Bilindiği üzere nakdî bağış ve yardımlar KDV’nin konusuna girmemekte; aynî bağışlar ise, teslim hükmünde olduğundan KDV’nin konusuna girmektedir. 3065 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; maddenin 1. fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifasının (bağış ve yardımların) KDV’den müstesna olduğu hükmü yer almaktadır. İstisna kapsamında mal teslim edilecek veya hizmet ifa edilecek kurum ve kuruluşlar şunlardır.
- Genel ve özel bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler ve bunların teşkil ettikleri birlikler,
- Üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar,
- Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
- Siyasi partiler ve sendikalar,
- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
- Kamu menfaatine yararlı dernekler,
- Tarımsal amaçlı kooperatifler,
- Bakanlar Kurulu’nca vergi muafiyeti tanınan vakıflar.
Yukarıdaki kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV’den müstesnadır. Ayrıca yukarıda belirtilen kuruluşların yurtdışından bedelsiz olarak ithal edecekleri mallar da KDV’ye tabi olmayacaktır.
Görüleceği üzere KDV yönünden bağışta bir üst sınır yoktur. Bağış yapılabilecek kurum sayısı da KVK’ya göre daha fazladır.
Öte yandan 17. maddeye (ve aynı zamanda KVK’nın 10. maddesine) uygun olarak bağış ve yardım yapan mükellefler, 3065 sayılı Kanun’un 30/a maddesi uyarınca, söz konusu bedelsiz teslim ve ifalar nedeniyle yüklendikleri KDV’leri indirim konusu yapamayacaktır[8]. Yüklenilip de indirim konusu yapılamayan bu KDV’ler, aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca, gider ya da maliyet olarak dikkate alınabilecektir. Bu nedenle daha önceki dönemlerde indirim konusu yapılan KDV’lerin bağışın yapıldığı dönem KDV beyannamesinin 30 no.lu “ilave edilecek KDV” satırına yazılarak iptal edilmesi ve bu şekilde düzeltilen indirim KDV’sinin, bağışın maliyetine ikmal edilerek (yasal sınırlar dâhilinde) kurum kazancından tenzili gerekmektedir. Bu durumda bağışa ilişkin fatura, KDV gösterilmeksizin maliyet bedeli üzerinden tanzim edilmelidir. Faturaya, teslimin bağış şeklinde gerçekleştiği ve 3065 sayılı Kanun’un 17. maddesi uyarınca KDV hesaplanmadığı şerhi düşülmesinde fayda vardır. Özetle; yıllık beyanname üzerinde “kanuni had ve oranlara” göre yer alacak bağış ve yardım tutarının hesabında yüklenilen KDV’ler de dikkate alınacaktır.
3065 sayılı Kanun’da bağış yapılacak kurum ve kuruluş daha fazla olmakla birlikte; KDV Kanunu’nda zikredilen kuruluşun Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ya da özel kanununda belirtilmemiş olması imkân dâhilindedir. Örneğin bir siyasi partiye veya sendikaya yapılacak aynî bağış nedeniyle KDV hesaplanmayacak ve dolayısıyla bağışlanacak mal nedeniyle ödenen KDV de indirim konusu edilemeyecektir. Bununla birlikte 5520 sayılı KVK’nın 10. maddesinde sendikalar ve siyasi partiler sayılmadığından; bunlara bağışlanacak kıymetlerin emsal bedeli hâsılat yazılacaktır. Bu durumda indirimi reddedilen KDV ise, gider ya da maliyet olarak dikkate alınabilecektir. Zira söz konusu KDV’nin ait olduğu ana gider (satılan ticari mallar maliyeti gibi) kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmaktadır.
Hem KDV hem de KVK kapsamına girmeyen bağış ve yardımlarda ise; emsal bedel üzerinden hâsılat kaydı yapılacak ve ayrıca bu emsal bedel üzerinden KDV hesaplanacaktır. Söz konusu bağışlar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin de indirim konusu yapılacağı tabiidir.
ÖRNEK 1: Bir inşaat şirketi, yoksul öğrencilerin barınmalarını sağlamak amacıyla inşaasına devam ettiği binayı bir öğrenci derneğine bağışlayacaktır. Bağış yapılacak dernek kamuya yararlı bir dernek değildir.
Buna göre söz konusu bağış işlemi, hem KVK’nın 10. hem de KDVK’nın 17. maddeleri kapsamına girmediğinden, “işletme sahibi tarafından özel amaçla çekiş” hüviyeti kazanmaktadır. Diğer bir anlatımla örneğimizdeki bağış işlemi, 193 sayılı GVK’nın 41/1 ve 3065 sayılı KDVK’nın 3/a maddeleri kapsamında “emsal bedel” üzerinden satış işlemine tabi tutulacaktır. Bu bağlamda bağışı KDV’ye ve KVK’ya tabi olan bu binanın meydana getirilmesiyle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımları sırasında ödenen KDV’ler indirim konusu yapılabilecektir.
ÖRNEK 2: (ZB) A.Ş., Mart 2009’da satın aldığı 5.000,00 TL değerindeki 5 adet bilgisayarı Kasım 2009’da kamuya yararlı bir derneğe bağışlamıştır(Kurum bilgisayar alım satımı ile iştigal etmektedir).
––––––––––––––––––––Mart 2009 ––––––––––––––––––––
153 TİCARİ MALLAR 5.000
191 İNDİRİLECEK KDV 900
100 KASA 5.900
––––––––––––––––––––––…/…––––––––––––––––––––––
770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 5.900
02. Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
10. Bağışlar
153 TİCARİ MALLAR 5.000
391 HESAPLANAN KDV 900
(Daha Önce İndirilen KDV’nin Düzeltilmesi)
––––––––––––––––––––––…/…––––––––––––––––––––––
Yukarıda belirtilen bilgisayarların aynı ay içinde bağışlandığı veya bağışlanmak üzere satın alındığını varsayarsak muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır.
––––––––––––––––––––.../... ––––––––––––––––––––
770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 5.900
02. Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
10. Bağışlar
100 KASA 5.900
––––––––––––––––––––––…/…––––––––––––––––––––––
Öte yandan KDV dâhil bağış tutarı, kanunen kabul edilmeyen gider sıfatıyla ticari bilanço karına ilave edilecek ve [Ticari bilanço karı-(iştirak kazançları istisnası+geçmiş yıl zararları)] tutarının %5’iyle sınırlı olmak üzere yıllık beyanname üzerinde (beyan edilen kazançla sınırlı olmak üzere) ayrıca indirim konusu yapılacaktır.
ÖRNEK 3: (ZB) Ltd. Şti., Ocak 2009’da KDV hariç 10.000 TL’ye aldığı ticari emtiasını Mart 2009’da bir siyasi partiye bağışlamıştır. Emtianın işletmedeki ortalama satış fiyatı KDV hariç 12.000 TL’dir.
––––––––––––––––––––Ocak 2009 ––––––––––––––––––––
153 TİCARİ MALLAR 10.000
191 İNDİRİLECEK KDV 1.800100
KASA 11.800
––––––––––––––––––––––…/…––––––––––––––––––––––
131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 12.000
770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 1.8000
4. Çeşitli Giderler
10. Bağışlar
600 YURT İÇİ SATIŞLAR 12.000
391 HESAPLANAN KDV 1.800
––––––––––––––––––––––…/…––––––––––––––––––––––
621 SATILAN TİCARİ M. MALİYETİ 10.000
153 TİCARİ MALLAR 10.000
––––––––––––––––––––––…/…––––––––––––––––––––––
Buna göre mükellef kurum, söz konusu bağış (işletmeden çekiş) işlemi nedeniyle 200 TL tutarında vergiye tabi kazanç (safi kazanç) elde etmiş olmaktadır.
SONUÇ
Vergi hukuku açısından, bağış ve yardımlar servet transferi niteliğindedir. Belirli koşullarla belirli amaçlara veya kuruluşlara yapılan bağış ve yardımlar yıllık gelirden indirilmek suretiyle vergi dışı bırakılmaktadır. Gerek GVK’da gerekse KVK’da bağış ve yardımlar vergi dışı tutularak; vergi mekanizmasının dolaylı yoldan mali ve sosyal amaçların gerçekleştirilmesinde kullanılması yöntemi benimsenmiştir. Bu bağlamda 5520 sayılı KVK’nın 10. maddesinde de kurumların beyanname üzerinde indirim konusu yapabilecekleri bağış ve yardımlar düzenlenmiştir. Bağış ve yardımların uygulanması için beyannamede gösterilme koşulu arandığından; bunlardan daha önce gider yazılmış olanların ticari kara eklenmesi ve indirilecek tutarlarının hesaplanarak beyannamede matrahtan indirilmesi gerekmektedir.
Kaynak:Zübeyir BAKMAZ
Vergi Denetmeni