Belediye Şirketi Yönetim Kurulu Üyeliği Hk.

şeref aydemir

Tanınmış Üye
Üyelik
25 Kas 2011
Mesajlar
4,866
Konum
ankara
İşci emeklisi kimse,yaşlılık aylığı almakta iken şirket ortağı olmaksızın,dışardan birisi olarak;
Belediye şirketi yönetim kurulu veya denetim kurulu üyeliğinde görevlendirilir ve bu görevine bağlı olarak huzur hakkı veya huzur ücreti adı altında ücret alır ise,
a-yaşlılık aylığı kesilir mi?
b-sgortalı olması zorunlu mu?
c-aldığı ücretten kesinti olur mu?
d-bu şirketin aş. veya ltd.şt.olması "a","b","c"şıklarında değişiklik/farklılık gündeme gelir mi?
 
İşci emeklisi kimse,yaşlılık aylığı almakta iken şirket ortağı olmaksızın,dışardan birisi olarak;
Belediye şirketi yönetim kurulu veya denetim kurulu üyeliğinde görevlendirilir ve bu görevine bağlı olarak huzur hakkı veya huzur ücreti adı altında ücret alır ise,
a-yaşlılık aylığı kesilir mi?
b-sgortalı olması zorunlu mu?
c-aldığı ücretten kesinti olur mu?
d-bu şirketin aş. veya ltd.şt.olması "a","b","c"şıklarında değişiklik/farklılık gündeme gelir mi?

Merhaba Şeref Bey
sanırım aşağıda ki yazı işinizi görecektir.
İŞVEREN YA DA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SİGORTALILIĞI
TERİMLER: (4/A = SSK – 4/B = BAĞ-KUR)
KISACA; 5510 sayılı Kanuna göre, 4/b kapsamında sigortalı olması gerekenler kendilerine ait veya ortak oldukları iş yerlerinden 4/a kapsamında sigortalı bildirilemezler. Başka bir anlatımla; 1 Ekim 2008 tarihinden sonra 4/a kapsamında sigortalı olarak çalıştıkları iş yerlerine LTD.ŞTI.’de ortak, A.Şâ€™de ise yönetim kurulu üyesi olanların 4/a kapsamındaki sigortalılıkları bu tarihten bir gün önce sona erer. Kişi, şirket ortaklığının/yönetim kurulu üyeliğinin başladığı tarihte zorunlu olarak 4/b kapsamında sigortalı sayılır. Bu sürelerde kişi 4/a kapsamında sigortalı bildirilse dahi bu sigortalılık geçerli sayılmaz. Zira bu kişilerin 4/b kapsamında sigortalı olması gerekmektedir.
İSTİSNA: Eğer işverenler, 2008 öncesi kendi işyerlerinde SSK’lı iseler bir kesinti olmadığı sürece Bağ-Kur’lu olmak zorunda değildirler.
I. A.Ş.’de Ortak: Bağ-Kur’lu olması gerekmez!
II. A.Ş.’de Ortak ve Yönetim Kurulu Üyesi: Bağ-Kur’lu olması gerekir.
ÖZEL DURUM: 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111Yasa ile 5510/53. Mad.’de yapılan değişiklik sonrası 4/a (SSK) sigortalılığı 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığına üstün hale geldiğinden işverenler diğer başka bir işyerinde 4/a kapsamında çalışabilecekler ve bu çalışmalarından dolayı 4/a (SSK) statüsünde sigortalı olabileceklerdir.
Kısaca; Başka bir işyerinde SSK’lı olan işverenler artık kendi işyerinden 4/b (Bağ-Kur) sigortalısı olmak zorunda değildir.
III. LTD.ŞTI. Ortak: Bağ-Kur’lu olması gerekir.
IV. A.Ş.’de Ortak değil, Sadece Yönetim Kurulu Üyesi: Sigortalı olması (Bağ-Kur ya da SSK’lı olması) gerekmez!
V. A.Ş.’de Ortak değil, Yönetim Kurulu Üyesi ve Çalışıyor: SSK’lı olması gerekir!

IV ve V İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
Yeni Türk Ticaret Kanunu şirkete ortak olmayanların yönetim kurulu üyesi olabilmelerinin önünü açmış bulunmaktadır. TTK’de yönetim kuruluna üyelik için şirkete ortak olma zorunluluğu kaldırıldığı için şirkete ortak olmayan yönetim kurulu üyelerinin sigortalılık statüsü daha sık tartışılmaya başlanmıştır. Bu yüzden şirkete ortak olmayan yönetim kurulu üyelerinin zorunlu sigortalık kapsamında olup-olmadığı uygulamada ve öğretide tartışmalıdır. İşte bu noktada yönetim kurulu üyelerinin şirketleri ile aralarındaki ilişkinin hangi akit türüne girdiğinin belirlenmesi gerekmektedir. İşte bütün tartışma da bu husus üzerindedir.
Yapılan değerlendirmeler ve tespitler ışığında, şirkete ortak olmayan yönetim kurulu üyelerinin vekâlet akdine tabi olarak çalışmaları nedeniyle sadece yönetim kurulu üyeliği sıfatları nedeniyle Kanunun zorunlu 4/a sigortalılığına tabi olmayacaklardır. Çünkü Kanunun 4. maddesinin a bendinde bir hizmet akdine bağlı olarak çalıştırılmayı zorunlu ön koşul olarak kabul etmektedir. Ayrıca şirkete ortak olmayan yönetim kurulu üyeleri sadece bu sıfatları nedeniyle Kanunun öngördüğü koşulları bulundurmadıkları için diğer zorunlu sigortalılık statülerine de tabi olmayacaktır.
Ancak A.Ş.’ye ortak olmayan yönetim kurulu üyelerinin, bu görevlerinin yanında ayrıca şirket içerisinde hizmet akdine bağlı olarak çalıştırılmayı gerektirir bir görevi de yapmaları halinde bu kişiler Kanunun 4/1-a maddesi gereği sigortalı olacaklarıdır.
SONUÇ
I. Anonim şirkete ortak yönetim kurulu üyeleri Kanunun 4. Maddesinin birinci fırkasının b bendinin 3 numaralı altbendi hükmü gereği zorunlu sigorta kapsamındadırlar. Bunların Bağ-Kur’lu olmaları gerekir.
II. Ancak şirkete ortak olmayan yönetim kurulu üyelerinin, şirket tüzel kişiliği ile aralarındaki ilişkinin vekâlet akdine tabi olması nedeniyle -aralarında bir hizmet akdi bulunmamasının doğal sonucu olarak- Kanunun 4. maddesinin birinci fırkasının a bendinin hükmü gereği zorunlu sigorta kapsamında değerlendirilemezler. Ayrıca bu kişiler Kanunun 4. maddesi ile düzenlenen zorunlu sigortalılık statülerinin kapsamında da değillerdir.
III. Son olarak, şirkete ortak olmayan yönetim kurulu üyelerinin bu görevlerinin yanında ayrıca şirket içerisinde hizmet akdine bağlı olarak çalışmaları halinde bu kişiler Kanunun 4/1-a maddesi gereği sigortalı olacaklarıdır.
ÖZET
I. A.Ş.’DE ORTAK: Bağ-Kur’lu olması gerekmez!
II. A.Ş.’DE ORTAK ve YÖNETİM KURULU ÜYESİ: Bağ-Kur’lu olması gerekir.
ÖZEL DURUM: 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111Yasa ile 5510/53. Mad.’de yapılan değişiklik sonrası 4/a (SSK) sigortalılığı 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığına üstün hale geldiğinden işverenler diğer başka bir işyerinde 4/a kapsamında çalışabilecekler ve bu çalışmalarından dolayı 4/a (SSK) statüsünde sigortalı olabileceklerdir.
Kısaca; Başka bir işyerinde SSK’lı olan işverenler artık kendi işyerinden 4/b (Bağ-Kur) sigortalısı olmak zorunda değildir.
III. LTD.ŞTI. Ortak: Bağ-Kur’lu olması gerekir.
IV. A.Ş.’DE ORTAK DEĞİL, SADECE YÖNETİM KURULU ÜYESİ: Sigortalı olması (Bağ-Kur ya da SSK’lı olması) gerekmez!
V. A.Ş.’DE ORTAK DEĞİL YÖNETİM KURULU ÜYESİ ve ÇALIŞIYOR: SSK’lı olması gerekir!

 
Teşekkür ederim sn.sedat2241
İltiniz deki "IV VE V İLE İLGİLİ AÇIKLAMA"olayımız bağlamında sgortalılık yönünden fikir veriyor,
Yaşlılık aylığı yönünden(yani kesilip kesilmiyiceği)noktasında olayımız 5335 M.30 ve bu maddenin"e"bendi kapsamında değerlendirilebilir mi?
 
Teşekkür ederim sn.sedat2241
İltiniz deki "IV VE V İLE İLGİLİ AÇIKLAMA"olayımız bağlamında sgortalılık yönünden fikir veriyor,
Yaşlılık aylığı yönünden(yani kesilip kesilmiyiceği)noktasında olayımız 5335 M.30 ve bu maddenin"e"bendi kapsamında değerlendirilebilir mi?
Rica ederim
Yaşlılık aylığı kazanılmış bir haktır kesileceğini düşünmüyorum. ( Tabi maaş haciz vs. farklı konular yoksa)
 
Son düzenleme:
Peki Çalışan devlet memuru(657 tabi kimse) y.kurulu üyesi olabiliyor mu,olur ise mevzuata göre durum ne olur?
 
Peki Çalışan devlet memuru(657 tabi kimse) y.kurulu üyesi olabiliyor mu,olur ise mevzuata göre durum ne olur?
ÖZET: Devlet memurunun anonim veya limited şirket ortağı olup olamayacağı hususunda.(12/02/2014-506)

Bakanlığınızda 657 sayılı Kanuna tabi görev yapan personelin anonim veya limited şirket ortağı olup olamayacağı hususunda görüş talep eden ilgi yazı incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında "Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç). Memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir iş yerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamaz.
Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri ile özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın dışındadır." hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar." denilmekte, aynı Kanunun 124 üncü maddesinde "Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır." hükmü ve 125 inci maddesinin birinci fıkrasında da "Ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir." hükmü yer almakta olup, bu hükümlerden anlaşılacağı üzere anonim ve limited şirket tüzel kişi tacir sayılmakla birlikte sermaye hissedarları bu sıfatlarından dolayı tacir sayılmamaktadır.
Ayrıca, anonim şirkete ilişkin 6102 sayılı Kanunun 365 inci maddesinde "Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Kanundaki istisnai hükümler saklıdır." ve 367 nci maddesinde "Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler..." hükümlerine, limited şirkete ilişkin olarak da aynı Kanunun 623 üncü maddesinin birinci fıkrasında "Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir." hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde, anonim şirketin esas sözleşmesinde veya limited şirketin şirket sözleşmesinde şirketi idare ve temsil edecek kişiler arasında sayılmamak ve bu şirketlerin yönetimi ile denetiminde de görev almamak kaydıyla 657 sayılı Kanuna tabi Devlet memurunun anonim veya limited şirket ortağı olmasında yasal açıdan bir sakınca olmadığı değerlendirilmektedir.


 
a-yaşlılık aylığı kesilir mi?
b-sgortalı olması zorunlu mu?
c-aldığı ücretten kesinti olur mu?
d-bu şirketin aş. veya ltd.şt.olması "a","b","c"şıklarında değişiklik/farklılık gündeme gelir mi?
Kesin olmamakla birlikte olayımıza ilişkin edindiğim düşünce:
a-hayır!
b-hayır
c-hayır!(ayrıca ücret noktası sanırım gelir vergisi yönünden de irdelenmeli)
d-göstermez!
bu cevapların yasal dayanaklarını uzmanı gibi izah edemem(alanım değil)
Yasal boyutları ile katkı sunan olursa kesinleştirebiliriz.
 
"Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar."

Şeref abi 5335 sayılı kanunun 30 ncu maddesi bu şekilde.

"sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda" ifadesine bakmak lazım. Bu şirketler birer kamu tüzel kişiliğidir yani kamu kurumudur. Bunun şartı sermayesinin tamamının veya en az %50 sinin bir kamu tüzel kişisine yani bir belediye veya bir il özel idaresine ait olması gerekir. (İl özel idareleri de şirket kurabilir).

Şayet bu şart sağlanmamış ise ortada bir mahalli şirket değilde kamu tüzel kişisinin belli oranda ortak olduğu bir şirketten başka bir şey yoktur.

şahşen emekli aylığı net olarak kesilmez diyemiyorum
 
Peki Çalışan devlet memuru(657 tabi kimse) y.kurulu üyesi olabiliyor mu,olur ise mevzuata göre durum ne olur?

Yönetim kurulu üyesi olabilir mi? onu bilmiyorum, bunun yanında Memurluk bir meslek olarak kabul edilmiştir. Bunun sebebi ise memuru o günkü siyasi iktidara karşı korumaktır, yani o gün iktidarda olan hangi siyasi parti olursa olsun memurların görevlerinde kalmaları amaçlanmıştır.

memurun görevi asli ve sürekli kamu hizmeti görme niteliğindedir. o yüzden kanun, memurun kendi mesleği dışında bir başka işle uğraşıp dikkatini dağıtmaması, tüm yeteneğini, bilgisini, becerisini asli ve sürekli kamu hizmetine adamasını amaçlayarak gelir getirici veya onu memurluk mesleği dışında meşgul edici işlerden uzak tutmayı arzu etmiştir. Bunlara, insan sağlığı olduğu için doktorlara bir ayrıcalık getirmiş hastahane görevi dışında özel muayenehane açabilme izni vermiş, birde sebebini şuan hatırlamıyorum kimyager ve fizikçilere böyle bir ayrıcalık tanınmıştır.

Memur esnaf veya tacir sayılacak bir faaliyette bulunamaz böyle görevler alamaz, y. kurulu üyeliği memura tacir veya esnaf sıfatı yüklüyor ise olamaz.
 
"Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar."
Teşekkür ederim Ferruh kardeşim.
Bu fıkra anılan maddenin 2 ci fıkrası(3.fıkrası da mevcut)
3 cü fıkradan sonra;
"Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri;
e-Sadece toplantı ve huzur ücreti ya da hakkı ödenen görevleri yürütenler ile yönetim ve denetim kurulu üyeliği ücreti karşılığında görevlendirilenler,
Hakkında uygulanmaz."
şeklindedir.
Yanılıyor olabilirim ama çözümün istisna olarak belirtilen "e"bendi kapsamı içinde olabileceği + "e"bendine ilave olarak olayımız daki kimsenin "vekalet akdi"ne tabi olması + sadece toplantı başına huzur hakkı alacak olması halinde, 4/A sgortalı olma ve yaşlılık aylığının kesilme durumlarının olmayabileceği görüşündeyim.
 
Olayımızda ki kimse;
dediğim gibi olması halinde(eğer olur/oluyor ise)hiç 4/A sgortalısı da olmaz/olamaz değil,yine de olabilir(özellikle 6331 yani isg yönünden de olmasında yarar var)olur ise (bu takdirde tüm sgorta kollarına tabi olacağından) zaten yaşlılık kesilir,bu nokta ayrı konu.(konumuzu sadece olayımızdaki kimse üzerinden değerlendiriyoruz)
 
Siz sağolun abi estafurullah,

şirketi yönetim kurulu veya denetim kurulu üyeliğinde görevlendirilir ve bu görevine bağlı olarak huzur hakkı veya huzur ücreti adı altında ücret alır ise,

Bu görevlerin kapsamına bilmiyorum, yani bir şirketin yönetim kurulu veya denetim kurulundaki kişi ne iş yapar, EGO, ASKİ, İETT gibi kamu kurumlarında yönetim kurulu üyeliği vardır fakat bunların statüleri belediye şirketlerinden farklılık gösterir.

Belediye şirketleri mal, hizmet ve yapım işleri ile alakalı alımlarında 4734 sayılı kamu ihale kanunu na tabidirler. Yani harcadıkları para kamu kaynağıdır, bu harcamalarada imzası olanlar kamu kaynağının etkili verimli harcanmasından sorumludurlar,
belli kriterleri sağlayan belediye şirketleri (çalışan sayısı 125 , cirosu ...... TL gibi kriterleri tam bilmiyorum) bağımsız denetime tabidirler, yani bunların bir tarafı kamuya bir tarafı ticari kanunları dayalı

ilgili fıkralar muafiyet getiriyor evet fakat dediğim gibi kamu kurumu niteliğindeki belediye şirketinde denetim veya yönetim kurulu üyesinin hukuki durumunu bilmiyorum.

o yüzden kesin olarak kesilmez/kesilir diyemiyorum.
 

Benzer konular

Üst