fonradar

Araç Satışında Ayrılmayan Amortismanın Durumu.....

beyler neden üzerinize alındınız anlamadım.ben isim vererek birini rencide mi ettim...bu başlık altına cevap yazan kimseye hakaret içeren bir söz kullanmadım.Gereksiz alınganlık göstermişsiniz.Aşk olsun :)

Bakınız burada çok enterasan şeyler yazıyor....Denetim esnasında matrah farkı çıktı diyor...Okuyun bakalım ne diyeceksiniz...Sayın M.Kemal....Bu linkte de sizin adınız var...Herhalde aynı kişisiniz....Neyse...Aynı kişiyseniz bilginiz vardır zaten...Diğer arkadaşlar bakabilir

http

Sayın M.Kemal...Ah be güzel kardeşim....Alınmak olur mu hiç...Olur mu?...Ben sana mı saydım sandın o kadar lafı...Ya da Sayın Oğuzoğluna mı...Aşk olsun.Aşk olsun yahu...Ben kanun koyuculara söylendim....O da gerçekte varolan birine değil, böyle biri varsa diye...Siz kanun koyucu değilsiniz ki kuzum....Aşk olsun...

Sayın Tamer Başkan....Soyadım Karalkoç değil, Karakoç....Düzeltin lütfen....Ya da cevabıma yaptığınız gibi ******* koyun....Görüntü pek te hoş değil....
 
Merhabalar

Sayın Kurdoğlu her gün foruma bakamadığım için bana yönelttiğiniz soruya bu güne kadar cevap veremedim. Bu gün bakabildim ve bazı cevaplar verdim.

Sizin sorduğunuz “bunları ben mi dedim?” Şeklindeki sorunuza vereceğim cevap yazı içinde de geçtiği gibi maalen anlaşılan fikirdir. Yoksa aynen söylediğinizi iddia etmedim. Eğer maalen anladığım yanlış değilse (ki yazınızdan benim anladığım budur) mesele yoktur.

Konunun muhasebe standartlarına dayandırılarak izah edilmeye çalıştığına şahit oluyorum. Ancak, ortada aksini söyleyen parlamentonun iradesi (Kanun) dururken idari tasarruflara itibar etmek nafile uğraş olur.

Aşağıda VUK. 328. maddesinin ilgili iki fıkrasını aldım. Görüldüğü gibi bunlar amir hüküm mahiyetindedirler. Yani uyulması ihtiyari olmayan hükümlerdir. Diğer taraftan yoruma yer vermeyecek kadar açıktır. Bu nedenle bunun artık münakaşası yapılamaz.. Kanun ne derse odur.

Kod:
  Amortismana tabi malların satılması:

  Madde 328- (Değişik birinci fıkra: 30.12.1980-2365/56 md.)  Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler. 

  Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.
------------------------------
 
beyler ayıp oluyo ama...ben buraya link veriyorum arkadaş neden siliyorsunuz....

Not : Sayın KARAKOÇ Forum Kurallarına gereğince diğer sitelere link vermek yasaktır ve lütfen gayet güzel giden bir tartışmada konuları kişiselleştirmeyelim.

Forum Kuralları
 
amortismanlar hakkında
Yazanlarda Mesaj << Önceki Konu | Sonraki Konu >>

hidden
Yeni Kullanıcı



Kayıt Tarihi: 09-Mart-2005
Ülke: Turkey
Gönderilenler: 2
Gönderen: 09-Mart-2005 Saat 20:55 | Kayıtlı IP

--------------------------------------------------------------------------------


Değerli Arkadaşlar

2003 ve daha önceki yıllar için ayrımamış amortismanlar ayrılmış olarak kabul edilecektir ama 2004 ATİK lerden amortisman ayırmayabilirmiyiz yani bu sadece ilk uygulamaya ilişkinmi

Teşekkürler

Ahmet TANER



__________________
ahmet
Yukarı Dön

Mustafa Gülşen
Yönetici



Kayıt Tarihi: 03-Şubat-2004
Ülke: Turkey
Gönderilenler: 1279
Gönderen: 10-Mart-2005 Saat 00:01 | Kayıtlı IP

--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Taner,

Anladığım kadarıyla sorunuza cevap vermeye çalışayım. Hatalı bir tarafı olursa umarım üstadlar uyarır.

Daha önce bir sorunun cevabını aradım. Bu sitede ve diğer sitelerde, oda olmadı maliyede."Amortisman ayırmadığımız duran valıkların satılması durumunda, ayırmadığımız yılların amortismanları ayrılmış kabul edilip varlığın satış bedelinin tamamı kar mı olur" diye.

Yani eski uygulamayı tartıştım. Çoğu meslektaşım, ayrılmayan amortismanı gidere yazmadığımız içinde satarken niye kara atalım diyor, diğer görüşde tam tersine ayrılmış kabul edilirdiyor. Kanun size hak tanımış. Siz bunu kullanmamışsınız. Düşseydiniz. gibi yorumlar okudum.

Ardından bir meslektaşım, işyeri kapanan bir işletmenin duran varlıklarından hiç amortisman ayırmamış. Kapatma tarihinde faturalarını kestirmiş. Ayrılmayan amortismanlarla ilgili işlem yapmamış. Denetimde bu yüzden yüksek matrah farkları çıkmış.

"Hak tanınmış, siz düşmemişsiniz!" denilmiş.

Benim görüşüm, üstteki açıklamalardan sonra 2004 yılında amortisman ayırmamış olsanız bile, gidere yazmamış olsanız bile aracı satarken ayrılmış kabul ediniz. Şimdi ayırıp, ayırmama kararı verirken ilerde kar çıkacağını göz önüne almak gerekiyor.

Ben de kar çıksın diye ayırmıyordum. Fakat matrah farkı çıkıpta bundan sorumlu tutuluncaya kadar işletme zarar etsin daha iyi. Bu sorunu mali idare çözmeli diye düşünüyorum.

Saygılarımla.









Düzenleyen Mustafa Gülşen 10-Mart-2005 Saat 00:02

__________________
Saygılarımla,
Mustafa GÜLŞEN
Yukarı Dön

hidden
Yeni Kullanıcı



Kayıt Tarihi: 09-Mart-2005
Ülke: Turkey
Gönderilenler: 2
Gönderen: 10-Mart-2005 Saat 09:56 | Kayıtlı IP

--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Gülşen

Katıldığım bir çok seminerde ayrılmamış ama ayrılmış kabul edilen amortismanların nazım hesaplarda takip edilmesi ve ATİK lerin satışında maliyete eklenmesi görüşü hemfikirdir, benim fikrimde bu görüştedir. ama sonuçta sadece bir görüş net birşey yok.

Benim asıl öğrenmek istediğim 2004 döneminde amortisman ayırmazsam yinede ayrılmış gibi gösterip düzeletmeye tabi tutacakmıyım. İlginiz için teşekkürler

Ahmet Taner





__________________
ahmet
Yukarı Dön

mkemal
Üye



Kayıt Tarihi: 08-Mart-2005
Ülke: Turkey
Gönderilenler: 42
Gönderen: 10-Mart-2005 Saat 16:24 | Kayıtlı IP

--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Taner,

Sayın Gülşen'in tedbirli önerileri yerindedir.Konu hep farklı sonuçlar doğuracak şekilde yorumlanıp uygulanacak görünüyor.

Konu ile ilgili evvelce hazırladığım yazıyı aşagıya alıyorum.

Saygılarımla

M.Kemal EKİCİ-SMMM

---------------------

Mustafa Kemal EKİCİ

SMMM

[email protected]



SÜRESİNDE AYRILMAYAN AMORTİSMANLAR ENFLASYON DÜZELTMESİ NEDENİYLE TAMAMLATTIRILABİLİRMİ?



Yazımızın konusunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre ayrılabilecek amortismanların süresinde ayrılmaması veya eksik ayrılması halinde, enflasyon düzeltmesi yapılırken tamamlatılıp tamamlatılamayacağı bunun yasal dayanağının bulunup bulunmadığı oluşturmaktadır.



I – AMORTİSMAN MEVZUU:



1- Amortisman Nedir?



Kısaca, Amortisman 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 313’üncü maddesinde tanımlanan İktisadi Kıymetlerin müteakip maddelerde yer verilen hükümlere göre yok edilmesidir. Yani Aktife alınan İktisadi Kıymetlerin yıpranma, aşınma vb. şekillerde değer yitirdikçe kısım kısım mamül maliyetlerine alınması/giderleştirilmesidir diyebiliriz.



2- Amortisman Ayırmak Zorunlumu?



Yine Vergi Usul Kanunumuzun Amortisman mevzuu ile ilgili tüm hükümleri birlikte değerlendirildiğinde vergi mevzuatımız açısından amortisman ayırmanın zorunlu olmadığını söylemek mümkündür.



Hatta 320’nci maddenin son fıkrasının;

“Amortismanın herhangi bir yıl yapılamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz” hükmüne göre böyle bir ihtiyariliğe dolaylı olarak izin verildiğini söylemekte zor değildir.



KDV’siz veya düşük KDV’li girdiler nedeniyle Yüksek KDV’den kaçınan bu nedenle kayıtdışı işlemelere yönelen işletmeler bu nedenle oluşan zararlarını azaltmak ve Son 2-3 yıldır daha da belirginleşen vergi mükelleflerinin zarar beyan etmemeleri ya da yeterince kar beyan etmeleri aksi halde incelemeye alınacakları yolundaki telkin ve uygulamalarda muhasebe ilkelerinin daha fazla bir kenara bırakılarak süresinde amortisman ayrılmamasında etkin olmuştur.



3- Amortisman Nispetleri ve Süreleri;



Amortisman oranlarının; 213 sayılı kanunun, 31.12.2003 tarihine kadar geçerli 315 ve Mük.315’nci maddeleri ile (316 ve 317’nci maddelerdeki özel durumlar dışında), %20’yi aşmamak üzere (Normal Amortisman Usulü), veya (bilanço esasına göre defter tutanların) normal amortisman oranının 2 katını ve %40’ı aşmamak üzere (Azalan Bakiyeler Usulü) serbestçe belirlenebileceği düzenlenmiştir.



Aynı kanunun 320’nci maddesinde de amortisman süresinin, normal amortisman oranının (1) rakamının mükellefçe uygulanan nispete bölünmesi ile bulunacağı açıklanmıştır.



İlk yıl/yıllarda amortisman ayrılmaması veya eksik amortisman ayrılması fakat sonraki yıllarda amortisman ayrılmak istenmesi durumunda amortisman nispet ve süresinin belirlenmesinde sonraki yıllarda nasıl belirleneceği konusunda bir sınırlama da getirilmemiştir.





II – ENFLASYON DÜZELTMESİNDE SÜRESİNDE AYRILMAYAN AMORTİSMANLARIN DURUMU:



1- Enflasyon Düzeltmesi Hükümleri Ve Ayrılmamış Amortismanların Yasal Durumu:



5024 sayılı kanunla 213 sayılı kanunda birtakım değişiklikler yapılmış ve bazı maddeler eklenmiştir. Konumuzla ilgili olanları şunlardır;



1- 213 sayılı kanunun amortismanlarla ilgili, 315, Mk.315’inci maddelerinin değiştirilmesi 319’uncu maddesinin kaldırılması ve,

2- 213 sayılı kanunun Mük.298’inci maddesinin değiştirilmesi ile 01.01.12004 tarihinden geçerli olmak üzere Geçici 25’inci maddenin eklenmesi.



Bu maddelerin hiçbirisinde enflasyon düzeltmesi ile ilgili düzenlemelerin amacına uygun olarak yer alması gereken (evvelce benzer sorun nedeniyle değişiklikler öncesi Yeniden Değerleme hükümlerini içeren Mük. 298’inci maddede yer verildiği gibi) “enflasyon düzeltmesi hükümlerinin uygulanması sırasında 320’nci maddenin son fıkrasına göre ayrılmış sayılan amortismanlar da fiilen ayrılmış kabul edilir” şeklinde bir hükme yer verilmemiştir.



Bu boşluk 328 sıra numaralı Vergi Usul Tebliği’nin VIII. Bölümü ile Maliye Bakanlığı’nca tabiri caizse sessiz sedasız doldurulmuştur. Akabinde yayımlanan sirkülerde bu konuya ilişkin açık bir düzenleme yapılmamış örnek dahi verilmemiştir. Bakanlığın taslak olarak yayınladığı ve 12.03.2005 tarihine kadar kamuoyunun görüşüne sunduğunu açıkladığı 17 numaralı sirküde ise süresinde ayrılmayan amortismanların 257 ve 698 hesaplar kullanılarak tamamlanacağı yönünde açıklamalara yer verilmiştir.



Kanaatimce 213 sayılı kanunun Mük.298’nci maddesinin 8’nci bendi ve diğer maddelerle verilen yetkiler dahil Bakanlığın böyle bir düzenleme yetkisi bulunmamaktadır.



Ancak süresinde ayrılmamış amortismanların “Ayrılmış Sayılmaması” da düzenlemenin amacını aşan bir sonuca götüreceği, enflasyon düzeltmesi ile gerçek duruma yaklaştırılmak istenen iktisadi kıymet kayıtlı değerlerinin gerçeğin çok üzerinde bir rakama ulaşacağı da ortadadır. Fakat bunun hukuken geçerli bir biçimde düzenlenmesi ise yasa maddesinde gerekli değişiklikle mümkün olabilir. Aksi halde hukuki itilafların çıkması ve genellikle idare aleyhine sonuçlanması söz kaçınılmaz olacaktır.



2-Ayrılmış Sayılan Amortismanlar:



Süresinde ayrılmamış fakat enflasyon düzeltmesi sırasında ayrılmış sayılabilmeleri için yukarıda açıklamaya çalıştığımız şekilde yasal düzenleme gerekirken, tebliğle ayrılmış sayılacağı düzenlenen eksik amortismanların, taslak sirküde düzenlendiği biçimde tamamlattırılması ise ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.



Zira başlangıçta da üzerinde durduğumuz gibi her ne kadar Muhasebe İlkelerine ve 1 numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliğine göre “Amortisman Ayırmak” zorunlu olsa da vergi kanunlarımıza göre ihtiyaridir.



O halde bu ihtiyarilik haklarını kullanan vergi mükelleflerinin, enflasyon düzeltmesi nedeniyle tebliğ ve/veya sirkülerle zamanında ayırmadıkları amortismanları tamamlamaya zorlanmaları ve bu yolla 257 hesaba aldırılan amortismanların gider yazılmadan söz konusu kıymetler satıldığında Vergi Usul Kanunu’nun 328’nci maddesi gereği gelir yazılması suretiyle vergi matrahlarının artırılması hukuki olmayacak, hakkaniyetle de bağdaşmayacaktır.



Her ne kadar bu durumdaki amortismanların Nazım Hesaplar vasıtasıyla takip edilerek İktisadi kıymetlerin satıldıkları dönemde vergi matrahından indirilebileceği yönünde bazı görüşler öne sürülse de bu görüşlere uygun açık bir düzenlemede yoktur.



3-Sonuç Ve Önerilerim:



Sonuç olarak mevcut yasal düzenlemeler “Süresinde Ayrılmamış Amortismanların” enflasyon düzeltmesi nedeniyle ayrılmış sayılmalarına dahi yeterli değildir. Yapılacak yasal bir düzenleme ile bu boşluk doldurulmalıdır. Ancak “tamamlatılarak” 257 hesaba alınmaları yasal düzenleme ile de yapılsa geçmişte verilen bir hakkın geri alınması söz konusu olacaktır. Buda o yasal düzenlemeyi tartışılır hale getirecektir.



Diğer yandan mevcut uygulamanın biran yasal olduğu düşünülse bile amortisman oranlarının ve dolayısıyla süresinin (31.12.2003 tarihine kadar aktife giren kıymetler için) mükellefler tarafından belirli oranların altında (%20-%40) serbestçe belirlenebilecek olması ise amortisman süresinin dolup dolmadığı ve süresinde ayrılmamış amortismanların tutarının ne kadar olduğu konusunu belirsizleştirmektedir.



Süresinde ayrılmamış amortismanların tamamlattırılmadan enflasyon düzeltmesinde dikkate alınması, sadece düzeltme farklarının 257 hesapta aktifleştirilmesi ve düzenlemelerin yapıldığı tarih itibariyle hiç amortisman ayrılmamış kıymetlerin amortisman sürelerinin belli edilmesi/sabitlenmesi yönünde yasal düzenleme ve uygulama yapılması kanaatimce enflasyon düzeltmesini bu yönüyle tartışılır olmaktan çıkaracaktır.
 
beyler...şu amortismanı ayrıldı kabul edin....yoksa hem murat matrah farkı yiyecek, hem de bu tartışma karakolda bitecek.... :x
 
bu arada sayın forumdaşlar........... konarak silinen cevabımda, noktalı yerde küfür içeren bir sözcük yoktu....akşamdan beri msn bi yandan özel mesajlar bi yandan....herkes soruyor ne yazdıydın diye....küfür mü ettin diyorlar...Küfür denemeyecek kadar basit birşeydi...Zihinsel bir eksikliğe vurgu yapıyodu...S....k demiştim arkadaşlar....Alacağın olsun Tamer Başkan :) ...Herkes çok ağır bir küfür ettim sanmış...Küfür etmedim dostlarım, küfür müfür etmedim...Saygılar sunarım...Haa bu forumda küçük tepeleri ben yarattım edasıyla, bana ve benim gibi genç meslek mensuplarına, stajer arkadaşlara cevap yetiştirmeye çalışan, siz ne bilirsiniz, siz daha yenisiniz yollu mesajlar yazan, bizlere verdikleri cevaplarda seviyenin dibini zorladıklarını farkettikten sonra bile bizden değil de, dengi saydıkları üstadlardan özür dileyen bazı yaşça benden ve bizlerden büyük oligark özentisi meslektaş kardeşlerimize kızmıyor değilim...Ama o ayrı konu...onun tartışma yeri burası değil...Sayın Tamer Başkan...Hocam sakın üstünüze alınmayın...Siz son derece mütevazisiniz...Alçakgönüllülük ve iyininiyet konusundaki samimiyetinize son derece güveniyorum....Söz meclisten "dışarı" !!!

şimdi geleim asıl meselemize....bunca kapışmadan sonra bir sonuca varalım artık...bu amortismanı ayıyor muyuz, yoksa ayırmıyor muyuz....
 
oktaykarakoc' Alıntı:
herkes soruyor ne yazdıydın diye....küfür mü ettin diyorlar...Küfür denemeyecek kadar basit birşeydi...
....................
....
Merhaba,
Sayın Karakoç ben de zaten küfür ettiğinizi ima edecek herhangi bir ifade kullanmadım. Sadece "hakaret" tabirini kullandım. Böyle ifadelerin forum kurallarında olmasa bile umuma açık tartışmalarda kullanılmasına karşıyım. Hepimiz medeni, eğitim görmüş insanlarız, tartışma adabını bilecek olgunluğa sahibiz. Bir an için sinirlenip hata yapsak bile hatamızı görüp özür dileyecek olgunluğa ulaştığımızada eminim. Yazmış olduklarınızı zaten üzerime alınmadım.

oktaykarakoc' Alıntı:
....................
şimdi geleim asıl meselemize....bunca kapışmadan sonra bir sonuca varalım artık...bu amortismanı ayıyor muyuz, yoksa ayırmıyor muyuz....

Evet gelelim asıl meselemize. Açıkçası kanunda bu konuda açık bir hüküm yok. Ben bu güne kadar amortisman ayırmama gibi hak (nasıl haksa) kullanmadığım için kafamı hiç yormamıştım. Ama her iki görüş lehine bir çok yorum yapabilirim. Buda vergi usul kanununun Sayın Ekici' nin alıntı yapmış olduğu 328. maddesinin bir çok maddede olduğu gibi yoruma açık bir şeklide yazılmış olması. Bu madde hakkında her iki görüş içinde yorum yapılabilir.

Son zamanlardaki kanunları yeniden kaleme alma çalışmaları sırasında bu tür ifade eksikliklerinin giderilerek yoruma gerek bırakmayacak şekilde açık bir dille yazılmasını ve yeni yasa çıkana kadar bu tür konuların en azından tereddütü giderecek şekilde tebliğler ile açıklığa kavuşturulmasını dilemekten başka yapacak bir şeyimiz kalmıyor.
 
Ben bu konudaki son sözümü söyledim...İşyerimizde de hararetli hararetli tartıştık bu konuyu...Vardığımız sonuç aynı oldu....Amortisman hesaplanmalı ama gider yazılmamalıdır...Emin olmak için mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinden bilgi alınmalıdır.(Bu fikre de diğer bir forumdaş, stajer arkadaşım ayk ile yaptığımız tartışma sonucunda vardık)...Ben ileride böyle bir durumla karşılaştığım zaman, amotismanı hesaplar matraha dahil ederim...Gerekçelerimi yukarıda çeşitli defalar ve farklı biçimlerde anlattım...Bu cevap bu başlık altına yazdığım son cevaptır...Bu tartışmaya dahil olan diğer forumdaşları rencide ettiysem, kusura bakmayın...Tartışma verimli ve faydalı bir tartışmadır.Bu düşünceye sonuna kadar katılıyorum...Kimsenin mesleki bilgi ve deneyimine laf uzatacak değilim...Bu birikimden bağımsız olarak, bakış açısı ve anlayış
farklılıklarına yönelttiğim eleştiri ise zihnimde güncelliğini aynen korumaktadır...Bana cevap yazmak isteyen arkadaşlardan ricam, bunu bu başlık altında yapmamalarıdır....özel mesaj yollarsanız sevinirim...
Tamer Başkan'a katılıyorum....Mesele kişiselleşmemeli ve benim veya başka bir forumdaşın bir anlık sinirine kurban edilmemelidir....Herkese iyi geceler, tatlı rüyalar....
 
Sayın Karakoç,

Ben dahil kimse size küfür ettiniz demedi.Fakat üslubunuzu beğenmedim cevap vermezdim derkende bu üslupla gidilmemesi için cevap vermemeyi kasdettim, oda yazımda gayet açık ama şimdi üslup daha bir bozulmuş.Bu benim fikrim tabi.Burada cevap verip vermeyeceğime siz karar veremezsiniz zira cevaplanması gereken sorularınız ve hatta suçlamalarınızda var.

Kanun koyucunun kim olduğunu sizden öğrenecek değilim.Zira hararetli tartışmanız sonucu fikrini almayı düşündüğünüz daireyi 6 sene kadar asil olarak idare etmişliğim var.Herşeye rağmen bir ricada bulunmuştum ne demiştim "benim dediğim doğruya olayı kilitlemeyelim""mesleğimiz sabit fikirli olmamayı gerektiriyor".Ama siz maşallah çok farklı yorumlar getirmiş ve konuyuda bir hayli karıştırmışsınız yine.Ve o gelmemesi gereken noktaya bağlamışsınız "şimdi amortisman ayrıyormuyuz ayırmıyormuyuz".Yani şimdi gerekirse biz hep birlikte ayırmaya karar verdik diyemi dayanak göstereceksiniz müşterinize?

Üslubunu doğru bulmadığım yazınızdan hiç alınmamıştım ama son yazılarınızdaki yakıştırmalarınızı kabul etmem mümkün değil.Diğer forumdan alıntıladığınız uzun yazı benimdir ve zaten ilk yazımda doğrudan bu yazımdanda "enf.düz.ile ilgili ayrılmış sayılan amortismanlar konusunda sorularım hep cevapsız kalmıştır" şeklinde bahsettim.Ve bu yazımda burada yazdıklarımla bir tezat teşkil etmiyor.Aksine bütünlük sağlıyor.Orada yasa maddesinin ne olduğunu ve mevcut boşluktan bahsediyor olması gereken konusunda acizane fikrimi belirtiyorum.

Kimseyi stajyer - yeni eski diye ayırmadığımı belli edecek kadar forumda yazılarım mevcut merak eden arar bakar.Özürü laf olsun diye dilemem ama karşımda kim olursa olsun gerekirse özürde diler, bildiğimi düşündüğümüde dosdoğru ve net bir biçimde-sonuna nokta gelecek biçimde yazarım.

Şimdi gelelim sonuca ben bugüne kadar duran varlık satışaları sırasında zamanında ayrılmamış amortismanları ayırmadım yasal mevzuat böyle kaldıkçada ayırmam.Şimdiye kadar hiçbir incelemede eleştiri konusuda olmadı,bundan sonra olursada yargıya kadar götürür düşürürüm diye düşünüyorum.Ama dileyen meslektaş ayırır onada olmaz böyle diye kesin tavır koymam.Zira bu noktadan sonra bu sorun onun bileceği karar vereceği bir sorundur. Sizden bu konuda ısrarlı iseniz tartışma sonucu vardığınız kararlardan ziyade bir yazılı metin beklerim.Bir mukteza, bir yargı kararı bir üstadın yorum kitabından alıntı o zaman biraz daha düşünmeye ve araştırmaya gerek duyarım.

Hep savunduğum birşeyi tekrar edeyim ben Vergi Dairesi dedi diye,Mukteza var diye hatta üstadlar böyle dedi diye düşünmeden kendi fikrine uymayan bir uygulamaya imza atan meslektaşımın hala kıvamına gelmediğini düşünürüm.

Alındığım darıldığım yok ama ya üstad diye hitap etmeyin yada tepeden bakıldığını düşünmeyin.Bu forumda yazan stajyerlede-yeni meslektaşlada aynı haklara sahip olduğumu düşünüyorum, kimseye cevap vermek zorunda olmadığım gibi kimseninde benim fikrimi kabul etmek zorunda olmadığını düşünüyorum.

Yenilerin eskileri eskilerinde yenileri beğenmemesi yada sindirme sorunu hep olmuştur bu sadece mesleğimize has bir hastalıkta değildir, hatta bu durum aşırı olmamak kaydıyla,yaşanacak bazı duyguların önce dışa vurumunu sonrada aşılmasını sağlayacak zamanla geçecek doğal bir durumdur çokda korkulacak bir yanı yoktur, ancak bunun dışa vurumundaki uslüp bozukluğu bu duyguların yoğun yaşandığını ve ileride sıkıntıların süreceğini gösterir.
 
Sayın M.Kemal...

Burada cevap verip vermeyeceğime siz karar veremezsiniz....

Kanun koyucunun kim olduğunu sizden öğrenecek değilim....

Ama siz maşallah çok farklı yorumlar getirmiş ve konuyuda bir hayli karıştırmışsınız yine

Hep savunduğum birşeyi tekrar edeyim ben Vergi Dairesi dedi diye,Mukteza var diye hatta üstadlar böyle dedi diye düşünmeden kendi fikrine uymayan bir uygulamaya imza atan meslektaşımın hala kıvamına gelmediğini düşünürüm.


Yenilerin eskileri eskilerinde yenileri beğenmemesi yada sindirme sorunu hep olmuştur bu sadece mesleğimize has bir hastalıkta değildir, hatta bu durum aşırı olmamak kaydıyla,yaşanacak bazı duyguların önce dışa vurumunu sonrada aşılmasını sağlayacak zamanla geçecek doğal bir durumdur çokda korkulacak bir yanı yoktur, ancak bunun dışa vurumundaki uslüp bozukluğu bu duyguların yoğun yaşandığını ve ileride sıkıntıların süreceğini gösterir.


Yukarıda yazınızdan bazı alıntılar yaptım....Hocam...Bir kere yazdıklarımı okumuyorsunuz...Bu mesele benim meselem değil....Ben amortismanlarımı süresi içinde ayırıyorum....Bu Murat arkadaşımızın meselesidir...Kendisi de son kararını az önce vermiş ve bunu msn de bana bildirmiştir...Amortismanı ayrılmış sayacağını söylemiştir...Dolayısıyla mesele kapanmıştır...


Burada cevap verip veremeyeceğime siz karar veremezsiniz demişsiniz...Ben bir ricada bulundum...Özel mesaj yazın diye...Varsa bir sorunu olan orada tartışalım, olmadı msn'de tartışalım istedim...Ama siz bu lafıma umursamamışsınız...Bu güzelim tartışmayı da sabote ettiniz böylelikle...Burada cevap verip veremeyeceğinize ben karar veririm....Bu başlığı kilitletirim....Burada cevap veremezsiniz bana...Ya yeni başlık açarsınız....Ya da özel mesaj yazarsınız...Beni kışkırtmayın...Sizinle her platformda istediğiniz kadar tartışırım...

Kanun koyucunun kimolduğunu sizden öğrenecek değilim demişsiniz...Ben zaten böyle bir iddiada bulunmadım...Yazımı nasıl bir ruh haliyle okudunuz siz...

Hep savunduğum birşeyi tekrar edeyim ben Vergi Dairesi dedi diye,Mukteza var diye hatta üstadlar böyle dedi diye düşünmeden kendi fikrine uymayan bir uygulamaya imza atan meslektaşımın hala kıvamına gelmediğini düşünürüm demişsiniz...Bu meslektaşınız, net bir sonuca varılamamışsa vergi dairesine sormakta fayda var dedi...Başka birşey demedi...Siz meseleyi nereye getirmişsiniz...Ben kendi fikrime uymayan bir uygulamayı fiiliyata geçirmem...Ne alakası var şimdi....Tereddütte kalınan noktalarda vergi dairesine danışmakta fayda var dedim...Yok kıvamına gelmediğini düşünürüm...Yok bilmem ne...Ne alakası var şimdi...
Nasıl davranırsam kıvama gelirim anlatın da bir öğrenelim...Gerçi anlattıklarınıza bu saatten sonra mne kadar itibar ederim o ayrı konu....Ama işte eğleniriz biraz...

Yenilerin eskileri eskilerinde yenileri beğenmemesi yada sindirme sorunu hep olmuştur bu sadece mesleğimize has bir hastalıkta değildir, hatta bu durum aşırı olmamak kaydıyla,yaşanacak bazı duyguların önce dışa vurumunu sonrada aşılmasını sağlayacak zamanla geçecek doğal bir durumdur çokda korkulacak bir yanı yoktur, ancak bunun dışa vurumundaki uslüp bozukluğu bu duyguların yoğun yaşandığını ve ileride sıkıntıların süreceğini gösterir.

Bu da sizden son alıntım....Yani Freud mezarından kalkıp gelse, şu yazdıklarınızı okusa, alnınızdan öperdi herhalde...Buralarda harcanmayın...Bir psikiyatri kliniği açın...Benim gibi "takıntılı", "sıkıntılı" insanlara bir faydanız dokunsun..."Yoğun duygulara" tercüman olun....Tahlili yapmış, teşhisinizi müthiş bir şekilde ortaya koymuşsunuz...Tedaviyi de söyleyin ki tam olsun..."Kıvama" gelirim belki...

Hocam gördüğünüz gibi bende laf çok...Bunların hepsini cebimde taşıyorum ben...Bana vereceğiniz her cevaba, karşılığını aynen veririm....Hiç üşenmem....Yanıbaşımda yapılması gereken KDV Beyannameleri var...İşi gücü bırakır size cevap veririm....Sizin de işiniz yoksa tartışalım, önemli değil...Üslup açısından, içerik açısından, uzunluk açısından ne yazarsanız yazın, bilin ki ona karşılık ben cevabımı her seferinde bir adım ötesine geçerek vereceğim...Üslubunuz düzelirse ben de düzeltirim...Üslubunuz sertleşirse ben de sertleşirim...6 sene vergi dairesi idare etmiş, üstadmış demem sertleşirim...Bilesiniz....

Saygılar sunarım efendim, muhabbetle, dostlukla
 
Arkadaşlar,

Ben tüm yorumları okumadım ama konunun neden bu kadar dallanıp budaklandığını anlayamadım.

Miurat arkadaşımız bir soru sormuş. 2005 yılında kamyonet almış. İlk yıl amortisman ayırmamışlar. (Ayırmayabilirler) Daha sonra bu kamyoneti 2006 yılında 22.000 YTL.' ye satmışlar. Kar ne kadar olur diye soruyor?

Kara yansıyacak tutar 2.000 YTL.' dir.

VUK' nun 328. maddesine göre amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar zarar hesabına geçirilir denilmekedir.

Ayrılmamış amortismanların ayrılmış kabul edilmesi Enflasyon düzeltmesine has bir özellik idi.
 
VUK 328' İN DEVAMI

Kar veya zararın hesaplanmasında amortismana tabi iktisadi kıymetin değerinde esas alacağımız ölçüt :

"Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır."
 
Sayın Forum Üyeleri,

Konuyu lütfen tartışmaya çevirmeyelim. Aksi halde konu kilitlenecektir.
 
Selamlar

Sayın Stajdaşım Karakoç

itiraf etmek gerekirse önceden uslubun beni güldürse de (gözlüğünün camı yemen ya da yememen) sonradan bu sevinç hüzne dönüştü.

burada Alomaliye forumda -eski müdavimler bilir bizde stajyer sıfatımda bir çok kereler hatta sayfalar boyu süren tartışmalara, fikir teatilerine ve beyin jimnastiğine girdik. ama herzaman birbirimizi kırmamaya ve üzmemeye çalıştık.

kaldı ki yazıştığımız yerde Vergi USUL Kanunu sayfası :)

Sayın Ekici de tecrübesinden çok faydanlandığım değerli bir büyüğüm. ki yanlız benim değil herkesin fayda gördüğü kişi. Bir ara bir yazısında beni üzmüştü ama 99 kere tecrübesinden istifade etmişim bir kere üzmesi helal olsun :D şimdi prensip olarak özel hususları genelden paylaşmam ama burası bir aile ortamı ya. arada bunları yazmaya kendime izin verebilirim.... bunu da özelden yazabilirdim ama alenen bir büyüğümüze yapılan bu davranışın üzücü olduğu da alenen bilinmeli...


Şimdi bilgiye internet çağında heryerden herzaman ulaşabiliriz. ama ya tecrübeye. kaldı ki ilmin artması tevazuyu da beraberinde getirmesi gerekmez mii.

umarım stajdaşın olarak yanlış anlaşılmam. arzu edersen msn'den devam edebiliriz.

saygıyla
 
edelim canım kardeşim.msn den devam edelim.kişi listeme ekledim.kabul etmeni bekliyorum
 
Ynt: Araç Satışında Ayrılmayan Amortismanın Durumu.....

Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
ÜÇÜNCÜ DAİRE 1984 3360 1984 1879 07/02/1984

KARAR METNİ
1- AMORTİSMAN AYRILMAYAN İKTİSADİ KIYMETLERİN SATILMASI HALİNDE AYRIL-
MASI GEREKEN AMORTİSMANLARIN SATIŞ BEDELİNE İLAVE EDİLMESİNE OLANAK
BULUNMADIĞI;
2- MATRAH FARKININ MÜKELLEF BEYANINA DAYANMASI HALİNDE KAÇAKCILIK CE-
ZASI UYGULANMAYACAĞI HK.<
Uyuşmazlık; Mükellef adına 1978 yılı için salınan gelir vergisi ile
mali denge vergisini; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 328.maddesinde;
amortiamana tabi iktisadi kıymetinin satılması halinde alınan bedel
ile bunların envanter defterlerinde kayıtlı değerleri arasındaki far-
kın kar ve zarar hesabına geçirileceği, işletme hesabı esasında defter
tutan mükelleflerin bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydede-
cekleri belirtilmiş olup bu esasa göre elde edilen satış karının vergi
ye tabi tutulacağı açık olduğundan alış ve satış tutarları arasındaki
farkın vergilendirilmemesi gerektiğine ilişkin Mükellef iddiasında isa
bet bulunmadığı, ancak satışı yapılan minübüs için amortisman ayrılma-
dığı sabit bulunduğundan alış ve satış bedelleri arasındaki farka ay-
rılması gereken amortisman miktarının eklenmesinde kanuni uyarlık bu-
lunmadığı, bu itibarla minübüsün alış ve satış bedelleri arasındaki
farktan beyan edilen miktarla mükellefin ek beyanı düşüldüğünde kalan
52.492.liranın matrah farkı olarak tespiti gerekeceği gerekçesiyle bu
miktar üzerinden tadilen tasdik ederek; işletme esasına göre defter
tutan mükellefin, taşıtın maliyetinin gider, satışınında gelir olarak
işletme defterine kaydının mümkün bulunmaması nedeniyle defterde kaydı
gözükmeyen geliri beyan edip etmemekte yanılgıya düşebileceği ve tes-
pit edilen farkın tamamen ödevli beyanına dayandığı cihetle vergi ka-
çırma kastı bulunmadığı kanaatına varıldığı gerekçesiyle kesilen kaçak
cılık cezasını kusura çeviren İtiraz Komisyonu kararının bozulması is-
teminden ibarettir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan İti
raz Komisyonu kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun
görülmüş olup davada ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozul-
masını sağlayacak durumda bulunmadığından davanın reddine karar veril-
di.




(MS/EK)
 
Ynt: Araç Satışında Ayrılmayan Amortismanın Durumu.....

bu konu ıle ılgılı ceza yıyip mahkemeye başvuran
yada mukteza alan varsa paylaşırsa sevınırım.
 
Ynt: Araç Satışında Ayrılmayan Amortismanın Durumu.....

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Usul Müdürlüğü







Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/12208 01.06.2006*4031
Konu : İşte kullanılan binek otomobilin işin terki veya iş yerinde kullanmaktan vazgeçme vb.
nedenlerle işletmeden çekilmesi halinde ne şekilde belgelendirileceği hk.






Sayın ?????.



İlgi : Tarihsiz dilekçeniz.

İlgi dilekçenizde; ??.. faaliyetinizden dolayı ???. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ????? vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, 30/12/1997 tarihinden itibaren adınıza kayıtlı olan ????. plakalı binek otomobili 01/12/2003 tarihinden itibaren işyerinizde kullanacağınızı bağlı olduğunuz vergi dairesine bildirdiğiniz, araca ait amortismanı kayıtlarınıza gider olarak intikal ettirmediğiniz, sadece binek otoya ait benzin giderlerini kayıtlarınıza intikal ettirdiğiniz belirtilerek; işin terki veya aracın iş yerinde kullanılmaması durumunda çıkışının ne şekilde yapılacağı hususunda görüşümüz sorulmaktadır.

Bilindiği üzere; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu?nun 189?ncu maddesinde; ?Üzerinden amortisman yapılan kıymetler ve bunların amortismanları aşağıda yazılı şekillerden herhangi biri ile gösterilir:

1-Envanter defterlerinin ayrı bir yerinde;

2-Özel bir amortisman defterinde;

3-Amortisman listelerinde;

Amortisman kayıtları, amortismana başlandığı tarihten itibaren her yılın amortismanı ayrı ayrı gösterilmek şartıyla birbirine bağlanır. İşletmeye yeniden giren iktisadi kıymetlerle bunların amortismanlarının evvelki yıllara ait kayıtlarda devam ettirilmesi caizdir.

Amortisman defteri veya listelerinin kayıtları envanter kaydı hükmündedir. Yukarıdaki esaslara göre kayıtlarda gösterilen iktisadi kıymetlere ait değerler envanter defterine toplu olarak geçirilebilir.? hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanunun ?Amortisman Kayıtları? başlıklı 211?nci maddesinde ise, ?Serbest meslek erbabı, işlerinde bir yıldan fazla kullandıkları ve amortismana tabi tuttukları tesisat ve demirbaş eşyanın kıymetleri ile amortismanlarını 189?ncu maddede yazılı şekilde tutulan ?Amortisman kayıtlarında gösterirler.? hükmü bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu?nun 320?nci maddesinde, ??Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir.

Amortismanın her hangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz.? ifadesine yer verildikten sonra ?Amortismana tabi malların satılması? başlıklı 328?nci maddesinde; ?Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kâr ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.

Amortisman ayrılmış, olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır?? hükmüne yer verilmiştir.

Vergi Usul Kanunu?nun 236 ve müteakip maddesinde, serbest meslek erbabının mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşterinin de makbuzu istemek ve almak mecburiyetinde olduğu, hükme bağlanmıştır.

Buna göre; işinizde kullandığınız binek otomobilinizin, işin terki veya iş yerinde kullanmaktan vazgeçme vb. nedenlerle işletmeden çekişi kendi adınıza serbest meslek makbuzu düzenlemek suretiyle belgelendirilecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
Üst