Ynt: döviz cinsinden alınan siparis avansları hk
Devamı:
Yılmaz ÖZBALCI Oluş Sirküler IV / 50
Yabancı para cinsinden alınan ve verilen avansların, diğer borç ve alacaklar gibi işleme tabi tutulması gerekir.
Sema KÜÇÜK Yaklaşım Eylül 2000
Avans alacak veya borcu, diğer finansal alacak veya borçtan farksızdır.
Mehmet CANPOLAT Vergi Dünyası Temmuz 2000
Avans, mal veya hizmet verme edimini içeren bir akit ile ilgili bulunduğu sürece ve akit bozulmadıkça "para borcu değildir? bu nedenle kur değerlemesine tabi tutulmaz. Akit bozulursa para borcuna dönüşür ve kur değerlemesini ancak o zaman gerektirir.
Bunlara ilave olarak ;
Vergi Dünyası dergisinin 222 sayısında bir soruya cevaben, avansların para alacağı olmadığı, dönem sonlarında kur değerlemesine tabi tutulamayacağı, avansa konu mal teslim veya hizmet ifa edildiğinde ortaya çıkacak olan kur farkının gelir veya gider yazılacağı ifade edilmiştir.
Yine Vergi Dünyası dergisinin 229 uncu sayısındaki soru-cevapta, aynı görüş tekrarlanmakla beraber, aksi görüşlerin bulunduğu, hatta Maliye Bakanlığı?nın da avansların kur değerlemesine tabi olduğu yolunda görüşü bulunduğu, dönem sonundaki bu değerleme soruncu ortaya çıkan farkın gelir veya gider yazılacağı belirtilmiştir.
İstanbul YMM Odası yayını olan Mali Mevzuat Platformu?nun Mayıs 1998 sayısında ise, dövizle yapılması mutad işlemlerde avansların dönem sonlarında kur değerlemesine tabi olacağı, fakat bulunan kur farkının gelir veya gider yazılmayarak, gelecek dönem gider veya gelir tahakkukları arasında yer alacağı şeklinde fikir beyan edilmiştir.
Ankara YMM Odası Mevzuatı İzleme Komisyonu?nun 3.4.2001 tarih ve 2.2 no.lu Kararında sipariş avanslarının özel niteliği bulunduğu, bunların mukayyet değeri ile değerlenmesi gerektiği, kur değerlemesi yapıldığında ise, ortaya çıkan kur farklarının siparişe konu malın maliyeti veya hasılatı ile mahsuplanması icabettiği belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi yazarlar arasında da görüş birliği yoktur. Ancak sipariş avanslarında kur değerlemesi yapılmaması veya yapılmışsa ortaya çıkan kur farklarının ilgili işlemin bedeli veya maliyeti ile ilgilendirilmesi görüşü ağır basmaya başlamıştır.
2.5. Bizim Görüşümüz :
Bizim konu hakkındaki görüşümüz şöyle özetlenebilir :
Verilen veya alınan sipariş avansları, para alacağını veya para borcunu ifade etmez. Bunlar, ileride teslim alınacak veya teslim olunacak mallara veya hizmetlere ait bedellerin tamamını veya bu bedellerin bir bölümünü temsil eder.
Nitekim Tek Düzen Hesap Planında, verilen ve alınan sipariş avansları, alacak ve borç kalemleri içinde mütalaa edilmemiş, bunlara özel ana hesaplar açılmıştır. Verilen sipariş avanslarının ?15 STOKLAR? grubundaki 159 no.lu hesapta izleniyor olması, bu avanslara alacak veya borç gözüyle değil, alınacak veya satılacak mal veya hizmet gözüyle bakıldığını göstermektedir.
Tek Düzen Hesap Planında sipariş avansları için açılmış hesaplar şunlardır :
159 VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI
179 TAŞERONLARA VERİLEN AVANSLAR
259 VERİLEN AVANSLAR
269 VERİLEN AVANSLAR
279 VERİLEN AVANSLAR
340 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI
440 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI
VUK nun 280 inci maddesindeki ?senetli veya senetsiz alacaklar veya borçlar? tabiri ile para alacağı veya borcu kasdedildiği için, döviz cinsinden verilen veya alınan avansların bu madde uyarınca kur değerlemesine tabi tutulması söz konusu olamaz.
Avanslar, Vergi Usul Kanunu?nun 269-288 inci maddelerinde değerleme ölçüleri belirtilmiş aktif ve pasif kalemlerden hiçbirine uymadığı için, aynı Kanun?un 289 uncu maddesine göre ?mukayyet değeri? ile değerlenmelidir.
Yani bize göre avanslar döviz olarak alınıp verilmiş olsalar ve bedeli döviz olarak belirlenmiş mal veya hizmetle ilgili olsalar dahî, kayıtlı değerleri ile değerlenirler ve böylelikle dönem sonlarında değerleme farkı (kur farkı) doğurmazlar.
Şayet avanslar herhangi bir nedenle dönem sonlarında kur değerlemesine tabi tutulursa, ortaya çıkan kur farkları gelir veya gider yazılamaz. Bu farklar, alınan siparişe konu mal veya hizmetten sağlanacak hasılat ile veya verilen siparişe konu mal veya hizmetin maliyeti ile ilgilendirilmek üzere geçici bir hesaba kaydedilir. Böyle bir değerleme ve kayıt, sadece değerleme günü itibariyle çıkarılan bilançonun görünümünü etkiler, gelir tablosunu etkilemez ve vergisel sonuç doğurmaz.
Avansın bu şekilde kur değerlemesine tabi tutulduğu hallerde, avansı alanın aleyhine doğan kur farkı, faturalama aşamasında, yeni kur üzerinden oluşan hasılata uygulanan iskonto niteliğini taşıyacak, dolayısıyle KDV matrahı iskonto sonrası tutar olacaktır. (KDVK Md.25 ve 26)
Ancak, mal veya hizmetin fiyatı döviz olarak belirlenmiş olmakla beraber, bedelin tahsil olunan meblağların toplamından oluşacağı kararlaştırılmış ise, TL. bazlı bir işlem yapılmış ve bu TL. kura endekslenmiş demektir. Böyle bir işlemde, avans olarak, mal tesliminde veya daha sonra yapılan ödemeler, ödeme günündeki TL. miktarı üzerinde donuklaşacağı için kur değerlemesine konu olamaz. Bu nitelikteki bir işlemde KDV matrahı bedele yönelik olarak yapılan ödemelerin TL tutarlarının toplamıdır. (Kur farlarının KDV karşısındaki durumu hakkındaki detaylı açıklamalarımız, YAKLAŞIM dergisinin, Nisan 2001 sayısında yer almaktadır.)
Avansa konu mal veya hizmetten (siparişten) vazgeçildiği takdirde avans, para alacağı veya borcu haline gelir ve avans dövizli ise, dövizli alacak veya borç olarak kur değerlemelerine konu olur, hesaplanan kur farkları ise gelir veya gider kaydedilir.
ÖRNEK :
Bedeli 100.000 $ + KDV olarak belirlenmiş ve sipariş üzerine imal olunan bir makine için 5 Eylül 2000 günü 25.000 $ avans verilmiştir. Makine 14 Mart 2001 günü teslim olunmuş, bakiye 75.000 $ ve KDV aynı gün tahsil edilmiştir.
Siparişi alanın kayıtları :
___________________________ 15.9.2000 ______________________________
102 BANKALAR 16.299.950.000
(25.000 $ x 651.998)
340 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 16.299.950.000
Sipariş avansının alınması
___________________________ 31.12.2000 ____________________________
182 YAPILACAK İSKONTOLAR 494.175.000
340 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 494.175.000
(671.765 ? 651.998) x 25.000$
Avansın yıl sonu kur değerlemesi
_______________________________/__________________________________
Not : Sipariş avansının kur farkını kayıt için Tek Düzen Hesap Planında açılmış bir
hesap yoktur. Boş olan 182 no.lu hesap, örneğimizdeki mükellef tarafından açılmıştır.
___________________________ 14.3.2001 _____________________________
182 YAPILACAK İSKONTOLAR 6.743.850.000
(941.519 ? 671.765) x 25.000
340 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 6.743.850.000
Avansın son kur değerlemesi
___________________________ 14.3.2001 _____________________________
102 BANKALAR 85.389.283.750
(75.000 $ x 941.519) + 14.775.358.750
611 SATIŞ İSKONTOLARI 7.238.025.000
(494.175.000 + 6.743.850.000)
340 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 23.537.975.000
(16.299.950.000 + 494.175.000 + 6.743.850.000)
182 YAPILACAK İSKONTOLAR 7.238.025.000
600 YURT İÇİ SATIŞLAR 94.151.900.000
(100.000 $ x 941.519)
391 HESAPLANAN KDV 14.775.358.750
(94.151.900.000 ? 7.238.025.000) x 0,17
________________________________ / ________________________________
Siparişi verenin kayıtları :
Siparişi veren, yukarıdakine paralel kayıtlar yapacaktır. Avansı, 259 no.lu VERİLEN AVANSLAR hesabına, avansın değerlemesinden doğan kur farkını 382 ELDE EDİLECEK İSKONTOLAR hesabına kaydedebilir. Sipariş konusu makinenin amortismana esas teşkil edecek maliyeti iskonto sonrası KDV hariç meblağ (aynı zamanda KDV matrahı) olan (94.151.900.000 ? 7.238.025.000 =) 86.913.875.000 TL. dır. (94.151.900.000 liranın amortisman bazı olarak hesaplanıp, 7.238.025.000 liranın gelir yazılması alternatifi bize göre söz konusu olamaz.)
Bu örneğimizde, avans verilmesi nedeniyle alıcı lehine oluşan kur farkını iskonto olarak nitelememizin ve KDV matrahı dışında tutmamızın bir dayanağı da, ERKEN ÖDEME İSKONTOLARININ KDV'?e TABİ OLMADIĞI yönündeki muktezalar ve Danıştay kararlarıdır.
Taraflar isterlerse, 25.000 $ lık avans için kur değerlemesi yapmayarak, aynı meblağı şu şekilde bulabilirler 16.299.950.000 + (75.000 $ x 941.519) = 86.913.875.000 TL.
Sayın Bülent ÜSTÜNEL, ?Mali Tablolar? isimli kitabının 235 inci sahifesinde konuyu peşin ödemeli ithalatlar açısından irdelemiş ve yukarıda ifade ettiğimiz görüşlerimize paralel olan şu hususları belirtmiştir :
?Peşin ithalatta mal bedelinin tümü ödenerek bu hesaba borç yazılır. Aslında ödenen malın bedelidir. Dolayısıyla ithal edilecek mal, ödeme tarihindeki kur üzerinden işletmeye mal olmuştur.
Bilanço günü itibariyle henüz malın fiili ithalatı gerçekleşmemişse, bu sipariş avansı hesabındaki mal bedelinin bir alacak gibi değerlendirilerek mal bedelinin revize edilmesine gerek yoktur.
Aksi halde, satın alınan bir mal henüz işletmeye girmeden buna ödenen para yüzünden sebepsiz bir gelir yaratılmış olur. Bedelin erken ödenerek malın ucuza temin edilmiş olmasından dolayı muhakkak ki işletmenin bir avantajı olmuştur. Ancak bu safhada, henüz elde edilmiş bir kâr yoktur.
Bu açıklamalarımıza rağmen, yine de bir kur değerlemesi yapılacak olursa fark; gelir yazılmayıp, maliyet düşürücü bir unsur olarak 159 no.lu hesabın bünyesinde (-) bir kalem olarak kayda alınmalıdır.
Bu hususu, satın alınan malın işletmeye girinceye kadar katlanılan finansman giderlerinin maliyet unsuru sayılması esası ile karıştırmamak gerekir. Maliyete eklenecek kur farkları dövizli borçların değerlendirilmesinden kaynaklanan bir gider unsurudur. Yani, mal bedeli henüz hiç ödenmemişse, örneğin; mal mukabili bir ithalat yapılmış, ya da kredili akreditif açtırılmışsa, dövizli mal bedeli borçlarından dolayı hesaplanacak kur farklarının ithal edilen malın maliyetine dahil edileceği kuşkusuzdur.?