu durumda gözüktüğünden, düzeltme istemesinin ardında usulle ilgili bir düşüncesi olması gerekiyor. Ancak, görünen bu farkı usulsüzlük olarak değerlendirmek de mümkün değildir. Çünkü, usulsüzlük fiilini düzenleyen VUK?nun 352. maddesin 11 bendinin hiçbirinin lafzı bu fiille ilgili değildir.
Bu itibarla vergi dairesinin düzeltme yapılmaması halinde mükellefe usulsüzlük cezası kesmesi de mümkün değildir.
Bana göre her muhasebecinin başına gelebilecek bu durum karşısında yapılacak iş (Limitler dahilinde kalındığı sürece) hiç oralı olmamaktır.
Bu durum tam anlamıyla bağcıyı dövmek değil de nedir?. Tabii bu biraz da mevzuata yeterince vakıf olmamaktan ileri geliyor. VUK?nun ?Tahakkuktan Vazgeçme? başlıklı mükerrer 115. maddesinde ?.İkmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplam miktarı (Değişik ibare:11.8.1999-4444/c/3 md.; Yürürlük:14.8.1999) (*) (378 No. tebliğ ile 2008 yılı için 16 YTL yı, (16 YTL dahil) lirayı aşmaması ve tahakkukları için yapılacak giderlerin bu miktardan fazla olacağının tespiti halinde, Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar dahilinde tahakkuktan vazgeçilebilir.?
Deniyor.
Vergi Dairesi alacaklı değil bilakis borçlu durumda gözüktüğünden, düzeltme istemesinin ardında usulle ilgili bir düşüncesi olması gerekiyor. Ancak, görünen bu farkı usulsüzlük olarak değerlendirmek de mümkün değildir. Çünkü, usulsüzlük fiilini düzenleyen VUK?nun 352. maddesin 11 bendinin hiçbirinin lafzı bu fiille ilgili değildir.
Bu itibarla vergi dairesinin düzeltme yapılmaması halinde mükellefe usulsüzlük cezası kesmesi de mümkün değildir.
Bana göre her muhasebecinin başına gelebilecek bu durum karşısında yapılacak iş (Limitler dahilinde kalındığı sürece) hiç oralı olmamaktır.