İ
İrem35
Ziyaretçi
Bir meslektaşımızın açmış olduğu bu davaya hepimiz destek verelim.
403 Seri No.lu VUK Genel Tebliği ile bilanço esasına tabi mükelleflere 2010 yılı ve takip eden dönemler için elektronik ortamda ?kesin mizan bildirimi? verme zorunluluğu getirilmiş ve söz konusu bildirimlerin gönderilmesinde uyulacak usul ve esaslar ile cezai ?yaptırımlar? belirlenmiştir.
403 nolu VUKGT iptali için odalarımızın ilgilen(e)mediği dava 21.03.2011 tarihi itibariyle açılmıştır.
Ancak, çalışma sırasında bir şey AÇIĞA çıktı. Çok kısa özet olarak;
Bakanlığın bilgi istemesinin BİR SINIRI olmalıdır. Bu sınır hiç bir zaman vergi incelemesine başlamanın sınırını AŞMAMALIDIR.
(Kişisel verilerin otomatik işlemden geçirilme sürecinde bireylerin korunması hakkında sözleşme) imzaya açılmış ve Türkiye tarafından da gecikmeksizin imzalanmıştır. Sözleşme daha sonra 1986?da yürürlüğe girmiştir. 108 Nolu Sözleşme kişisel verilerin korunması konusunda genel ilkeleri tespitle yetinmektedir. ?
? Otomatik işleme tabi tutulacak veriler, ilgilinin kişiliğine saygı temel alınarak ve yasal biçimde toplanmış olmalıdır. Kanunla sınırlı ve belli amaçlarla toplanmış olmalı ve amaç dışı kullanılmamalıdır. Sadece amaca elverişli, yeterli bilgiler toplanmalıdır. Nerede kullanılacağı bilinmeksizin, aşırı bilgi toplanmamalıdır. Bilgiler doğru ve güncelleştirilmiş olmalı ve öngörüldüğü amaca hizmet edecek süre boyunca saklanmalıdır.?
Ve hiç kimse, Anayasanın 20/3 ile kendisi hakkında BAKANLIĞA TİCARİ SIRLARINI VERMEK ZORUNDA DEĞİLDİR.
Rızası dışında vermiş ise de; Danıştay 4.Daire. E:1983/477, K: 1983/9145 sayılı karar örneğinde de görüleceği üzere, özetle ?istihbarat arşivindeki gizli fişlerin, ilgilinin herhangi bir faaliyeti veya kazancına ilişkin inceleme veya yoklama yapılmaksızın vergi tarhiyatına dayanak alınamayacağı hk?
Yani Ba-Bs lere veya yarın kesin mizanlara dayanarak cezalı tarhiyat yapamazlar.
Anayasanın 20. maddesine eklenen ve son referandum ile kabul edilen ?Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.? hükmüne ve temel insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır.
-------------
Bu yönü ile TÜRMOB ve odalarımız; insan haklarının alanımızdaki izdüşümü olan mükellef haklarının ihlaline göz yumduklarının farkında bile değillerdir.
Yukarıda açıklanan ve sayın heyetinizce re?sen dikkate alınacak diğer nedenlerle;
01. Maliye Bakanlığınca, 19.01.2011 tarih ve 27820 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış 403 Seri No.lu VUK Genel Tebliği iptali için, 2575 sayılı DANIŞTAY KANUNU?NUN 24.1.c) uyarınca, görevli olduğunuz uyuşmazlık nedeniyle, davamın kabulüne,
02. 2577 sayılı, İYUK?nun 2.1.a. hükmünce iptaline,
03. 213 sayılı VUK?nun mükerrer 257. maddesinin (1) ve (4) bendleri ile Maliye Bakanlığı?na ?usul ve esasları belirleme? konusunda verdiği sınırsız yetkilerin (usullerle) sınırlandırılmasına,
04. Yine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun ?Bilgi Vermekten Çekinenler İle 256, 257. ve Mükerrer 257 nci madde hükmüne Uymayanlar İçin Ceza? başlıklı mükerrer 355. Maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının iptali için, Anayasa?nın 2., 10., 13., 20.,38., 73. ve 125. maddelerine aykırı olduğu iddialarımın, değerlendirmesine, Anayasanın 152/1. Maddesine göre, Anayasa Mahkemesine başvurulmasına,
karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 21.03.2011
403 Seri No.lu VUK Genel Tebliği ile bilanço esasına tabi mükelleflere 2010 yılı ve takip eden dönemler için elektronik ortamda ?kesin mizan bildirimi? verme zorunluluğu getirilmiş ve söz konusu bildirimlerin gönderilmesinde uyulacak usul ve esaslar ile cezai ?yaptırımlar? belirlenmiştir.
403 nolu VUKGT iptali için odalarımızın ilgilen(e)mediği dava 21.03.2011 tarihi itibariyle açılmıştır.
Ancak, çalışma sırasında bir şey AÇIĞA çıktı. Çok kısa özet olarak;
Bakanlığın bilgi istemesinin BİR SINIRI olmalıdır. Bu sınır hiç bir zaman vergi incelemesine başlamanın sınırını AŞMAMALIDIR.
(Kişisel verilerin otomatik işlemden geçirilme sürecinde bireylerin korunması hakkında sözleşme) imzaya açılmış ve Türkiye tarafından da gecikmeksizin imzalanmıştır. Sözleşme daha sonra 1986?da yürürlüğe girmiştir. 108 Nolu Sözleşme kişisel verilerin korunması konusunda genel ilkeleri tespitle yetinmektedir. ?
? Otomatik işleme tabi tutulacak veriler, ilgilinin kişiliğine saygı temel alınarak ve yasal biçimde toplanmış olmalıdır. Kanunla sınırlı ve belli amaçlarla toplanmış olmalı ve amaç dışı kullanılmamalıdır. Sadece amaca elverişli, yeterli bilgiler toplanmalıdır. Nerede kullanılacağı bilinmeksizin, aşırı bilgi toplanmamalıdır. Bilgiler doğru ve güncelleştirilmiş olmalı ve öngörüldüğü amaca hizmet edecek süre boyunca saklanmalıdır.?
Ve hiç kimse, Anayasanın 20/3 ile kendisi hakkında BAKANLIĞA TİCARİ SIRLARINI VERMEK ZORUNDA DEĞİLDİR.
Rızası dışında vermiş ise de; Danıştay 4.Daire. E:1983/477, K: 1983/9145 sayılı karar örneğinde de görüleceği üzere, özetle ?istihbarat arşivindeki gizli fişlerin, ilgilinin herhangi bir faaliyeti veya kazancına ilişkin inceleme veya yoklama yapılmaksızın vergi tarhiyatına dayanak alınamayacağı hk?
Yani Ba-Bs lere veya yarın kesin mizanlara dayanarak cezalı tarhiyat yapamazlar.
Anayasanın 20. maddesine eklenen ve son referandum ile kabul edilen ?Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.? hükmüne ve temel insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır.
-------------
Bu yönü ile TÜRMOB ve odalarımız; insan haklarının alanımızdaki izdüşümü olan mükellef haklarının ihlaline göz yumduklarının farkında bile değillerdir.
Yukarıda açıklanan ve sayın heyetinizce re?sen dikkate alınacak diğer nedenlerle;
01. Maliye Bakanlığınca, 19.01.2011 tarih ve 27820 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış 403 Seri No.lu VUK Genel Tebliği iptali için, 2575 sayılı DANIŞTAY KANUNU?NUN 24.1.c) uyarınca, görevli olduğunuz uyuşmazlık nedeniyle, davamın kabulüne,
02. 2577 sayılı, İYUK?nun 2.1.a. hükmünce iptaline,
03. 213 sayılı VUK?nun mükerrer 257. maddesinin (1) ve (4) bendleri ile Maliye Bakanlığı?na ?usul ve esasları belirleme? konusunda verdiği sınırsız yetkilerin (usullerle) sınırlandırılmasına,
04. Yine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu?nun ?Bilgi Vermekten Çekinenler İle 256, 257. ve Mükerrer 257 nci madde hükmüne Uymayanlar İçin Ceza? başlıklı mükerrer 355. Maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının iptali için, Anayasa?nın 2., 10., 13., 20.,38., 73. ve 125. maddelerine aykırı olduğu iddialarımın, değerlendirmesine, Anayasanın 152/1. Maddesine göre, Anayasa Mahkemesine başvurulmasına,
karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 21.03.2011