calışma bakanlığın acıklaması ve yargıtay kararı paylaşıyorum ayrıca ilginize teşekkür ediyorum benim takıldım konu aslında zam değil ücretin korunması asgari üstü ücret korunmuyor işveren bu durumda işçinin maaşında indirime gitmiş oluyor
YAPILAN YANLIŞ, HUKUKA AYKIRI
Ancak bazı işyerlerinde net ücretle çalışanlardan AGİ kadar tutar kesilirken, vergi muafiyeti kaynaklı artışın maaşlara yansıtılmadığı belirtiliyor. Bu konu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e de soruldu. İş Kanunu’nun 62’nci maddesine göre AGİ kesintisinin yapılamayacağına dikkat çeken Bilgin, “Kanunlar ‘ücretler geriye gidemez’ diyor. Brüt maaş alsaydınız size o parayı vereceklerdi. İşveren böyle bir kesinti yapamaz. Hukuka aykırı. Yanlış hesaplama yapıyorlar, kanun çok açık” dedi.
Toplu Sözleşme – İş Sözleşmesi Olmasa da İşveren Enflasyon Zammı Yapmak Zorunda
İşyeri toplu iş sözleşmesi kapsamında değilse, işçi – işveren arasında ücret artışı ve enflasyon farkının ücrete yansıtılması konusunda herhangi bir anlaşma da yapılmamışsa (bu konuda sözleşme de yoksa), bu durum işverenin işçinin ücretine / maaşına zam yapmak zorunda olmadığı, enflasyon farkını işçinin ücretine/maaşına yansıtmak zorunda olmadığı anlamına gelmez.
Nitekim Yargıtay 22. Hukuk Dairesi bir kararında;
“Ülkemiz gibi henüz enflasyonla mücadelenin devam ettiği yılda en az bir kez hatta zaman zaman yılda iki kez asgari ücretin devlet eliyle artırılarak belirlendiği durumlarda işçinin ücretinin asgari ücretin altında olmadığı düşüncesiyle artırılmaması objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz.Zira işçi işe başlarken mesleki kıdemi tecrübesi dikkate alınarak yüksek ücretle işe başlamış hayatın olağan akışı gereği sözleşmenin kuruluşundaki şartları korumak saiki ile yıllar içinde ücretine zam yapılmasını beklemek hakkıdır.Salt yazılı bir sözleşme ile ücret artışının başlangıçta kararlaştırılmamış olması yada yazılı bir sözleşme yapılmamış olması sebebiyle işçinin aynı ücretle uzun yıllar çalışmaya zorlanması kabul edilemez.
İşletmelerin ve çalışma hayatının devamlılığı ve sürdürülebilirliği açısından kural olarak işverenin işçiye ücret zammı yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak iş sözleşmesinin taraflara karşılıklı olarak haklar bahşedip, borçlar yüklemesi de gözetildiğinde nasıl işveren ücret artışına zorlanamaz ise işçi de aynı ücretle uzun süre çalışmaya zorlanmamalıdır. Asgari ücretle çalışan bir işçinin bile aldığı ücret miktarı, devlet eliyle yapılan düzenlemeler nedeniyle her yıl düzenli olarak artmakta iken İşçinin uzun süre salt ücreti, asgari ücretin altına düşmediği düşüncesiyle aynı ücretle çalışmaya katlanması beklenmemelidir. Aksinin kabulü halinde sözleşmesinin kuruluşunda belirlenen ücret enflasyon sebebiyle eriyecek çalışanın hayat standardını düşürecek, emsali olan bir işçinin aldığı ücretinin altında bir ücretle çalışmaya zorlanacaktır. Bu durum çalışan yönünden iş şartlarının uygulanmaması niteliğinde olup 4857 sayılı Yasanın 24/II-f bendi gereğince haklı fesih imkanı vermelidir.”
ifadelerini kullanmıştır. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2017/5909 E., 2017/5823 K.)
Yargıtay’ın söz konusu kararından da anlaşılacağı üzere, işçi – işveren arasında ücret/maaş artışı konusunda hiçbir anlaşma / sözleşme olmasa bile, eğer işçi asgari ücretten yüksek bir ücretle çalışıyorsa, işveren işçiye düzenli zam yapmasa bile en azında enflasyon farkını ücretine/maaşına yansıtmak zorundadır. Çünkü bu durumda işveren işçinin maaşına zam yapmış sayılmayacak, sadece alım gücü yönüyle işçinin ilk işe girişindeki ücreti korunmuş olacaktır.