Sevgili meslektaşım,
KDV Dahil kesilen faturalarda, KDV'nin indirilip indirilemeyeceği konusunu, sadece KDV'nun 30. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin yanlış olacağı kanısındayım.
Arkadaşlar sizin de malumunuz olduğu üzere, KDV Kanunu'nun "TESLİM VE HİZMET İŞLEMLERİNDE MATRAH" başlıklı 20. maddesinde, "Madde 20- 1. Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.
2. Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder.
3. (4369 sayılı Kanunun 82/5-c maddesiyle 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.) (*)
4. Belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile bedelin biletle tahsil edildiği hallerde tarife ve bilet bedeli Katma Değer Vergisi dahil edilerek tespit olunur ve vergi müşteriye ayrıca intikal ettirilmez. " kdv'nin matrahına nelerin dahil olduğu, bu maddenin 4. fıkrası ile KDV Kanunu'nun 23. maddelerinde, KDV'nin dahil olarak hesaplanacağı hükümleri yer almaktadır. Yukarıdaki maddeler göz önüne alındığında, Belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile bedelin biletle tahsil edildiği hallerde tarife ve bilet bedeli KDV Dahil edilerek tespit olunur.. denilerek, bazı hallerde KDV'nin dahil olarak hesaplanabileceğini belirtmiştir. Bedeli belli bir tarifeye göre olan işlere, Muhasebecilik-Müşavirlik, Avukatlık hizmetleri ile, tiyatro, sinema vs. biletleri ile girilen yerlerde verilen hizmetler örnek verilebilir. Yani bu gibi işlerde faturanın kdv dahil olarak kesilmesi yasanın 4. fıkrasının bir emridir. Yani bu tip hizmetler karşılığında kesilen fatura/Serbest meslek makbuzunun KDV Dahil olarak düzenlenmesi zorunludur. Bu hizmetleri alan mükelleflerin ise, faturadaki KDV Tutarını
İNDİRMESİ, GİDER YAZMASI, MALİYETE EKLEMESİ PROBLEM OLACAKTIR yani yasa aşağıda belirteceğim maddelerle sonradan kendisi ile çelişebilecektir.
Yine aynı Kanun'un 34. maddesindeki, "Madde 34- 1. Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir." hükmü ile yukarıdaki kanun maddesi arasındaki hüküm birbiriyle tamamen çelişmektedir.
Yine KDV Kanunu'nun 58. maddesinin, "Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefçe indirilebilecek Katma Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez." , VUK'nun 262. maddesinde düzenlenmiş olan "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.", GVK ve KVK'nun matrahtan indirilecek giderlerle ilgili hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, ortaya, indirilemeyen KDV'lerin maliyet veya gider olarak değerlendirilebileceği ortaya çıkmaktadır.
Ancak, Katma Değer Vergisi niteliği itibariyle, her bir katma değer üzerinden alınan bir dolaylı vergi türüdür. Yukarıdaki durum verginin bu niteliğine aykırı bir görüntü sergileyecektir. Yani malın bedeli kdv kadar artacak, bir sonraki aşamada ise vergi bu tutar üzerinden hesaplanacaktır ki vergi kesinlikle mükerrer olacaktır. Yani bir A malından, 1 lira kdv alınması gerekirken, bu malın fiyatının kdv kadar artaracak, farzedelim ki 1,2 lira olması nedeniyle kdv matrahı bu yeni tutar olacak ve dolayısıyla vergi mükerrerliğine yol açacaktır. Yani KDV'nin indirim mekanizması devre dışı kalacaktır ki bu da yasanın amacına aykırıdır.
Yine aynı şekilde, satıcıların dikkatsizliği veya diğer nedenlerden dolayı alınan faturalarda, kdv tutarının gösterilmemesi nedeniyle mükellefin kdv tutarını otomatikman malın ve hizmetin maliyetine atması gibi bir durum ortaya çıkacaktır ki bu da maliyetlerin normalinden daha fazla olarak yansıtılması sonucunu, dolayısıyla VUK'nuna göre malın olması gerekenden daha yüksek bir bedelle gösterilmesi durumuyla karşılaşılacağından, vergi ziyaına neden olunur ve cezai yaptırıma neden olabilecektir. Veya bu durumun aksi halinde, mükellefin bu işi kar/zarar durumunu, keyfiyete göre belirlemesinin önü açılacaktır ki, buna da hiçbir yasanın cevaz verdiğini sanmıyorum.
Sonuçta VUK'nun 3/B "İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır." hükmüne göre, faturanın dahil/hariç kesilmesinin bir öneminin olmaması ve mükelleflerin iç yüzde veya başka yöntemlerle kdv'leri ilgili faturalardan tespit edebilmesi ve bunu da indirilecek kdv olarak dikkate alması gerekmetedir. Ancak, bu konuda bir yasal düzenleme yapılır veya maliye bakanlığınca bir tebliğ yayınlanırsa, mükellefler ve biz meslek mensuplarına epeyece bir rahatlık sağlanacaktır.
Arkadaşlar, Ancak, böyle bir düzenleme henüz mevcut olmadığından, benim naçizane kişisel görüşüm/tavsiyem, birkaç küçük tutarlı faturalarda mükellefe bu durumun izah edilmesi, bundan sonra aldığı faturalarda ise kesinlikle fatura vb. evrakta KDV'nin ayrı olarak yazılmasını önermeniz/gerekirse bu faturanın düzeltilmesini sağlamanızdır.