fonradar

Döviz Cinsinden Alınan ve Verilen Depozitoların Değerlenmesi

Osman Evren

Katkı Sunan Üye
Üyelik
11 Nis 2009
Mesajlar
158
Değerli Büyüklerim

Döviz cinsinden Alınan ve Verilen Depozito ve Teminatlar değerlemeye tabi tutulacak mıdır?

Araştırdığım kadarıyla alınan tutulacak fakat verilen depozitolar tutulmayacaktı bilgisine ulaştım doğru mudur?

Saygılarımla
 
Ynt: Döviz Cinsinden Alınan ve Verilen Depozitoların Değerlenmesi

AVANSLAR HANGİ HALLERDE DEĞERLENMELİDİR:



Avansların değerlenmesi konusunda vergi idaresinin, SPK? nın ve yargı organlarının

yaklaşımlarına kısaca değinilmiştir. Bu konudaki en radikal yaklaşım vergi idaresinin yaklaşımıdır. Tartışılması gerekende vergi idaresinin konuya yaklaşımıdır. Bu yaklaşımı basit bir örnek üzerinden tartışacak olursak; 2007 yılının Kasım ayında 100.000 ? sermaye ile kurulan bir şirketin ortaklarının sermaye paylarının tamamını peşin olarak ödediğini ve sermaye tutarının tamamının da makine alımı için yurtdışına avans olarak verildiğini kabul edelim. 31.12.2007 tarihinde avansın değerlenmesi neticesinde kambiyo karı oluşması durumunda şirket hiçbir ticari faaliyette bulunmadan, üstelik borçlanmak suretiyle vergi ödemek durumunda kalacaktır. Böyle bir durum nasıl izah edilebilir.

Vergi idaresinin görüşüne göre alınan avansların örtülü sermayenin hesaplanmasında dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda firma tarafından alınan peşin ihracat bedeli öz sermayenin üç katını aşıyor ise aşan kısma isabet eden aleyhte kur farkı örtülü sermaye ile ilgili yasal düzenleme gereğince gider olarak kaydedilemeyecektir.(KVK. Md.11/b) Vergi idaresinin bu güne kadar verdiği özelgelere göre ise alınan avansın değerlenmesi ve değerleme neticesinde ortaya çıkan kur farkının gelir veya gider olarak kayda alınması gerekmektedir. Bu durumda mükellefler döviz cinsinde alınan avanslarını değerlemeye tabi tutmazlarsa değerlemeye tabi tutmadıkları için; değerlemeye tabi tutarlarsa ve oluşan kur farkını gider olarak kaydederlerse de öz sermayenin üç katını aşan tutara isabet eden kur farkını gider yazdıkları için cezalı tarhiyata muhatap olabileceklerdir.

Yukarıda verdiğimiz iki örnek vergi idaresinin bu konudaki uygulamasının neden tartışılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Peki çözüm ne olmalıdır?

Bedeli döviz olarak veya dövize endeksli olarak ödenmek üzere alınan emtianın işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farkı ve faizlerin emtianın maliyetine eklenmesi zorunludur. Daha sonra oluşan kur farkı ve faizlerin ise maliyete eklenmesi veya gider yazılması mümkündür. (VUK Genel Tebliği 238) Kurların düşmesi halinde maliyetin düşürüleceği tabidir.

Bedeli döviz olarak ödenmek üzere yurtdışından veya yurtiçinden sabit kıymet alınması halinde bu alışlara ilişkin olarak sabit kıymetin alındığı yılın sonuna kadar ortaya çıkan kur farkı ve faizin sabit kıymetin maliyetine eklenmesi zorunludur. Hesap dönemi sonunda V.U.K. 280 ve 285. maddeleri gereğince sabit kıymet alımı ile ilgili kredilerin yapılan kur değerlemesi ve faiz tahakkuku sonucunda ortaya çıkan kur farkı ve faizin de maliyet ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Sabit kıymetin alındığı yıldan sonra ortaya çıkan kur farkı ve faizin ise gider yazılması veya sabit kıymetin maliyetine intikal ettirilmesi mükelleflerin seçimine bırakılmıştır. (163 nolu VUK Genel Tebliği) Diğer yandan sabit kıymet alımında sabit kıymetin aktife alındığı dönemin sonuna kadar oluşan lehte kur farklarının da sabit kıymet maliyetinden düşülmesi gerekmektedir. (334 nolu V.U.K.Genel Tebliği)



Döviz cinsinden alınan veya verilen avansların değerlenmesinde SPK? nın yaklaşımı

makul gözükmektedir. Yani alınan veya verilen avans belli miktarda bir malı veya duran varlığı ifade ediyor ise değerleme yapılmaması, belli miktarda malı veya duran varlığı temsil etmiyorsa değerleme yapılması doğru olacaktır. Diğer yandan avans işlemine bağlı siparişin iptali veya sipariş gerçekleşmemiş olması veya gerçekleşebilir olmaması durumlarında avansın borç veya alacağa dönüşmesi nedeniyle değerlenmesi ve kur farklarının da gelir veya gider olarak kayda alınması gerekmektedir.



VII) SONUÇ:



Döviz cinsinde alınan veya verilen avansların değerlenmesi ile ilgili hususlara kısaca

yer verilmeye çalışılmıştır. Konu hala tartışmaya açıktır. Vergi idaresinin bu konudaki tartışmaları ortadan kaldıracak bir düzenleme yapmasına ihtiyaç vardır. Yapılacak düzenlemenin de yazımızda değinmeye çalıştığımız çelişkileri ortadan kaldırması ve mükelleflerin mağduriyetine yol açmaması gerekmektedir.

ymm hüseyin öncünün yazısı

gerisi sana kalmış arkadaşım
 
Ynt: Döviz Cinsinden Alınan ve Verilen Depozitoların Değerlenmesi

Bende aynısını okumuştum :)

Karar veremedım açıkçası
 
Üst